Azur Kral – Bölüm 60 – Ateş Ejder Tanrısı Mirası Uyanıyor

Önceki Bölümden…

İki farklı yaşam bir vücutta gibiydi. Bu düşünce onu korkutmuştu ama hissettiği inanılmaz güç akışı onu heyecanlandırmıştı. Gözlerini açtığında ise zihnindeki o tanrıça görüntüsü bir camın kırılması gibi paramparça olmuş ve hissettiği tüm dağ baskılarını kollarını yana açarak geri püskürtmüştü.

Bütün bunlar yaklaşık 15 nefes kadar sürmüştü. Deniz Parvana gözlerini açmış ve platforma çıkmıştı. Savaşmaya artık hazırdı. Ancak nedense etrafından çıt ses gelmiyordu. Etrafına biraz bakındığında kendisinde bir sorun varmış gibi herkesin ayrılmış gözlerle kendisine baktığını görmüştü.

“Ne oluyor?”

[YN: Sürpriiiiiiiz… iki haftadır düzenli bölüm atamadığım için bu bölüm bir bonustur. Bugün, bu bölüm ile birlikte 6 bölüm atmış oluyorum. Keyifli Okumalar.]

** 60 – Ateş Ejder Tanrısı Mirası Uyanıyor

Elini alnına götürürken eline kızıl renkte dalgalanan bir ışık vurduğunu gördü. Hızlıca arenadan indi ve yakındaki bir su birikintisinde kendisine baktı. Alnının tam ortasında daha önce karşılaştığı ateş ejder tanrısının boynuzlarının şekline birebir benzeyen iki kızıl boynuz ve bu boynuzların arasında yanan bir alev gördü.

Boynuzlar ve alev fiziksel şeyler değillerdi. Alına temas etmeden orada duran kızıl canlı bir simgeydi. Alevler yanıyor ve etrafına dalgalı kızıl ışıklar gönderiyordu. Bunun ne olduğunu bilmiyordu ama ateş ejder tanrısı evrimi ile ilgili olduğundan emindi. Hemen kendisini kontrol etti. Kendisinden herhangi bir ejder aurası yayılmıyordu. Sadece yaydığı ateş aurası daha da güçlenmişti.

Hemen olduğu yere oturdu ve alnındaki simgeyi kaybetmeye çalıştı. Bir süre uğraştıktan sonra hissettiği ikinci kalp atışı ve alnındaki simge kaybolmuştu. O anda kalp atışı ile alnındaki simgenin bağlantılı olduğunu anladı ve eğer birisi aktif ise diğerinin de aktif olacağını anladı.

Gözlerini kapattığı 15 nefeslik sürede neler olduğunu bilmiyordu. Hızlıca platforma döndü ve rakibi olan Sui Nehir tek dizinin üzerine çökmüş, terden sırılsıklam olan vücudu ile derin derin nefesler aldığını gördü. Gözleri ise bir şeytanın gözlerine dönüşmüş gibiydi. Böyle bir şeyi beklemediği kesindi.

Az önce cennetten inmiş bir tanrıça gibi görünen Sui Nehir şimdi cehennem çukurundan çıkmış bir şeytan gibiydi. Deniz Parvana, Sui Nehir’e saldırmamış öylece beklemişti. Sui Nehir kendisini toparladığında yavaş yavaş ayağa kalmıştı. Hala toparlanamadığı belliydi.

Bunun sebebi Deniz Parvana’nın, Sui Nehir’in en çok güvendiği zihinsel saldırısı olan Tanrıçanın İnişi Etki Alanı tekniğini zorla bertaraf etmesinden dolayıydı. İlk defa karşısına gelen çömezi göremediğini fark etmişti ve bu yüzden riske girmeden en kuvvetli tekniği ile başlamıştı. Ama rakibinin bu etki alanını zorla bertaraf edebileceğini düşünmemişti.

Tekniği zorla bertaraf edildiğinden dolayı feci bir geri tepme almış ve ciddi içsel yaralanmalar geçirmişti. Deniz Parvana tekrar dikkatlice Sui Nehir’e baktığında az önce yaşadığı hissin ve teknikten dolayı olduğunu anlamıştı. Aradan 10 dakika geçmiş olmasına rağmen Sui Nehir’de hala bir hareketlilik yoktu. Deniz Parvana kıdemlilere döndü konuşmak istediğini belirtti.

