Azur Kral – Bölüm 124 – Yin ve Yang
** 124 – Yin ve Yang
Deniz Parvana, eğer Kutsal Mor Elma Klanının davetini kabul ederse en kısa sürede kendisini öldürmeye çalışacaklarını biliyordu. Bir yandan bu onun için işleri hızlandırırdı ama yine de klan lideri isterse parmağını bir şaklatması ise kendisini öldürebilirdi.
O anda orada bulunan bütün klan liderleri çok uzun zaman önce zaten Ruhani Alem’e girmişlerdi. Deniz ise hala Mental Alem’deydi.
Mental Alem ile Ruhani Alem arasındaki farkı etkileyen çok fazla fark vardı. İlk olarak kişinin kaç zihin ile Ruhani Alem’e geçtiğine bakılması gerekirdi. Bu durum kişiye dokunmadan anlaşılması mümkün değildi.
İkinci olarak Mental Alem’de ne kadar vakit geçirdiği geliyordu. Mental Alem’de 100 yıl harcayan biri ile 200 yıl harcayan biri aynı güçte olamazdı. Çünkü Mental Alem Ki seviyesine bakmıyordu. Zihin duruma bakıyordu. Mental Alem’den Ruhani Alem’e geçmek isteyen biri, Mental Alem’de ne kadar çok zaman geçirirse temeli ve zihinleri o kadar sağlam ve stabil olurdu.
Elbette güçleri yükseleceğinden alacakları Yükselişin Kıyameti de o kadar sert olacaktı. Ancak Yükselişin Kıyameti ne kadar güçlü ise kişinin geleceği de o kadar güçlü olacaktı. Ne kadar güçlüler ise o kadar güçlü bir kıyamet ile vurulacaklar ve ne kadar güçlü bir kıyamet ile vurulurlarsa gelecekte de o kadar güçlü olabilecekler. Tam anlamı ile kısır bir çıkmazdı.
Bu kıyametten sağ çıkma oranları düşünüldüğünde bu kıyameti kabul etme oranı kolayca tahmin edilebilirdi. Bu yüzden çok az kişi ölümsüzlüğün yoluna adım atabilecek cesareti gösterebiliyordu. Eğer yükselebilirse göklerin onayını almış olurlar, büyük güçler elde ederler ve gerçek birer ölümsüz olma yoluna girebilirler.
Yükselişin Kıyameti, kişinin göklere meydan okumasından ve kendini kabul ettirme çabasından farksızdı. Göklerden, kendi hesaplarını kesmesini istemekti. Eğer bu hesabı verebilirlerse ölümsüzlüğün yolunu tıkayan barajlar yıkılacaktı. Böyle bir gelişme ile kişi cennetin ve cehennemin güçlerine erişerek yepyeni bir seviyeye ulaşırdı. Yükselişin Kıyameti ne kadar güçlü ise yıkılan barajlar o kadar çok olacak ve kişinin cennet ve cehennemim güçlerine o kadar çok erişebilecekti.
Varoluşları yükselecek, fiziksel ve ruhsal bedenleri ölümsüzlüğün şarabı ile tavlanacak ve hayal edilemez güçler kazanacaklar.
Bald, Deniz Parvana’ya tüm bunları anlatmıştı. Bu sebeple Bukan Almıla’nın ne kadar güçlü olduğu hakkında bir fikri yoktu. Mevcut gücü ile Buradaki klan liderlerinin hiçbirini güç seviyesini tespit edemedi. Tek bildiği şey Kaim Bu’nun hepsinden güçlü olmasıydı. Bu yüzden diğerleri Kaim Bu’ya saygısızlık edemezdi.
Tüm bu bilinmezliklerin ortasında Bukan Almıla’nın davetini kabul etmemeye karar verdi. Sonuçta Bukan Almıla’nın ne yapacağını bilemezdi.
