Azur Kral – Bölüm 3 – Potansiyel
Önceki Bölümden
“Aktan, yarın sabah ilk iş bugün ki parlamanın, Mavi Krallık Prensi Deniz’in Güç Belirleme Ritüeli’nden dolayı olduğunu duyur. Herkes duysun! WUHAHAHAHA”
“Emredersiniz Mavi Kral… Ama seviyesine ne diyeceğiz?”
“Ne mi diyeceksin? Ne diyeceksin? Aa! Biz… Deniz’in seviyesini nasıl belirleyeceğiz?”
** 3 – Potansiyel
Mavi Güç Taşı kırılmıştı. Bu, daha önce eşine rastlanılmamış bir durumdu. Normalde Mavi Güç Taşı önce bir süre parlardı. Sonrasında parlaması çekilir ve taşın içinde mavi tonlarında daireler oluşurdu. Bu daireler ne kadar çoksa kişinin potansiyeli o kadar yüksek olurdu. Ve bu daireler ne kadar koyu renktelerse kişinin o kadar çok derin gücü olurdu.
Mavi Güç Taşı’nın içerisinde oluşan bu dairelere ruh denilirdi. Kişinin ne kadar ruha sahip olduğu ve ruhların ne kadar güçlü olduğu bu ruhlar sayesinde belirlenirdi. Parlamanın gücü, ruhların sayısı ve ruhların gücü de kişinin seviyesini belirlerdi. Bu seviye ise kişinin ne kadar ilerleyebileceğinin göstergesiydi. Yani kişinin potansiyeliydi.
Ruhların sayısı 1 ile 3 arasında çıkarsa seviyesi Güç Seviyesi olurdu, en fazla krallıkta bir şehrin lordu olabilir daha ileri gidemezdi.
Ruhların sayısı 4 ile 8 arasındaysa seviyesi Lider Seviyesi olurdu ve seçtiği yola göre savaşçı orduların komutanı ya da büyücü orduların komutanı olabilirdi.
9, 20 arasındaysa seviyesi Soylu Seviyesi olurdu ve kraliyette bir yer edinebilirdi. Kraliyet ordusunun komutanı olabilirdi ya da krallıkta çok önemli bir noktaya ulaşabilirdi. Dolayısı ile kralın danışmanlarından birisi olabilirdi.
Kralın danışmanlarının ise önemli ya da gizli görevleri olurdu. Kraliyet casusu olabilirdi, hazine bakanı olabilirdi, politikacı olabilirdi… Bu önemli kişilerin hepsi kralın danışmanları arasında yer alırdı.
Ruhların sayısı 21 ile 30 arasındaysa seviyesi Vezir Seviyesi olurdu ki Aktan bu seviyedeydi kralın en yakınında yer alan kişiler arasında yerini alırdı. Bir vezir olurlardı.
Mavi Kral ise tam 30 ruh çağırmıştı ve renkleri son derece koyuydu.
30’dan fazla ise seviyesi İmparator Seviyesi olurdu. Bu kişinin geleceği belirsiz olurdu. Hiç kimse onu bir yerde sabit tutamazdı. Geleceği ve potansiyeli sınırsız olurdu. Bu kişiler bir sebepten dolayı kraliyet soyu devam etmezse gelecek kral olarak görülürdü. Elbette tarihte bu kişiler ortaya çıktığında, Mavi Krallık hariç diğer bütün krallıklarda tesadüfi bir şekilde kraliyet soyları sona erer bu kişiler yeni kral olarak devam ederdi.
Ruhların gücü ise, yani dairelerin renklerinde koyuluk ise kişinin mevcut gücünü simgelerdi. Sayısı yüksek ama silik ise bu kişinin güçlü olabilmesi için devasa yatırımlar gerekirdi. Zaten koyu ise çok daha şanlıydı. Sadece eğitimine devam ederdi ve düşük bir yatırım ile kişi hızlı bir şekilde güçlenebilirdi.
Mavi Krallıkta görülen en fazla ruha sahip olan kişi, Kurucu Kraldı ve ruh sayısı tam olarak 59 idi. İmparator seviyesinden bile daha yüksek bir seviyedeydi. Halk zamanla onu Kutsal İmparator olarak anmaya başlamıştı.
Çok nadir durumlarda olsa bu ruhların sayısı değişebilirdi. Kişi ilk denemesinde az, sonraki denemesinde çok ruh çağırabilirdi. Bunu etkileyen birçok şey vardı. Kişi bilerek veya bilmeyerek bir miras alanı bulup orada kadim bir miras bulabilir ve ele geçirdiği kadim miras sayesinde potansiyeli artabilirdi. Veya geçirdiği bir hastalık yüzünden potansiyeli düşebilirdi.
İşte! Tam burada her şeyi değiştirebilecek iki farklı güç kendini gösterebilirdi. Zekâ ve azim!
Zeki bir insan mümkün görünmeyen şeyleri mümkün kılabilirdi. Engelleri zekâsı ile rahatlıkla aşabilirdi. Düşük potansiyeli olabilirdi ama zekâsı ile bu farkı kapatabilirdi. Potansiyeli yüksek olan ve derin gücü büyük olan bir aptal, potansiyeli düşük ve sınırlı derin güce sahip bir dâhiye kaybetmeye her zaman mahkumdu.
