Azur Kral – Bölüm 4 – Bu Çocuk Gerçekten 7 Yaşında Mı


Önceki Bölümden…

O anda gördüğü şey Deniz’in içine devasa bir kaya gibi oturdu. Bir şeyler söylemek istedi ama başaramadı. Boğazı düğümlendi. Küçücük gözlerinden iki damla yaş, yavaşça aktı. Az önceki kararlığı ise yüz kat hayır, bin kat daha arttı.

Yavaşça duruşunu düzeltti ve küçük adımlarla babasının yattığı yatağa doğru ilerledi. Ellerini yatağın kenarına koydu ve öylece bekledi.

 

** 4 – Bu Çocuk Gerçekten 7 Yaşında Mı?

Mavi Kral hayatı boyunca birçok kez ağlamıştı ama bunların hiçbiri mutluluktan değildi. Şu anda, biricik oğlunun sözleri onu öylesine etkilemişti ki göz yaşlarına hâkim olamamıştı. Çıt ses çıkartmadan sessizce ağlıyordu. Bütün haykırışlarının ruhunda yankılandığı yüzünden belli oluyordu. Çünkü hiçbir insan sessize ağlarken gözlerinden bu denli çok göz yaşı akmazdı…

Babasının ağlayışını gördüğünde başını hafifçe yana eğmiş ve yüzünde sıcak bir gülümseme ile babasına bakıyordu. İlk defa o anda baba oğul en derin arzularının aynı şeyler olduğunu anlamışlardı. İkisi de Mavi Krallık’ın geleceğini düşünüyordu.

Mavi Kral oğlunun kesinlikle kral olmasını ve kraliyet soyunun devam etmesini istiyordu. Ancak Deniz’in tek dileği babasının mutlu olmasıydı. Deniz babasının rahatsızlığının günden güne kötüleştiğinin farkındaydı. Bu yüzden sürekli onu mutlu edecek şeyler yapmaya çalışıyordu. Az önceki sözleri sadece babası mutlu olsun diye söylenmemişti. Onun gerçek duygularını ve en derin arzularını temsil ediyordu.

Pekâlâ Mavi Kral’da bunu anlamıştı. Hayatının en mutlu günlerini yaşıyordu. Oğlunu çok şımarttığını düşünse bile Deniz asla şımarmamıştı. Hayal ettiğinden çok daha güzel bir şekilde büyüyordu. Kıdeminin verdiği güce kendini kaptırmıyordu. İstisnasız herkese karşı çok nazikti. Özellikle kardeşine karşı çok ilgiliydi. Ona her zaman güzel davranırdı. Kardeşinin güldüğü tek zaman küçük kardeşi Deniz ile birlikte olduğu zamanlardı.

Kendisi kral olsa bile baş hizmetçi olan Ceylan’a kötü davranmıyordu. Hatta onu annesi olarak görüyordu. Deniz çevresindeki insanlar sayesinde ahlaklı ve sevgi dolu bir şekilde büyüyordu. Hangi baba böyle bir evlat ile gurur duymazdı ki?

Deniz bir süre babasına baktıktan sonra yavaşça yatağa tırmandı ve babasına sıkıca sarıldı. Babasına sarıldıktan sonra kendisi de ağlamaya başladı.

“Kralım… Babacım… Duygularını ve arzularını biliyorum. Kraliyet soyunun devam etmesini diliyorsun. Benim güçlü olmamı ve krallığı devralmamı istiyorsun. Bunu yapacağım. Tamda Mavi Kral’a yakışan ve hayatı boyunca babasını yücelten bir oğul olacağım. Atalarımızla buluştuğunda aralarındaki en gururlu insan olacaksın. Bundan şüphen olmasın. Bu yüzden, hiç uyumamam gerekse bile durmadan çalışacağım ve güçleneceğim. Yüzünü asla yere getirmeyeceğim.”

Baba oğul birbirlerine sarılmış dururken kapının arkasında Deniz’in bakıcısı Ceylan ve kralın çağırdığı diğer kişiler vardı. Aralanmış kapının arkasından 6 yarım kafa ve 12 göz görünüyordu. Hiçbir de bu güzel sahneyi bozmak istemiyordu.

Sessizliği bozan ilk kişi Ceylan olmuştu.

Tak! Tak!

“Kralım. Böldüğüm için özür dilerim ama Prens Deniz’in yemek vakti geldi ve çağırdığınız kişiler teşrif ettiler.”

Kral aceleyle gözlerini silmişti ve çoktan kan çanağı olan gözlerini saklaması doğal olarak mümkün değildi.

“A! Ah! Gelin gelin. Baba oğul biraz duygusal anlar yaşadık. Ceylan, sorun değil bugün kuralların dışına çıkabiliriz. Bugün büyük gün biliyorsun. Az önceki olayı fark etmiş olmalısın. O olayın sebebi oğlum Deniz’den başkası değil. HA HA! Hey! Biliyor musunuz? Deniz, Mavi Güç Taşını paramparça etti! HAHAHA!”

Kraliyet büyücüsü şaşkınlıkla bağırdı. “Ne! Mavi Güç Taşını paramparça mı etti? Böyle bir şeyi hiç duymadım!”

Kraliyet efsuncusu da şaşkınlık dolu gözlerle, “Kralım… Peki Prens Deniz’in seviyesi nedir? Kaç ruh çağırabildi? Güçleri yüksek miydi?”

