Merhaba arkadaşlar,
Manga okumak isteyen veya okuyacak yeni manga arayan arkadaşlar için okuduğum mangalardan oluşan yeni öneri listesi ile karşınızdayım 🙂 Daha önceki öneri listelerinden haberi olmayanlar Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 1! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 2! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 3! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 4! bakabilirler 🙂
NOT : The Breaker manhwasını yazmamı isteyen bir sürü takipçilerimiz vardı. Yeni manhwa öneri listesi hazırlamadığım için manga listesine ekledim 🙂
Oyasumi Punpun (Goodnight Punpun)
Tür: Drama, Günlük Yaşam, Psikolojik, Seinen
Cilt Sayısı: 13
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konu:
Punpun Japonya’da büyüyen normal bir çocuktur, babasının annesini hastanelik etmesiyle Punpun’nun masumiyet yaşları da son bulmuştur. Dayısı ona bakarken, Punpun yetişkinliğe doğru ilerler, onu iyi yada kötü olarak değiştiren olaylarla karşılaşır. Bu olaylar Punpun’da yetişkin olmanın ne demek olduğu sorusunu uyandırır.
YORUM:
Punpun adlı bir çocuğun (ve daha sonra adamın) hayatını konu alan, hafif komik, çoğunlukla biraz karanlık/depresif bir manga. Seri boyunca ana karakter ve ailesi aşırı basit çizilmiş birer kuş biçiminde resmediliyorlar. Yalnızca Punpun’un değil, diğer karakterlerin de hikayelerine yoğunlaşan bölümler olduğundan seri çok tekdüze bir yol izlemiyor. Yani ilgi çekiyor.
Punpun’un hayatına baktığımız zaman onu etkileyen iki karakter var; birisi Satchan ve diğeri de Aiko. Bu karakterlerin dışında hikayeye etki eden Pegasus adında bir karakter var ki, her ne kadar hikayeye bir katkısı olmadığı düşünülse de, hikaye bütünlüğü açısından çok büyük bir öneme sahip olan bir karakter aslında. Sürekli dünyanın sonunun geleceğini söyleyen bu karakterin, insanları birbirine bağlayan bir etkisi var. Yan karakter olarak insan doğası ve mizacı hakkında çok önemli mesajlar veriyor ki bu karakteri işlemek zaten ayrı bir analiz konusu olurdu sanırım.
Neyse genel olarak, okurken acaba gerçek hikayeden alıntı mı? diye düşündüğüm manga serisidir. Okurken zevk aldığım ve bir çok şey öğrendiğim mangadır. Kendinize işkence etmeyi seviyorsanız okuyun arkadaşlar. Şimdiye kadar okuduğum en depresif mangaydı. Okurken elime ıslak odun alıp karakterleri dövesim geldi. Kısaca acıklı yeşilçam filmi havasında bir manga.
Sonuç:
Depresif, gerçekçi, piskolojik, romantizm seviyorsanız kesin okumalısınız. Her yetişkinin okurken zevk alacağı türden eşsiz bir manga.
Lovely Complex (Love★Com)
Tür: Drama, Komedi, Romantik, Okul, Shoujo
Cilt Sayısı: 17
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Aynı sınıfta okuyan kendi yaşıtı kızlara göre çok uzun boylu Koizumi ile yaşıtı oğlanlara göre çok kısa kalan Ootani arasında süre gelen çekişmeler, bir süre sonra Koizumi’nin duygularının değişmeye başlamasıyla farklı bir boyut kazanır.
Kompleksleri yüzünden bir türlü yıldızları barışmayan ikilinin yanlarında, aşk hayatlarından son derece memnun olan ortak dostları, Koizumi’nin duygularını anlatmasına yardımcı olmaya çalışır. Ancak Koizumi, her şeyin hislerini anlatmakla bitmediğini, asıl bundan sonrasının önemli olduğunu görecektir.
