Merhaba arkadaşlar. Hazır ben hariç herkes tatile girmişken sizin için şöyle güzel bir kitap incelemesi yapayım dedim. Belki tatilde kitap okumayı düşünen ama bir türlü seçemeyen arkadaşlar vardır.
Bugünkü kitap benim geçen sene aldığım halde yeni okuyabildiğim ve gene keşke daha önce okusaydım dediğim bir kitap. Caroline Eriksson gerçekten de işini bilen bir yazar. Kitapta psikolojik şiddeti çok güzel bir şekilde bize gösteriyor.
Hadi biraz kitabı tanıyalım.
Yayınevi: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 296
Yazarın Diğer Kitapları: Gözcü
Konusu: Greta, Alex ve kızı Smilla kafa dinlemek için gittikleri tatil sırasında kaldıkları yerin yakınındaki adaya giderler. Alex ve Smilla oyun oynamaya giderken Greta teknede kaldı. Saatler geçtiği halde Alex ve Smilla geri dönmedi. Nereye kaybolmuşlardı? Başlarına bir şey mi gelmişti?
Benim yorumum…
Arkadaşlar taa kitabın başından beri bu ailede tuhaf bir şeyler olduğunu hissediyordum. Misal Smilla Greta’nın suratına bile bakmıyordu. Başta nedeni her küçük kız gibi babasını çok sevmesi olduğunu düşünmüştüm ama neden çok farklıymış.
Yazar psikolojik gerilim türünün hakkını sonuna kadar vermiş bence. Okuyucuya şiddetin sadece fiziksel bir şekilde olmadığını çok güzel gösteriyor. Özellikle de son yıllarda kadınlara uygulana psikolojik şiddeti çok güzel vurgulamış. Bu kitabı okuyan erkek arkadaşlar belki bu şekilde az da olsa bizim yaşadıklarımızı anlayabilir. Yanlış anlamayın size bir şey demiyorum sadece kadınlar ile erkeklere uygulanan şiddetin farkını anlamanızı istiyorum.
Neyse kitaba dönelim. Greta’nın biraz sorunlu bir tip olduğunu başından beri anlıyorsunuz zaten. Sürekli yaptıklarını sorguluyor. Gerçek olup olmadığını bir türlü anlayamıyor. Gerçeklik ile hayal dünyası arasındaki ince çizgide duruyor. Anlamadığım bir sebepten dolayı sürekli babasından bahsedip duruyordu. Nedenini öğrendik ilerleyen zamanda ama size söylemeyeceğim. NO SPOILER!
Alex’i de sevemedim. Fazla mükemmeliyetçi. Kendimde az da olsa öyle olduğum için öyle insanları pek sevemiyorum.
Kitabın gidişatı ara ara hızlansa ve yavaşlasa da insanı o kadar rahatsız etmiyor. Belki de bana öyle gelmiştir emin değilim ama bazen ne ara buraya geldik? Ne ara konu buraya geldi gibi durumlara düştüm. Belki de o sırada tüm dikkatimi kitaba verememişimdir. O yüzden olmuş olabilir. Sonuçta sınav haftam. Kafam bazen onlara gidiyor.
Spoiler vermeden en fazla bu kadar anlatabiliyorum. Eğer psikolojik gerilim tarzı seviyorsanız kesinlikle kaçırmayın derim. Bence harika bir kitap.
Eğer bu tarz kitapları seviyorsanız aynı yayınevinden çıkmış olan Penceredeki Kadın’a da bayılacaksınız.
Bu yazıya basarak Penceredeki Kadın kitap incelemesini okuyabilirsiniz.
Başka bir yazıds görüşmek üzere.