Azur Kral – Bölüm 76 – Semavi Alem ve Çözülen Şeyler
Önceki Bölümden…
“Ah Deniz… Senin şanslı olduğun kadar bende şanlıyım sanırım. Kader bana senin gibi mükemmel bir öğrenci getirdi.”
Kaim Bu geri döndü ve dedesine ait olan ancak manevi değeri olan her şeyi dedesinin çantasına atıp aldıktan sonra ayrıldı.
Deniz Parvana, ustasının dediklerini yapmadan önce bir süre boyunca elindeki altın parçayı inceledi. Birçok şey denedi ama bir tepki göremedi. Son olarak parçaya bilincini aktarmayı denedi. Bunda başarılı olmuştu. Hayatı boyunca asla unutamayacağı ve o anda anlamasının imkânsız olduğu birçok şey gördü.
** 76 – Semavi Alem ve Çözülen Şeyler
Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda ki herkes yakın zamanda olanlardan şaşkın bir durumdaydı. Ne oldu da böylesi büyük bir şok dalgası yayılmıştı? Bunun sebebi neydi? Bildikleri bir şey varsa birinin semavi aleme aştığıydı ama böyle bir etkisi olmaması gerekiyordu. Böyle bir şok dalgası yaşanmamalıydı.
Bu şok dalgasının sebebi O bir tutam Ki’nin bile fazla gelmesiydi. İçinde tutamayacağı yani özümseyemeyeceği kısımları o şok dalgası ile birlikte dışarı atılmıştı. Sadece buradan, ne kadar güçlü bir Ki olduğu anlaşılabilirdi.
Ancak bunu Deniz Parvana bilmiyordu. Kaim Bu ise çevreden haberleri toplamıştı. Çünkü o şok dalgasını yakından tatmıştı ve tüm kıtaya yayılacağını tahmin etmesi zor değildi.
Deniz Parvana, anahtar parçasının içine bilincini aktardığında gördüğü şeyler, hayatı boyunca unutamayacağı kadar ilginç görüntülerdi. Anlam verebildiği tek şey uzayın derinliklerinden gelen görüntüler ve bu uzayın derinliklerindeki bir savaşın sonrasıydı. Ama bu çıkardığı anlamlar sadece çok azı idi. Gelecekte bu görüntülerin anlamlarını çok daha net bir şekilde idrak edebilecekti.
**
Deniz Parvana, yapmak istediği ilaçları yapmaktan vazgeçmişti. Çünkü amacının çok ötesine istemeden de olsa ulaşmıştı. Tabi bu amaç büyük amaca hizmet eden diğer küçük amaçlar dizisinin bir parçasıydı. Diğer yandan yapmayı düşündüğü o ilaçlar şu noktada bir işe yaramayacaktı.
Karanlık cep dünyasında, mezar soyguncusu gibi elde ettiği tüm malzemeler artık çok fazla işine yaramayacak şeylerdi. Ancak her ne kadar işe yaramaz görünseler de bu sadece o anlık bir düşünceydi.
“Semavi Alem… Bu gerçekten çok farklı hissettiriyor. Gerçekten kişinin algılama ve anlayış kapasitesini arttırıyor. Artık tekniklerimi çok daha net bir şekilde algılayabiliyorum. Göremediğim şeyleri görmeye başladım. Özellikle Boyutsal Depolama Alanı’nı çok daha farklı algılayabiliyorum. Boyutsal depolama alanımda kendime özel küçül bir depo yapabilmem çok da zor olmasa gerek. Bir hazinelik gibi sahip olduklarımı düzenli bir şekilde depolayabilirim.”
O sırada kendi boyutsal depolama alanına odaklandı ve düşündüklerini birkaç dakika içerisinde tamamladı. Yeni bir Alem’e yükselmenin verdiği hissiyattan çok memnun olmuştu. Bu hissi gerçekten çok sevmişti.
