Azur Kral – Bölüm 14 – 5 Krallık Turnuvası #1
Önceki Bölümden…
Deniz ayağa kalkıp gözlerini açtığında gözlerinin renginin biraz daha açıldığını ve Altın rengi saçlarının parlaklığının biraz solduğunu fark etmemişti.
“Sonunda vakit geldi ha… Hadi gidip biraz ortalığı dağıtalım.”
** 14 – 5 Krallık Turnuvası # 1
Deniz temiz ve prense yakışır kıyafetler giydikten sonra kardeşinin ve babasının yanına gelmişti.
“Oğlum, iyi görünüyorsun. Turnuvaya hazır mısın?”
“Çoktan hazırım babacım. Turnuvaya geleceksin değil mi?”
“Geleceğim tabi ki. Yaptığın ilaçlar sayesinde son zamanlarda çok daha iyiyim. Ama… Aspar gelmek istemedi. İyileşmeye başladığını herkesin bilmesini istemiyormuş.”
“Çok iyi bir karar babacım. Gün geldiğinde herkesi şok edecek. O halde biz gidelim. Turnuva 2 gün içinde başlayacak.”
“Aynen öyle. Turnuva her seferinde olduğu gibi 5 Krallığın ortasında yer alan kutsal arenada yapılacak. Oraya en yakın olan da biziz. ”
Mavi Kral, Aktan ve danışmanlarını yanına alarak turnuvaya katılacak olanlar için belirlenen toplanma alanına ilerlediler. Aynı zamanda danışmanlar katılımcılara haber vererek herkesin toplanmasını emretti. Kısa sürede bütün katılımcılar toplanmıştı.
Mavi Krallık’tan, Deniz ile birlikte toplamda 310 katılımcı vardı. Diğer krallıklardan daha fazla ya da daha çok katılımcı olabilirdi. Genelde en az katılımcıyı Mavi Krallık gönderirdi. Çünkü genç nesilleri çok güçlü olmuyordu. Yeterli yüksek ve orta seviye tekniklere sahip değillerdi. Bu yüzden en iyi dereceleri ilk 50 oluyordu.
Herkes toplandıktan sonra Uçan Krallık Faytonu ile birlikte grup yola çıkmıştı.
Bir buçuk gün sonra kutsal arenaya varmışlardı. Oraya vardıklarında diğer krallıklar çoktan gelmişlerdi. Çünkü diğer krallıklar Mavi Krallık’a göre çok daha uzaklardan geliyorlardı.
Turnuvayı, her zaman kutsal arena görevlileri yönetirdi. Bu turnuva da aynı şekildeydi. Mavi Krallık kutsal arena sınırlarına girdiği anda bir görevli hızla gelmiş ve Mavi Krallığa yerini göstermişti. Arenanın oturma alanları 5 farklı bölüme ayrılmıştı ve her bölümde bir krallıktan gelenler oturuyordu. Turnuvaya krallıkların kralları da katıldığından her bölüm için özel localar da yer alıyordu.
Krallar, danışmanları ve yakınları bu locada otururken diğer katılımcılar locanın alt kısmında kalan oturma alanlarında oturuyorlardı. Elbette turnuvalar bir iki günde bitmediğinden katılımcılar için özel konaklama alanları da mevcuttu.
Gelenler bir süre dinlendikten sonra turnuva günü gelmişti. Güneş doğduktan kısa bir süre sonra herkes yerindeydi. Turnuvayı yönetecek olan hakem havada süzülerek arenanın ortasına geldi ve derin güç ile güçlendirilmiş gür sesi ile duyurusunu yapmaya başladı.
“Hepiniz 5 Krallık Turnuvasına hoş geldiniz. Bu turnuva önceki bütün turnuvaları gölgede bırakacak kadar güzel olacak gibi görünüyor. Bu turnuvadaki katılımcı sayısı daha önce hiç görülmediği kadar fazla.
İlk gelenler Beyaz Krallıktan tam 200 katılımcı var.
İkinci gelenler Yeşil Krallıktan tam 220 katılımcı var.
Üçüncü gelenler Siyah Krallıktan tam 120 katılımcı var.
Dördüncü gelen Kızıl Krallıktan tam 150 Katılımcı var.
Beşinci gelen Mavi Krallıktan tam tamına 310 katılımcı var.”
O anda bütün koltuktan fısıldaşma gürültüsü patlak vermişti. Her krallık şaşkınlık içerisindeydi.