Azimli bir insan da mümkün görünmeyen şeyleri mümkün kılabilirdi. Engelleri azmi ile teker teker aşabilirdi. Düşük potansiyeli olabilirdi ama sıkı çalışması ile bu farkı kapatabilirdi. Potansiyeli yüksek olan ve derin gücü büyük olan bir dahi, potansiyeli düşük ve sınırlı derin güce sahip bir azmi hiçbir zaman küçümsememesi gerekirdi.
**
Kral ve Aktan, şaşkınlıklarından dolayı Deniz’in kaç ruh çağırdığına bakmamışlardı. Ve bakma şanları olmadan da taş kırılmıştı. Bu yüzden seviyesini belirleyememişlerdi. İnanılmaz bir gücü olduğu barizdi ama potansiyeli neydi? Belki 5 tane ruh çağırabilmişti ama bu 5 ruh, bu denli parlayacak kadar güçlüydü.
“Aktan, seni yoracağım ama bize bir tane daha taştan bulman gerekecek. Seviye duyurma işini de olduğu gibi anlat. Deniz’in seviyesi belirlenmeden Mavi Güç Taşı’nın paramparça olduğunu belirt. Sen taşı bulana kadarda Deniz’in eğitimlerine devam edelim.”
“Emredersiniz Kralım!”
“Birde, kraliyet büyücüsünü, kraliyet efsuncusunu, kraliyet botanikçisini, okçu birliği liderini, savunma hattı liderini yanıma gönder. Bu kişiler oğlum Deniz’in yeni öğretmenleri olacak. Artık Deniz’in eğitimlerini hızlandırmamız gerekiyor. ”
“Hehe, O zaman kesin kararınızı verdiniz kralım. Yıldızımızı tekrar parlatacağız.”
“Aynen öyle Aktan… Aynen öyle… ”
Aktan hemen kralın emirlerini yerine getirmek için odadan ayrıldı. Kralın istediği kişileri tek tek buldu ve bizzat kralın emirlerini iletti.
“Baba, Aktan amca ne demek istedi? Bu kararını verdiğin şey nedir? Özür dilerim babacım. Ama nedense benimle ilgili olduğunu düşündüğümden dolayı merak ettim.”
“Haha… Özür dilemene gerek yok oğlum. Elbette her şeyi sormaya hakkın var. Sen gelecekteki kralsın… Şimdiden kraliyet konularını öğrenmen kötü bir düşünde değil aslında. Kararımı verdiğim şey ise… 3 yıl sonra düzenlenecek olan 5 Krallık Turnuvasına katılman oğlum. Oraya gidecek ve krallığımızın yıldızını tekrar parlatacaksın! ”
“Ama babacım ben o turnuva için 3 yılda hazır olabilecek miyim? Duyduklarıma göre o turnuva çok acımasız. Ölümler olabiliyormuş. Ben birilerini öldürmek istemiyorum. Ölmekte istemiyorum.”
“Sen onu merak etme oğlum. Hala 3 yılımız var. 3 yıl boyunca görebileceğin bütün eğitimleri göreceksin. 3 yılın sonunda düşündüğüm kadar güçlenemezsen ve ölüm riskin var ise seni asla göndermem. Ama ben, oradaki herkesi dümdüz edecek seviyelere geleceğini düşünüyorum. Bu yüzden hızlı bir şekilde alabildiğin bütün eğitimleri almanı sağlayacağım. Ah, ama oğlum çok zorlanacaksın. Umarım bana bunun için kızmasın.”
Deniz, elini beline koyup gözlerini kapattı ve hafifçe çenesini yukarı kaldırdıktan sonra
“Haha! Ben! Mavi Kral’ın oğlu, Mavi Krallığın Prensi Deniz Parvana… Nasıl olursa eğitimden kaçarım. Elinden ne geliyorsa gönder gelsin! Hepsiyle yüzleşmeye ve onların üstesinden gelmeye hazırım!”
Sözlerini bitirdiğinde duruşunu değiştirmeden öylece durdu. Babasından bir tepki bekledi ama beklediği tepki gelmediğinde duruşunu bozmada bir gözünü hafifçe açtı ve babasına acıklı bir bakış attı.
O anda gördüğü şey Deniz’in içine devasa bir kaya gibi oturdu. Bir şeyler söylemek istedi ama başaramadı. Boğazı düğümlendi. Küçücük gözlerinden iki damla yaş, yavaşça aktı. Az önceki kararlığı ise yüz kat hayır, bin kat daha arttı.
Yavaşça duruşunu düzeltti ve küçük adımlarla babasının yattığı yatağa doğru ilerledi. Ellerini yatağın kenarına koydu ve öylece bekledi.
**************************************************************************************************
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdilik haftada 2, 3 bölüm gelecek. İlerleyen zamanda artabilir.
YN: Ne dersiniz, karakterlerin görsellerini de ara ara atmamı ister misiniz?
*******************************************************************