Hepinize merhaba,
Aku no Hana’nın mangakasından başka bir güzel manganın tanıtımıyla karşınızdayım bu kez, umarım beğenirsiniz 🙂
Komori İsao, ailesine üniversiteye gittiğini söyleyerek para yiyen ama aslında 2 yıldır tek derse girmemiş biridir. Hayatı gün boyu evde oyun oynamak ve bir de her gün saat 9’da yakındaki markete gidip, daima aynı saatte oraya gelen kızı evine dönerken takip etmekle geçer. Bu kızın adı Mari’dir. Ancak bir gün yine onu takip ederken Mari aniden arkasına dönüp ona bakar ve Komori’nin bilinci kapanır. Ertesi gün gözlerini açtığında kendisini Mari’nin bedeninde bulur. Komori gerçek bedenine dönmek ve aynı zamanda da gerçek Mari’nin nereye gittiğini bulmak zorundadır
Aku no Hana’yı bitirdikten sonra aynı mangakanın başka bir mangasını okuyayım dedim ve bunu buldum. En başları Türkçe olarak okudum ama maalesef henüz sadece 35 bölümü çevrilmiş ve bazı sorunlardan dolayı fansub çeviriyi pek hızlı yapamıyor, dolayısıyla devamını İngilizce okumam gerekti. Başlamayı düşünenlere bunu söylemek istedim, ancak eğer İngilizce’de gramer konusunda bir sıkıntınız yoksa rahatlıkla okursunuz, benim de kelime haznem zayıf olduğu halde hiç sıkıntı çekmedim çünkü.
Hikaye oldukça sürükleyici, sık sık hiç beklemediğim olaylarla ilerledi manga. Karakter konusunda büyük sıkıntı var, hikaye 3 ana karakter üzerinden ilerliyor ve yan karakter sayısı da bundan fazla değil. Sürekli yeni biri çıksın diye bekledim ama bu çok nadir oldu, çıkanlardan oldukça önemsiz tiplerdi. Özellikle insanların dışa vurmadığı hislerinin varlığı üzerinden ilerlemiş hikaye. Mari geçmişi, Komori ve Yori ise bugünü çok iyi tasarlanmış karakterler ve birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar. Özellikle Komori ve Yori arasındaki aşkın gelişim süreci beni çok mutlu etti. Özellikle Komori’nin son bölümlerde hayatını düzene koymasına çok sevindim ama tabii hangi Komori’nin? Spoiler sayılmayacağı için söylüyorum, mangada 2 Komori var, Mari’nin içindeki ve Komori’nin asıl bedenindeki. Burada bahsettiğim Komori asıl bedendeki, maalesef diğerinin başına pek güzel şeyler gelmiyor finalde. Yani güzel sayılabilir de yine de üzücü…
Romantizm had safhada. Başlarda Yori, bir şekilde Mari’nin bedenine girdiği ve onun hayatını berbat ettiği için Komori’yi suçluyor ancak daha sonra bu hisler aşka dönüşüyor. Özellikle son 20-30 bölümde bu iyice yoğunlaşıyor ki bence mangadaki aşkın niteliği çok güzeldi. Birbirlerinin kötü yönlerini tamamlama ve sorunlarını çözmeye dayalı bir aşk.
Çizimler bu mangada biraz daha shoujo’ya kaymış diyebilirim, hala kalitesi konusunda hiçbir sıkıntı yok ama mangakanın her mangasında farklı bir çizim tarzı var, özellikle bundakini çok beğendim. Aku no Hana’da erkek çizimi konusunda bir sıkıntı vardı, çocuksuluk hissediliyordu ama bunda öyle bir şey yok. Ayrıca başka çoğu mangada görüp alıştığımız homojen tonlamaya bunda çok az rastlıyoruz, genellikle arka plan ve gölgelendirmede kara kalem teknikleri ve çizgiler kullanılmış. Kendi de kara kaleme ilgi duyan biri olarak böylesi daha hoş olmuş diye düşünüyorum. Bir de mangakanın Happiness isimli mangasındaki gibi sürreal çizimler bunda pek görülmüyor ama tek bir kez, 77. bölümde birazcık var sadece.
Ayrıca bir konuda uyarmak zorundayım, ilk olarak 31. bölümde başlayıp manganın sonuna kadar varlığını koruyan ve özellikle 40-45. bölümler arasında oldukça artan +18 içerik bulunuyor. Yani okuyacaksanız buna dikkat etmenizi öneririm.
Shuzo Oshimi’yi sevmemin bir nedeni de asla fanservice kullanmaması. Mangaları kendiliğinden güzel oluyor, fanservice’e ihtiyaç duymuyor bu yüzden bazı mangalarda sıkça gördüğümüz parıltılı ten vesaire olaylar bunda yok, her ne kadar +18 içerik olsa da fanservice’e yer verilmemiş.
Manganın finali beni oldukça üzdü ve hiç beklemediğim bir sondu. Özellikle de son bölümlerde o kadar artan romantizmden sonra böyle bir final vermesi çok kötü oldu bence, Ansatsu Kyoushitsu’dan sonra en üzücü manga finaliydi benim için. Tabi bunu garipsemeyin, manga olayına yeni yeni başlıyorum o yüzden pek bir manga geçmişim yok.
Sonuç olarak, okursanız beğenirsiniz diye düşünüyorum. Bir kez daha beni iliklerime kadar ürperten bir mangaydı, yani sizlerin de okumasını isterim. Ayrıca bahsettiğim +18 içerik de öyle abartılacak bir şey değil, aslında hentai sınıfına bile girmez sanırım, daha çok bir tür seinen özelliği sayılır. Bir başka yazımızda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın ^^
Diğer anime ve manga tanıtımları için TANITIMLAR sekmesine tıklayabilirsiniz 🙂
Tanıtım çok hoş ama sanki biraz spoilera kaçmış final hakkında yazdıkların. Sonlarının hüzünlü biteceğini bilerek okuyacağım mesela ben mangayı şimdi. Ama dediğim gibi yazı iyi, mangaya başlama isteği oluştu bende, devam :).