“Tekniklerim hakkında da daha önce anlam veremediğim teknikler şimdi çok açık halde. Azur Ejder Nefesi, elektrik temelli bir teknik. Ancak hangi ana elementin alt elementi olan elektrik olduğu belirtilmiyor. Bu yüzden bu tekniği ateş elementinin alt elementi olan mor elektrik ile yapabileceğimi düşünüyorum. Ateş ejder tanrısı evrimim sayesinde de artık mor elektriği nasıl kullanmam gerektiğini biliyorum. Hehe ”
Sağ elini açtı ve önce bir tutam ejder alevi yaktı. Ateş’e biraz konsantre olduktan sonra parmaklarını biraz kapattı ve kan kızılı alevler sıkışarak mor renk olmaya ve hafif cızırtılar çıkarmaya başlamıştı. Aynı sıkıştırma işlemini birkaç kere yaptıktan sonra avucunun içinden dışarı yayılan mor elektrik arkları oluşmuştu. Bunu tekrar tekrar deneyerek dönüşüm işlemini iyice hızlandırmıştı.
“Şimdi de Azur Ejder Nefesini bir deneyelim bakalım. Daha önce bu tekniği hiç denememiştim.”
Azur Ejder Nefesi; Bu teknik kişinin bir ejderha gibi ağzından elektrik akımları çıkarmasını sağlar. Elektrik arkları hızlıca ilerler ve kükremenin sesi ile birlikte yayılır. Yüksek frekans ses ve elektrik arkları ile kişinin tüm duyularını etkisiz hale getirebilecek yıkıcı bir tekniktir.
“Evet, önce ağzımda ateş Ki ‘si toplamam gerekiyor. Sonrasında da bu ateş Ki sinin elektrik Ki’sine dönüştürüp bir kükreme ile salmam gerekiyor. Deneyelim bakalım.”
Düşündüğü gibi yaptı ve ağzının içini ve dudaklarının birazını yakmıştı. İlk denemesinde tam başarılı olamamıştı ama teknik anlayışı yükselmişti.
“Önce derin bir nefes almak bu nefes ile birlikte kükreyerek elektrik Ki’sini salmam gerekiyor.”
Birkaç denemesinden sonra istediği şeyi başarmıştı. Tam olarak elektik Ki’si üzerinde ustalaşamadığından yüzde yüz elektrik Ki’si oluşmuyordu. Elektrik arkları arasında kan kızılı ateşler de çıkıyordu.
Bu tekniğe bakarak sadece ateş ile denemişti ve bunda net başarıyı elde etmişti. Zaten geçirdiği evrim sayesinde bunu içgüdüsel olarak başarması çok normaldi. Zaten Semavi Alem’e yükselmesi ve yükselme şeklindeki tuhaflıktan dolayı geçirdiği evrim yani aldığı miras biraz daha uyanmıştı. Bedeni, ruhu ve zihni çok daha sağlam hale gelirken ejder güçleri hakkında da anlayış elde edebilmişti.
Antik Ejder Tanrısı’nın Hayat Ateşi tekniğine baktığında bu tekniğinde yeni bir aşamaya yükseldiği fark etmişti. Çok daha net bir şekilde anlayışa erişmişti. Önceleri bu ateşi sadece vücudunda kullanabiliyordu. Son denemesinde ise artık bu ateşi gerçekten çağırabildiğini görmüştü. Bu sayede artık birilerine dokunmadan onları iyileştirebilirdi.
Yıldızsız Kara Gece Tekniği, On Bin Siluetin Kaosu Tekniği, Beden Qi Kaplama Tekniği, Ruhani Mezarcı Tekniği ve Zihin Çökertme Gözü Tekniğin’de artık zirve seviyeye ulaştığını söylemekte hatalı sayılmazdı.
