Azur Kral – Bölüm 156 – Arcaida Hazineliği #1

** 156 – Arcaida Hazineliği #1

Deniz Parvana, klan sarayından çıktıktan sonra biraz ileride sabırsızca bekleyen Morgana’yı görmüştü. Morgana, Deniz Parvana’nın geldiğini fark ettiğinde kendini toparladı ve Deniz Parvana’ya döndü.

“Sonunda gelebildin.” Dedi. “Bu gezegende yenisin bu yüzden bir evin yoktur. Klan lideri yeni bir ev verecek mi?”

“Vereceğini söyledi. Klaus işlerini bitirdiğinde bakmaya gideceğiz.”

“Anladım. Evini alana kadar… Evimde kalabilirsin.” Dedi ancak gözlerindeki utanç belli oluyordu.

“Olur.” Dedi Deniz Parvana. “Aslında… Sizin için bir sorun olmaz ise bir ev bulmama gerek yok. Sizin evinizde kalabilirim.”

Morgana bir süre ne diyeceğini bilemedi. “Olabilir. Bir usta ile çırağın bir evde kalması sorun olmaz. Ancak neden bir ev istemiyorsun ki?”

“Zahmet vermek istemiyorum diyelim. Eğer kabul ederseniz aynı evde kalabiliriz. Size rahatsızlık vermeyeceğime garanti veririm. Zaten genelde meditasyon yapıyor olurum.”

“Resmi bir dile gerek yok. Pekâlâ, o halde Klaus geldiğinde ona bir eve ihtiyaç duymadığını söylersin. Klan lideri başka bir şey dedi mi?”

“Evet. Saray kütüphanesine ve hazineliğine özgürce girebileceğimi söyledi.”

“Hmm. O halde ilk önce oralara gitmelisin. Özgürce girebileceğini söylediyse o zaman giriş sınırında yok. Önce oralara gidip ve beğendiğin teknik ve hazineleri almanı tavsiye ederim.”

“O halde dediğin gibi yapayım usta. Peki seni nerede bulabilirim?”

“Benim evim Gölgeler Ormanının içinde yer alıyor. Kimse sorsan nerede olduğunu gösterir. Tamam. O zaman bu ilk sınavın olsun. İşin bittiğinde Gölgeler Ormanına gir ve evimi bul.”

“Peki usta.” Dedi Deniz Parvana ve Morgana oradan ayrıldı.

“Tamam. O halde bakalım neleriniz varmış?”

Deniz Parvana, sarayda görevli olan öğrencilerin birine armasını gösterdi ve öncelikle saray hazineliğine girdi. Klan lideri Deniz Parvana’ya, izlenileceği söylenmişti. Elindeki arma sayesinde bunu yapabildiğini düşünüyordu.

Deniz Parvana, görevli öğrencinin yol göstermesi ile tek başına saray hazineliğine girdi. Hazine odası büyük salondan bile daha büyüktü ve içerisinde inanılmaz boyutta hazineler yer alıyordu.

Ancak bu hazinelerin hiçbiri ilgisini çekmedi. Görebildiği en güçlü silah bir kılıçtı ancak bu kılıç inanılmaz şekilde hafifti. Neredeyse hiç ağırlığı yoktu. Bu yüzden bu kılıç hiçbir işine yaramazdı. Deniz Parvana için özellikle tek elli ve olabildiğinde ağır olması en iyisiydi.

Hazinelik içinde saatlerce gezindi ama kendisine uygun bir silah bulamadı. Ama işine yarayabilecek başka şeyler buldu. Üstelik bu bulduğu şeylerin klan için tanımlayamadıkları için neredeyse çöp seviyesindeki şeyler olduğunu bilmiyordu.

Hazineliğe girdiği anda özellikle hissettiği 3 farklı ejderha kristali vardı. Ancak bu ejderha kristalleri saf kan ejderha kristalleri değildi. Bu üç ejderha kristalini de aldı. Bu ejderha kristalleri birer Zehir, Su ve Metal Ejderha kristalleriydi. Bu tür ejderhalar genelde melezleme yolu ile ortaya çıkan türlerdi ve güçleri çok fazla olmuyordu.