YORUM:
Aşırı uzun “dişi dev” olarak anılan bir kız ile ufak tefek “bücür” olarak çağrılan bir çocuğun aşkını anlatıyor. (aralarında 15.8 cm fark var!!:)) Sürekli kavga etmelerine rağmen bütün hobileri, müzik ve yemek zevkleri, arkadaş çevreleri ve öğretmenleri aynı. Her sene sınıfları aynı olduğu için bir nevi birbirlerine itilmiş gibi oluyorlar. Oldukça güldüren ve genelde sizin de karakterle aynı duyguları yaşamanızı sağlayan bir bağlayıcılığı var. Kesinlikle de sıkmıyor ve bazen sabırsızlandırıyor. Açıkçası bundan sonra kendisinden uzun bir kadınla gördüğüm erkeklere acımayacağım 😀
Animesinin aksine karakterleri çok hoştu, özellikle de Mr.156 🙂 Sürükleyiciydi; en sıkıcı olması gereken yerleri bile soluksuz okudum. Çizim kalitesi ahım şahım değil. Ama okul romantik komedisi olduğu için üstünde durmaya gerek yok.
Sonuç:
Romantik komedilerin vazgeçilmezi ani tepkiler, yanlış yorumlamalardan doğan yanlış cevaplar, ben seni severim, sen beni sevmezsinler…. Aradığınız şey lise hayatı içerikli özgün bir romantik komediyse aman kaçırmayın 🙂
Trigun
Tür: Aksiyon, Macera, Komedi, Drama, Shounen, Sci-fi
Cilt Sayısı: 3
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Vash ya da halk arasındaki lakabı ile Vash the Stampede, kafasına 60.000.000.000$$ ödül konmuş bir kanun kaçağıdır. Adım attığı her yer, peşindeki ödül avcıları tarafından harabeye çevirilmektedir. İşin garip olan tarafı Vash’ın neden olduğu bu olayların hiçbirisinde tek bir insanın bile ölmemesidir. Ancak, Vash nedeniyle oluşan maddi zararlar inanılmaz boyutlara ulaşmıştır ve sigorta şirketlerinin olaya müdahale kararı gecikmemiştir. Bu vesileyle, Meryl ve Milli, Vash’ı daha fazla zarara yol açmaması için tutuklamak üzere görevlendirilmiştir. Meryl ve Milli, Vash’ı bulduklarında ise tahmin ettiklerinden çok farklı bir insanla karşılaşırlar. Karşılarındaki, şiddet ile alakası olmayan, pasifist bir adamdır.
Yasuhiro Nightow’un 1995 yılına Tokuma Shoten’e bağlı Shonen Captain dergisinde yayınlanmaya başlayan Trigun 1997 yılında yayından kaldırılmıştır. Bu tarihten itibaren seriyi Shonen Gahosha’ya bağlı Young King Ours dergisinde devam ettiren Yasuhiro Nightow, Trigun’ın isim haklarının Tokuma Shoten’in elinde bulunması nedeni ile Trigun’ın devamı niteliğindeki bu yeni seriyi Trigun Maximum adı altında yayınlamaya başlamıştır.
YORUM:
Trigun, kellesine $$60,000,000,000′lık ödül konulan Vash the Stampede’in yol hikayesini konu alıyor. Hikayenin geçtiği dünya post apokaliptik bir evren ve çorak bir çöl arazisi. Dünyayı, kovboy filmlerindeki, Mad Max’deki ve Fallout gibi oyunlardaki dünyaya benzetebiliriz. Vash yanında yıkım ile yolculuk ettiği için, Bernardelli Sigorta Şirketi çalışanı iki kadın Vash’ın yıkım getirmesini engellemekle görevlendiriliyor. Elbette her şeyin farklı olduğu bu dünyada sigortalatma işi de farklı işliyor, insanların ölümü, katillerin verdiği zararlar gibi olaylar sigorta konusunu belirleyebiliyor. Zamanla aslında Vash’ın sanıldığı gibi olmadığı, halkın bildiğiyle gerçeğin çok farklı olduğu anlaşılıyor.
Karakterlerin her birine bayılacaksınız. İlk önce baş tacı yaptığınız Vash olacak (sevilmeyecek gibi mi kerata),ardından ortalarda her daim yamuk duran sigarası ile arzı endam eden Wolfwood gibi bir karizma sayesinde tadından yenmeyecek bir manga. Vash ve Wolf haddinden fazla süperler hatta 🙂 Benim de kafadan en sevdiğim ikili olmuşlardır. Milly ve Meryl’ de oldukça hoşunuza gidecek. Hele de benim gibi “ciddi insanların sinirlenip komik duruma düşmelerine” gülenlerdenseniz Meryl baya hoşunuza gidecek. Zira Vash nasıl ayaklı komediyse, bu kız da ona karşı o kadar demir lady 😀
90’lara ait bir manga olmasına karşın, çizimleri alıştığım ve sevdiğim yapıda olduğu için garipsemeden, keyifle izledim. Her dönemde göze hoş gelecek çizimleri var. 95 yapımı olmasını da göze alırsanız, oldukça kaliteli bir iş çıkarmışlar.
