Azur Kral – Bölüm 16 – 5 Krallık Turnuvası #3
Önceki Bölümden…
İlk aşamanın açıklaması buydu. Deniz bu aşamada çok zirve anlayışa ulaşmıştı. Etrafındaki 500 metrelik alanda bütün su zerrelerini hissedebiliyordu. Ancak bunu bir miktar su oluşturmak için kullanmadı. Su zerrelerinin hareketlerini izleyerek Urga Losten’in nerede olduğunu bulmaya çalışıyordu.
Sonuçta havada bir şey hareket ederse arkasında az da olsa bir rüzgar kuvveti bırakırdı ve bu kuvvette havadaki su zerrelerini diğerlerinden farklı bir şekilde hareket etmesine neden olurdu.
“Hehe, işte buradasın.”
** 16 – 5 Krallık Turnuvası #3
Deniz, Urga Losten’in yerini kısa bir sürede bulmuştu. Yavaşça Urga Losten’in etrafındaki su zerrelerine odaklanıp onları bir araya getirmeye başlamıştı. Tam Urga Losten saldırıya geçmek üzereyken, Deniz bir araya getirdiği su öbeklerini buzdan bıçaklar haline getirip Urga Losten’in bacak tendonlarını kesmişti.
Ardından hemen buzdan dikitler oluşturup hareketlerini engellemişti. Tekniğini daha fazla devam ettiremeyen Urga Losten tekrar görünür hale gelmişti.
“Sen! Bunu nasıl yaptın? Beni nasıl görebilirsin!”
“Sen görünmez olabilirsin ama ben seni görebilirim. Hiçbir şey benim gözlerimden …” Deniz sözlerini bitiremeden bir kişinin daha saldırdığını hissetmişti. Deniz tekniğini hala aktif tuttuğundan başka bir görünmez kişinin saldırdığını hissetmişti.
Deniz arkasını bile dönmeden havadaki su zerrelerini bir araya getirdi ve buz dikenler yaparak kendisine saldıran kişiye gönderi. Bu buz dikenleri, saldırganın bileklerine, dirseklerine ve dizlerine saplanmıştı.
“Aaaahhhhhh!” “Thonk”
Acı dolu ince bir ses ve ardından tok bir düşme sesi duyuldu. Kısa bir süre sonra saldırganın kimliği açığa çıkmıştı. Saldırgan Sara Monika idi. Beyaz Prens’inin yenilmek üzere olduğunu gördüğünde hiç düşünmeden saldırıya geçmişti.
“Seni adi! Beyaz Prensi bırak hemen!”
Deniz, Sara Monika’nın yanına gelip çömeldi ve yüzünü iyice yüzüne yakınlaştırdıktan sonra alaycı bir şekilde “Aiya! Hem yenilip hem de şart sunmak nerede görülmüş. Ben bir ağaçta pinekliyordum ve geldi ve düelloya davet etti. Ona bir şans verdim ama o ölümüne düelloyu seçti. O yüzden şimdi onun ve takibi senin puanlarınızı alacağım.”
Deniz, Sara Monika’nın puanlarını aldıktan sonra oluşturduğu buz bıçağı ile kafasını keserek öldürdü. Sara başlangıç bölgesine ışınlanırken, Deniz Urga’nın yanına geldi ve tam onu öldürecekken, Urga acıklı bir ses tonu ile “Dur!” dedi.
“Ne oldu? Ölümüne düelloyu isteyen sendin.”
“Haklısın. Çok haklısın. Ben hata ettim. Eğer, eğer beni bağışlarsan sana borçlu olurum. Ve ben borçlarımı kesinlikle öderim. Bu turnuva benim için çok önemli.”
“Önemli olabilir ama asla birinci olamazsın. Çünkü birinci olacak kişi benim. Elbette herkesin birinci olmak için bir amacı var. Ama gördüğün gibi kısa sürede yenildin. Gerçek turnuvada da olsak bu değişmeyecek.” Dedi Deniz.
“Sorun değil! Sorun değil… İlk üçe girebildiğim sürece benim için sorun değil. Lütfen bağışla puanlarımı alma.”
Deniz biraz düşündükten sonra Urga Losten’i öldürmemeye karar verdi.
“Pekala o halde seni öldürmeyeceğim ve puanlarını almayacağım.” Dedi Deniz. Daha ciddi ve ölümcül bir ifade ile devam etti. “Ancak bana tuzak kurmaya kalkarsan. Beyaz Krallıktan bir kişinin bile ilk 250’ye giremeyeceğine emin olurum.”
“Hayır, hayır… Kesinlikle öyle bir adilik yapmam.”
Bu sözler üzerine Deniz, Urga Losten’i serbest bıraktı ve arkasına bakmadan oradan uzaklaştı.
Urga Losten derin bir nefes aldı. “Huuuu… Az kalsın bütün emeklerim boşa gidecekti. Sara, senin sayende kurtuldum. Sana da borçlandım. Bu Deniz Parvana… Korkulması ve asla kışkırtılmaması gereken birisi.”
