Azur Kral – Bölüm 136 – 7 Yıldız Yang Mührü

** 136 – 7 Yıldız Yang Mührü

Herkes sesin kaynağına dönmüştü ve o anda yaşıyor oldukları şoku atlatmaya çalışıyorlardı. Daha mevcut şoklarından kurtulmadan yeni şoka girdiler.

O sözleri söyleyen kişi Kaim Bu’dan başkası değildi. Yishai Vilen’e “Ejderha yüreği felan mı yedin?” diye sormuştu ama bu sözleri söyledikten sonra kimin ejderha yüreği yediği tartışma konusu olabilirdi.

Kral, bu sözlere çok sinirlenmişti ancak siniri bir anda uçtu gitti. Çünkü bu sözlerin ardından bir patlaması gelmiş ve birkaç metre geriye üflenmişti. Bir barajın bir kapağı açılmış gibiydi.

Ardından bir dalga daha geldi. Ve bir dalga daha geldi…

Bu dalgalar 7 kere tekrarlandı ve bunun sebebi Kaim Bu idi.

“Ne! 7 Yıldız Yang Mührü mü! Sen!”

Kral, Kaim Bu’nun yaptığı el mühürlerini açık bir şekilde görmüştü ve bu el mühürlerini tanıyordu. Bu 7 dalga sona erdikten sonra tüm algısını Kaim Bu üzerine yoğunlaştırdı ve büyük bir şok yaşadı. Göz bebekleri aniden kocaman oldu ve ter dökmeye başladı.

Şu anda Kaim Bu’nun ekimi Ruhani alem 5. Aşamadan Astral Alem 5. Olgu’ya kadar yükseldi. Tam 1 alem ve 7 aşama yükseldi. Ekimini bu derece bastırabilmek kısaca sağduyuyu yerle bir ediyordu. Üstelik mükemmel bir bastırmaydı. Hiç kimse Kaim Bu’nun gerçek ekimini fark etmesi mümkün değildi.

Ve böyle bir tekniği sadece Takım Yıldız Alemi’nden birisi yapabilirdi. En azından bir kan bağı olması gerekiyordu.

“O sözlerini şimdi tekrar duymak isterim Yishai Vilen. Ne diyordun? Haraç mı istiyordun?”

Kral böyle bir şeyi asla beklemiyordu. Ancak kısa sürede kendini toparladı ve bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu.

“Yani savaşmak istiyorsun? O halde savaşalım. Zaten uzun zamandır canım çok sıkkın.”

Kaim Bu böyle bir tutumu beklememişti. Korkup kaçacağından %100 emindi ancak yine de bu adam savaşmayı seçmişti. Gerçi bir savaş manyağından beklenecek bir şeydi.

Kaim Bu savaşmayı sevmiyordu ama gerektiği zaman savaşırdı. Diğerlerine bir ses iletimi gönderdi ve geri çekilmelerini istedi. Bu adamlara karşı bir şansları yoktu. Mızrağını çıkardı ve sağ tarafında dik bir şekilde tuttu.

Yishai Vilen ‘de hemen gardını aldı ve askerlerine karışmama emri verdi. Kaim Bu gardını aldı ve mızrağını iki eli tuttuğu anda saldırıya geçti. Bir anda Yishai Vilen’in önüne belirdi. Işınlanmış gibiydi. Mızrağını hızlıca sapladı. Tam olarak Yishai Vilen’in başına hedef aldı.

Yishai Vilen ani bir refleks ile kenara çekildi ancak yaralanmadan kurtulamadı. Sağ kulağı ikiye bölündü. Yishai Vilen hızlıca kılıcını çıkardı. Yishai Vilen bir çift kılıç kullancısıydı. Kılıcını iki eli tuttuğunda kılıç iki parçaya ayrıldı. Diğerinin birebir aynısı olan iki kılıca dönüştü.

İki kılıcını yatay bir şekilde savurdu. İki yay şeklinde kılıç niyeti enerjisi boşluğu keserek ilerledi. Kılıç enerjilerinin geçtiği yerde astral rüzgarlar oluşuyordu. Eğer Ruhani Alem’deki bir kişi bu rüzgara kapılırsa tamamen kan bulutuna dönüşürdü.

Yishai Vilen’ın yatay kılıç saldırına diker olarak mızrağını yukarıdan aşağıya savurdu ve inanılmaz güçlü bir mızrak niyeti arkasında astral rüzgarlar bırakarak ilerledi. Kılıç niyeti enerjileri ile mızrak niyeti enerjisi çarpıştığında mızrak niyeti enerjisi bir an bile duraksamadan kılıç niyeti enerjilerini parçaladı ve devam etti.

Böyle bir şeyi asla beklemeyen Yishai Vilen bu saldırıdan zar zor kaçınabildi. Ölmedi ama bir kolunu kaybetmişti. Mızrak niyeti enerjisi durmadan devam etti ve Yishai Vilen’ın arkasındaki askerlere doğru ilerleyerek 20 askerin kan bulutu haline dönmesine sebep oldu.

Yishai Vilen’ın kopan kolu bile, mızrak niyeti enerjisinin arkasında kalan astral rüzgarlar yüzünden paramparça oldu. Eğer kolunu tam olarak alabilseydi yerine takması hiç sorun değildi. Birkaç günde birleşir bir hafta içinde eskisi gibi olabilirdi. Ancak artık o ihtimal kalmamıştı.

Kopan uzvu yerine koymak bir şey değildi ama yeni bir uzuv üretmek? Bu imkansıza yakındı. Yeni bir uzuv üretsen bile sıradan bir insanın uzvu gibi olurdu. Tamamen sıradan bir uzuv.

