Merhabalar,
Bu gün de potansiyeli bence yeterince anlaşılamamış bir animeyi tanıtmak istiyorum, lafı fazla uzatmadan devam edelim. İyi okumalar ^^
Yazar-Çizer: Reki Kawahara
Stüdyo: A-1 Pictures
Bölüm Sayısı: 25 + 25 (2 sezon)
Yapım Yılı: 2012 – 2014 (1. sezon – 2. sezon)
Tür: Aksiyon, Oyun, Macera, Romantizm, Fantezi
MAL Puanı: 7.73 / 10
Ana karakter Kirigaya Kazuto, namı diğer Kirito, evden çok nadiren çıkıp zamanının çoğunu bilgisayar oyunları oynamakla geçiren bir gençtir. Yeni çıkan ve ilk VRMMORPG yani sanal gerçeklik oyunu olan Sword Art Online‘ı satın alır. Bu oyunda, oyuncular NerveGear adı verilen özelleştirilmiş bir kask takarak Aincrad isimli oyun dünyasına girerler ve kendi bedenlerini kontrol ederek oynarlar. Kirito oyuna girer ama bir süre sonra oyunda çıkış butonu olmadığı anlaşılır. Bundan sonra oyunun yapımcısı olan Kayaba Akihiko tüm oyuncuları bir meydana toplayıp hepsinin görünümlerin gerçek dünyadakilerle eşleştirir. Oyundan çıkmanın tek yolu oyun dünyasındaki tüm 100 katın temizlenmesidir. Ayrıca şöyle bir mesele vardır, oyunda ölen kişi gerçek hayatta da ölür. Oyunda çıkmanın tek yolunun ölmek olduğunu düşünüp intihar eden binlerce kişi ilk gün gerçek hatta da ölür. Bunun üzerine oyuncular kendi aralarında gruplaşarak katları temizlemeye başlar.
İlk belirtmek istediğim şey; animenin pek çok kişinin söylediği gibi baştan aşağı romantizmden oluşmadığı. Oldukça orijinal bir temele oturtulmuş bir senaryosu var. Bildiğiniz gibi zaten daha sonradan aynı şekilde oyuna girip çıkamamalı pek çok senaryo yazıldı, ancak hiçbiri gözümde SAO’nun kalitesine erişemez. En iyisini soracak olsanız Log Horizon derdim ama konumuzla alakası yok zaten, neyse. Evet romantizm fazla ama bana göre tam kararında, insanı tiksindirecek kadar fazla da değil, sinir küpü yapacak kadar az da değil. Bunun haricinde dövüş sahneleri de pek çok animeye göre iyi sayılabilir.
Tabi bunları yazarken ne kadar tarafsız düşünebiliyorum emin değilim. Ne olursa olsun SAO benim ilk animem ve aynı zamanda da 3 kez baştan sona izleyebildiğim 2 animeden biri.
Animenin kötü bir özelliği, tek kelimeyle harem animesi olması. Ana ship tek ve sürekli olarak destekleniyor, diğerlerini destekleyen var mı bilmiyorum, yoktur sanırım ama anime içinde defalarca kez Kirito’ya sövmeme sebep olan yavşama sahneleri de vardı. Yani öyle çok fazla ciddiye alırsanız kanser bile eder adamı, o derece sinir vaziyet. Tek tesellimiz mangakanın her o tip sahneden sonra bir Kirito x Asuna ship sahnesi göstererek gönlümüzü alması, yoksa cidden dayanılmazdı.
Anime içinde çok fazla timeskip var, yani çoğu kısım gösterilmeden atlanıyor. Ama bu anlaşılabilir bir şey, sonuçta 100 katın her birinin temizlenmesini tek tek gösterseler bu anime değil 25 bölümde (hatta 12 bölümde) bitmek, en fazla bölümü olan animeler arasına girmek zorunda kalırdı. Genel itibariyle olaylar birbiriyle bağlantısız, sadece karakter ilişkilerinin varlığı sabit kalıyor. Ayrıca da birkaç kez bunun gibi kısa bir animede olmaması gerektiği halde filler bölümler var. Bir daha görünmeyecek, adı bile geçmeyecek karakterler her zaman saçma bir şey olmuştur bana göre.
