Azur Kral – Bölüm 151 – Kral Max vs Bald, Deniz Parvana
** 151 – Kral Max vs Bald, Deniz Parvana
Deniz Parvana, Antik Ejder Tanrısı’nın Hayat Ateşi’ni tüm vücuduna yaydı ve Yeryüzü Kutsal Yaşam El Kitabı’nda öğrendiği tüm bilgileri kullanarak tüm yaralarını bir anda iyileştirdi.
“Hooo. Demek sen Ejderha Dönüşümü yapabiliyorsun. Senin olmanı anlamalıydım. Ama söylesene Deniz, bir yıldız tanrısı aurasını nasıl elde ettin?”
“Ne? Bende öyle bir aura yok”
“Haha! Bu gözlerimden kaçamazsın. Az önceki çıldırma anında bir miktar sızdırdın. O aurayı nasıl elde ettin?”
“Bu bilmene gerek yok. Çünkü öleceksin.”
“Hahaaha! Uzun zamandır böyle bir espri duymamıştım. O küçük ekimin ile beni mi öldüreceksin? Bu kısaca imkansız. Az önce tüm gücünü gördüm ve bana zarar veremedin.”
“Onun tüm gücüm olduğunu mu sanıyorsun? O sadece seni hazırlamak içindi…”
Deniz Parvana bir elini kaldırdı Kral Max, vücudundaki gücün çekilmeye başladığını hisseti.
“Ne! Neler oluyor!”
“Hahaha! Sadece Ak Ejderha’nın kan özüne güvenen biri için çok kibirlisini değil mi? O çocukların yaşam özlerini Ak Ejderha’ya emdirip onun kan özleri ile güçlendiğinizi biliyorum. Ama senin bilmediğin şey ise…”
Deniz Parvana, parmaklarını kapattığında Kral Max’ın vücudundaki tüm Ak Ejderha hücreleri çekilmeye başladı. Dışarıdan bu sahneyi gören biri Kral Max’ın derisinin yüzüldüğünü sanırdı.
“Dur! Yapmaaaa!”
“Bunun için artık çok geç. Şunu bilmenden bir sorun yok. Az önce seninle savaşan kişi ben değildim. Ateş Ejder Tanrısı Baldwin Cadeyrn’di. Ak Ejderha’nın büyük aşkı. Siz salona gelmeden önce çoktan Ak Ejderha’nın varlığını özümsedim. Bald’ın sana yaptığı her darbede Ak Ejderha hücrelerini uyardı. Gerisi ise çocuk oyuncağı.”
Birkaç nefeslik sürede Deniz Parvana, Kral Max’ın bedenindeki tüm Ak Ejderha hücrelerini çekmişti. Ancak Kral Max’ın gücü çok fazla azalmadı. Ki çekirdeğine çekilen Ki’yi çekemediğinden gücü fazla düşmemişti ama artık o geçilmez savunmaya sahip değildi.
Deniz Parvana, çoktan Ak Ejderha kanı özümsemeye başlamıştı. Bu 9 zihninden biri yapıyordu. Aynı zamanda Kral Max’tan çektiği Ak Ejderha ‘nın hüclerini özümserken bir diğer zihni ile etrafında kılıç enerjisini topluyordu.
“Ahaahah! Ak Ejderha gücünü aldıysan ne olmuş! Hala seni böcek gibi ezecek güce sahibim.”
“Artık o geçilmez savunmaya sahip değilsin. Yani seni artık öldürebilirim.”
Deniz Parvana cümlesini der demez dört kılıcını da çağırmıştı. Ancak bu kılıçları ellerinde tutmuyordu. Bedeninden çıkan ve Ki’den oluşmuş kollar ile kılıçlarını tutuyordu. Bu tekniğin bir adı yoktu. 9 zihne sahip olduğundan dolayı he zihni ile rahatlıkla birer kılıcı kontrol edebiliyordu.
Elleri ve ayakları tekrar ejderha pençelerine dönüştü ve sırtından bir çift alevli kanat fırladı. Deniz Parvana’nın bu görüşünü Cehennemden çıkıp ruhları hasat etmeye gelen Ashura gibiydi. Sapsarı gözlerinin ortasında bir çift kızıl çizgi görünür olduğunda Kral Max’a saldırmaya başlamıştı.
Kılıçlar ve pençeler ardı ardına Kral Max’ın bedenine iniyordu. Deniz Parvana’nın fiziksel gücü düşündüğünden çok daha fazlaydı. En çok şaşırdığı nokta ise 4 kılıcı birden kusursuzca kullanabilmesiydi. Hem kılıçlarla teknikler kullanıyor hemde nerden geldiğini anlamadığı birçok tekniğe karşı savunmaya çalışıyordu. Çok fazla açık vermiyordu ancak bir açık verdiği anda o noktaya sert bir darbe alıyordu.
“Nasıl? Nasıl böyle savaşabilirsin?” diye kükredi Kral Max. Sanki 6 zihni varmış gibiydi. 4 kılıcı kusursuzca kontrol ediyor. Her açığını anında buluyor ve bir yandan teknikler kullanıyordu.
Kral Max, ardı arkası kesilmeyen bu saldırılar yüzünden delirmek üzereydi. Ölümcül bir yarası yoktu ama çoktan vücudundaki kesiklerden bedeni kanla yıkanmıştı ve hepsi de kendi kanıydı. Kral Max, her zaman 5 zihni ile övünürdü ancak şuanda bütün zihinlerini savunmaya odaklamak zorundaydı. Eğer ir zihni bile savunmaya odaklanmayı bırakırsa ciddi yaralar alacağına şüphe duymuyordu.
