Jojo’s Bizzare Advanture yazımla uzun bir aradan sonra sizlerleyim 🙂 Bozuk bilgisayarım yapıldı mı ? Hayır 😀 Bozuk bilgisayarla sizlere yazı yazmaya devam ediyorum. O yüzden biraz şımartılmak istiyorum bilginize 🙂

Sayfadan bir takipçimizin ısrarlı bir şekilde “Jojo yok Jojo yok” şikayetlerine daha fazla dayanamadım ve “neymiş arkadaş şu Jojo” diye merak ettim. İzledim. İyi ki de izlemişim 🙂 Teşekkür ediyorum kendisine. Uzun zamandır bu kadar iyi bir Shounen izlememiştim. 4 sezon izledim ve 5. sezonunda yolda olduğu haberini vermekten mutluluk duyuyorum 🙂 Şimdi benim çene açılırsa , zaten 4 sezon animeyi bir seferde inceleyeceğim için uzun bir yazı olacak. İyice uzatmanın bir anlamı yok. Yazıma geçiyorum 🙂

Jojo’s Bizzare Advanture 2012

 

Konusu :

1868 yılında ünlü ve zengin bir aileden gelen George Joestar kötü bir kaza geçirir. Kazayı fark eden  Dario Brando isimli adam arabayı ve kaza geçiren insanları yağmalamak isterken George Joester‘ın uyandığını fark eder ve kendisini onların kurtarıcısı gibi gösterir. Karısını o an kazada kaybeden George Joester , ancak bebeğini kurtarır ve kurtarıcısı olarak düşündüğü Dario Brando‘ya minnet borcunu ödemek istediğini söyler. Kazadan 12 yıl sonra ölümcül bir hastalığa yakalanan Dario Brando oğlu Dio Brando‘ya ölmek üzereyken bir mektup verir ve ona George Joester‘ı bulmasını söyler. Babası öldükten sonra yaşadığı fakir hayatı ve mahalleyi beğenmeyen Dio Joester , mektupta yazan adamı bulmaya karar verir. Kurtarıcısı olarak düşündüğü adamın oğlunu memnuniyetle kabul eden George Joester‘ın aynı yaşta ki oğlu Jonathan Joester‘dan daha fazla şefkat göstererek Dio Brando‘yu bağrına basar. Ancak kendisinin sefil bir hayata ve berbat bir babaya sahip olduğunu, Jonathan Joester‘ın ise zengin ve rahat bir hayata sahip olduğunu düşünmeye başlayan Dio, kıskançlığına yenik düşer ve hayatı Jonathan‘a ya da babasının onu çağırma şekliyle Jojo‘ya zindan etmeye başlar. Yıllar Dio‘nun Jojo‘ya eziyet etmesi ile devam ederken ikisi de büyür ve üniversite çağına gelirler. Zamanla Dio, dost gibi davranmaya başlasa da aslında içten içe kini gittikçe büyümüştür. Aynı zamanda George Joester‘ı öldürmeye çalışan Dio, onu gün be gün zehirlemektedir. Bunu fark eden Jojo, Dio‘nun planlarını ortaya çıkartır ve babasına ilaç bulmak için yola koyulur. Planlarının gün yüzüne çıkmasından sonra telaşa kapılan Dio, evde yıllardır duvarda asılı duran bir maskenin gizemli gücünü fark eder. İnsan kanıyla beslenen maske , takan kişiyi vampire çevirip, ölümsüzlük ve çeşitli güçler bahşetmektedir. Bu dakikadan sonra Dio,vampirler ve Jojo Nesli arasında yıllarca sürecek bir savaş baş gösterecektir.

Editör Gözünden :

