Azur Kral – Bölüm 95 – Clitus Adasındaki Durum

Önceki Bölümden…

En az öğrenci kaybeden ise yine 12 Güneş Derin Deniz Klanı idi. Sadece iki öğrencisi geri dönmemişti ki o da Deniz Parvana tarafından öldürülen Yoshi Christie ve adını bilmediği başka bir öğrenciydi. Aynı zaman da kaybedilen kıdemli de Deniz Parvana tarafından öldürülmüştü. O kişi de Kıdemli Song’du.

Diğer klanlarda, en az öğrenci kaybeden Yanan Anka Ateşi Klanı idi. Kutsal Mor Elma Klanı ise neredeyse bütün öğrencilerini kaybetmişti. Geriye sadece 3 öğrenci geri dönebilmişti.

 

** 95 – Clitus Adasındaki Durum

Tüm klanlar kendi bölgelerine giderken miras alanı da gözlerden kaybolmuştu. Sadece Kaim Bu orada bekliyordu. Bir umut son anda çıkabilir diye bekliyordu ama miras alanı gözden kaybolduğu halde Deniz Parvana çıkmamıştı.

Miras alanı gözden kaybolduğu anda Kaim Bu ‘nun içinde büyük bir üzüntü doğmuştu. Tüm Ki’sini içinde dolandırsa da bu üzüntüsünü bastıramamıştı. Kendisi bile bu kadar etkilendiğine şaşırıyordu. Bu kadar kısa sürede Deniz Parvana’ya nasılda bu kadar bağlandığını anlamamıştı.

Miras alanı kaybolduktan ve herkes gittikten sonra bile Kaim Bu oradaydı. Sadece kaybolmuş olan miras alanının girişine bakıyordu. Şu anda orada hiçbir şey yoktu ama yine de bakıyordu. Gözleri sadece tek bir şeyi, Deniz Parvana’yı arıyordu.

Zaman geçtikçe omuzları düşüyordu. İçindeki umut giderek küçülüyordu ama o umut hiçbir zaman tükenmeyecekti.

**

O sıralarda Clitus adasında işler karışmaya başlamıştı. Deniz Parvana, Mavi Krallık’tan ayrılmasının üzerinden 2 yıldan fazla bir süre geçmişti. Aspar Parvana ve diğerleri tamamen iyileşmişti.

Tüm krallıklar mecburen de olsa 1000 yıllık barış ve ticaret anlaşmaları yapmışlardı ve Mavi Krallık her geçen gün zenginleşiyordu. Zenginlik açısından diğer tüm krallıkları geride bırakmıştı. Deniz Parvana sayesinde akademilerde yapılan değişimler bu zenginliklerle desteklendiğinden dolayı öğrenciler 2 yıl kadar kısa bir sürede adadaki güç ortalamasının üzerine çıkmışlardı.

Mavi Krallığın elde ettiği zenginlikler sayesinde Mustafa Parvana ve Melek Parvana Kral Diyarına yükselmişlerdi. Bu diyar bu da için sınır olsa bile Kral diyarında olmaları Mavi Krallığın çoktan güç açısında da diğer krallıkları geçtiği anlamına gelmişti.

Diğer krallıklar ise bu durumdan giderek rahatsız olmaya başlamışlardı. 1000 yıllık anlaşma söz konusuydu. 2 yıllık sürede güç farkı açılmaya çoktan başlamıştı. Eğer bu şekilde devam ederlerse Mavi Krallık 500 yıl kadar sonra üst seviyelere yükselebilecek bir güç haline gelebilirlerdi. Elbette o zamanlar geldiğinde Clitus adasında tek bir krallık olurdu.

Bu korkular yüzünden diğer dört krallık kendi aralarında gizli toplantılar yapıyordu. Mavi Krallığı casuslar ile doldurmuşlar ve her şeyden haberleri oluyordu.

O sıralarda Aspar Parvana’nın iyileştiği haberini almışlardı. İşte şans gözlerinin önüne kadar gelmişti. Aspar Parvana’yı kullanacaklardı. Eğer bunu başarabilirler ve Aspar Parvana’nın isyan etmesini sağlayabilirlerse tüm krallıklar bir anda Mavi Krallık’a çökebilir yardım amacı ile içeriden onları çökertebilirlerdi.

Evet, bunu kullanacaklardı. Önce içeride isyanlar çıkartacaklar sonrada bir şekilde Aspar Parvana ile iletişime geçip isyancıların başı olarak krallığı ele geçirmesi konusunda teşvik edeceklerdi.