“Ne. Mavi Krallık 310 kişi mi getirmiş. Her seferinde 30, 40 katılımcı getiren Mavi Krallık’a ne olmuş.”
“Bana sorarsan Bilge Mavi Prens’in etkisi. Hehe… İnanılmaz zeki olduğunu duydum. Bu yıl 10 yaşında olmalı.”
“Ha 50 kişi ha 310 kişi… Her zamanki ezikler. Elimde ateş olduktan sonra bir böcek ile yüz böcek aynı şey. Haha!”
“Bu gerçekten çok ilginç. Her krallık rekor sayıda katılımcı getirmiş ama Mavi Krallık… Hepimizi de geçmiş.”
Tüm koltuklardan bunlara benzer konuşmalar yükseliyordu. Görevli biraz bekledi ama insanlar susmayınca yüksek sesle konuşmasına devam etti.
“Tüm katılımcıların toplamına bakarsa 1000 katılımcı olduğunu görüyoruz. Bu yüzden eleme yöntemine gidilecek. Eleme bölümü bir özel bir ruhani alanda yapılacak. Fiziksel olarak savaşmayacaksanız. Hepinize özel birer arma verilecek. Bu armalar sizin güç seviyenizi algılayıp size puanlar verecek. Ele geçirdiğiniz her arma sizin başlangıç puanınızın üzerine eklenecek. Bu şekilde ilk 250 belirlenecek ve diğer 750 kişi elenecek. Armanız elinizden gittiğinizde üzülmeyin başkasının armasını alabilir ve devam edebilirsiniz. Armanızı kaybederseniz bütün puanlarını gider. Yeni bir arma ele geçirirseniz o armadaki puanlar ile devam edersiniz. Armalarınızı aldığınızda içerisine gücünüzü aktarın. O anda kendinizi eleme turu için hazırlanan ruhsal alanda bulacaksınız.
Burası çok büyük bir arazidir. Ormanı, çölü, okyanusu, dağlık arazileri ve yer altı mağaraları var. Her krallığa uygun alanların olmasına özen gösterildi. Ancak hızlı sevinmeyin. Hepiniz rastgele yerlerde başlayacaksınız. Şansta kişinin güçlerinden birisidir.
Süreniz 1 haftadır. Süreniz sona erdiğinde nerede olursanız ve ne yapıyor olursanız olun dışarı atılacaksınız. Sonrasında puanlarını belirlenecek ve ilk 250 kişi belli olacak.
İçeride asla gerçekten ölmezsiniz. Eğer ölürseniz ilk başladığınız yere armasız olarak dönersiniz. Her ölümünüz gerçek bedenine zarar vermez ama ruhen zarar görebilirsiniz.”
“Şimdi! Gelelim herkesi merak ettiği şey olan ödüllere. Elbette kutsal arena görevlileri ve liderimiz tarafından bu kadar çok katılımcı olması nedeniyle ödülleri değiştirdik. Artık ödülleri daha büyük…”
O anda arenadan büyük bir gürültü yükseldi. Katılımcıların ve izleyicilerin tezahürat sesleriydi.
“Öncelikle ilk 25 kişiye ödül verilecektir. Biliyorsunuz önceki turnuvalarda sadece ilk üçe ödül veriliyordu. İlk 10 kişiye bir ödül daha verilecek. İlk üçe girenlere ek bir ödül daha verilecek ve birinci olana ek iki ödül daha verilecek. Yani birinci olan kişi tam olarak beş tane ödül alacaktır.”
“Ödüllere gelirsek, ilk 25’e girenlere üçer tane Gökyüzü Erişim Paleti verilecektir.”
Tüm arena sessizliğe boğulmuştu. Gökyüzü Erişim Paleti neydi? Kişi gökyüzü diyarında değil ise gökyüzü diyarına geçişini engelsiz hale getiriyordu. Zirveysen direk atılım yapabiliyordun. Gökyüzü diyarındaysan gökyüzünün gücüne erişmeni kolaylaştırıyordu. Kısa bir süre sonra yine bir tezahürat gürültüsü kopmuştu.
“İlk 10’a girenlere ek olarak bir Ruh Dokunuşu Paleti verilecek.”
Ruh Dokunuşu Paleti ‘de aynı Gökyüzü Erişim Paleti gibi bir etkisi vardı. Ancak bu Ruh diyarı içindi.