Sonuç:
Trigun’ı okurken farklı bir tat alacağınıza eminim. Eski olan sanat eserlerinin kalitesini özlediyseniz, başlayın derim.
Paradise Kiss
Tür: Drama, Romantik, Okul, Josei
Cilt Sayısı: 5
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Sürekli başarı isteyen baskıcı bir annenin isteklerini gerçekleştirmek için çırpınan lise son sınıf öğrencisi Yukari için daima ders ve okul ön planda olmuştur. Ancak bir sabah okula girmek üzereyken çılgın bir moda okulu öğrencisi tarafından “keşfedilir” ve işin aslı kendisine bu gencin grup üyeleri tarafından açıklanır: Mezuniyet öncesi bir tasarım yarışması için Yukari aradıkları fiziğe ve güzelliğe sahiptir. Başta böyle çılgın insanlarla işi bile olmayacağını düşünen Caroline (Yukari’ye takılan isim) hayallerini gerçeğe dönüştürmek için çalışan bu gençlerden etkilenir ve hayatında ilk defa kendi hayallerinin peşinden gitmeye karar verir.
YORUM:
Üniversiteye hazırlanan Yukari’nin ani bir adımla daha önce içinde hiç bulunmadığı,renkli moda dünyasına ve modelliğe adım atışını ve aşkla tanışmasının onun bakış açısından anlatan bir manga. Öncelikle modayla yakından ilgiliyseniz bu mangayla görsel bir şölen yaşabilirsiniz. Ayrıca çizimleri gayet iyi ve gerçekçi bir anlatıma sahip. Kızın gözünden ilk aşkı çok güzel anlatıyor ama sırf bu yüzden insanı sinirden çatır çatır çatlatıyor. Baş karakterin üç saniyede bir fikir değiştirmesi, her konuşanın etkisi altında kalıp durması kendi gençlik halime fazla benzediğinden olsa gerek acayip şekilde sinirime dokunmuştu. Çizimlerine gelirsek çok iyi, harika, çok emek harcandığı belli! Sırf bu nedenden dolayı bile okuyabilirsiniz.
Sonuç:
Sonuç olarak belki bir başyapıt olmayabilir ama kesinlikle okunulmayı hakeden bir manga! Bence Paradise Kiss‘e bir şans vermelisiniz!
The Breaker (Manhwa)
Tür: Aksiyon, Dövüş Sanatları, Drama, Komedi, Macera, Okul, Romantik, Seinen
Cilt Sayısı: 10
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu :
Shin-woon Okulun arkasında okulun serserileri tarafından dövülmüştür. Bu sırada duvarın tepesine tünemiş olan ve okulu röntgenlemek le meşgul olan Chun-woo olaya hiç müdahale etmemiştir. Birde sınıfa girerken suratı darmadağın halde iken Sae-hie ile karşılaşır. Bu başına gelebilecek en kötü şeydir. Sınıfta ise daha güzel bir sürpriz onu beklemektedir, çünkü röntgenci adamın onların öğretmeni olduğunu öğrenir. Artık bu şekilde devam etmek istememektedir. Bunun için bir dövüş kursuna yazılmaya karar verir. Kursa kay dolmak için yola çıktığında birkaç serserinin yeni öğretmenlerini tartakladıklarını görür. Tam yardım istemeyi düşündüğü sırada gördüğü şey karşısında şok olur. Öğretmeni bu iri kıyım herifleri bir çırpıda yere sermiştir. Ertesi gün okulda gene okulun serserilerinden dayak yer ve elindeki tüm parası da gider, birde üstüne gene Sae ile karşılaşınca iyice delirir ve çatıya çıkar. Atlamak ile atlamamak arasında gidip gelirken, Öğretmeni Shin-woon’un da sayesinde çatıda parmaklıklara asılı bulur kendini. Ancak Shin-woon tam onu tutup çekerken parmaklıklar kırılır ve aşağı düşmeye başlarlar. Düşmesine düşmüşlerdir, ancak hiçbir şey olmamıştır…
YORUM:
Shin-woon adlı karakterimizin okulun bıçkın delikanlıları tarafından dövülmesinden sonra Goomoonryong (yanlış yazmış olabilirim) ile karşılaşmasını ve onun öğrencisi olmasını konu alır.