Serinin ilk sezonu olan Jojo’s Bizzare Advanture 2012 başlarda oldukça sıkıcı olmasına rağmen ilerledikçe oldukça aksiyon dolu ve ilgi çekici olmaya başladı. İki hikayeden oluşan animenin ikinci hikayesini daha eğlenceli ve hareketli bulacaksınız. İlk hikaye biraz daha dram-aksiyon şeklinde ilerlerken 25 bölümlük animenin ikinci yarısında ki hikaye daha çok komedi-aksiyon şeklinde devam ediyor. İlk sezonda 2 tane Jojo mevcut. Animenin en ilgi çekici tarafı çizimleri diyebilirim. Oldukça canlı renkler kullanılmasına karşın karakterler oldukça farklı çizilmiş. Erkek güzelliği oldukça ön plana çıkarılmış. Özellikle ilk sezonda karakterler sürekli tuhaf pozisyonlarda poz verdiler. Savaşın ortasında bile gösterişli hareketleri vardı 😀 Hatta seride adam akıllı kadın karakter olmamasından ve erkek karakterlerin de bu kadar gösterişli olmasından mangakanın gay olduğunu düşünmedim desem yalan olur 😀 Öteki taraftan karakterlerin oldukça güçlü olması aksiyon sahnelerinin keyfini bir hayli artırmış diyebilirim. Renklendirme de oldukça önemsendiği için size aksiyon şöleni hissi veriyor. İlk sezonda oldukça eğlendiğimi ifade ederken serinin sıkıcılık sıralamasında ilk sırasında olduğunu şimdiden söyleyeyim. Diğer sezonlarda tempo artarak devam ediyor . Animenin geneli olarak söylemek istediğim şey ise şiddetin biraz fazla olması ve ana karakterlerin veya sevilen karakterlerin hiç düşünülmeden harcanması 😀 Çok sevdiğiniz ve ölmeyeceğini düşündüğünüz karakterler teker teker ölüyor. Ben animeyi sansürlü izledim. Sansür sonradan koyulmuş sanırım. Eğer sansürsüz izleyecekseniz +18 yaş sınırı koymamız gerekiyor. Bu arada sansürden kastım cinsellik değil şiddet sahneleridir.

 I. Jojo – Jonathan Joester

 

Jonathan Joester oldukça naif, kibar ve temiz kalpli bir kişilik. Bir beyefendi olmaya ömrünü adamış ve centilmenliği bir an bırakmayan birisi. Mertliği ile dikkat çeken ilk Jojo’muza oldukça hayranlık besleyeceksiniz. Özellikle insanları kurtarmak için yaptığı mertlikleri izlerken içimden “bir erkek gerçekten bu kadar asil ve mert olmalı” diye geçirmedim desem yalan olur. Kısacası Jojo’ların atası olarak her hareketiyle gurur verici bir dede 🙂

Dio Brando

Bu aşağılık herifi nasıl anlatsam bilemedim. İnsan mayasını ortaya koyan pislik diyebiliriz. Jonathan Joester ile çok sağlam bir kardeşlik bağı oluşturabilecekken , kıskançlığı tercih eden ve hayatı hem kendine hem de Jonathan‘cığıma zehir eden hayvan herif. Özür diliyorum hayvanlar şirin varlıklardı. Vampir olduktan sonra kendini bir halt zannederek insanların Tanrı’sı ilan eden zavallı geri zekalının teki. Ne kadar insanın canına kıydığını ve ne kadar soruna sahip olduğunu tahmin edemezsiniz. Bencilliğin insanı ne hale getirdiğine dair bir örnek diyebiliriz.

Will A. Zeppeli

Jonathan Joester‘a Dalga Enerjisi eğitimi veren üstad. Oldukça eğlenceli ve renkli bir karakteri var diyebiliriz. Vampirlerle mücadele yöntemleri konusunda eğitimli olan nadide insanlardan bir tanesi. Şapkasını enteresan şeylere çıkarması ile biliniyor.

Robert E. O. Speedwagon

Daha sonraki sezonlarda sıkça duyacağınız Speedwagon Vakfı‘nın kurucusu 🙂 Serserilerle dolu bir mahalle de Jonathan Joester ile kavga eden ve mertliğine hayran olan, sonraki maceralarında ona destek olan daha hatta sonraki bölümlerde ise vakfı kuran ve hayatını gizemli güçlerle mücadeleye harcamış yüce kişilik.

II. Kısım

Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan arkeolojik kazılarda sütunlara gömülü maske kalıntıları bulunur. Rahat durmayan insan oğlu yaptığı araştırmalar sonucu kalıntılarda ki maske kullanıcılarını uyandırabileceklerini öğrenir. Tüm uyarılara rağmen maske kullanıcılarını canladıran insanoğlu, sonunda ölümler ve felaketlerle karşılaşır. Jonathan Joester‘ın kendini feda etmesinden 50 yıl sonra New York‘ta her şeyden bir haber yaşayan torunu Joseph Joester, maske , vampirler ve dedesi hakkında gerçekleri öğrenir. Vampilerle mücadele edebilecek yegane insanlardan biri olduğunu öğrenince eğitim yapmaya başlar. Fakat bu eğitim sandığı kadar kolay olmayacaktır. Üstelik bizim gururlu ve atarlı gencimiz eğitimini yaşıtı olan Zeppeli‘nin torunundan almak zorundadır.