“İlk 3’e girenlere ek olarak orta seviye derin teknikler verilecek. Kişi istediği tekniği kutsal arena hazinesinden seçebilecek.”
“Ve son olarak, birinci olan kişiye yüksek seviye derin teknik verilecek. Yine kutsal arena hazinesinden istediğini seçebilecek. Ek olarak bir tane de Lord Hissiyatı Paleti verilecek.”
Lord Hissiyatı Paleti de diğer iki palet ile aynı görevi görüyordu ancak adından da anlaşılacağı gibi Lord Diyarına geçiş ve ilerleyişinde yardımcı oluyordu.
“Bu ödüllerin dağılımı haksızlık olarak görebilirsiniz. Ancak bu kadar çok kişi olduğundan ve bu turnuvada önceki turnuvaların aksine özellikle güçlü ve ünlü kişilerin katılmasından dolayı rekabeti arttırmak istiyoruz. Burada bir balıkların içlerindeki yılanları, yılanların ise içlerindeki ejderleri ortaya çıkarmasını umuyoruz. ”
Görevli sözlerini bitirdiğinde bütün katılımcıların gözleri önüne bir arma belirdi. Bu arma üzerinde üç başlı bir mızrak simgesi yer alıyordu. Deniz armaya derin gücünü aktardığı anda kendisini okyanusun kıyısında buldu.
“Heh, şanlıyım sanırım.” Deyip hafif bir şekilde kıkırdadıktan sonra elindeki armaya baktı. Armanın arka tarafında 156.000 yazıyordu. Bu Deniz’in puanıydı. Kendisine en yakın puan 81.000 puandı ama bunu sadece kutsal arena görevlileri biliyordu.
**
Kutsal arenada katılımcıların kullandığı ruhsal alanı oluşturan görevli, “156.000 mi! Tanrım. Bu çocuk bir insan mı? Binlerce yıldır böyle yüksek bir puan görülmedi. Bu zaman kadar en yüksek puan 88.000 puandı. O kişi büyük bir fark ile birinci olmuştu.”
Kutsal arena görevlilerin lideri, “156.000 mi dedin! Cennetler! Kim bu çocuk?”
“Mavi Kral’ın oğlu Deniz Parvana efendim. Genelde Bilge Mavi Prens olarak bilirler.”
“Bilge Mavi Prens mi? Onu bende duymuştum. Boyutsal Depolama Alanını ve Ruh Bağı Tekniğini icat eden kişi. Belli ki zekasından daha büyük bir güce sahip. Bakalım neler olacak. Başka yüksek puan alanlar kimler?”
“Efendim, 81.000 Puan ile Kızıl Kralın’ın kızı Alev Kızıl var.
76.000 Puan ile Beyaz Kral’ın oğlu Urga Losten,
72.000 Puan ile Siyah Kral’ın kızı Gece Mai,
65.500 Puan ile Yeşil Kral’ın oğlu Doğa Kaol var. Diğerleri genel olarak 20.000 ile 3.500 arasında değişiyor. Mavi Krallıktan gelen katılımcıların yarısı kadarı 10.000 puanın üzerinde. Mavi Krallık bu turnuvada büyük bir fark gösterecek.”
“Şu velette gerçekten de çok farklı bir şeyler var. Mavi Kral’ın oğlu olduğu haberlerinden sonra Mavi Krallık inanılmaz maddi gelişimler gösterdi. Ancak sadece maddi gelişimler ile öğrencileri bu denli güçlendiremezler. Yeni bir takım derin teknikler bulmuş olmalılar.”
“Efendim. Bilge Mavi Prens ile ilgileniyorsunuz sanırım.”
“Hayır. Sadece o değil. Mavi Prens, Kırmızı Prenses ve Beyaz Prens ile ilgileniyorum. He he… Sanırım ilk üç şimdiden belli oldu.”
Deniz, okyanus kıyısında yürümeye başlamıştı. Puanı bir hayli yüksekti. Bu yüzden kafasını yormasına gerek yoktu. Elbette bu çok rahat bir hafta geçireceğinden değildi. Kısa sürede birileri gelip ona saldıracaktı. Böyle düşünürken çoktan birileri saldırmaya geçmişti bile.
Deniz arkasını bile dönmeden hafifçe güldükten sonra arkasını döndü. Arkasını döndüğü anda donup kalmıştı. Ne yapacağını bilmeden öylece bakakalmıştı.
********************************************************************************
Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur.
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************************************