Shi Woon okul çıkışı bir dövüş kursuna katılmaya karar verir.Yolda öğretmeninin bir grup kaslı mı kaslı insan tarafından tartaklandığını görüyorür.Yardım çağırmaya giderken, öğretmenin o kaslı mı kaslı adamları mal ettiğini görür. Şok olan Shi Woon öğretmeninden yardım ister.Başta kabul etmez ama sonradan dövüş sanatlarını öğretmeyi kabul eder. Tabi bu dövüş sanatları bizim bildiklerimizden değil. Ki merkezini kullanarak yapılan bir nevi süper güçler. 9 farklı dövüş sanatı var. Goomoonryong bunların hepsini bilen tek kişi. Bu yüzden bütün murim le düşman. Chun Woo, Shi Woon a ki merkezinin daha hızlı gelişmesi için gizli bir ilaç veriyor ve yavaş yavaş eğitmeye başlıyor. Shi Woon u eğitirken bir yandan da murimle çatışır. Shi Woon ustasının kötü biri olduğuna inanmaz ve murime karşı ustasının yanında durur. Acaba bütün murime düşman olan Goomoonryong iyi birimidir? okuyun görün gençler 🙂
The Breaker konu olarak güzel bir manhwa aslında ama oldukça durağan. Heyecan unsurunu iyi kullanan manhwaga bizi bir çok bölümde şaşırtmayı başarıyor. Senaryonun karmaşıklığı cidden güzel bir okuma isteği yaratıyor. Çizimleri kanımca gayet başarılı. Ayrıca Jeon Geuk-jin, Park Jin-Hwan adlı manhwagaların elleri dert görmesin öyle güzel efektler ve kaliteli çizimleri var ki okumaya doyum olmuyor. Animeye uyarlanmayışı görsellikten bizi yoksun bıraksa da okunması gayet eğlenceli, benim tabirimle çerezlik (kısa sürede bitecek) bir manhwa.
Sonuç:
Sonuç olarak okumaktan keyif alacağınız bir seriye merhaba deyin 🙂
Natsume Yuujinchou (Natsume’s Book of Friends)
Tür: Dram, Fantastik, Okul Hayatı, Shoujo, Hayattan Kesitler, Doğaüstü
Cilt Sayısı: 10+
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Evet
Konusu:
Natsume sıradan bir çocuktur, tabii büyükannesi gibi ruhları görme yeteneğinin olması dışında. Natsume’ye ölen büyükannesi Reiko’dan, ruhları kendine bağlamak ve onlara zorbalık etmek için kullandığı ‘’Arkadaşlık Kitabı’’ miras kalır. Birçok ruh peşine düşer fakat bir ‘’Kedi’’ ruhunun ( gerçekte kitaba sahip olmak için Natsume’nin ölmesini isteyen) yardımıyla Natsume günlerini ruhları hapseden anlaşmaları feshedip, onları serbest bırakmakla geçirmektedir.
YORUM:
Konusu kısaca, annesi ve babası o çocukken ölmüş Natsume Takashi adında bir erkek çocuğunun, ayakashi/youkai’leri görmesi sonucu ergenliğe kadar geçen hayatını, şimdiki zaman ve kendisine yuujinchou: arkadaşlık kitabını bırakan büyük annesi Reiko ile ilgili öğrendiklerini anlatıyor. İç burkan, hüzünlendiren kısmı ise Natsume’nin gördüğü ayakashi’leri diğer insanlar göremediği için çocukluğunda sürekli yalan söylediğinin düşünülmesi, bu sebepten sürekli bir akrabasından diğerine sürüklenmesi ve sevgisiz kalışı, yalnızlığıdır. Yuujinchou kitabında ismi yazılı olan youkai’lere isimlerini vermeye başlıyor. Aynı zamanda Madara adında Nyanko Sensei lakabını taktığı bir de evcil youkai kedisi var. Kedi manganın en komik unsuru ve sevmeyeni olduğunu sanmıyorum 🙂
Her bölüm yeni bir hikaye ile başlıyor. Bölümlerde birbirine bağlı bir hikaye göremezsiniz, her bölümde yeni bir ruh tanır ve onun hüzünlü hayatına konuk oluruz. Her son tatlıya bağlansa bile yüreğimizi titretir. Hele Natsume’nin yalnızlığını benimserseniz, gözü yaşlı mangaya bakıyorsunuz. Bu seri beni ağlatabilen, burnumun diğerini sızlatabilen nadir serilerdendir. Manganın sıcaklığı sizi de saracaktır.