Editör Gözünden :

Birinci hikayede mertlik, beyefendilik ve centilmenlik varken ikinci hikayede daha çok kurnazlık, üç kağıtçılık ve komedi izleyeceksiniz. Birinci hikayeye göre temposunu oldukça artıran anime, aksiyon ve görsellik açısından daha seyir zevki yüksek bölümler içeriyor diyebiliriz. Açıkçası ben ikinci kısmın ayrı bir sezon olarak gelmesini isterdim. Bu iki Arc’ın aynı sezona sığdırılması kötü olmuş. Her hikaye kısa kalmış biraz. Eleştirecek olsaydım bu konuyu eleştirirdim. İkinci olarak söylemek istediğim olay ise duygusallık ve yaşanan olayların anlamlandırılması açısından en iyi sezon ilk sezon. Diğer sezonlarda arkadaşlık, bağlılık duyguları biraz arka planda. Daha çok aksiyona yön verilmiş ve bazı şeyler gerçekten yavan kalmış. Duygusal açıdan en beğendiğim sezon ilk sezon diyebilirim. Kısaca özetlersek ilk sezon oldukça klişe sahneleri barındırdı ama sıkmadan izlettirmeyi de başardı. Ben izlerken eğlendim. Umarım sizde keyif alırsınız 🙂

II. Jojo – Joseph Joester

Bunun hakkında ne desem bilemedim. Kodu bozuk bunun ya 😀 O deden böyle torun nasıl çıkmış anlamadım gitti. O centilmen ve beyefendi insanın torunu nasıl böyle olabilir. Sık sık “oh nooooooo!, Oh My Goooooood!, Holy Shiiit!” gibi çıkışlar duyabilirsiniz 😀  Seride sizi en çok güldürecek Jojo karakteri. Yaptığı şaklabanlıklar o kadar fazla ki izlerken “bu adam şeytana pabucunu ters giydirir” demeden geçemiyorsunuz. Adam her zor durumdan sıyrılıyor. Zeytinyağı gibi üste çıkmada üstüne yok zaten. Zekiliği ve kurnazlığı sayesinde her durumdan kolaylıkla sıyrılabiliyor. İzlerken ben çok eğlendim. Ele avuca sığmaz, afacan bir Jojo izledim 🙂

Caesar Anthonio Zeppeli

Oldukça ateşli bir sahneyle karşımıza çıkan, çapkın, ukala,yakışıklı,genç Dalga Kullanıcısı. En büyük dostluklar kavga ile başlar sözünü kanıtlar nitelikte başta Jojo ile birbirlerini yeseler de, daha sonra aralarında sağlam bir bağ oluşuyor. Joseph ve Zeppeli tıpkı dedeleri gibi güzel işler çıkartıyorlar. Hayat hikayesi oldukça dramatik. İzlerken çok üzülmüştüm.

Vampirler

Esidisi, Wamuu ve Kars . Uyanmış vampirler olarak geçiyorlar anime de. Mısır ve Arap kültürüyle bağdaştırılmışlar. Müzikler oldukça fantastik olmuş. Karakter tasarımlarıda öyle. Esidisi ve Wamuu biraz daha onurlu vampirlerken Kars tam bir pislik. Hedefi olan nihai güç ve güneşe çıkabilme yolunda yapamayacağı şey yok. Vampirler ve Jojo arasındaki onur kavgaları izlemeye değerdi. Dövüş sahneleri oldukça etkileyiciydi. Karakterler gerçekten güçlü olduklarını hissettirdiler. Ayrıca Jojo ile aralarındaki zeka oyunları da oldukça ilgi çekiciydi. Ben olsam bu animenin türüne Shounen, Aksiyon , Maceraya ek olarak bir de psikolojik eklerdim çünkü dövüşlerde iki kısımda zekalarını konuşturdu diyebilirim.

Lisa Lisa

Şimdiye kadar animede gördüğüm tek kadın. Oldukça çekici ve seksi çizilmiş. Gizemlerle dolu olan hayatını Dalga Kullanıcısı ve eğitmeni olarak devam ettiriyor. Jojo ve Zeppeli‘yi oldukça ağır imtihanlardan geçiriyor animede. Yeri geldiğinde Dalga Eğitimi konusunda onları ölüme terk ettiği de oluyor. Biraz benim için hayal kırıklığıydı aslında. Oldukça güçlü gösterilmesine karşın savaşırken çok epik olmadı. Böyle güzel bir kadını daha savaşçı görmek isterdim 🙂

Not : 1993 yılında yayınlanan animeyi mangadan bağımsız olduğu için izlemedim. Bu 2012 Remake versiyonudur.