Kızıl Krallık durumu en kötü olan krallıktı. Eski güçlerini bile kaybetmişlerdi. Sonuçta onların güç kaynağı olan ateş ejder tanrısı artık yoktu ve o ateş ejder tanrısının neden ve nasıl gittiğini bulamamışlardı.

Üst seviyeden bir kıdemli gelip volkanı açmıştı ama yine de eskisi gibi güçlü bir ateş Ki’si yaymıyordu. Eskisi gibi güçlü değildi. Yoğunluk olarak aynı gibiydi ama saflığı ve gücü aynı değildi. Berrak ve lezzetli bir suyun yine de içilebilir ama tatsız tuzsuz bir su haline gelmesi gibiydi. Sadece o Ki’ye mecbur kaldıkları için kullanıyorlardı.

Bu değişim yüzünden güçlerinde ve ilerleme hızlarında bir düşüş yaşanmıştı. Bu büyük bir kriz haline gelmişti. Sınırlara yakın olan güçsüz insanlar bu krizden kaçıp kaçıp Mavi Krallığa sığınmışlardı. Kızıl Kral bu durumdan iyice yorulmaya ve sinirlenmeye başlamıştı. Artık kendi insanlarına bile sahip çıkamayan bir kral olarak dalga geçiliyordu. Otoritesi sorgulanmaya başlamıştı.

Diğer krallıklar için durum bu kadar kötü değildi. Onlar sadece uzak gelecekte krallıklarını devam ettiremeyecekleri düşüncesindelerdi. Kızıl Krallık o kadar uzak geleceği bile düşünmüyordu. Onlar için yakın gelecek en büyük sıkıntılara gebe olan zamanlardı.

Yeşil Krallık, Kızıl Krallık, Beyaz Krallık ve Siyah Krallık kendi aralarında gizli toplantılar yapıyorlardı. Ancak onların bilmediği bazı şeyler vardı. İleri görüşlülüğü zirvede olan Alper Us tarafından bu durum önceden ön görülmüştü ve arkasında casuslar bırakmıştı.

Alper Us, Parlak Gökkuşağı Kıtası’ndaki evinde yani klanında görevlerini yaparken Clitus adasından gelen haberleri inceliyordu.

“Sayın Kutsal Arena Liderimiz,

Deniz Parvana gittiğinden beri Mavi Krallık aleyhine, diğer krallıklar arasında gizli toplantılar yapılmaya başlandı. Bu dört krallık arasında en huzursuz olanı Kızıl Krallıktır. Güçlerinde büyük bir düşüş söz konusu. Diğer krallıklarda büyük sorunlar yok, aynı düzeyde ilerliyorlar ancak krallıklar arasında yapılan barış ve ticaret anlaşmaları sebebi ile Mavi Krallık çok kısa sürede inanılmaz bir hız ile büyüyor ve güçleniyorlar. Çoktan iki Kral çıkardılar. Mustafa Parvana ve Melek Parvana…

Diğer dört krallık arasında yapılan gizli toplantıların içeriğini bilemiyoruz ancak Mavi Krallık’ın aleyhine bir şeyler planladıklarını düşünüyoruz. Bu planlar ne zaman yürürlüğe girecek elimizde bir bilgi yok. Ancak öğrenciniz Deniz Parvana’nın Clitus adasına bir ziyaret gerçekleştirmesi diğer krallıkların içinde girdiği oluşumu bozabileceğini düşünüyoruz.

Bu raporumuz bu kadar. Saygılarımla…”

Bu rapor Alper Us’un moralini daha çok bozmuştu. Çünkü Deniz Parvana kaybolmuştu. Miras alanından çıkmamıştı. Bu görevi Deniz Parvana’nın değil, kendisinin yapması gerek diye düşünüyordu. Kendisi de bu görev için elbette yeterliydi ancak kendisi Clitus adası için dış kapının dış mandalı gibiydi. Oraya gitse bile elinden bir şeyler gelmesi pek olası değildi. Çünkü Clitus adasında görev yapan yetkililerin tarafsız olması gerekliydi. Ancak Clitus adası Deniz Parvana’nın doğduğu ve ailesinin yaşadığı yer olduğundan durumu özeldi.

“Bu durumları düzeltmemiz gerekiyor! Kızıl Krallık olarak tüm krallıkların gerisinde kalmamız kabul edilemez. Bir şeyler bulup… Bir şeyler bulup bu durumu düzeltemeyiz. Rauf! Senin üst seviyelerdeki diğer krallıklar ile görüşmelerin nasıl gidiyor? İletişim kurabildin mi?”