Sonuç:
Son zamanlarda okuduğum en güzel mangalardan biri. Öyle naif ve dingin bir havası var ki… insan umut ve huzurla doluyor. Bir gün çocuğum olursa Natsume gibi olur umarım 🙂
Bleach
Tür: Aksiyon, Komedi, Macera, Shounen, Süper Güç, Doğaüstü
Cilt Sayısı: 74
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Kurosaki Ichigo 15 yaşında normal bir öğrencidir, ancak ölülerle iletişim kurma becerisine sahiptir. Ichigo’nun babası ve kardeşleri aileye ait bir klinik işletmektedirler.
Birgün, shinigami(ölüm tanrısı) olan Kuchiki Rukia, Ichigo’nun odasına camdan girer ve Ichigo’nun onu görebildiğine çok şaşırır. O anın kargaşasında çevreye gelen hollow(kötü ruh) ile dövüşürlerken, Rukia güçlerini Ichigo’ya geçirir. Shinigami güçlerini alan Ichigo, Rukia ile beraber hollow’ları yok etmeye başlar.
YORUM:
Shinigami Rukia, Ichigo’nun evindeki Hollow’u durdurmak için gelmesiyle karakterimizin tüm hayatı değişiyor. İchigo Kurosaki… Genel olarak kahramanımız üzerinde geçen bir kurgu. Ruh avcılarının kötü ruhları avlaması üzerine kurulmuş ama zamanla düşmanların faklılaştığı güze bir manga. Ichigo sevdiklerini kurtarmak için sürekli güçlenerek rakiplerine karşı mücadele verir. Aizen en güçlü düşmandır ve hikaye genel olarak bu tema üzerinde ilerler.
Hikayesi çok güzel. Mangakanın yarattığı dünya çok güzel, insanın ilgisini çekiyor. Bulduğu fikirler gerçekten güzel. Karakterlerin kişilikleri çok güzel aktarılmış. Kılıçlar ve isimler ile ilgili kurgu çok hoşuma gitti. Bankai (shinigami kılıçlarının son halidir) bunlar gerçekten orjinal olanları var. Bleach sürükleyici ve aksiyonun neredeyse hiç eksilmediği, çeşitli türleri içinde barındıran ve bence oldukça değişik bir hikayeye sahip. Her an şaşırtıcı olaylar olabiliyor, ayrıca komedi dozu da çok iyi ayarlanmış. Mangada kimi yerler insanı göz yaşına boğuyor, kimi yerler ise kahkahadan geçilmiyor. Yani duygu belirgin bir şekilde hissettiriliyor.
Favori karakterim Kon’dan bahsetmezsem olmaz. Kurosaki Ichigo’nun shinigami moduna geçtiğinde bedenine göz kulak olması için Kisuke Urahara tarafından verilmiş modifiye ruhtur. Kurosaki’ nin bedeninde olmadığı zamanlar aslan peluşun içinde yaşıyor. Neee-saaaaaannn diye hatunlara uçuşu ve ardından yediği darbelerle güldürür. Gürültücü, bol şikayetçi ve birazcık da kadın düşkünü (kibarca) bir elemandır. Eminim mangayı okuyan herkes sevecektir 😀
Manganın çizimi gerçekten çok güzel, gördüğüm en iyi manga çizimlerinden biri diyebilirim. Bölümler dolu dolu, pek boş bir bölüm görmedim.
Sonuç:
Mutlaka okunması gereken mangadır. Bölüm sayısının çok olması gözünüzü korkutmasın. Başladıktan sonra başından kalkamayacaksınız.
