Anime Tanıtımları, Anime

Tokyo Ghoul Yorumlama

Yazımız animeyi izleyen insanlara hitap edecek niteliktedir. Yazımızda olaylara detaylı açıklamalar yapılmıştır, sıkılmayacağınızı düşünüyor ve umut ediyorum 🙂

Bu yazımızda elimize tartışmalı bir anime alacağız.  Animeyi henüz izlemediğim dönemde kulağıma gelen şu söylem benim ilgimi çekmişti: Tokyo Ghoul izleyicileri; çok sevenler ve nefret edenler olarak ikiye ayrılır. İzledikten sonra bu konudaki düşüncem şu yönde gelişti: izleyici çok ince düşünmeli ve karakterlerin duygu akışları bir yana olayın aslını kavramak için çaba sarf etmeli. Bunun nedeni izleyici bir şeyleri oturtamadığında  ‘bu ne biçim anime,  çok saçma’ gibi yorumlarla anlayamadığı içeriği kötülemeye başlıyor.

Bu nedenle yazı tarzımdan ödün verecek de olsam; izleyerek anlamanızı/içinizde hissetmenizi istediğim duyguları size bizzat  aktarmaya çalışacağım. Dikkat çekmek istediğim nokta ise ben kimseden zeki yada algısı yüksek bir insan olduğumu iddaa etmiyorum, yalnızca bu anime için kafa yorduğumu ve bunun sonucu olarak karşılaştığım bir çok basit soruyu yanıtlandırabileceğimi düşünüyorum.

Peki bazı olayları aydınlatmaya çalışalım:

1. Beyaz saç mevzusu: Beyaz saçın power-up tan ziyade mangakanın karakterin maruz kaldığı acıyı betimlemekteki çaresizliğini gözler önüne sermektedir. Ana karakterimizin hissettiği psikolojik baskının, kendi içinde verdiği savaşın, bir canavar olmadığına dair inancının ve  kararlılığının, hissettiği fiziksel acının boyutunun dahi fiziksel bir şekilde betimlenmesidir. Bunu iki şekilde değerlendirebilmek mümkün; birincisi insanların saçlarının yaşlanana kadar geçen süre içerisindeki stres, baskı ve yorgunluk gibi etkenlerden beyazladığı düşüncesi. Bu düşünceye göre karakterimizin bu kısa sürede saçlarının bembeyaz olmasının yaşadığı fiziksel ve psikolojik yıpranmanın aynası olduğunu söyleyebiliriz.

İkincisi ise içerisindeki savaşı bitirmeyi başaran karakterimizin hayatında beyaz bir sayfa açmasını temsil etmesi. Aldığı bir power-up olmadığını yalnızca sahip olduğu gücü kabullendiğini ve bastırdığı yoğun duygularını serbest bıraktığını belirtmek isterim.

2. Kaneki’nin ne özelliği var ki herkes ona bakıcılık yapıyor, onun etrafında pervane oluyor mevzusu: Bu animenin içerisinde doğrudan belirtilse de bu olayın önemini tam olarak kavrayamayan arkadaşlarımız olduğunu gördüm. Şöyle düşünelim; Dünya’da altı milyar insan var ve karakterimiz bu kadar insanın içerisindeki tek canavar olsun, Tokyo Ghoul dünyasındaki durum aynen buna benziyor. Canavarlar ve insanların iç içe yaşadığı bir dünyada iki sınıfada dahil olan tek kişinin karakterimiz olması önemsiz bir durum sanılıyor herhalde. Hemde bunun  karakterimizin özel olmasının; yalnızca tek olmasından kaynaklanan yüzü olduğunu göz önüne alırsak. Karakterimizin iki taraf arasındaki köprü olabilecek varlık olması; iki tarafında kendi bakış açılarından haklı bir davayı savunduklarını en yakından gören ve iki tarafada dahil olan yegane kişi ana karakterimiz, Kaneki.

3. Kotarou Amon nasıl pis bir insandır ki acemi partnerlik yaptığı dedektifin evinde kızına kas gösterisi yapabildi mevzusu: Karakterimiz okulunda sınıfının en iyisi olmasının yanısıra gerçekten disiplin ve karakter sahibi bir insan. Düzenli olarak fiziğini üst seviyeye çekebilmek amacıyla antrenmanlar ile boğuşurken onu görmeniz mümkün. Bu bahsi geçen olayın üzerinden geçelim.

Mado vefat etmiş, kızı ise Amon’un yanında yardımcı partner olarak çalışmaya başlamışken; bir akşam yemeğinde kızın fazla içmesi sonucu Amon kızı evine bırakmak durumunda kalır. Kızın durumunun kötü olduğunu görür ve kendini daha iyi hissetmesi için dışarı çıkıp ona ilaç alır ve geri gelir. Geldiğindeyse kız ona biraz yakınlaşır, burada Amon yanlış anlar ve utanmaya başlar ki kız bir şeyler sayıklamaya başlar. Şu sözcük Amon’un kendinden nefret etmesine yeter; Baba.