Yalım Kutay’ın kendisine sebepsiz şekilde bu kadar iyi davranmasını ve anka gözlerinin neden sürekli kendisinin üzerinde olduğu hakkında sadece tahmin yürütebiliyordu. Yanan Anka Ateşi klanının kendisini damızlık bir hayvan olarak gördüğünü düşünüyordu. Eğer tahminleri doğru ise en doğru karar onları seçmek olurdu.
Az önce Kaim Bu’nun yaptığı konuşmayı zaten kendisi istemişti ve Kaim Bu her zaman arkasında duracağını zaten belirtmişti. Bunun yanı sıra Yanan Anka Ateşi klanı hakkında düşünceleri doğru ise ekstra bir koruma kalkanı daha elde etmiş olacaktı. O halde en mantıklı karar Yanan Anka Ateşi Klanını seçmek olcaktı.
“Tüm Klan liderlerine teşekkür ederim. Ancak bu küçük çok önceden kararını vermişti. Klanımdan ayrılmayı bir süredir düşünüyordum ve bu düşünce aklıma düştüğünden beri aklımda tek bir klan vardı. Yetişim şekilleri ile bana en iyi faydaları sağlayabilecek olan klan Yanan Anka Ateşi Klanıdır. ”
Yalım Kutay bu sözleri duyduğu anda sevinç çığlığı atmıştı. O anda o kadar çok sevinmişti ki pozisyonunu unutmuştu. Tüm öğrencileri ve kıdemlileri, klan liderlerini ilk defa bu kadar sevinçli görmüştü.
Bu turnuva da 12 Güneş Derin Deniz Klanı birinci olmuştu. Her ne kadar birinci olan öğrencisi klandan ayrılmış olsa da bu bir şey değiştirmiyordu. Ayrıca JJ ve Sofia Dani zaten ikinciliği ve üçüncülüğü almıştı. İlk üç kendi klanından çıkmıştı. Bu yeterince onur vericiydi. Kaldı ki Deniz Parvana teknik olarak klanından ayrılmamıştı. Bu sadece Kutsal Mor Elma klanını kandırmak ve onları yok etmek içindi. Böylece kendi klanı suçlanmamış olacaktı.
Yanan Anka Ateşi Klanını seçmesindeki en büyük sebeplerden biri ise Kutsal Mor Elma Klanının zaten Yanan Anka Ateşi klanı ile aralarında olan husumetti. Deniz Parvana da bu husumeti kullanacaktı. Hem kendi yetişimini arttıracak hem de Yanan Anka Ateşi klanı yetişimcilerini güçlendirmiş olacaktı. Eğer Yanan Anka Ateşi klanı yeteri kadar güçlenirse doğal olarak kendilerine sürekli sorun yaratan Kutsal Mor Elma Klanını yok etmek isteyeceklerdi ki bu Deniz Parvana’nın da işine geliyordu.
Turnuva sona erdikten sonra klan liderlerini kısa bir toplantı için bir araya gelmişlerdi. Bu sırada Deniz Parvana’da Yanan Anka Ateşi Klanı saflarına katılmış ve Kutsal Mor Elma klanı sınırları dışında grubu ile klan liderinin gelmesini bekliyordu.
Bu sırada fırsatı değerlendirmek isteyen birçok kadın öğrenci Deniz Parvana ile yakın ilişkiler kurmak için inisiyatif almışlardı. Bu durum ellerinde değildi. Deniz Parvana’dan yayılan inanılmaz yang enerjisi onları çekiyordu.
Ejderhaların tamamı aşırı derece yang enerjisine sahiplerdi. Altın Karga ve Ateş Anka ‘sı ise aşırı derecede yin enerjisine sahipti. Ancak aralarında bariz bir fark vardı. Ejderhalar antik canavarlar olsa da hala varlardı ve soyları hiçbir zaman saf olmamıştı. Safkan ejderhalar çoktan yok olmuşlardı. Ancak Altın Karga ve Ateş Ankası öyle değildi. Onlar tüm var oluş zamanında sadece bir kere var oldular. Milyonlarca yıl yaşadılar. Çoğalacak eşleri hiç olmadı. Bu yüzden hep kan soylarını devam ettirecek varlıklar aradılar.