Nodame Cantabile
Tür: Komedi, Romantik, Hayattan Kesit, Josei
Cilt Sayısı: 25
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
22 yaşındaki Shinichi Chiaki, ünlü bir piyanistin oğludur. Mükemmel bir piyanist olan Chiaki, müzik akademisinin en başarılı öğrencilerinden biridir. Küçükken Sebastiano Viera’nın yönettiği bir operayı izlemiş ve o günden beri ünlü bir orkestra şefi olmayı hayal etmiştir. Bunun için yurtdışında eğitim almak istemektedir. Ancak Chiaki, küçükken yaşadığı talihsiz bir olaydan dolayı uçaklardan çok korkmaktadır. Japonya’da hapis kalan Chiaki’nin arkadaşları amaçlarına ulaşırken o izlemek zorunda kalır. Hocası, Profesör Eto, Chiaki’ye başka bir hoca bulmasını söyler. Kız arkadaşı Saiko, kaybedenlerden nefret ettiğini söyleyerek onu terk eder.
Şansızlıklar birini takip eder. Tam rüyalarından vazgeçmeyi düşünürken 21 yaşındaki Megumi Noda ya da insanların ona taktığı adıyla Nodame ile tanışır. Daha doğrusu Nodame, Chiaki’yi apartman dairesinin önünde sarhoş olup sızmış bir şekilde bulur. Nota okumasını bile beceremeyen Nodame nağmeli olarak piyano çaldığında rakipsizdir. Başına buyruk davranışları, çocuksu tavırları ve hayatı ciddiye almamasından dolayı Chiaki sık sık Nodame’yi eleştirse de Nodame, Chiaki’ye unuttuğu bir şeyi öğretir; müzikten zevk almayı…
YORUM:
Hikaye, iki oldukça yetenekli ve zıt karakterli konservatuar öğrencisinin, yollarının kesişmesi ile başlıyor. Nodame adlı pasaklı, tembel ve umursamaz genç kızımız, kibirli, düzenli ve titiz Chiaki’ye aşık oluyor. Nodame, her ne kadar Chiaki’ye göre zıt karakterli de olsa Chiaki ondaki eşsiz yeteneği fark edince kendini bir türlü Nodame’nin hayatından ayıramıyor. Seri boyunca Chiakinin tüm sertliğine ve azarlamalarına rağmen Nodame ile birlikte mükemmel ikili haline geldiğini görüyoruz.
Karakterler oldukça canlı ve içten. Chiaki’nin kibirinin, Nodame’nin vurdum duymaz hallerinin sebebini oldukça tutarlı ve eğlenceli bir şekilde gözler önüne seriyor. Klasik müzik hakkında detaylı bilgiler veren, karakterleri özgün, eğlencesi bol, insan ilişkilerindeki iniş çıkışları iyi sergileyen bir manga.
Sonuç:
Bu manga hayallerin önündeki engellerin çalışma, azim ve aşk ile bertaraf edilişini gözler önüne seriyor. Hayatı ile ilgili karar verme aşamasında olan gençler için birebir.
Black Lagoon
Tür: Aksiyon, Drama, Askeri, Seinen
Cilt Sayısı: 10+
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Evet
Konusu:
Okajima Rokuro çalıştığı şirket için beraberinde çok gizli bir diskle yolculuk yaptığı Güneydoğu Asya gezisi sırasında Black Lagoon adlı korsanlar tarafından saldırıya uğrar ve kaçırılır. Şirket tarafından muhakkak kurtarılacağını düşünürken , aslında hayatının şirket için önemli olmadığını ve sadece diski geri almak istediklerini ve bu sebeple de paralı askerler yollandığını öğrenir. Black Lagoon’a yapılan saldırıdan kurtulan Okajima geri dönmeyip ismini , geçmişini ve işini bırakarak Revy’in ona taktığı Rock adıyla Black Lagoon’un bir üyesi olmaya karar verir.
YORUM:
Gerçek hayatının içinden bir manga, bilim kurgu değil, fantastik değil. Gerçek dünyanın bir o kadar gerçek kötü karakterleri. Kötüleri görmek başlarda hoşunuza gitmiyor gibi gözükse de aynı ying-yang felsefesindeki gibi hepsinin içerisinde farklı iyiliği görmek de manganın bir başka iyi yanı olarak söylenebilir. Hafızalara kazınacak cinsten çatışma sahneleri, kendi çapında komedisi ve mafyaların bulunduğu bir manga diyebiliriz.
Karakter olarak herkes gibi sizde Revy’yi seveceksiniz. Böyle hayranlık değil, çünkü okadar ağzı bozuk ki sizi kızdırması bile muhtemel. Ancak iş silahların konuştuğu arenaya gelince işte hayran kalacağınız nokta orası olacaktır.
