Öncelikle selamlar, okulların başlamasıyla animelere ara veren anime hayranları sizler de hoş geldiniz. Koskoca bir sezonu daha bitirdik ve artık havaların sıkıcı hale geldiği sonbahar ayına giriş yaptık. Sezonu kapatmadan önce elimdeki animleri değerlendirdim ve sizlere 2021 Yaz sezonunun en iyi animesini tanıtmak istiyorum(bence en iyisi). İşte karşınızda The Aquatope on White Sand!

The Aquatope on White Sand, aslında kendi halinde ilerleyen basit bir hayatı nostaljiyle anlatan, kaybettiği duyguları tekrardan keşfetmek için beklenmedik bir şekilde yola çıkan Fuuka Miyazawa karakterinin macerasını bizlere anlatıyor.


UYARI: YAZIYA DEVAM ETMEDEN ÖNCE YAYINLANMAYA HALA DEVAM EDEN BU ANİMEDEN SPOILER’LAR YER ALMAKTADIR. O YÜZDEN OKURKEN DİKKAT ETMENİZ ÖNERİLİR!

Kendi hayatlarımıza baktığımızda çoğumuz bir hayalin peşinden koşarız. Sadece onu arzulayarak yaşar ve onun için her şeyi yaparız. Bu yolda bazen düşeriz, bazense kendimizden şüphe duyarız… Ama bunların hepsi bu yolun üzerindeki ufak çakıl taşlarından yalnızca birkaç tanesidir. Asıl bu yolda bizi en zorlayacak olan şey: Hayalinizin bir gün bırakmanız gerektiğini öğrenmektir.
 İşte The Aquatope on White Sand, bizlere hem hayalimiz için verdiğimiz savaşı hem de verdiğimiz savaşın bir sonu olduğunu sevimli bir yolla anlatarak sezonun en iyileri arasına girmeyi başarıyor.

Gelin dilerseniz yazıma devam etmeden önce herkesin olaylardan az da olsa bilgisi olması için animenin konusu üzerinden biraz geçelim ve tanıyalım…

The Aquatope on White Sand Animesinin Konusu


Gelgelelim bu animenin hikayesine… Fuuka Miyazawa, Japonya’da başarılı bir idol grubunun sevilen ismidir. Ancak yaşadığı bu rüyanın ona göre artık şatafatlı ve istenmeyen rolü haline gelmesi üzere gruptan ayrılmaya karar verir.
 Ailesiyle yüzleşmekten korkan Fuuka, kaderin olaya el atmasıyla Okinawa adındaki bir sahil kasabasına bilet alır. Bundan birkaç dakika önce yaşadığı rüyanın yapaylığını bırakıp gerçek dünyanın ne demek olduğunu görmek için ilk adımını atar…

Aniden verdiği karar sonucu daha önce hiç gitmediği Okinawa’da, bir başına amaçsızca gezmektedir. Doğanın ona altın tepsinde sunduğu sıcacık kumların üstünde ilk gününün ardından sonra ailesinden gelen çağırıları geride bırakarak Gama Gama Akvaryumu adındaki yere gider. Bir ay içinde kapanması planlanan Akvaryumda büyülenen Fuuka, Gama Gama’nın çalışanlara ihtiyacı olduğunu öğrenir ve kaybettiklerinin üstesinden gelebilme düşüncesiyle bu işe gönüllü olur.
 Oranın yönetim koltuğunda oturan Kukuru Misakino için bu Akvaryum çok önemlidir ve onun için bazı planları vardır. Artık bu planlara dahil olan Fuuka, Kukuru‘nun rüyasına ortak olarak kendi hayalini yeniden keşfetmenin yolunu bulur.