Kıdemliler onayladıktan sonra hızlıca kıdemlilerin yanına gitti ve hafifçe öne eğilerek başkasının duymamasını sağlayarak “Saygıdeğer kıdemli sanırım ben kazandım. Rakibim 10 dakikadır bir hareket yapmıyor ve bende rakibimin zayıflamış anından yararlanıp onu daha fazla incitmek istemiyorum.” Dedi.

Kıdemliler bu hareketi çok takdir ettiler. Zaten Sui Nehir’i kontrol etmişlerdi. Hem zihni hem de iç organları yaralanmıştı ve bu yüzden devam edemezdi. Deniz Parvana, rakibini yendiği için 500 tam puan almıştı. Armasını kıdemlilere uzattı ve puanı kaydedildi.

Deniz Parvana, rakibini nasıl yeneceğini düşünürken istemeden zaferi elde etmişti. Aslında bu zafer vücudundaki ateş ejder tanrısı sayesindeydi. Ateş ejder tanrısının varlığı onunla olduğu için bunlar yaşanmıştı. Bir ejderhanın gururunu herkes bilir. Bir tanrıdan bile daha gururlu olan bu varlıklar hayatlarını verirler ama gururlarından taviz vermezlerdi.

Ancak ateş ejder tanrısı, öylesine intikam ateşi ile yanıyordu ki gururunu bir kenara atabildi. Bu yüzden her şeyini bir insana emanet etti. En çok nefret ettiği ırk olan insan ırkından birine… Ancak her varlık bilirdi ki, intikam ateşi en güçlü ve en tehlikeli ateşti. İntikam ateşi her türlü duyduğu yok eder ve büyümeye devam ederdi.

**

Deniz Parvana tüm sınavlarını tam puan ile bitirmiş ve konaklama alanındaki odalarında bekleyen ustasının yanına gitmişti. Ustasına yaşanan her şeyi anlatmıştı.

Özellikle son sınavda yaşadığı şeyleri en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı. Bu durumda başlarına bir belanın gelip gelmeyeceğini tartışmışlardı.

“Deniz, o alnındaki simgeye Miras Simgesi denir. Senin bir tür ejderha mirası elde ettiğin ve o mirası uyandırmaya başladığının simgesidir. Bu simgeyi oradaki herkes gördü değil mi?”

“Evet usta gördüler ama hiç kimse bir şey demedi. Sadece şaşkınlıkla bakakaldılar.”

“Elbette, çünkü böyle bir şeyi ilk defa görmüşlerdir. Bir ejderhanın mirasını almak bile imkansıza yakınken bir ejder tanrısının gururu ve gücü düşünüldüğünde bu sadece imkansızdır. Çocukları bile böyle bir hikâyeye asla inandıramazsın. Bunun tek kanıtı o miras simgesidir. Bu simgeye sahip olanlara ejder tanrı varisi denir. Ortaya çıkan simge ne kadar net ve canlı ise kişini aldığı mirasın o kadar güçlü olduğu anlamına gelir. Gösterir misin?”

“Hala nasıl kontrol edeceğimi bilmiyorum ama deneyeyim usta.”

Deniz Parvana ayaklarını çaprazladı ve o anı düşündü. Yaklaşık 3 dakika sonra miras simgesi ortaya çıktı ve odanın içi ateş rengi ile boyandı. Alper Us gözleri tanrısal bir hazineye bakıyormuş gibi arzu ve istek ile doluydu ama hemen bu hislerini kontrol altına aldı.

“Tamam geri çekebilirsin. Bu seviyede bir miras simgesi asla duymadım. Sen bir ejder tanrısının tüm varlığını aldın. Onun bedenini, kanını, kemiklerini, iliğini, ruhunu, anılarını, zekasını ve bilincini… Tamamen seninle birleşti ama seninle tamamen kaynaşmadı gibi görünüyor. Ateş ejder tanrısının aktif güçlerini kullanabilmen için bu simgesin tam bir ateş ejderi haline gelmesi lazım. Yaşadığın ilk değişime bakarsak, hm, içten dışa doğru birleşme başladı.”