Deniz Sara Monika’yı da yenip puanlarını aldıktan sonra kendi puanı 374.000 ‘e yükselmişti. Deniz bu sefer dinlenmek yerine sınav alanındaki çöl gölgesine gitti. Çölde bilindiği üzere neredeyse hiç nem yoktur. Deniz’de kendisini test etmek amacı ile çöl bölgesine gidip Buz Çağı tekniğinin ilk cildinin ilk aşamasını daha da kusursuz hale getirmek istiyordu. Eğer çölde bile su oluşturabilirse bu mükemmel olmaz mıydı?
**
Kalan iki günde hızlı bir şekilde bittiğinde tüm katılımcılar kendi bedenlerine geri dönmüşlerdi. Kutsal arena görevlisi tekrar ortaya geldi ve konuşmaya başladı.
“Evet! Eleme turu sona erdi. İlk 250 kişi belirlendi. Elenen 750 kişi yavaşça oturma alanlarındaki üst bölümlere geçsin ve kazananlarda alt bölgelere gelsin. Yarışmacılar arenaya yakın bölgede olsunlar.”
Katılımcılar, görevlinin dediği gibi yerleştikten sonra görevli konuşmasına devam etti.
“Tahmin edebileceğiniz gibi ilk beşte Krallıkların prens ve prensesleri yer alıyor.
Birinci sırada 375.000 gibi rekor bir puan ile Mavi Krallık Prensi Deniz Parvana yer alıyor.
İkinci sırada 225.000 puan ile Beyaz Krallık Prensi Urga Losten
Üçüncü sırada 165.000 puan ile Siyah Krallık Prensesi Gece Mai
Dördüncü sırada 150.000 puan ile Yeşil Krallık Prensi Doğa Kaol
Beşinci sırada 105.000 puan ile Kızıl Krallık Prensesi Alev Kızıl var.
Şimdi burada tüm 250 kişiyi sayamayız ancak tam karşımdaki ekrana bakarsanız herkesin puanlarını görebilirsiniz. İkinci tur düelloları iki gün sonra başlayacaktır. Bu iki gün içerisinde yarışmacıların rakipleri belirlenecektir.
Bu iki gün içerisinde rakiplerine karşı istenmeyen hareketlerde bulunan yarışmacılar ve kendi krallığından gelen bütün yarışmacılar diskalifiye edilecektir. Bütün hırs ve enerjinizi düellolara saklayın. ”
Alev Kızıl, “Tsh! Bütün krallık mı? Lanet olası ihtiyarlar. Tamda o lanet Deniz’e pusu kuracaktım. Ama yine de sorun değil. Seni düelloda adil bir şekilde öldüreceğim. Senin kozların varsa benimde kozlarım var. Son iki gününün keyfini çıkar Deniz Parvana!”
Urga Losten, “Yine de yerinde durmamış ve puanını yükseltmiş. Çok temkinli ve ne düşündüğü belli olmayan biri. Kesinlikle kızdırılmaması gerek.”
Gece Mai, “Hepimiz de önceki turnuvalara göre çok yüksek seviyelerdeyiz ancak bu kadar büyük fark hiç olmamıştı. Bu Deniz Parvana, tuhaflar içinde bile tuhaf biri. Umarım onunla karşılaşma şansım olur. ”
Doğa Kaol, “Ezikleri eze eze topladığı puanlar ile havanı at bakalım. Seninle karşılaştığımda seni pişman edeceğim ve önümde diz çöktüreceğim. İki gün daha sabret. Sonra bütün şöhretini yerle bir edeceğim. Seni lanet Mavi Krallık eziği…”
Katılımcıların ve izleyicilerin çoğu Deniz’e odaklanmış bir şekildeydi. Gerçekten Mavi Krallık’tan gelen bir eziğin birinci olmasına şaşırmışlardı. Diğer krallıkların gözünde Mavi Krallık ezikler içinde ezikler olarak görülüyordu. Her zaman korkak, tırsak ve çekingen olan Mavi Krallık son 3, 4 yıl içerisinde inanılmaz değişimle göstermeye başlamıştı. Bu değişimler ise diğer krallıkları korkutmaya başlamıştı bile. Bu yüzden Mavi Krallık onların gözünde artık dikkat edilmesi gereken bir düşmandı.
Diğer krallıkların locaların her birinde benzer konuşmalar vardı. “Deniz Parvana mutlaka ölmeli. Mavi Krallık hep onun sayesinde bu kadar yükseldi. Eğer onu ortadan kaldırırsak Mavi Krallık yine ezik haline döner.”
Elenen 750 kişi kendini toparlamaya çalışırken eleme turunu geçen 250 kişi de dinlenmek için kendilerine ayrılan odalara geçmişlerdi. Diğer krallıkların aksine bir krallığın bölümünde şiddetli tartışmalar dönüyordu.
********************************************************************************
Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur.
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
YN: Seriyi okuyan arkadaşlar lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizin yorumlarınız yazarları mutlu ediyor ve daha kaliteli bölümler hazırlamak için gayret ediyor. Bunu sadece benim serim için söylemiyorum. Herhangi bir yerden okuyor olabilirsiniz. Özellikle Türk yazarları desteklemek adına bir teşekkür edebilirsiniz. Beğenmediğiniz yerleri belirtebilir, fikirler verebilirsiniz. İnsanın çok basit gelen o yorumlar aslında çok değerlidir.
Teşekkürler.
********************************************************************************
Gerçekten çok güzel bir seri okudukça okuyasım geliyor ve başarılarınızın devamını dileyip okumaya devam ediyorum