“Nasıl! Lanet velet kaç tane zihnin var senin?” diye tekrar bağırdı. Çıldırmanın eşiğine gelmişti. Mutlak zafer olarak gördüğü bu savaşta çoktan dezavantajlı duruma girmişti. Tek taraflı bir yıpratma savaşına dönüşmüştü.
Deniz Parvana, “Kaç tane mi? 11 zihnim var. Merak etme hala hepsini kullanmamı gerektirecek kadar zorlayamadın.”
“Ne!! 11 mi! Bu imkansız!” diye düşündüğü anda bir an sadece kısa bir an savunması düşmüştü. Bu bir anlık hatası bir koluna mal olmuştu.
Üstelik Deniz Parvana’nın çok faza enerji harcadığını biliyordu ve yakında tükeneceğini düşünürken aksine giderek daha da güçleniyor saldırıları daha ağır hale geliyordu.
Ancak hemen hatırladı Deniz Parvana sonsuz Ki adayıydı. Ki ‘si öyle kolayca azalmayacaktı.
“Haha! Özlemişim bu hissi. Sürekli ekim yapmaktan sıkılmıştım. Şimdi engelleri kırıp geçme zamanı.”
Bu duruma daha fazla dayanamayacağını anlayan Kral Max, kaçmaya başladı. Ak Saray’a doğru büyük bir hızla kaçıyordu. Kısa sürede saraya geldiler. Kral Max, saraya girdiği anda kahkahalarla gülmeye başladı. Tekrar Deniz Parvana’nın önüne geldiğinde üzerinde Ak Ejderha zırhı vardı.
Deniz Parvana yine aynı hareketi yaptı ama bu sefer beklediği gibi olmadı.
“Haha! Bunları alamazsın. Çünkü bunlar orijinal pullar ve benim tarafımdan teker teker rafine edildiler. Yani benden başkasını dinlemezler. Bu zırhı bizzat ellerimle yaptım. Benden aldığın savunmamdan bile daha dayanıklıdır. Bu zırhı aşman imkânsız.”
“İmkânsız, imkânsız, imkansız. Siz embesiller bu kelimeyi çok seviyor olmalısınız. O halde imkânsız dediğin şeyi nasıl kolayca mümkün kıldığımı göreceksin.”
Deniz Parvana bir nefeslik sürede Kral MAx’ın zırhını inceledi ve zayıf noktasını anında buldu. Yıldırım Serabını kullanarak Kral Max’ın dibine ışınlandı ve zırhı oluşturan pulların arasından Ateş İfritinin Nefesi kılıcını soktu ve büyük miktar Nihai Alev’i Kral Max’ın bedeninin içine gönderdi.
“İmkansız mı? Sizler sadece bir avuç salaksınız. Kendin mi yaptın? Sen zırh yapmaktan ne anlarsın! Pulları üstü üste dizerek zırh mı yapılır!”
“Hehehe! Bu alevleri söndüremiyorum. Beni gerçekten yendin Deniz Parvana ama onları nasıl yeneceksin!”
Kral Max, ellerini gökyüzüne açtı ve ince bir ışık ışınını gezegenden dışarı gönderdi. Bunun ne olduğunu en iyi bilen Tilbe idi.
“Deniz kaç!”
“Ne? Neden?”
“Geliyorlar! Hemen kaç! Bu lanet olası Takım Yıldızı Alemine işaret gönderdi. Kısa sürede burada olurlar hemen kaçmalısın.”
O sırada Karabars’ın aurasını hissetti. Hızlıca Karabars’ın yanına gitti. Giderken Kral Max’ın küllerinin arasındaki Ak Ejderha zırhını da aldı.
“Deniz! Burada neler oluyor? Bu yıkımda ne böyle?”
“Kral Max ile savaştım ve öldürdüm. Ama hemen kaçmalıyız.”
“Neden?”
“Takım Yıldızı Alemin’den geliyorlar. Ölmeden önce işaret gönderdi. Eğer bizi yakalarlarsa kesinlikle sonumuz iyi olmaz.”
“O zaman gel. Çok gizli bir yer buldum. Rehela gezegenindeki gibi gizli bir boyutsal alan.”
“Hadi hadi.”
Deniz Parvana ve Karabars, son hızları ile özel boyutsal alanın girişine geldiler ve hiç beklemeden içeri atladılar.
Onlar kaybolduğu anda altın zırhlar içinde üç kişi gezegene indi.
“Eeee. Burada hiç aura yok.”
“Hayır. Burada üç kişi vardı. Biri işareti gönderen ve işarette bahsedilen iki kişi. İşareti gönderen kişi ölmüş ama diğerleri… ” işaretli alan kişi uzun boylu bir kadındı. Gözlerini kapattı ve tüm gezegeni aurası ile sardı. “Ortada yoklar. Bir şekilde iz bırakmadan kaçmışlar.”
“Nasıl bizden hızlı olabilirler ki?”
“Bizden hızlı olmaları imkânsız. Bizden kaçabilmenin hiç yolu yok değil elbette. Ölümsüz Karanlık Kristali, Kontrolsüz Işınlanma Taşı, uzaysal bir çatlak yada bir tür boyutsal transfer… Bunlardan birini kullanmışlar gibi görünüyor ki onları takip edebilmemiz imkânsız.”
“Bir şey buldum. Lider buna bakmanız gerek.”
********************************************************
Yazar’ın Köşesi 🙂
Yeni bölümler her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri saat 09:00’da… (İnşallah 🙂 )
Umarım serinin ilerleyişini beğeniyorsunuzdur. Seri ve ilerleyiş hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.
Takipte kalın.
NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉
Keyifli Okumalar…
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************