“Öncelikle senin çekirdeğine ve Ki damarlarına bağlandı. Bu sayede daha hızlı güçlenebileceksin. Sonrasında kemiklerine bağlanacaktır. Kaslarına, tendonlarına, iliğine, kanına bu şekilde dışa doğru devam edecek. Ve bunlar senin güç aşamalarına göre ya da yaşadığın imkansızlıklara göre zamanla gelecekler. Son olarak da ateş ejder tanrısının anılarına ulaşabileceksin.”

“Anladım usta. Bilgilendirme için çok teşekkür ederim. Sınavların sonuçları ne zaman açıklanır biliyor musunuz?”

“Sanırım 2 gün içerisinde açıklanır. Çünkü sınavlar hala devam ediyor. Ve sen inanılmaz bir şekilde 3000 puan aldın ve bu maksimum puan. Kesinlikle birinci sensin. Sonuçlar açıklandığında neler olacağını göreceğiz. Kesinlikle bir Direk Kıdemli tarafından isteneceksin. Hayır, hepsi seni isteyecektir.”

“Eğer hepsi beni isterse kimi seçmeliyim usta?”

“Ona ben karar veremem. Kesin bu kişiyi seç diyemem ama benim eski ustam vefalı ve vicdanlı bir kişidir. Ona Kara Yıldız derlerler. Zamanında bir yıldızı kararttığı yani onu söndürdüğü söylenir. Bu yüzden bu şekilde bir unvanı vardır.”

“Gerçekten çok güçlü görünüyor.”

“Öyledir. Klan Liderinden sonra klandaki en güçlü kişidir. Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda ise en güçlü 10 kişi içinden 6. Kişidir.”

“En güçlüsü kim peki?”

“Klan Lideri Kaim Bu’dur. Okçuların Tanrısı olarak bilinen Yan Bu’nun soyundan geldiği söylenir. Aslında sana bu yüzden Altın Güneş Yayı’nı kullanma dedim. Üzerine koyduğumuz bariyer sayesinde onu hissedememesi gerekiyor ama hissederse onu senden almak isteyebilir.”

“Efsanevi bir tanrının soyundan geliyor demek… Bu gerçekten harika olmalı. Köklerinin bu kadar derine uzadığını bilmek.”

“Hahaha! Orası öyle… Ancak Deniz, ben senin köklerinin çook daha derin olduğunu düşünüyorum. Gerçekten bu kadar hızlı gelişme ve bu kadar çok alanda bu kadar derin bilgilere sahip olmak bir insan için imkânsız olacak şeylerdir. Sakın kendini küçümseme Deniz. Bilmiyor olsak da sen basit biri değilsin ve basit bir kökten gelmiyorsun. Ölümünün eşiğinde olsa bir asla bir ateş ejder tanrısı bir insanla anlaşma yapma taraftarı olmaz. Çünkü hiçbir insan bir ejder tanrısının gücüne hâkim olup onu kullanamaz. Bu sadece kendisini yok eder.”

“Anladım usta. Bunu aklımda tutacağım. ”

“Aferin. O halde şu tekniklerine bakmaya devam edelim. Son bir sınav daha çıkartabilirler. Eğer sınavları geçen sayısı çok fazla ise bir eleme turu daha yapabilirler. Bilemeyiz. Ve sende tam anlamı ile hazır olmalısın.”

 

YN: Ben bu bölümleri yazarken inanılmaz keyif alarak yazıyorum. Umarım sizler için de öyledir. Daha birçok sır var açıklanmayan. Bu sırları çok daha ileride öğreneceğiz. Keyifli okumalar.

 

********************************************************

Azur Kral – Bölüm 60 – Ateş Ejder Tanrısı Mirası Uyanıyor

Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur. Bir kaç takipçimiz yorum atıyor sağ olsunlar. Yorum atmayan diğer arkadaşlar da umarım yorumlarını eksik etmezler. ^_^

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************