Her noktaya, her sandığa teker teker baktı. Bu arama süresinde iki tane piramit şeklinde metale benzeyen nesne buldu.

“Hmm, bende zaten buna benzer bir piramit daha var. Alalım bakalım. Bunların ne işe yaradığını gerçekten merak ediyorum.”

Deniz Parvana ile Bald ve Tilbe’de aramalar yapıyordu. Zaten ejderha kristallerini ilk söyleyen Bald idi. Deniz Parvana, bir klanın hazinelerinin bu kadar kötü şeylerle dolu olduğuna inanmamıştı. Bir yerlerde gizli bir giriş daha olmalıydı.

** O anda Klan Yaşlılar Salonunda…

“Gerçekten ilginç. Ejderha evrimi olduğundan ejderha kristallerini almasını normal karşıladım ancak o piramitleri neden almış olabilir ki?” Klan yaşlılarından biri sakalını sıvazlarken merakla sordu.

“Haklısın. O nesneleri günlerce inceledik. Ne yok edebildik ne de bir tepki alabildik. Yok edememiş olmamıza biraz şaşırmıştık bu yüzden işleyip bir silah yapalım dedik ama onu da başaramamıştık. Her ne kadar çöp olarak sınıflandırmış olsak da atmak istememiştik.”

“Klan Lideri bu konu da ne düşüyor acaba?”

Klan Lideri, “O nesneler hakkında düşüncelerim hiç değişmedi. O nesneler bir şeyin parçası diye düşünüyorum. Bir bulmaca gibi… ve tahminim eğer doğru ise Deniz Parvana bu nesnelere benzer birkaç nesneye zaten sahip olmalı. Sırlarını çözebilmek için topluyor olması muhtemel.”

Bir yaşlı heyecan ve telaşla bağırdı. “Bakın! Gizli odayı bulmuş olamaz değil mi?”

“Saçmalama, orayı bizden başka kimse bilmiyor. En ufak bir aura sızıntısı bile yok. Hissedilmesi imkânsız. Sadece….”

O anda Deniz Parvana, tamamen normal olan bir duvarın önüne dikilmiş bir şekilde duruyordu. Bir süre bu şekilde durduktan sonra ellerini duvarın belirli noktalarına dokundurmaya başladı.

“Bu! Bu imkânsız!”

Deniz Parvana’nın elleri hareket etmeyi bıraktığında duvarda daire şeklinde sarı, mavi ve kırmızı renklerde bir formasyon görünür oldu.

“Haha!” Klan Lideri güldü. “Böyle bir formasyon yeteneği takdire şayan! Büyük babamın bizzat hazırladığı bu formasyonu gerçekten ortaya çıkarabildi. Formasyon bilgisi mükemmel.” Klan liderinin gözlerindeki övgü başkaları tarafından bile görünür haldeydi. Dirseğini dizine dayayıp çenesini eli ile destekleyerek önlerindeki görüntüye daha yakından bakmaya başladı.

“Sadece görünür hale getirebildi. Bakalım bu formasyonu çözemeden pes mi edecek, yok mu edecek yoksa bulmacayı mı çözebilecek? Tamam! Buna bahse girelim! ”

“Klan Lideri! Bu bir şaka değil. Bu klan sırrımız. Lütfen daha ciddi olun!”

“Neden bu kadar düşünüyorsunuz! Zaten ona istediği her şeyi alabileceğini söyledim. Bu yüzden iyi! Ben formasyon bulmacasını çözebilecek diyorum ve 1 milyon Yüksek Ki Kristali koyuyorum… ”

“Tamam ben de pes edeceğine 1 milyon koyuyorum.”

“Bence yok edecek. 1 milyon!”

Bu şekilde odadaki 6 yaşlı ve klan lideri bahse girdiler. Sadece Klan Lideri bulmacayı çözebileceğine dair bahse girmişti.

