Samuraylar Hakkında Bilinmeyen Gerçekler !! yazımızla bir kez daha merhaba arkadaşlar,
Samuraylar hakkında herkes bir şeyler duymuştur. Japonya’ya ait olduklarını biliyoruz, kötülüğe karşı savaşan soylu ve yüksek kılıç tekniğe sahip olduklarını biliyoruz. Çoğu filmde de karşımıza çıkıyorlar, ancak bunlar Samuraylar hakkındaki edindiğimiz yüzeysel bilgiler. Bu yazımda size Samuraylar Hakkında Bilinmeyen Gerçekleri yazdım 🙂
- Samuray, eski Japonca’da ”hizmet etmek” manasına gelen ”Saburau” kelimesinden türemiştir. Samuraylar Japon askeri arasında en güçlüsü ve saygı görenleriydi.
- Popüler kültür samurayları, üyesi olduğu topluluğu koruyan ve ona hizmet eden onurlu savaşçılar olarak tanıtır. Ancak gerçekler göründüğünden bir hayli farklı. Muhakkak tarihte iyi samuraylar da var olmuştur, ancak çoğu samuray düzenin bir parçası olup elinde bulundurdukları gücü iyilikten ziyade kendi çıkarları için kullanmıştır.
- Samurayların kullandığı ”katana” kılıcı, ruhun bir uzantısı olarak kabul ediliyordu. Samuraylar kılıçlarına isim veriyorlardı. Katana statü sembolü kabul ediliyordu. Alt sınıftan birisinde görüldüğü zaman hemen o kişi idam ediliyordu.
- Başlangıçta samurayların asıl silahları katana değildi. Samuraylar savaşlarda yay ve ok kullanıyorlardı.
- Samuraylar ”Bushido” felsefesini temel almıştır. ”Bushido”, ”savaşçının yolu” anlamına geliyordu. Bu felsefede ölüm korkusuna yer yoktu. Samuray ölüm korkusunu yenmiş kişiydi. Japonya, 2. Dünya Savaşı sırasında bu felsefeyi yeniden diriltti ve samuray torunlarına atalarının ne denli fedakar insanlar olduğunu hatırlatarak, onlardan ataları gibi davranmasını istedi. Yani anlayacağınız üzere meşhur Kamikaze saldırılarının felsefesi Bushido’ya dayanır.
- Japonca bir kelime olan ”Tamashigiri” Türkçe’ye ‘deneme kesişi’ olarak çevrilebilir. Samuraylar yeni bir kılıç alacaklarında onun keskinliğini test ederlerdi. Nasıl mı? Genelde cansız nesneler üzerinde. Ancak bazen zengin ya da yüksek sosyeteden birisi kılıç alırken bu testi canlı birinin üzerinde gerçekleştirirdi. Böylece kılıcın gerçekten ne kadar keskin olduğunu da anlamış olurdu.
- Japon tarihinin Sengoku döneminde samuraylar arasında ‘Tsujigiri’ yani ‘kavşak öldürmeleri’ anlamına gelen gayri resmi bir pratik yapma yöntemi vardı. Yeni bir kılıcı olan ya da rakibinin bağırsaklarını dışarı dökecek yeni bir teknik geliştiren samuraylar bu yönteme başvururdu. Nasıl mı? Gece sokağa çıkıp, karşılaştıkları ilk insanı öldürerek. Bu şekilde yeni kılıcını/tekniğini test etmiş samuraylardan pek az da olsa ceza alanlar olduğu bilinmektedir.
- Samuraylar canları istedikleri zaman toplum içerisinde kendisinden daha alt sınıf birini öldürebilirdi, elbette işi biraz kılıfına uydurarak. Şayet bir samuray kendisini hakarete uğramış hissettiği an birini öldürürse ve bu olaya en az bir kişi tanıklık yaparsa, o samuray ceza almaktan kurtulurdu. Samurayların genelde yanlarında hizmetkarları bulunduğundan da tanık bulma konusunda pek sıkıntı yaşadıkları söylenemez.
- Samuray karısı olmak oldukça zor bir şeydi. Bir samuray karısında aranan tek nitelik mutlak itaat idi. Yani bir samurayın karısını hayatını kocasına adamalı, kendisinden beklenen her şeyi yerine getirmeliydi. Ayrıca samurayın metresi varsa buna da ses çıkarmamalı, bunu hoşgörü ile karşılamalıydı. Samuray eşi olduğun zaman evi terk etme, boşanma gibi bir lüksün yoktu. O evden ancak ölüsü çıkabilirdi. Samuray karısı olmanın olumlu tarafları da yok muydu? Elbette vardı. Toplumsal statünüz artar, emrinizde hizmetçileriniz olurdu.
- Seppeku diye bir şey duymamış olabilirsiniz. Bu terim özellikle samuraylar arasında yaygın olan bir intihar şeklini tanımlamak için kullanılır. Samuraylar genellikle düşmanlarını kendilerini öldürme zevkinden mahrum bırakmak için intihar ederdi. Bunda pek sıkıntı yok, ancak asıl sıkıntı intihar edecek kadar kötü şekilde bocalamış samurayın eşinden de aynı ’onurlu’ davranışı gerçekleştirmesinin beklenmesiydi. Samuray eşleri intiharlarından önce bacaklarını, öldüklerinde asil bir duruş pozisyonunda bulunmak için bağlamayı da ihmal etmezlerdi.