Animede ana erkek karakter sayısı az, Kirito’ya ek olarak bir tek Klein ve Egil var ve onlar da pek çıkmıyor zaten, dolayısıyla da ortam ve kızlar da Kirito’ya kalıyor tabi. Ana karakter olmanın avantajları derim, daha da bir şey demem ama Kirito yine de başka ana karakterlerden fazlasıyla şanslı sayılır.
Açıkçası en çok istediğim şey, gerçekten SAO’da yer alan oyun sistemlerinin bir gün gerçek hayata gelmesi. 2 sezon da aynı oyun sistemiyle yani Aincrad ile ilerliyor ama hala çevrilmesini beklediğimiz filminde yepyeni bir sistem, gerçek hayatta, gerçek alanlarda oyun oynama sistemi geliyor ve muhtemel bir 3. sezonun temelini oluşturacağını düşündüğüm Alicization isimli mangasında da kişinin ruhunu kopyalayıp bağımsız şekilde bir oyun dünyasına aktarma gibi bir sistem var. Açıkçası özellikle ikincisi çok hoşuma giderdi ama diğerlerine de razıyım, umarım o günleri biz de görürüz ^^
Asuna x Kirito shipi bana göre vazgeçilmez bir ship. Yapabilecek olsam Asuna benim olsun isterdim ama olamayacağı için en azından Kirito kıymetini bilsin istiyorum, pislik mislik ama Kirito da iyi beceriyor bunu aslında.
Çizimler açısından bana göre en iyi animelerden biri, kötü çizimli karakter yok. (ilk sezonun ikinci arısında çıkan aşağıdaki arkadaş dışında, o gerçekten tipsiz)
Ecchi açısından bakarsak, birkaç tane hafif sahne mevcut, bunların da bir kısmı zorlama gibi olmuş ama ecchiler bir animenin tuzu biberidir deyip konuyu kapatıyorum. Ne çok tuzlu iyidir ne de tuzsuz.
Açılış ve kapanış müzikleri açısından beni asla hayal kırıklığına uğratmadı, hiçbir yapımında. Hepsinde de tüm şarkılar muhteşemdi. Hepsini sevsem de 2. sezonun 2. müziği hepsinin içinde daha çok yükseliyor benim için. Dinlemek isteyenlere buraya linkini koyuyorum.
Bu yazının da sonuna geldik.Bunu tüm SAO yapımları için ortak bir yazı olarak yazdım. 2. sezon daha fazla eleştirildiği için onun için ayrı bir yazı yazmayı daha uygun gördüm. Beğendiyseniz aşağıdan oy vermeyi ya da beğenmediyseniz neresini beğenmediğinizle ilgili yorum yapmayı unutmayın ^^ Sağlıcakla kalın ^^
Diğer anime tanıtımları için TANITIMLAR sekmesine tıklayınız.
Valla bu Kirito da hakketten herkese yavşıyo ya bi gün bi kızla öteki gün öteki kızla bune yaa jgchvjj
Mükemmelsin animeyi ben de 3 kere izledim ve yorumlarına falan bayıldım :d
1-2 ayrıntı dışında düşündüklerimi yazmışsın.Bu anime de çok fazla detay gizli.En basitinde sanal gerçeklik ile Kirito, Asuna, Shinon ve Yuuki’nin hayatındaki değişimleri oldukça güzel gösterdi anime.En çok da yatağa bağımlı olan Yuuki’ye sanal gerçekliği özgürce istediğini yapabileceği bir dünya sunması çok hoşuma gitti.Animeye oyun olarak değilde sanal gerçeklik olarak bakmak ve de insaların hayatına neler kattığına bakmak lazım.Bu yüzden SAO her zaman ilk 5 animemden biri olarak kalıcak…