“Hmm.. Formasyonu sadece görünür hale getirdik. Dostum bu formasyon çok eski ve çok fazla açığı var. Yok etmek çok kolay. Sanırım klanın eski liderleri tarafından yapılmış. Yok etmek klana bir hakaret olacaktır.”

Bald, “Ben bundan anlamam. Bu yazılara ve ifadelere bakmak bile başımı ağrıtıyor.” Dedi ve geri çekildi.

Tilbe, “Al benden de o kadar. Formasyon, tılsım ve simya ‘ya hiç merakım olmadı. Bu yüzden benimde hiçbir fikrim yok.” Dedi ve oda geri çekildi. Deniz Parvana’nın Ki Çekirdeğine bağlı alandaki evine geçti ve meditasyon yapmaya başladı.

Deniz Parvana, bir saat kadar formasyonu her yönden inceledi. Bulmaca gerçekten zor görünüyordu. Bir saatlik daha süre harcadıktan sonra çözümlemeye başlamıştı.

9 zihnini de bu işe verdi. Bir ip ucu bulduğunda 9 zihnine de bu ip ucunu aktarıp tekrar devam ediyordu. Üçüncü saatin sonuna geldiğinde tamamen çözmüştü. Bu çözüm için uğraşırken birçok şey de öğrenmişti. Formasyon konusunda büyük bir ilerleme kaydetti. Her ne kadar yok etmesi çok kolay olsa da çözmeye çalışmaktan da eğlenmişti. Hem de 9 zihnine daha da alışmıştı.

Ellerini tekrar hareket ettirmeye başladığında, Klan Liderinin ağzının kenarları kulaklarına giderek yaklaşırken diğer yaşlıların tam tersi yöne ilerliyordu.

“Hahaha! Kolay kazanç! ”

“Klan Lideri! Bu adil değil. Böyle yapacağını biliyordun! Ona söyledin değil mi?” dedi yaşlılardan biri. 1 milyon yüksek Ki Kristali kaybetmişti. Bu gerçekten büyük bir kayıptı. Neredeyse 5 yıllık gelirine denkti.

“Orada dur bakalım! Böyle bir adiliği asla yapmam. Tahmin etmesi kolaydı çünkü Deniz Parvana böyle birisi. O biricik kızımı kurtardı ve bende istediği her şeyi alabileceğini söyledim. Ama o övündüğümüz hazinelerle dolu bir odadan sadece birkaç tane çöp almakla yetindi. Böylesine derin bir bilgisi olmasından dolayı formasyonu yok etmenin çok kolay olduğunu fark etmiş olmalı. Ama o yok etmek yerine çözmeyi seçti. Bunu neden yaptığını düşünüyorsunuz?”

“Yapabileceğini göstermek istemiştir”

“Eski bir formasyon olduğundan ondan öğrenmek istemiştir.”

Diğer yaşlılarda bu iki fikirden birine hak vermişti ama gerçek bu değildi.

“Bilemediniz. Halbuki size ip ucu bile vermiştim. O formasyon çok eski. Bu yüzden o formasyonun eski klan liderleri tarafından yapıldığını anlamıştır ve formasyonu yok etmenin, klanı küçümsemek ve hakaret gibi algılanacağından çözmeyi tercih etti.”

“Haklısınız. Bu daha doğru bir cevap gibi görünüyor.”

“Elbette sizin düşünceleriniz de doğru ama asıl amacının bunlar olmadığından eminim. Evet. Görelim bakalım gerçek hazineleri görünce neler yapacak.”

********************************************************

Yazar’ın Köşesi 🙂

Yeni bölümler her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri saat 09:00’da… (İnşallah 🙂 )

Umarım serinin ilerleyişini beğeniyorsunuzdur. Seri ve ilerleyiş hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.

Sonunda yayın devam ediyor. Normalleşme süreci başladıktan sonra işe tekrar başladım ve ve yoğunluk nedeni ile bayram haftası yazı atamadım.

Bu sebeple bu hafta her gün yeni bölüm gelecek… 🙂

Takipte kalın.

NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************