Azur Kral – Bölüm 94 – Deniz Parvana Geri Dönmedi

Önceki Bölümden…

Diye kükredikten sonra Altın karga tanrısının bedeni toza karışmaya direk JJ’nin bedenine girmeye başladı. Bu birleşme bittiğinde JJ’nin gözlerinin önünde 20 tane altın renginde kan damlası vardı. Sırası ile bu damlalar da alnından içeri girdi.

Altın karganın topladığı alevlerde aynı şekilde JJ’nin vücuduna girdiğinde JJ acı ile bağırmaya ve kıvranmaya başladı. Bu birleşim acı vericiydi.

Birleşim sona erdiğinde JJ kendini vaha da buldu. Ancak bu vaha da bir damla su kalmamıştı. Ağaçlar ve çimenler tamamen kurumuştu. Anlaşılan bu vahayı hayatta tutan şey altın karganın gücüydü.

 

** 94 – Deniz Parvana Geri Dönmedi

Altın karga JJ’yi sınava sokmamıştı. Eğer onu kendi sınavına soksaydı JJ’nin o sınavı geçmesi mümkün olmazdı. Elbette Altın kargada bunu biliyordu. Güçlerinin yakın zamanda kullanamayabilirdi ama ileride en üstün kullanıcı olacağını hissetmişti.

Altın karganın altın alevlerinin gücü Yin Enerjisine bağlıydı. Bu yüzden altın karga alevlerini sadece kadınlar kullanabiliyordu. JJ’nin Yin Enerjisi normal kadınlardan 500 kat daha fazlaydı ki bu inanılmaz bir farktı. Altın karga mirasçıları tarihinde en üstün kullanıcı olacaktı.

Altın karga, bunu bildiğinden dolayı arkasında kalan her şeyi JJ’ye emanet etti ve varlığı tamamen silindi. JJ, artık son altın karga kullanıcısıydı.

Bu olaydan sonra JJ’nin potansiyeli inanılma yükseldi ancak yine de ne yaptıysa altın karga alevlerini kullanamamıştı. Altın karga’dan gelen kan soyu sayesinde kullandığı ateş teknikleri eskisine göre katlarca daha güçlüydü. Tam olarak olmasa kullandığı ateşlerin rengi biraz altınlaşmıştı ama altın karganın altın alevlerinin yanına bile yaklaşamazdı.

Ailesi ve klan lideri bu durumu öğrendiklerinde eskisinden daha çok desteklemeye başlamışlardı. Elbette klan liderinin desteği hiçbir desteğe benzemiyordu. Klan liderinden gelen az bir destek bile ailesinden gelen desteği katlıyordu.

Altın karganın mirasını aldıktan kısa süre sonra JJ değişmeye başlamıştı. Vücudundaki Yin Enerjisi, altın karga mirası sebebiyle inanılmaz boyutlara çıkmıştı. Bu sebeple eskisinden çok daha güzeldi. Fiziği çok daha kadınsıydı. Değil erkekler kadınlar bile farklı bakmaya başlamışlardı.

JJ’nin yakın yanına yaklaşanlar bu Yin Enerjisine kapılıyordu. Yin enerjisine kapılanlar JJ için sıkıntılı hale gelmişti. Hem gücünü geliştiremiyor hem de daha fazla sıkıntı çekiyordu. Yin enerjisini de nasıl kullanacağını da bilmediğinden dolayı görünüşünü erkek olarak değiştiren bir iksir tarifi bulmuştu. Bu iksir aynı zamanda Yin Enerjisini de bastırıyordu.

Deniz Parvana ile karşılaşıp onunla düello edene kadar her şeyi iyi denebilecek bir şekilde ilerliyordu. O düellodan sonra altın karga alevleri hakkında ufak bir anlayış kazanabilmişti. Ayrıca ateş ejder tanrısı sebebi ile Yang enerji katlanarak artan Deniz Parvana’ya kısacası âşık olmuştu.

Yang ve Yin enerjilerini birbirlerini çağırıyor ve çekiyorlardı.

