Azur Kral – Bölüm 54 – Büyücülük Sınıfı Sınavı
Önceki Bölümden…
Gizliden gizliye onlara yardım etmeye devam edecekti. Ta ki, final sınavları gerçekleşene kadar. Çünkü Direkt Kıdemliler sadece sınavın finallerini izlemek için zahmet ederlerdi. Çünkü finallere ulaşanlar gerçek birer dahi olurlardı ve finaller Kıdemlilerin kişisel öğrencilerini seçmesi için en uygun ortamdı.
Bazen bütün finalistler kişisel öğrenciler olarak alınırdı bazen ise bir katılımcı bile kişisel öğrenci olarak alınmazdı. Bazen kıdemliler bir kişi için mücadele ederlerdi. Bazen katılımcılar yalvarırdı.
Hatta bazı durumlarda elenmiş öğrenciler bile kişisel öğrenci olarak alınabilirdi. Bu yüzden elenen öğrenciler hemen ayrılmaz sınav tamamlanana kadar orada beklerlerdi.
** 54 – Büyücülük Sınavı
Verilen süre bitmiş herkes seçimini yapmıştı. Katılımcıların %90’ı sadece bir sınıf seçmişti. Tüm sınıfları seçen katılımcı sayısı ise… Sadece 1 kişiydi.
Hiç kimse olduğu bölgeden ayrılmadığından açıklamayı yapan kıdemli şafaktan önce gelmiş ve herkesi hazır halde gördüğünden yüzünde onaylar bir ifade vardı.
“Evet, herkes seçimini yaptı.
%90’ınız bir sınıf seçti.
%7’niz 2 sınıf seçti.
%3’ünüz 3 sınıf seçti. 4 sınıf seçen kimse yok ama…
Aranızdan sadece bir kişi, tüm sınıfları seçti.”
Kıdemli sustuğunda herkes konuşmaya başladı. Konuşmayan ve yüzünde bir gülümseme olan bir kişi vardı ki o kişi Deniz Parvana idi.
“Tüm sınıflar mı? Tanrım, hangi salak tüm sınıfları seçmiş?”
“Kıdemlinin anlattıklarını dinlememiş mi? Nasıl bir aptal tüm sınıfları seçebilir?”
“Canavar. O kişi kesinlikle bir insan olamaz. ”
“Cennetler ne cesaret ama… ”
“Cesaret mi? Sadece aptallık bu. İlk testten kaldığı kesin.”
“TAMAM!” Kıdemli bağırarak katılımcıları susturmuştu. “Birden fazla sınıf seçenler için, her sınıf için belirlenen sınav yerlerini armanızda görebilirsiniz. Sırayla belirlenen sınav yerlerinize gidin ve sınavınızı olun. Dağılabilirsiniz.”
Katılımcılar sınav yerlerine dağılarken Kıdemli hala havada süzülüyordu. Deniz Parvana ilk sınav yerine giderken daha önceki gibi üzerine bir baskı çökmüş, dünkünden farklı olarak ruhsal bir güç her şeyini görmek istiyormuş gibi bedenini taradığını hissetmişti. Bu his içini biraz ürpertmiş olsa da elden bir şey gelmez diyerek hızını arttırmış ve ilk sınav yerine ilerlemeye başlamıştı.
İlk sınav Büyücülük Sınavıydı.
Deniz Parvana büyücülük sınavının yapılacağı alan gelmişti. Armasını görevliye gösterdikten sonra sıraya girmiş ve sırasının gelmesini beklemişti. Tüm katılımcılar toplandığında sınavı yapacak olan kıdemlilerden biri açıklama yapmıştı.
“Herkes kendi elementinde test edilecektir. Herkes sırayla platforma çıkacak ve 3 hareket yapacaktır. İlk hareket basit bir teknik olacak. Örneğin bir ateş topu yapıp hedef tahtasını vurmak. İkinci ve üçüncü hareket ise iki teknik göstermektir. Hangi tekniğinizi göstereceğiniz size bağlıdır ama ana elementiniz ile bağlantılı olmalıdır. Kıdemlilerimiz hareketlerinizi puanlayacaklar ve toplam puanınız, sizin bu sınavdan alacağınız puan alacak. İsmi okunan platforma çıksın.”