Animenin kendine has özelliklerinin yanında, serinin ana temasının “Hayattan Kesitler” olarak yer almasındaki güzelliklerden biri, küçük şeylerden mutluluk duymaktır. Okinawa kasabasının uzun çekim manzaralarından tutun karakterlerin kişisel hikayelerine kadar, bu tür küçük şeyler hayatı değerli kılan şeydir.
Gece yarısı dostlarla yapılan sahil sohbetleri, meyveli buz yerken dostunla attığın kahkahalar, günün yorgunluğu ardından alınan soğuk bir duş… Şöhret veya ihtişam yerine mutluluğu bulmak için sevdiğin bir yerde kalma fikri Gama Gama için küçük şeyler gibi görünse de Fuuka için bir sığınak ve Kukuru içinse kaybettiği ailesinden geriye kalan tek şey…

Elbette onlara arka çıkan şey sadece kader değildir. Sinsi ve sevimli bir tapınak tanrısından gelen sihirli bir dokunuşla umut ve kederde onları destekler. Gama Gama yalnızca insanların bir cam duvar arkasından doğal güzelliğe bir tablo edasıyla izledikleri bir yer değildir. Aynı zamanda gelen ziyaretçisiyle de hiç beklenmedik şekilde yer eden düşünceleriyle doludur.
 Kukuru, Gama Gama’nın başarılı olup olmamasına bakılmaksızın, gelecekteki olası kişiliğini, kendi düşüncelerinde görür. Aynı düşüncede, ailesini de görür ve onları tutabiliyorken hiç iyileşmemiş bir acıyla birleştiriyor.
 Savaşta ağabeyini kaybeden bir ziyaretçi, gençken ikisinin birlikte olmasını ve ona bu mutluluğu bir kez daha görebileceğine inanır. “Her zaman umudun olsun,” diye söyler. “Her şey yoluna girecektir. Keder doğal ve gerekli olsa da öte diyarda bir şey vardır.”

The Aquatope on White Sand animesi bizlere yalnızca geçmişte kaybettiği ailesini özleyen ya da çok çabalamış olmasına rağmen kariyeri mahvolmuş kişileri bizimle sınırlamıyor. Aslında her şeyin başında hayattaki küçük şeylerin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
 Fuuka, ilk ziyareti sırasında bir Ecsenius yaeyamaensis(balık türü) ile kendini özdeştirir. Akvaryumda en çok çalışanın o olmasına rağmen insanların gözleri hep bir başkasındadır. Bu ona kendisini hatırladır. İlerleyen kısımlarda balık beklenmedik bir şekilde öldüğünde hem Fuuka hem de Kukuru bu kayıptan çok etkilenirler. Fuuka‘nın idol kariyeri için bir sembol olduğu kadar basit bir balık olsa da Ecsenius yaeyamaensis yas tutulması gereken bir canlıdır.
 Keder kederdir ve küçük şeyler için bile kabul etmek her zaman önemlidir…

The Aquatope on White Sand animesine ilk giriş yaptığınızda size sıkıcı ya da eğlencesiz gelebilir. Belki de bir şans verip ikinci bölümde bile pes etmiş olabilirsiniz. Ve evet, bunun belki de en büyük sebebi hikayenin çok basit olmasıdır. Devamlılığı sağlayan “aksiyonun” veya cinsel tutkunuzu artıracak “şeylerin” olmaması sizin için bayık gelebilir.
 Ama bu bir “Hayattan Kesitler” animesidir ve seri bunu bizlere güzel yansıtıyor. Tadı tuzu olmayan bir yemeği andıran bir animeye benziyor olsa da The Aquatope on White Sand bence ayrıntılarıyla bizlere kendimizde çok şey anlatıyor ve -yine bana göre- Yaz 2021’in en iyisidir!

Bugünkü “Yaz Sezonunun -belki de- En İyi Animesi: The Aquatope on White Sand” yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım eğlenceli ve bilgilendirici olmuştur. Bunun yanında eğer bir hatam veya kusurum varsa şimdiden özür dilerim… Bunun gibi birçok anime içerikleri için BURAYA, bu yazıyı esinlendiğim kaynağına ulaşmak için BURAYA tıklamanız yeterli. Şimdiden herkese iyi ve keyifli anime günleri dilerim!

Son Güncelleme: 9 Eylül 2021