Buz Ruhu Vahasının çıkışında JJ’yi kadın halde bulduğunda bir katliam yapmıştı Deniz Parvana. O olaydan sonra JJ tekrar erkek haline bürünmemiş ve kadın halinde kalmıştı. Deniz Parvana’nın aşırı Yang Enerjisi, JJ’nin aşırı Yin enerjisi ile etkileşime geçebilmişti.

JJ ve Deniz Parvana’nın bilmedikleri şey ise birbirlerinin Yang ve Yin enerjileri birbirlerine tam uyan frekanstalardı.

JJ’nin çok yoğun ama miktarı düşük iken, Deniz Parvana’nın daha az yoğun ama miktarı inanılmaz seviyedeydi. Yang ve Yin, evrendeki zıtlığı ifade ettiği bilindiğine göre ikisinin de aralarında gerçekten tam bir zıtlık durumu vardı.

İşte bu zıtlıkta Yang ve Yin zıtlığına tam da uyan bir durumdu.

JJ şu anda Deniz Parvana’ya aşıktı. Bu kesindi ancak Deniz Parvana için aynı şeyi söylemek tam anlamı ile doğru değildi. Çünkü JJ’yi kısa zaman önceye kadar erkek olarak biliyordu. JJ’nin aslında kadın olduğunu öğrenmesi Deniz Parvana için büyük bir şoktu.

**

JJ ve Deniz Parvana, miras alanının çıkış noktasına geldiklerinde, yakın bir yerde Helios’tan inmişlerdi. Helios’u evcil hayvan boyutuna gönderdikten sonra normal adımlarla kapıya ilerlemiş ve geçmişlerdi.

JJ için bir sorun yoktu. Direk olarak geçmiş ve kendisini bekleyen ailesine kavuşmuştu. Ailesi onu kız halinde gördüğünde kısa bir şok yaşamış olsalar da üstünde durmamışlardı. Sonuçta evlatlarının kendi kararıydı.

Ancak Deniz Parvana çıkmamıştı. JJ kapının hemen önünde beklemişti ama Deniz Parvana gelmemişti. Klan lideri Kaim Bu telaşlanmış ve hızlıca miras alanının kapısına gelmişti. Kapıdan Deniz Parvana’nın aurası geliyordu ama kendisi yoktu.

Hem JJ hem de Kaim Bu içeri girmeyi denemişlerdi ama girememişlerdi. Çünkü dışarı çıkan biri içeri giremezdi. Ayrıca yaşı büyük olanlar da giremezlerdi.

Kaim Bu, JJ’nin omuzlarından sıkıca tuttu ve,

“Deniz nerde Julien! Beraber değil miydiniz? Nerede Deniz!”

“Efendim bilmiyorum. Evet beraberdik. Hatta kapıdan aynı anda geçtik. Deniz ‘in neden çıkmadığını bilmiyorum.”

Kaim Bu’nun o anda aklına eski zamanlar gelmişti. Böyle bir şeyi daha önce de duymuştu. Kapıdan çıkarken aradaki transfer esnasında kaybolanlar olmuştu. Şimdi bunun tek ve en değerli öğrencisi olan Deniz Parvana’nın başına geldiğini düşününce beyni karıncalanmaya saç derisi sızlamaya başlıyordu.

Bu nasıl mümkün olabilirdi? Neden kendisinin başına gelmişti? Klan lideri Kaim Bu gerçekten çok fazla sinir, öfke ve üzgünlük yaşıyordu. Sonunda hayatlarını değiştirecek bir öğrenci bulmuştu. Kendisi geçecek ve kendisi gibi bu kıtaya çakılmak zorunda kalmayacak bir öğrenciydi.

Hayatının sonuna kadar övünebileceği ve gurur duyabileceği bir öğrenciydi. Bazı durumlarda kendisine yardım edebilecek, klanının gelecekteki lideri olabilecek, klanını ve atalarının miraslarını koruyabilecek mutlak güç haline gelebilecek bir öğrenciydi.