İsmi okunan katılımcılar platforma çıkmış ve yeteneklerini sergilemişti. Birçoğu riske girmeyip en güçlü tekniklilerini, gizli kozlarını kullanmışlardı. Ancak bu düşüncelerinin yanlış olduğunu aldıkları puanı gördüklerine anlamışlardı. Elbette nedenini sormuşlardı ama cevap alamamışlardı.
Sıra Deniz Parvana’ya gelmişti ve adı okunmuştu. “Deniz Parvana!”
“Haha bu çocuk şu Clitus denen çöp adadan gelmişti değil mi?”
“Hahahaha! Aynen öyle. Dostum ona nasıl hitap edebileceğimi bile bilmiyorum. Bir köylü kadar bile değeri yok. Ha, buldum. Köylülerin köylüsü. Evet. Evet bu güzeldi.”
Katılımcılar arasında bu konuşmalar dönerken aralarından sadece bir tanesi ne gülüyor ne de bir kelime söylüyordu. Parlak sarı gözbebekleri olan bu genç kız en ufak bir anı bile kaçırmak istemiyor gibi gözlerini bir saniye bile Deniz Parvana’dan ayırmamıştı. Çünkü onun etrafında daha önce hiç görmediği bir aura görmüştü. Bu yüzden ilgisini çekmişti.
Kıdemliler bile Deniz Parvana’ya küçümser gözle bakıyorlardı. Ancak ne kadar küçümsüyor olsalar bile hak ettiğinden az veya fazla puan veremezlerdi. Çünkü bütün sınav alanları Direk Kıdemliler tarafından izleniyordu.
Direk Kıdemliler ve Klan lideri için kişini nereden geldiği, ailesi önemli değildi. Onlar için önemli olan şeyler, karakter, güç ve zekâ idi.
Deniz Parvana, platforma çıkmış ve öncekilerinin aksine çok ufak bir ateş topu yapmıştı. Bu ateş topunu gören herkes kahkahalara boğulmuşlardı. Gücünün en fazla bu kadar olduğunu düşünmüşlerdi.
Her ne kadar ustasına söz vermiş olsa da bu aşağılanmaya daha fazla katlanmak istememişti.
“Haaaa!”
Diye bağırmış ve oluşturduğu ateş topunun gerçek sıcaklığının yayılmasına izin verilmişti. Ortamın sıcaklığı birkaç saniyede 100, 110 derece yükselmişti. Platforma en yakın olan kişilerden bazılarının elbiseleri alev almıştı.
Ağzının bir kenarı hafifçe yukarı kalkan Deniz Parvana ateş topunu hedefe fırlatmıştı. Hedef ve 50 metre çevresi cehennem çukurundan bir çukura dönmüştü. Toprak bile erimiş yer yarım metre kadar derinleşmişti. Bu patlama yüzünden bir sarsıntı ve büyük bir mantar bulutu oluşmuş tüm sınav alanlarından görülüp hissedilmişti.
Az önce Deniz Parvana ile dalga geçenlerin hiçbirinden çık ses çıkmıyordu. Bazıları bayılmanın eşiğine kadar gelmişti. Sarı gözlü kız, kimsenin duyamayacağı kadar kısık bir ses ile, “Ateş… Ejder… Tanrısı… Ateşi?” diyebilmişti. Deniz Parvana’yı izleyen sarı gözlü kızın dehşete kapıldığı yüzünden belli oluyordu.
“500 tam puan! Diğer hareketlere gerek yok.”
“WAAAOAOAOAAAAOOO!”
Kıdemlilerin tam puan verdiği ve diğer hareketlere gerek olmadığını duyduklarında bir şok daha yaşamışlardı. Az önce dalga geçtikleri ve ağız dolusu güldükleri köylülerin köylüsü kimsenin hayal edemediği tam puanı tek bir hareket ile almıştı.
Öyle ki kendisine çok güvenen sarı gözlü kız bile tam puan almayı hayal edemiyordu.
