Evet arkadaşlar sizlere bu yazımda pek bilinmeyen ama benim en sevdiğim oyun olan, söz konusu o oldumu aşık ergene döndüğüm, konusunun harika olduğu, hikayesinin sizi komple kapladığı, gerilim ve aksiyon türündeki bu harika oyunu tanıtacağım.

Konusu: Alan Wake bir yazardır ama harika bir yazardır. Yazdığı kitap serileri ,çıktığı her sene en çok satanlarda birinciliği kimseye kaptırmamıştır lakin bir sene boyunca yazarımıza ilham gelmemektir. Karısı ile küçük bir kaçamak yapıp Bright Falls adındaki Washington‘da bulunan küçük nezih herkesin birbirini tanıdığı bir kasabaya tatile gelirler.

Buradan öteye konusu ile ilgili bir şey anlatmak istemiyorum çünkü oyun kasabaya geldikleri andan itibaren muazzam bir gizem örtüsü ile kaplanıyor ve oyunun her bölümünde bu gizemi yavaş yavaş siz ortaya çıkarıyorsunuz. Bu noktadan sonra biraz daha detay verirsem sizi o muazzam gizemden mahrum bırakmış olurum bu yüzden daha fazla detaya girmiyorum.

“Bu abimiz Ikka Villi Alan Wake’e sesi ve yüzü ile hayat veren abimiz”

Oyunun İşleyişi: Oyun başladıktan sonra sizi içerisine öyle bir alıyor ki alan değil de sanki siz yaşıyorsunuz. Tüm o macera ve oyun tam bir dizi tadı ile ilerliyor. Sanki oyun oynamıyorsunuz da dizi izliyormuş hissine kapıla bilirsiniz. Oyunun ilerleyen safhalarında, yarı açık dünyaya sahip oyunumuz da düşmanlar elbette var. Karanlığın uşakları bu düşmanlara önce ışık tutarak üzerindeki karanlık korumasını kaldırıp daha sonra silahla ver yansın yapıyorsunuz (bunları söylüyorum oyun başlar başlamaz anlatılıyor o yüzden oyun içerisindeki gizemden bir şey eksilmiyor yani). Oyunumuz TPS yani Third Person Shooter 3. şahış nişancı gerilim tarzı bir oyundur. Yani aslında tanıtım amacı ile yazılan bir yazı için pek detay veremiyorum. Dikkatinizi çekerim veremiyorum çünkü verirsem oyunun tüm büyüsünü bozmuş olacağım. Muazzam bir gizem, harika bir işleyiş, sizi iliklerinize kadar gerecek süper bir atmosfere sahip olmasını söylemek ile yetineceğim.

“Bu oyunda ışığı gördüğünüze daha önce hiç bir şeye sevinmediğiniz kadar sevineceksiniz”

Biraz da oyunun müziklerine değinmek istiyorum. Özellikle müziklerine değiniyorum çünkü oyunun müzikleri harika. Poest Of The Fall oyun içinde Old Gods Of Asgard olarak geçen müzik grubu tarafından yapılmış ve tek gelime ile muazzam bir iş koymuş grup ortaya. Oyunu bitirdikten sonra bile tekrar tekrar dinleyeceğiniz şarklılar mevcuttur. Oyun içinde de çalan ve benim en sevdiğim şarkısını da şöyle bırakıyorum.

“3.dakidan sonrasını boş verin”

Oynayın!! Yani oynamadıysanız mutlaka oynayın. Hatta ben gidip bir 100.kez tekrar oynayacağım.

Son Olarak ;

Buradan tüm yetkililere sesleniyorum. Şu oyunun Allah rızası için ikincisini çıkarın artık. Beklemekten ciğerim soldu be! Gözümde yaş kalmadı! Çıkarın lütfen.

İSYAAAAAAAAANNNNNNNN