Düşündüklerinin daha fazlasıydı Semavi Alem… Özellikle gözlerini yıldızlara diken Deniz Parvana için. Ancak bu kadar büyük bir algı ve anlayış gelişmesi Semavi Alem’e aşması sayesinde değildi. Aslında öyleydi ama bu sadece bir tetikleyici görevi görmüştü. İçindeki bir şeylerin zamanla çözülmeye başladığının farkında değildi. Bu çözülme güçlendikçe devam edecekti. Ta ki tamamen çözülene kadar…
**
Son olarak ustası Kaim Bu ‘dan aldığı 4 teknik üzerinde de gelişmeler sağlamıştı. Özellikle Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Beden tekniği zirveye yaklaşmak üzereydi. Çünkü son yaşadığı olayda bedeni neredeyse kül haline gelecekti. Ancak bu acıya dayanmış ve bedeni daha güçlü hale gelmişti. Bu sayede tekniği daha da yükselmişti. Sonuçta “öldürmeyen şey güçlendirirdi”
Yeni bir Alem’e geçmesi, içinde çözülen şeyler ve altın anahtar parçasında gördüğü görüntüler ile Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Zihin ve Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Ruh tekniklerinde de ilerleme kaydedebilmişti.
4 Element 4 Kılıç Sanatı Tekniği’ni de artık geliştirmeye başlayabilecekti. Çünkü artık 5 elemente hayır 6 elemente sahipti. Su, Buz, Toprak, Ateş, Karanlık ve Elektrik elementleri. Elektrik elementi üzerinde ustalaşamamış olsa bile sonuçta çekirdeği içine baktığında ateş elementi simgesinden çıkan ve hemen gerisine ilerleyen kırmızıdan mora dönüşen bir çizgi ve sonunda ateş elementi simgesinden daha küçük ve mor renkte parlayan bir daire vardı.
Bu daire ise ateş elementinin alt elementi olan elektrik elementinin simgesiydi.
“Bu tekniği geliştiren her kim ise tahmin bile edemeyeceğim bir yükseklikte olmalı. Belki gerçek bir tanrıdır. Belki canlıları yaratan bir tanrıdır. Sıradan birinin böyle bir tekniği geliştirmesine imkân yok. Ama neden bu teknik bu küçük yerde? Evrenin sınırsız olduğunu zaten biliyordum. Tanrılar tarafından yazılan bir teknik nasıl buralara kadar gelmiş olabilir ki?
Tekniklerim konusunda gerçekten güzel bir ilerleme kaydettim ama elimde sadece 2 tane fiziksel 1 ruhsal ve 1 zihin temelli bir saldırım var. Ayrıca kendi illüzyonlarımı oluşturabileceğim On Bin Siluetin Kaosu Tekniğim var. Bunu da sayarsam toplamda 5 tane saldırı tekniğim var ki bunlar çok yüksek seviyeli teknikler değil. Bana yüksek seviyeli teknikler gerekiyor.”
Deniz Parvana, boyutundan bir arma çıkardı ve içine Ki aktardıktan sonra konuşmaya başladı.
“Usta… Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama… Errmm… Bana yüksek seviyeli saldırı teknikleri gerekiyor usta. Elimdeki teknikler yüksek seviyeli teknikler değil. Bu yüzden olası bir tehlike anında güveneceğim teknikler olmasını istiyorum.”
“Hahaha! Bende bunu demeni bekliyordum. Kütüphane önünde buluşalım.”
“Çok teşekkür ederim usta..”
**
********************************************************
Yazar’ın Köşesi 🙂
Azur Kral – Bölüm 76 – Semavi Alem ve Çözülen Şeyler
Her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yeni bölümler gelecek
Resimler içinde ilk cildi bitirdikten sonra atmayı planlıyorum.
Bu bölüm biraz geçiş bölümü oldu. Ara ara böyle şeyler olacaktır. Çünkü zaman geçtikçe bazı tekniklerin daha güçlüleri geleceğinden düşük seviyeli tekniklerin artık lafı olmayacak. Bu yüzden bu tarz açıklamalı bölümler olacak.
NOT: Seriye sürekli ara vererek devam ettiğimden aklımdan çıkan unuttuğum bazı şeyler olabiliyor. Bundan dolayı da mantık hataları çıkabiliyor. Bu hafta seriye biraz ağırlık verebildim. Hem resimleri buldum hemde tüm seriyi tekrar okuyup gözden geçirdim. Bazı hatalarım olmuş onları da telafi edeceğim. 🙂
Keyifli Okumalar…
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************