Deniz Parvana kıdemlilerin yanına gitmiş ve puanını armasına kayıt ettirmişti. Daha ilk sınavında ilk sıraya yerleşmişti.
“Usta. Üzgünüm size verdiğim sözü tutamadım. O asalaklara bir ders vermek istedim.”
“Ahaha! O gürültüyü çıkaran sendin değil mi? O mantar bulutunu ve sarsıntıyı buradan hissettim. Sorun değil. Bu sadece aşırı sıcak bir ateşti. Çok düşük seviye ejder aurası vardı ama oradaki dış kapı ve iç kapı kıdemlilerinin bir ejderha aurası deneyimlemiş olmalarına imkân yok. Kaç puan verdiler?”
“500 tam puan aldım usta. 3 hareket dediler ama bana diğer iki hareketi yaptırmadılar.”
“Hahaha! Çok iyi. Çok iyi. Bu şekilde devam!”
“Teşekkürler usta.”
Deniz Parvana ilk sınavını bitirdiği için ikinci sınavı olan Simyager sınavına yönelmişti. Sınav alanına vardığında çok fazla kişi olmadığını gördü. Simyagerlik çok fazla kişinin ilgisini çekmediği aşikardı.
Sıraya girmesine bile gerek yoktu. Çünkü herkes çoktan bir masada bir şeyler yapmaya başlamışlardı. Hızlıca sınav kıdemlilerinin yanına gitti ve rozetini gösterdi.
“Deniz Parvana. Bu sınav 5 aşamalıdır. Her aşama için 100 puan alabilirsin. İlk olarak bir Qi Hapı yapacaksın. Qi Hapını teslim ettiğinde ikinci aşama için Kan Özü İksiri yapacaksın. Üçüncü aşamada bir Ruhsal Tedavi Tütsü’sü yapacaksın. Dördüncü aşamada Yok Edici Tılsım yapacaksın ve son olarak da istediğin bir silahı efsunlayacaksın. İstediğin efsunu yapabilirsin.”
“Anladım.”
“O halde bu malzemeleri al ve başla. İlk aşama için 10 dakikan var.”
Deniz Parvana, malzemeleri aldıktan sonra bir masaya geçmiş ve işleme başlamıştı. Bu kadar basit bir hap için fırın vs kullanmasına bile gerek yoktu. Zaten Deniz Parvana bu zamana kadar hiç fırın kullanmamıştı. Çünkü fırınların kendisinin hapların kalitesini düşürdüğünü keşfetmişti.
Kendine özel olarak ürettiği aletler ile bitkileri ezerek, parçalayarak ve özünü çıkartarak yapıyordu. Ancak bunun için Su Qi’si kullanmıştı. Şimdi ise ateş Qi’sine sahip olarak görünüyordu. Ustası ise sadece tek element kullanması için uyarmıştı.
Ancak Deniz Parvana için bir sorun yoktu. Çünkü daha önce bir su küresi içinde ateş yakmıştı yani aynı anda iki Qi’yi kullanabilirdi. Tek yapması gereken şey, Su Qi aurasını hissettirmeden sadece ellerinde ortaya çıkartması ve bitkilerin özlerini çıkarması gerekiyordu.
O anda gözlerini kapatmış ve meditasyon durumuna girmişti. Deniz Parvana’nın sınavda meditasyon durumuna girdiğini gören diğer katılımcılar ise şaşkın gözlerle bakmışlardı. Hepsinin aklında “Ne yapıyor bu salak?” düşüncesi vardı. Bu durum sınav kıdemlileri içinde farklı değildi. Katılımcılardan farklı olarak sinirlenmişlerdi.
********************************************************
Azur Kral – Bölüm 54 – Büyücülük Sınıfı Sınavı
Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur. Bir kaç takipçimiz yorum atıyor sağ olsunlar. Yorum atmayan diğer arkadaşlar da umarım yorumlarını eksik etmezler. ^_^
Keyifli Okumalar…
Bu hafta iş yoğunluğumdan bölüm atamadım. Bu yüzden bugün bir toplu geliyor. 4 bölüm atacağım. Gün içinde takipte kalın. 😉
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************