Bu kadar çok üzülmesinin sebebi transfer esnasında kaybolanlar asla geri dönmemişti. Ölüyorlar mu yoksa başka bir noktaya mı ışınlanıyorlar bilinmiyordu. Bu bilinmezlik en kötü şeydi. İçinde hep bir umut kalacaktı.

Yanan Anka Ateşi Klanı lideri de benzer üzüntüyü yaşıyordu. Kendi klanları için büyük bir kazanç olabilirdi Deniz Parvana… Eğer ki yetişim partnerliği yapabilirlerse güçleri katlanarak yükselebilirdi. Bu yükseliş ve aralarında münasebet ile 12 Güneş Derin Deniz Klanı ile Yanan Anka Ateşi klanı arasında kırılmaz bağlar oluşabilir hatta birleşebilirlerdi.

İşte o zaman bu kıtaya hükmeden mutlak güç olabilirlerdi. Bu en derin hayalleri arasında vardı ve Deniz Parvana sayesinde gerçekleşme ihtimali vardı ama… Ama şimdi bu hayallerin gök gürültüleri ile yıkılmış ve parmaklarının arasından kayıp giden kumlar gibi akıp gitmişti.

Yanan Anka Ateşi klanının aksine Kutsal Mor Elma klanı lideri çok sevinçliydi. Baş düşmanı olarak gördükleri Deniz Parvana’dan, ellerini bile sürmeden kurtulmuşlardı. Mor Elma Klanı lideri de biliyordu. Transfer anında kaybolanlar asla geri dönmüyordu ve onlara ne olduğu belli değildi.

Kaim Bu’nun da bunu bildiğini biliyordu. O yüzden artık Deniz Parvana’ya öldü gözü ile bakmaması için hiçbir sebep yoktu. Kaim Bu, çok rasyonel bir adamdı ve bu acıya takılıp kalacak biri değildi. En azından böyle düşünüyorlardı.

Ancak hiçbiri bilmiyordu ki Kaim Bu, bu işin peşini asla bırakmayacaktı. En çok değer verdiği öğrencisinin peşini asla bırakmayacaktı. Eğer bu Deniz Parvana’nın kendi isteği olsaydı hayatta karşı çıkmazdı. Ama bir bilinmezlik durumu vardı ve Kaim Bu’nun yüreğinde bu belirsizlik bir umuttu. Bu umuda sonuna kadar sarılacaktı.

Ellerinden hiçbir şey gelmezdi. Bunu biliyordu. Sadece öylece beklemesi gerekse bile bekleyecekti. Onun ölmüş olmasına hiç ihtimal vermiyordu.

Miras alanı tamamen kapanan kadar ve içerideki öğrenciler çıkana kadar beklemişlerdi. Her klandan eksikler vardı. Direk kıdemlilerini kaybeden ise iki klan vardı. Bir kıdemli Kutsal Mor Elma, bir kıdemli de 12 Güneş Derin Deniz Klanı kaybetmişti.

En az öğrenci kaybeden ise yine 12 Güneş Derin Deniz Klanı idi. Sadece iki öğrencisi geri dönmemişti ki o da Deniz Parvana tarafından öldürülen Yoshi Christie ve adını bilmediği başka bir öğrenciydi. Aynı zaman da kaybedilen kıdemli de Deniz Parvana tarafından öldürülmüştü. O kişi de Kıdemli Song’du.

Diğer klanlarda, en az öğrenci kaybeden Yanan Anka Ateşi Klanı idi. Kutsal Mor Elma Klanı ise neredeyse bütün öğrencilerini kaybetmişti. Geriye sadece 3 öğrenci geri dönebilmişti.

********************************************************

Yazar’ın Köşesi 🙂

Azur Kral – Bölüm 94 – Deniz Parvana Geri Dönmedi

Her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yeni bölümler gelecek.

Yavaş yavaş ilk cildin sonuna geliyoruz. 100. Bölümde ilk cilt tamamlanmış olacak ve o zaman ek bir bölüm ile resimleri paylaşacağım. İlk cilt sona erdiğinde iki hafta bölüm gelmeyecek.

NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************