Çizimler ve karakter tasarımları çok başarılı. sabit bir konu üzerine yoğunlaşmadığı için de baymıyor. Aksiyon tadını tamamen hissediyorsunuz.
Sonuç:
Yetişkinlere yönelik bir manga, çoluk çocuk okumasın bence 😀
Editör Tsunade’nin Özel Hajime no Ippo Manga Yorumu 🙂
Hajime no Ippo (Fighting Spirit)
Tür: Spor (Boks), Komedi, Shounen, Drama
Cilt Sayısı: 17+
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Evet
Konusu:
Makunouchi Ippo içine kapanık ve oldukça utangaç bir çocuktur. Okul dışındaki zamanlarını balıkçılık yapan annesine yardım etmek için harcayan Ippo’nun efendi hareketleri, başkalarına zorbalık eden bir kaç öğrencinin dikkatini çeker ve Ippo‘ya eziyet etmeye başlarlar. Her gün parasını alma ve onur kırıcı hareketlerle Ippo‘yu küçük düşüren bir gruba karşı hiç bir şey yapamamak Ippo‘nun her gün kendisinden nefret etmesine yol açmaktadır. Yine aynı grup bir gün yine köprü altında Ippo‘yu sıkıştırmışken , bu sefer yardımına profesyonel bir boksör olan Takamura Mamoruyetişir. Onu kavgacı grubun elinden kurtarırken ki hareketleriniz izleyen Ippo, Takamura‘ya hayran olur ve onun gibi güçlü olmanın hayallerini kurar. Kendisini eğitmesi için Takamura‘ya yalvaran Ippo, zor bir teste tabi tutulur ve sadece bir haftası vardır. Bir hafta gece gündüz testi geçmek için çabalar ve testi geçer. Kamogawa Spor Salonu‘na Takamura‘nın desteği ile giren Ippo, içine kapanık ve utangaç görünüşüne rağmen içinde gizli bir yetenek barındırdığını salondakilere kanıtlar. Daha sonra Takamura Mamoru, Kimura Tatsuya ve Aoki Masaru sporcular olmak üzere , inanılmaz bir koç olan Kamogawa Genji ile birlikte şampiyonluk macerasına atılacaktır.
YORUM:
Ne diyebilirim ki … Yine efsane bir manga ile karşınızdayım. Daha ilk bölümden beni kendisine bağlayan manga, ki altını çiziyorum ; bunu yapabilen manga sayısı nadirdir. Spor mangaları her zaman heyecanlıdır. Peki bu manganın farkı ne diye soracak olursanız : Samimiyet ve komedi derim. Mangadaki ki karakterler arasında ki ilişkiler o kadar sıcak ve samimi ki, bu duyguyu veren manga sayısı gerçekten çok az. Gerek rakipleri ile arasında ki bağ, gerek dostları ile arasındaki bağ inanılmaz derecede tatmin ediciydi. Mangadaki yapılan esprilerin tam yerinde olması ve komedi sahnelerinin sağlamlığı da mangayı keyifli kılan diğer bir özelliğiydi. Normalde bel aşağı şakalardan hoşlanmam ve yapımların çoğunu pirim yapılmış diye eleştiririm ama Hajime No Ippo‘da her şaka oldukça yerindeydi ve ben kahkahalarla güldüm 😀 Özellikle spor salonunun aile ortamı gibi olması ve bir birlerini acımadan eleştirmeleri çok güzeldi.
Diğer bir beni etkileyen olaysa boksun benim düşündüğüm gibi basit bir dövüş değil, inanılmaz bir strateji oyunu olmasıydı. Her boksörün kendine has dövüş tarzı olması bir yana hepsi oldukça yaratıcı sitillerdi. Benim gibi boksu spor olarak görmeyen bir insan bile oldukça keyif aldı. Daha ne diyeyim size 🙂
Paradise Kiss ve Nodame Cantabile’ın live-action versiyonlarını da öneririm :3 güzel yapmışlardı 😀
liste için ellerinize sağlık :3
Paradise Kiss mangasından sonra live action’u bana vasat geldi ama Nodame Cantabile’ın live action’u da mangası gibi çok güzeldi 🙂
mangalarını okumadım ama Paradise Kiss’in live-action sonunu daha çok seviyorum nedense :3
Paradise Kiss mangasını okumanı öneririm 🙂 Okursan aradaki farkı görebilirsin 🙂
Hımm bakayım o zaman mangaya 🙂 sağ ol ^^