Herkese merhabalar,
Mangakalarımızı tanıtmaya devam ediyoruz ve bugün ki konuğumuz Bleach mangası ile ünlü Tite Kubo. Bleach‘i işleyiş açısından beğenmesem de karakter açısından çok başarılı bulurum. Karakterler çizimi inanılmaz derece de farklı ve modern. Bakalım Tite Kubo kimmiş 🙂
Hideaki Sorachi‘nin aksine oldukça özgüvenli bir mangaka ile karşı karşıyayız. Bayağı orjinal pozları var internette 😀 26 Haziran 1977 yılında dünyaya gelmiş. Daha çok küçükken Saint Seiya mangasını okumasıyla mangaka olmaya karar vermiş kendileri. Lise yıllarında ise çizim yeteneğiyle dikkatleri üzerine toplamış. Mimari ve dizayn ile ilgilense de hep mangaka olmak istemiş. 1996 yılında Shounen Jump yarışmasına katılmış ve birinci olamamış olmasına rağmen bir süre sonra Shounen Jump‘dan kendisine teklif gelmiş. İlk çalışması One-Shot şeklindeki “Ultra Unholy Hearted Machine”. Daha sonra seri şeklindeki Zombiepowder‘i yayınlamış. Seri çizimleri ve batı tarzı işleyişi ile çok dikkat çekse de Kubo‘nun psikolojik bir travma geçirmesi nedeniyle yarım bırakılmış. Daha sonra 2001 yılında Bleach‘i Shounen Jump‘a sunan Kubo reddedilmiş. Reddedilme sebepleri ise psikolojik sorunları ve Jump‘da o sırada yayınlanan serilerin çok fazla olması. Burada yine beni kendisine hayran bırakmadan geçmeyen Akira Toriyama , Bleach senaryosunu okuyunca Shounen Jump‘a özel bir mektup yazmış ve Kubo‘yu cesaretlendirmiş. Akira Toriyama haberimi hazırlarken daha nelerle karşılaşacağım, neler öğreneceğim diye çok heyecanlıyım 🙂
Sevgili mangakamız hem utangaç hem lafını esirgemeyen birisi. Kendisini sinirlendirenlere verdiği ayarlarla biliniyor. Lakabı Troll King 😀 Ben onu Hideaki Sorachi için kullanmıştım çünkü ona daha çok yakıştığını düşünüyorum 😀 Ayrıca animelerin ve mangaların live actionlarının yapılmasına da çok karşı kendileri. Bir röportajında : “Yapabildiklerim dizi ve filmlerde yapılabilseydi bu işi yapmazdım. Anime ve mangalar başka birer dünya ve onları başka şeylerle karşılaştıramazsınız.” diyor. Bu arada hayranları tarafından oldukça da küfür yiyen bir mangaka çünkü çok tembel. Bleach‘e yok hastayım yok evleniyorum diye verdiği aylarca tatiller ve fanları tatmin etmeyen bir son, bir çok fana Bleach mangalarını yaktırmıştı.
Bleach için ise :
“Bleach henüz ortada yokken ilk olarak Kuchiki Rukia’yı oluşturdum. Shinigamilerin siyah kimonolar giymesini istiyordum çünkü bu kimsenin görmediği bir şeydi. İsim olarak ilk başta “Black” ismini düşündüm, sonra çok sıradan olduğu için “White” ismi aklıma geldi ama bu da çok basitti. Daha sonra ne siyah ne de beyaz anlamında olan “Bleach” kelimesinde karar kıldım. Rukia ismini de televizyonda görmüştüm. Güney Amerika’daki nadir bir çiçeğin adının Latince’de Rukia gibi bir şey olduğundan bahsediyordu. İsim hoşuma gitti. Hemen kağıt ve kalemi aldım ve ortaya bir isim çıkardım : Kuchiki Rukia. Daha sonradan öğrendim ki Rukia aynı zamanda ışık anlamına da geliyormuş. Ben de Rukia, Ichigo’nun ışığı olsun istedim.” Ichigo da “Çilek” ve ayrı yazıldığında “1” ve “5” anlamlarındadır ve de Ichigo’nun doğum günü olan 15 Temmuz’a işaret eder. İlk çizdiğim Kurosaki Ichigo gözlüklü ve siyah saçlıydı. Sonra Kuchiki Rukia’nın yanında ana karakterin de siyah saçlı olmasını istemedim ve değiştirdim. Görseydiniz, ilk Ichigo şimdikinden o kadar farklıydı ki… ” diyor Kubo-san .
Savaş sahneleri sorulduğunda ise :
“Çizimlerde önemli olan kafanızdakileri diğer insanlara nasıl sunduğunuzdur. Kafamdakileri tam olarak çizebiliyorum ve bu çok iyi hissettiriyor. Aksiyon sahnelerinde kimonoların ahenginden tutun da en ufak detayların bile, hangi kamera açılarından, hangi karelerde hangi sahnenin nasıl çizilmesi gerekiyorsa o şekilde çizerek, kafamda canlandırdığım sahneleri en iyi şekilde yansıtabiliyorum. Rock müzik hayranıyımdır. Bazen müzikle beraber çalışırım bazen de konsantrasyonumu bozabilir. O zamanlar rock müziğimi kafamda devam ettiririm, aksiyon sahnesini beynimde canlandırırım. En önemli anlarda durdurur, sahnenin açıları ile oynar ve en doğru açının hangisi olduğuna karar veririm. Bunları beynimde tamamladıktan sonra karar verdiğim o sahneleri çizerim. Bu sahnelerde okurların o acıyı hissetmeleri gerekir.” diyor.
Çizmekte en çok zorlandığı karakter sorulduğunda ise :
“Bleach karakterleri arasında çizimi en zor olan Zaraki Kenpachi’nin saçları. O’nu böyle tasarladığım için sanırım sonsuza kadar pişmanlık duyacağım.” diyor.
Anime ile ilgili düşünceleri sorulduğunda ise :
“Animenin tüm bölümler ile doğrudan ilgilenmekteyim. Bölümleri ilk önce ben izliyorum. Hiçbir mangakanın anime serisiyle benim kadar ilgilendiğini sanmıyorum. Bleach her şeyi ile bana ait. Ne kadar çalışırsam ve emek verirsem o kadar “Benim” diyebiliyorum.” (Kubo Sensei Bleach için seiyuu bile olmuştur. Bleach: Memories in the Rain’de Kon’un seiyuusu bizzat Tite Kubo’dur.)
Favori karakteri sorulduğunda :
“Bayanlar gerçek hayatta fiziksel olarak çok güçlü olmayabilirler ama zihinsel olarak çok güçlüdürler. Tüm bayanlara saygı duyuyorum. Diğer sorunun cevabı ise Yoruichi ve Rangiku. Rangiku’nun ablam olmasını gerçekten isterdim. Serideki bir karakter ile yer değiştirmek isteseydim bu Kon olurdu.”
Kubo hakkında çok şey okudum gördüm sempatik ve samimi biri bence. Bleach e nedense alışamadım ancak eserine sonsuz saygım da vardır. Bleach bittiğinde mangakaların Kubo hakkında söyledikleri pek samimi değildi genelde ama Sorachi ve 1-2 mangaka kendisini bayağı savunmuştu sanırım.
Olley be Tite Kubo be (o_O) (/O_o)/ Makale İçin teşekkürler Tsunade Hanım Güzel Olmuş Elinize Sağlık.