Öncelikle selamlar, manga konusunda kendinden ödün vermeyip gece gündüz okuyan anime hayranları sizler de hoş geldiniz! Uzun zamanlardır bir shounen serisine başlamak istiyordum fakat bir türlü yeni bir seriye denk gelmemiştim. Ta ki MANGA PLUS üzerinde yayınlanan Doron Dororon ile karşılaşana kadar!
Bende bu yüzden sizlere bu manganın ilk bölümünü incelerek “DORON DORORON MANGASI İLK İZLENİM!” başlık altında sizlere sunuyorum.
Shounen Jump dergisi kısa bir süre önce içeriğine üç yeni manga eklediğini açıklamıştı. Bunların arasında aslında benim gözüme en ilginç gelen Doron Dororon olmuştu. Tabi ki şu anda daha diğerlerini daha okuma şansım olmadı ama genel hatlarıyla fikrimin değişeceğini de düşünmüyorum.
Elbette yazıya geçmeden önce serinin daha sadece ilk bölümünü okudum, bu ve bundan sonraki yazılarımı okurken bunun bilincinde olmanızı isterim.
O zaman hazırsak hadi başlayalım!
YENİ BİR MACERAYA ADIM ATIYORUZ!
Manganın konusuna, çizimlerine, karakterlerine… gibi konu başlıklarına giriş yapmadan önce manganın hem yaratıcısı hem de çizeri olan Osuka Gen’den ufacık bahsetmek istiyorum. Kendisi bunun öncesinde Shounen Jump dergisine girebilmek için Fantesies ve Golem Hearts gibi projelerde bulundu fakat istediği sonucu ikisinde de bulamadı.
Fakat yaptığı bu son çalışma Doron Dororon, hayalini kurduğu Shounen Jump dergisindeki diğer büyük yapımların arasında kendine bir yer edindi.
Yayınladığı ilk bölümünün ardından dergiden yer alan “Yazarların Yorumları” köşesinde bu konuda ne kadar heyecanlı ve istekli olduğunu dile getirdi:
“Her hafta serinin tadını çıkarabilmeniz için çok çalışacağım. Bu konuda bana destek olan herkese minnettarım.”
Şimdi gel gelelim hikayemizin konusuna, insanlığın huzurlu bir şekilde yaşadığı Japonya’da huzuru bozmak için Mononoke adı verilen canavarlar dadanmıştır. Nereden geldiği belli olmayan bu canavarlar insan etine bayılırlar ve bu yüzden insan ırkını tehdit etmektedirler.
Bu karşı olarak insanlar karşılarında duran tehlike karşısında doğuştan doğaüstü güçlere sahip olan insanları Samuray yaparak Mononoke’lere karşı bir silah yapmıştır.
Hikayemizin baş kahramanı olan Dora Sasaki ise tıpkı onlar gibi bir Samuray olmak isteyen bir gençtir. Fiziksel anlamda çok yetenekli olan Dora’nın kanında hiç doğaüstü güç olmadığı için asla bir Samuray olamaz.
Fakat bir çarpışa sırasında tanıştığı ve Mononoke’lerden en az onun kadar nefret eden başka bir Mononoke’yle güçlerini birleştirir…
Doron Dororon mangasının hikayesini okuduğunuzda eminim ki aklınıza binlerce bunun benzeri başka popüler isimler gelmiş olabilir. Mesela, son zamanların popüler animesi Demon Slayer’da da olduğu gibi insanlarla beslenen iblislere karşı savaşan samuraylar veya doğuştan gelen yetersizlikleri yüzünden dolayı hayalinden vazgeçmek zorunda kalan ama bunun için çok çalışan baş kahramanlar: Midoriya ve Asta gibi… örnekler aklınıza gelmiş olabilir.
Hikâyenin temel iskeleti diğer popüler olmuş serilere benziyor olsa da Doron Dororon mangasının sırf kâr amacı güdülerek yazılmış kopya bir seri olduğunu düşünmüyorum. Cesur kahramanız Dora ve onun dost canlısı arkadaşı Mononoke Kusanagi ile arasında güzel bir sinerji oluşmaya başladı. Kusanagi’nin sahip olduğu güçleriyle Dora’nın fiziksel gücü birleşerek seriye önemli bir haraketlilik katıyor.
Kusanagi’nin şekilde değiştirme yetenekleri ve sevimli görünüşüyle eminim birçok okuyucusunun en sevdiği karakter haline gelecektir. Dora’yla birlikte tanışmasıyla da bu karakterin ne kadar sevimli bir şey olduğunu hemen fark edeceksiniz. Bu ikilinin diğer üyesi Dora’yı ele aldığımızda, grubun daha sert ve iş bitirici görevini üstleniyor. Şimdilik hayalini gerçekleştirmiş gibi görünse de yaptığı şeyin kanununuz olduğunun da bilincinde duruyor.
Ve eminim yakın zamanda gördüğümüz diğer Samuraylarla da karşılaşacağı çok mümkün.
ÇİZİMLER VE DİĞER DETAYLAR
Henüz belki de bunları konuşmak için erken ama bence çizimleri ilk bölüm için gayet hoş görünüyor. Ve bence sırf çizimleri sayesinde hit olma potansiyeli çok yüksek. Maskot şirin bir karakterle sert mizaçlı geç baş kahramanımız ve aralarındaki ilişki birçok başarılı shounen serilerinde gördüğümüz tatlı ufak detaylardan.
Mangayı şöyle ilk baktığımda nedense aklımdan direkt My Hero Academia yaratıcısı Kohei Horikoshi’nin yeni serisi sandım, yalan yok. Her ne kadar manga ona ait olmasa da genel ilk izlenim olarak aklıma ilk o geldi. My Hero Academia serisi zaten çizimleri konusunda başarılı bulduğum mangaların arasında yer alırken Doron Dororon da bence hem dövüş sahneleri olsun hem de karakter tasarımıyla önde gelen yapımların arasına kendine bir yer edinecektir.
Hatta vaktinde daha adını bile duymadığımız Demon Slayer gibi bir serinin -yüzde olarak bence daha yüksekte animesi sayesinde popüler olması Doron Dororon için de bir umut kırıntısı bıraktığına inanıyorum.
Son sözlerimle, serinin devamında ne olacak onu şuanda bilemiyorum ama seri ilk bölümüyle herkese hitap edebilecek yeni bir shounen/seinen karışımı güzel manganın adımlarını atıyor. Özellikle Demon Slayer ya da My Hero Academia severlerin göz atmasını istediğim bir seri.
Bugünkü “DORON DORORON MANGASI İLK İZLENİM!” yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım eğlenceli ve bilgilendirici olmuştur. Bunun yanında eğer bir hatam veya kusurum varsa şimdiden özür dilerim… Bunun gibi birçok anime içerikleri için BURAYA, bu yazıyı esinlendiğim kaynağına ulaşmak için BURAYA tıklamanız yeterli. Şimdiden herkese iyi ve keyifli anime günleri dilerim!