Hayatlarının sonuna geldiklerinde bilinçlerini parçalara böldüler ve tüm var oluşa yaydılar. Bu şekilde kan soylarını devam ettirebilecek mirasçılar bulabilir ve kan soylarını devam ettirerek sonsuz kadar hatırlanabilirlerdi.
Ejderhaların yang enerjileri miktar olarak çok ama su gibi hafif ve saydamdı. Altın Karga ve Ateş Ankası’nın yin enerjisi ise miktar olarak az ama cıva gibi çok ağır ve koyuydu. Ve bu kadar yoğun bir enerjiyi her kullanıcı kaldıramaz ve doğal olarak bu gücü tam potansiyelinde kullanamazdı.
Bu yüzden yang enerjisi yüksek seviyede olan bir kişi ile yapacakları çifte yetişim ile kendi damarlarında gezen yin enerjisi biraz incelecek ve kendi güçlerini maksimuma çıkartabilecekler. Aynı şekilde hafif yang enerjisine sahip olan erkeğin ise yang enerjisi yoğunlaşacak ve gücünü maksimuma çıkarabilecekti.
JJ’nin durumu da böyleydi. JJ direk Altın Karga’nın kalıntılarına sahipti. Sahip olduğu yin enerjisi tahmin edilemeyecek kadar yoğundu.
Şimdi Ateş Ankası’nın kan soyuna sahip olan bir klan için, ejder kan soyuna sahip olan Deniz Parvana inanılmaz derecede önemliydi. Onlar için göklerin gönderdiği en değerli hazineydi. Deniz Parvana sayesinde onda biri zamanda on kat fazla bir hızda yetişim yapabileceklerdi. Hem de en ufak bir an etkisi olmayacaktı.
Elbette bu durum Deniz Parvana içinde geçerliydi. Bald, zaten ona bunları anlatmıştı. Evrimlerinin kilitlerini çok daha hızlı bir şekilde açabilirlerdi. Üstelik Deniz Parvana’nın yetişim hızı düşünüldüğünde Deniz Parvana içinde göklerden gelen bir hazine değerindeydi.
********************************************************
Yazar’ın Köşesi 🙂
Yeni bölümler her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri saat 09:00’da…
Geçen hafta bölüm atamadım bu yüzden bu hafta ikişer bölüm geliyor!
BİLGİ: Yin Yang Nedir?
Yin ve Yang, yüzyıllar önce Çin kültürünün geliştirdiği oldukça karmaşık bir kavramdır. Yin ve yang doğada var olan iki zıt kuralı temsil etmektedir. Yin kadınsı, durgun, karanlık, negatif ve içten gelen enerji ile karakterize edilmektedir. Yang ise erkeksi, enerjik, sıcak, parlak, pozitif ve dışsal enerji ile karakterize edilmektedir.
Yin ve yang’ın kendi aralarındaki dengesi oldukça önemli bir konudur. Eğer yin güçlenirse yang zayıflar veya tam tersi olur. Yin ve yang bazı durumlarda birbirleri ile yer değiştirebilirler. Bunun sebebi ise yin ve yang’ın her zaman aynı kategori altına girmemesidir.
Temel anlamda Yin ve Yang enerjisi zıtlıkları temsil eder. Aynı zamanda biri olmadan diğer olamaz. En basit anlatım ile Karanlık olmadan ışık, ışık olmadan karanlık olmaz. Aynı zamanda karanlığın içinde ışık, ışığın içinde de karanlık vardır.
Avatar: Legends Of Korra serisindeki Raava ve Vaatu ‘yu düşünün. Biri karanlığı diğeri ışığı temsil eder. Aynı zamanda Yin ve Yang’ı…
NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉
Keyifli Okumalar…
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************