- “Seppeku” olarak geçen bu intihar ritüeli genel olarak “Hara-Kiri” olarak bilinir. Düşman eline geçeceğini anlayan Samuraylar “Hara-Kiri” yaparak onurlarıyla ölmeyi seçerlerdi. Ancak “hara-kiri” yalnızca kendini öldürmek değildir. Samuraylar kendi aralarında cezalandırma yapmak için de “hara-kiri” yöntemini kullanırlardı. Hara-kiri nasıl yapılır? Hara-kiri eğer savaş alanında yapılıyorsa dizleri üstüne çöken Samuray karnın tam ortasına kılıcını saplar ve soldan sağa doğru kılıcı çekerek kendini keser, daha sonra kılıcı karnından çıkartır ve ölürdü. Eğer ölmezse etrafındaki diğer Samuraylar acı çekmemesi için onu öldürürdü.
- Samuray kelimesi her ne kadar katana, yani Japon kılıcı ile eş anlamlı olsa da, samuraylar yay kullanma konusunda da yetenekli kişilerdi. Samuraylar at sırtında hünerlerini geliştirmek için, geyik avlamak yerine, köpek kovalayıp köpek avlardı.
- Ronin yani efendisiz, hiçbir gruba ait olmayan samuraylardı. Ronin toplumun en alt tabakalarından biri olarak düşünülürdü, ancak bu sınıfa dahil olanlar hala kendilerini samuray statüsünde görür ve ona göre davranırdı. Çoğu ronin kiralık asker ya da bir suçlu haline dönüşür insanları öldürerek veya onları soyarak hayatlarını sürdürmeye devam ederdi. Bu yaşam tarzı kendilerine, bir çiftçi olarak yaşamaktan çok daha onurlu gelirdi.
- Samuraylar arasında roninlerden de aşağı bir sınıf vardı, Kabukimono… Bunlar tıpkı roninler gibi efendisiz savaşçılardı, ancak bunlar samurayların tersine herhangi bir amaca sahip olmayan, kısacası hayatı daha da kötü bir yer haline getirmeyi amaç edinmiş, bir nevi yoldan sapmış samuraylardı.
- Samurayların cinsellik konusunda hayli geniş görüşlü olduğu söylenebilir. Samuraylar arasında farklı cinsellikten insanların ilişkiye girmesi gibi sıkı bir kural yoktu ve deneyimli bir samuray ile eğitim verdiği bir çırağı arasındaki cinsel ilişki nadir görülen bir şey değildi. Bu ilişki ”wakashudo” yani ‘gençliğin yolu’ adındaki eğitimlerde gerçekleşirdi, ancak elbette ki popüler kültür samuraylar arasındaki bu tür ilişkileri de işlemeyi her daim ihmal etmiştir.
- Samuray dediğimiz zaman aklınıza her ne kadar erkek savaşçılar gelse de Samuray kültüründe kadınlara da yer vardı. Bu kadınlara “Onna-bugeisha”,“Kılıcın yolunda yürüyen kadınlar” deniyordu. Genellikle kılıçtan küçük, kıvrımlı hançer ve mızrak kullanıyorlardı. Bu kadınlar dövüş sanatları ve strateji konularında iyi eğitimli ve bunun yanı sıra meslek sahibi insanlardı. Ayrıca sayıları az olmakla birlikte savaşlara katıldıkları biliniyor.
- Bir dönem popüler olan her şeye tüm dünya ilgi gösterir. Samurayla konusunda da bu durum değişmiyor. Tabi ki herkes kendi çapında Samuray eğitimi alabilir, onlar gibi bir saç stiline sahip olabilir veya onlar gibi giyinebilir. Ancak Japonya dışından kimler Samuraylık konusunda en yükseklere çıktılar? Maceraperest William Adams ve Jan Joosten van Lodensteijn, Donanma görevlisi Eugene Collache ve silah satıcısı Edward Schnell. İşte bu dört isim Shogun’un danışmanlığına kadar yükseldiler.
- Samuraylar dönemin en asil ve soylu savaşçıları iken, her açıdan iyi yetiştiriliyorlardı. Samuraylar arasında okur-yazarlık oranı çok yüksekti, bu dönemde Avrupa’da okur-yazarlık oranı çok düşüktü. Ayrıca Samuraylar matematik konusunda yetenekli ve başarılıydılar. Samuraylık sınıfında eğer savaşa yeterince ilginiz yoksa, kültürel ve sanatsal çalışmalarına yönlendiriliyordunuz. Bu konu da tek renk mürekkep resimleri, şiir, çay seremonisi gibi çalışmalar yapıldığı biliniyor. Daha sonra bu çalışmalara edebiyat ve çiçek düzenlemesi alanları da dahil edilmiştir.
- Genellikle Samurayları boylu poslu, iri yarı olarak görüyoruz. Ancak bu doğru değil, Samurayların çok büyük bir kısmı hafif zırhlar giyen, çevik, hızlı ancak minyon ve kısa boylu kişilerdi.
Diğer listelerimiz için LİSTELER sekmesine tıklamayı unutmayınız.
Nice Eyww