Kral, ensesini kaşıyarak, “Ah! Ha! Ha! Ha! Bilmiyoruz. ”

“Bilmiyoruz derken Kralım? ” Kraliyet büyücüsü istemsizce bağırdı. “Affedin kralım…”

“Bilmiyoruz işte… Mavi Güç Taş kırıldığı için ve o anda gördüklerimize çok şaşırdığımız için kaç ruh çağırdığını göremedik. Aktan yeni bir taş aramaya koyuldu. ”

Kraliyet büyücüsü, “Kralım, benimde aramamı ister misiniz?”

“Hayır. Size başka ve daha önemli bir görev vereceğim. ”

Mavi Kral herkese birer bakış attıktan sonra “Hepiniz, Prens Deniz’i 3 yıl sonraki 5 Krallık Turnuvasına hazırlayacaksınız. Hepiniz Deniz’i büyü, tılsım, efsun, yay ve mızrakta eğiteceksiniz. Ek olarak Deniz’i tarih, matematik, sanatta da eğiteceksiniz. Mavi Krallık’a yakışır bir Prens olacak şekilde… Mavi Krallık’ın yıldızının hiç olmadığı kadar parlayacağı şekilde…”

“Emredersiniz Kralım!”

Mavi Kral, Krallığın bu ileri gelenlerini Deniz ile tanıştırmaya başladı.

“Bu kişi Kraliyet Büyücüsüdür. Adı Alçin MAVİAY’dır. Maviay Klanı liderinin en büyük kızıdır ve Mavi Krallık’taki en güçlü büyücüdür. Senin büyü ve tarih öğretmenin olacak.

Bu kişi Kraliyet Efsuncusudur. Adı Toros LACİVERT’tir. Lacivert Klanı liderinin tek oğludur. Krallığın en iyi efsun, tılsım ve formasyon ustasıdır. Senin efsun, tılsım, formasyon ve matematik öğretmenin olacak.

Bu kişi Kraliyet Botanikçisidir. Adı Ayça AYÇİÇEK’tir. Ayçiçek Klanı liderinin eşidir. Krallıktaki bütün çiçekler ondan sorulur. Kendisi Mavi Krallık’taki en iyi bitki, iksir ve zehir ustasıdır.  Senin, bitki, iksir, zehir ve sanat öğretmenin olacak.

Bu kişi ordumuzun okçu birliğinin lideri Duru İZGİ’dir. Kendisi İzgi klanının lideridir. Beş büyük krallık arasında kimse onun eline su dökemez. O bir insanın görebileceği en üstün okçudur. Sana yay ve bıçak kullanmayı öğretecek.

Bu kişi de ordumuzun savunma hattı lideridir. Adı Uraz YABGU’dur. Yabgu Klanının vekil lideridir. Savunma hattı askerleri her zaman mızrak ve büyük kalkan kullanır. Kendisi görüp görebileceğin en büyük savaş dehasıdır. Sana mızrak ve benzeri uzun silahları, her türlü kalkanı kullanmayı ve savaş stratejilerini öğretecek.

Sizler zaten Prens Deniz’i biliyorsunuz. Benim biricik oğlumdur. ”

Deniz hayranlık dolu gözlerle karşısında duran beş kişiye bakıyordu. Bu kişilerin yetenekleri kendi krallığı ile bir kere daha gurur duymasını sağlamıştı.

“Tabi Aktan’da var. Artık onunla çok sık antrenman yapamayabilirsin ama ondan zaten kılıç kullanmayı öğrenmiştin. Aktan’da kılıç dehasıdır. Diğer bütün krallıkları gezmiş ve oralardaki en büyük kılıç ustalarından eğitim almıştır. Ve bu öğrendiği bütün kılıç sanatlarını birleştirerek kendine has bir kılıç sanatı oluşturdu. Hiçbir zayıf noktası ve açığı olmayan bir kılıç sanatı… Onlardan iyi öğren oğlum. Sana güvenim sonsuz.”

Deniz bir anda dikleşti ve asker selamı vererek, “Emredersiniz Kralım! Yüzünüzü asla kara çıkarmayacağım…”

“HAHAHA! O halde gidebilirsiniz. Hemen eğitime başlayın.”

Tam herkes odadan çıkmıştı ki, Kraliyet Botanikçisi geri döndü ve kral için hazırladığı yeni ilaçları takdim etti.

Deniz önde diğerleri arkada ilerlerken Deniz birden durdu ve arkasını döndü ve

“Peki. Nasıl yapacağız? Eğitim şeklimizi konuşalım mı? Babamın dediğine göre 5 Krallık Turnuvasına 3 yıl var. Bu 3 yılda babamı şaşırtıp o turnuvaya katılmak zorundayım. Ve… Kazanmak zorundayım. Babamdan sonra kral ben olacağımdan ve babamın ne zaman aramızdan göçeceğini bilmediğimden olabildiğince hızlı bir şekilde öğrenebildiğim her şeyi öğrenmek zorundayım.” Dedi.

Deniz’in bu olgunluktaki sözleri herkesi dumur etmişti. Hepsinin aklında tek düşünce vardı.

“Bu çocuk gerçekten 7 yaşında mı?”

**********************************************************************************

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

**********************************************************************************