“Hayır kralım. Ses iletimlerim gidiyor ancak bir cevap verilmedi.”

“Tamam. Devam et. Cennetsel Kılıç Villa Kıtası’nda yer alan bir krallık ya da klan ile iletişime geçip buradaki düzen hakkında yardım talep et.

Lanetler olsun sana Deniz Parvana. Senin yüzünden bunlar başımıza geldi. Bunların üzerine birde güç kaynağımızı da kaybettik. Tüm krallıkların önündeydik 2 yıl… Sadece 2 yılda tüm krallıkların gerisinde kaldık. Bu kabul edilemez. Ne pahasına olursa olsun diğer krallıkların bu güçlenmesini durdurmalıyız.”

“Haklısınız kralım. Çok haklısınız. Elimizden geleni yapacağız.”

“Diğer krallıklar ile ilgili durumlar nedir?”

“Efendim diğer krallıklar ile ilgili de biraz sorunumuz var. Yeşil Krallık büyük bir kutlama yapıyor. Yeşil Kral’ın oğlu Doğa Kaol Lord Diyarına yükselmiş. Bir hafta önce kadar hissettiğiniz aura’nın sebebi buymuş. Casuslarımızdan gelen bilgilere göre, Yeşil Krallıkta bir noktadan yayılan inanılmaz boyutlarda Ki yoğunlaşması yaşanmaya başlamış. Bir fenomen gibi görünüyor ancak etkileri devam ediyor.

Bu durum Siyah ve Beyaz krallıklar için de geçerli. Net bilgi olarak bu fenomenlerin temelinde Deniz Parvana olduğu düşünülüyor. Deniz Parvana, Beyaz Krallık’a gidip oradan çıktıktan bir süre sonra Yeşil Krallıkta olduğu gibi bir noktada Ki yoğunlaşması fenomeninin ortaya çıktığı bilgisi gelmişti. Bunu zaten size bildirmiştik. Aynı şekilde Siyah Krallıkta da benzer bir durum yaşanıyor.

Siyah ve Beyaz krallığın da yakında yeni lordlar üreteceği tahmin ediliyor.

Erm… Mavi Krallıkta durumu zaten biliyorsunuz. Deniz Parvana buradayken tüm akademilerden sorumlu olan kişiydi. Nereden elde ettiğini bilmediğimiz teknikler yüzünden akademilerdeki öğrencilerin gelişme hızı aşırı hızlanmış. Üstelik…”

“Üstelik ne! Susmasa be adam!”

“Üstelik, sınır kasabalarımızdan Mavi Krallık’a sığınan köylüler, kız kardeşiniz tarafından sevgi ile karşılanmış. Hatta yetenekli olduğunu düşündüğü köylüleri destekleyerek ateş Ki’si temelli güçleri olanlar için yeni akademiler kurup o köylüleri ve çocuklarını bu akademide eğitmeye başlamış. Aslında burada bir sorun yok diyebiliriz. Asıl sorun, bizden aldıkları ürünler ile bu köylüleri destekliyormuş. En büyük sorun ise Yeryüzü Diyarında olan kişiler bile çok kısa sürede Yaşam Diyarının zirveleri Gökyüzü diyarı girişine kadar yükselmişler. O köylülerin içinde birçok dahi bile çıkmış.”

Kızıl Kral, çıldırmanın eşiğine kadar gelmişti. Aldığı her nefeste ağzından ve burnundan alev olarak çıkıyordu. Yumruk yaptığı ellerini vurduğu yerden alevler patlıyordu. Göz bebekleri kan kızılı rengine bürünmüş ve içlerinde ateşler yanıyor gibiydi.

Taht odasının sıcaklığı onlarca derece yükselmişti ve yükselmeye de devam ediyordu. Kızıl Kral tam çıldırmanın eşiğini aşıyordu ki ani bir şekilde odaya bir kıdemli girmişti.

“Kralım! Kralım! Beklediğimiz haber geldi! Cennetsel Kılıç Villa’sı Kıtasından Göksel 7 Kılıç Klanından cevap geldi!”

********************************************************

Yazar’ın Köşesi 🙂

Azur Kral – Bölüm 95 – Clitus Adasındaki Durum

Her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yeni bölümler gelecek.

Yavaş yavaş ilk cildin sonuna geliyoruz. 100. Bölümde ilk cilt tamamlanmış olacak ve o zaman ek bir bölüm ile resimleri paylaşacağım. İlk cilt sona erdiğinde iki hafta bölüm gelmeyecek.

NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************