Vücut bir elmas gibi ise o yeni uzuv bir balon gibi kalırdı. En ufak bir darbede tekrar parçalanır. Kaldı ki bu kişinin güçlü bir teknik kullanmasında bile yaşanabilecek bir şeydi. Yeni uzvu, eski haline getirene kadar asla savaşmaması gerekirdi.

Yishai Vilen, Kaim Bu’ya karşı hiçbir şansı olmadığını anladığı anda ışınlanma oluşumunu çalıştırdı ve kalan 80 askeri ile birlikte bir anda ortadan kayboldu. Diğerleri bu duruma şaşırmıştı ancak Kaim Bu oldukça sakindi.

“Yapacak bir şey yok. Çoktan Cennetsel Kılıç Villa Kıtası’na varmışlardır. Buraya antik ışınlanma portalı ile gelmişler. Kaynaklar için bizden haraç istemiş olmalarına şaşmamalı.”

Yishai Vilen’ın ortadan kaybolmasından sonra Kaim Bu, tekrar el mühürlerini kullanarak göstermelik olan ekimine geri döndü. Artık bunu yapmasına gerek yoktu ancak yine de yapmak istedi. Diğer klan liderleri çoktan durumu öğrenmişlerdi çünkü.

“Sen! Sen aslında bu kadar güçlüydün! Cennetler! Sen gerçekten Takım Yıldız Aleminden misin?”

“Sadece çok düşük bir kan bağı. Eğer gerçek bir kan bağım olsaydı sizde burada olur muydum?”

Kaim Bu başka bir şey demeden oradan uzaklaştı ve klanına geri döndü. Kendini ifşa etmek istediği en son şeydi ancak böyle bir durumda yapacak bir şey yoktu. 7 Yıldız Yang Mührü sadece ekim seviyesini gizlemekle kalmıyordu Takım Yıldız Alemi kan soyunu da baskılıyordu. Bu şekilde asla hissedilemeyecek ve izi asla bulunamayacaktı.

Ancak bunu yapmak zorundaydı. Her ne kadar artık bir iz bırakmış olsa da sevdiklerini korumak zorundaydı. En kötü senaryo takım yıldız aleminden biri tarafında geri götürülürdü.

Kaim Bu, 7 Yıldız Yang Mührü’nü dedesinden öğrenmişti. Babasının ilginç bir şekilde kan soyu yoktu. Dedesi Yasif Bu, artık bu kan soyunun kuruduğunu düşünmüştü ve rahat bir nefes alabilirdi ama daha da ilginç bir şey yaşandı ve Kaim Bu’da bu kan soyu tekrar ortaya çıktı.

Kaim Bu büyüdüğünde bu tekniği ona öğretmişti ve ölüm kalım meselesi olmadığı sürece kullanmamasını emretmişti.

Bu ailesi, Yasif Bu’nun dediğine göre Yan Bu’nun soyundan geliyordu. Ancak o kadar çok seyrelmişti ki neredeyse tamamen sönmüştü.

Takım Yıldızı Alemi’ne ait olan biri düşük seviyelerde yaşayamazdı. Özellikle direk, Takım Yıldızı Tanrılarının soyundan gelenler için geçerliydi ve Yan Bu, Gemini (İkizler) Takım Yıldızı Tanrısıydı. Onun soyundan gelen birinin düşük yıldız alemlerinde yaşaması hem kendisine bir hakaret sayılır hem de düşük yıldız alemlerindeki insanlar için büyük bir eşitsizlikti.

Takım yıldızı tanrıları bizzat yaratıcı tanrılar tarafından kutsanmış varlıklardı. Bir kişinin, bu tanrıların kanından bırakın bir damlayı bir zerresine bile sahip olması, onların cennet tarafından kutsanmalarına yeterdi. Ekim hızları normal insanlara göre ok daha hızlı olur ve doğal olarak çok daha güçlü olurlardı.

Sıradan insanlar için onlar, birer tanrı gibi görülürdü. Sıradan insanların yüzlerce yılda elde ettiği ilerlemeyi bu kutsanmış insanlar birkaç yılda elde edebilirlerdi. İşte bu durum en büyük sorundu.

Bu sebeple bu tanrılar böyle bir durum yaşanmaması için her zaman düşük yıldız alemlerini takip ederlerdi. Kendilerine ait bir iz bulabilecekler mi diye… Kaim Bu ‘nun bu davranışı ise arkasında bir iz bırakmıştı.

Kendisinin ne zaman bulunacağı belli değildi. Belki bir gün içinde belki yüzlerce yıl sonra… Artık sürekli bu düşünce ile yaşamak zorunda kalacaktı.

Bulunduğu anda iki seçeneği olacaktı. Ya ölmeyi seçecek ya da kendisini bulanlarla geri dönecekti. Döndükten sonra da neler olacağını hiç kimse bilemezdi.

********************************************************

Yazar’ın Köşesi 🙂

Yeni bölümler her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri saat 09:00’da…

Arkadaşlar kusuruma bakmayın. Bölümleri düzenli atmaya çabalıyorum ancak inanın çok yoğun çalıştığımdan fırsat bulamıyorum. Elimden geldiğince de geç attığım zamanlar için fazladan atmaya çalışıyorum. Bölüm biriktirmiş olmasam son iki üç haftadır tek bölüm atamazdım. Umarım anlayışla karşılarsınız.

Okunma sayıları düştü ama yine de sorun değil. Bu seriyi sona erdirene kadar 1 kişi okuyor olsa bile devam ettirmeyi istiyorum.

Umarım serinin ilerleyişini beğeniyorsunuzdur. Seri ve ilerleyiş hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.

Takipte kalın.

NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************