Kız vefat eden babasını sayıklarken daha güçlü olamadığı için kızın babasını kurtaramadığını düşünen Amon kendine kızar ve birden güç arayışına girerek vücudunu çalıştırmaya başlar. Sabah kız uyandığında Amon’u balkonda hatırı sayılır rakamlara ulaşmış bir şekilde, şınav çekerken görür. Amon bir kas gösterisinden ziyade vücudunu hareket edemeyecek dereceye gelene kadar zorlamış ve kan ter içerisinde kalmış bir şekilde yerdedir.  Amon gibi güçlü bir adalet anlayışına sahip bir karakterin hissettiği vicdan azabı sonucu kendine olan öfkesi ve utancının gözler önüne serilmeye çalışıldığı bir sahnedir…

 

4. Touka’ya yazık, neden hep Kaneki’ye bakıcılık yapmak zorunda mevzusu: ‘Touka ne zaman Kaneki’ye bakıcılık yaptı da ben kaçırdım’ diye düşündüm bu tarz bir yazı ile karşılaştığımda. Okumaya devam ettiğimdeyse Kaneki’ye garsonluk konusunda yardım etmesi ve maskesini alması için Kaneki ile birlikte gönderilmesinden bahsedildiğini gördüm. Touka’nın Kaneki’ye yaş bazında yakın olmasından Kaneki’nin kendini daha rahat hissedebilmesi, kafeye ve içinde bulunduğu duruma alışabilmesi bazında Kaneki’nin daha çok Touka ile iletişime girmesini sağlıyorlar.

Bunun kafe kısmının nedeni Kaneki’nin özel olması diye düşünüyorsanız olaya şöyle bakmanızı rica ediyorum; bir kafe sahibisiniz ve işe yeni bir eleman alıyorsunuz ama bu elemanın iş tecrübesi yok, onun işe daha kolay ve hızlı bir şekilde adapte olabilmesi için (eğer böyle bir imkânınız varsa) tabiki yaş olarak ona daha yakın bir elemandan yardımcı olmasını istersiniz, çünkü onlar birbirlerini daha iyi anlayacaklardır.

Maske kısmına gelince; fazla detaylı düşünerek detaylara inmeden yüzeysel olarak inceleyecek olursak maske için gidilecek günün Touka’nın izin günü olmasına dikkat çekmek isterim. Diğer insanlar kafede çalışmaktayken Kaneki’nin yanında bir refakatçi olmadan gidemeyeceği bir yere gönderilmesi fikri, sizce de komik değil mi? Bu olayı anahtarın olmadığı halde eve gidip kapıda kalmak ile bağdaştırabiliriz ki elimizdeki durumda evin yerini dahi bilmediğimizide hesaba katmalıyız.

‘Kendi başına bir yeri bulamıyor mu, bulsa zaten ben Anteiku’dan geldim dese yeterli olmaz mı? ‘ şeklinde düşünen arkadaşlar.  İşte burada Kaneki’nin özel olsa da olmasa da ghoulların hakim olduğu bir bölgeye onu yalnız başına tehlikenin içine gönderirken hiç tereddüt etmediğinizin farkına varmanızı istiyorum. Bunun dışındaki Kaneki-Touka yakınlaşmasının nedeniyse bu süreç içerisinde oluşan ve gayet ortada olan aralarındaki bağ…

5. Kaneki sapık, kendisinden uzun bir kızın ondan hoşlanacağını sanıyor mevzusu: En çok da buna güldüğümü belirtmek isterim. Kaneki’nin ne kadar zeki bir karakter olduğunu, sürekli okuyarak kendini geliştiren bir insan olması bir yana; küçüklüğünden itibaren sahip olduğu muhteşem notlarla kazandığı üniversitenin kalitesinden de biraz olsun anlayabilmeliyiz. Kaneki gibi bir insanın fiziksel görünüşe önem verse dahi asıl önemli olanın ilgi alanları, hayata bakış açısı ve karakteristik özellikler olduğunu düşüneceğini tahmin edememiş sanırım bu konuda bu düşünceye sahip olan insanlar…

Bu animeyle ilgili anlatılabilecekler bu kadarla bitmese de şimdilik bu gibi olayları açıklamak biraz daha beni tatmin etti açıkçası. Eğer başka olayların bu tarz bir açıklama yahut yorumlamayla buluşmasını istiyorsanız lütfen yorumlarda sorularınızı belirtiniz. Bu şekildeki bir yazıyla sizi tatmin etmeye çalışmak isterim 🙂 .

 

Related Posts

9 thoughts on “Tokyo Ghoul Yorumlama

  1. Kaan Kenar dedi ki:

    Güzel bir açıklama olmuş. Ben 2 soru sormak istiyorum.
    1 – Tokyo Ghoul’un izleyici kitlesinden dolayı bazı kişiler tarafından sevilmediğini duydum. Bunun sebebi nedir ve bu gibi başka örnekler var mı?
    2 – Diğer bir sorum ise, anime konusunda yeni sayılırım ama şuana kadar hiç Tokyo Ghoul kadar hakkında bu tür yazı yazılan anime görmedim. Tokyo Ghoul’un böyle olmasının ardındaki sebep nedir?
    Yazınızın başında dediğiniz gibi sevenin çok sevdiği, sevmeyenin de nefret ettiği bir seri demişsiniz. Bu belki 2.sorumun cevabı olabilir. Ama eminim bu şekilde olan birçok anime vardır, ama Tokyo Ghoul kadar tartışıldığını görmüyorum.
    Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler…

Bir cevap yazın