Merhabalar,

Bu sefer de fantezi beklentileriyle başlayıp askeri yönü daha ağır basınca daha da beğendiğim bu animeyi tanıtmak istiyorum, keyifli okumalar 🙂

Yazar: Takumi Yanai

Çizer: Satoru Sao

Stüdyo: A-1 Pictures

Bölüm Sayısı: 12 + 12

Yapım Tarihi: 2015 + 2016

Tür: Aksiyon, Askeri, Macera, Fantezi

MAL Puanı: 7.92 / 10

İlk olarak en başta da dediğim gibi böyle bol fantezili, büyü odaklı bir anime bekliyordum. Ancak ilk bölümden itibaren askeri yönünün daha ağır basacağı belli oldu. Bunun aksine evet, başka bir evren meselesi var olduğundan dolayı elfler, büyücüler, ejderhalar gibi fantezi unsurları içeriyor ancak büyüde çok modern silahlara ağırlık verilmiş. Bir şekilde modern silahlarla yenilemeyecek bir şeyin olmadığı gibi bir mesaj verilmeye çalışılmış gibi… Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemiyorum artık, sonuçta gerçek hayatta büyü görüp de karşılaştırabilecekmişiz gibi durmuyor. Yani serinin ana teması “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu”

Senaryo gerek temeli gerekse işlenişi açısından çok iyi. Tümüyle başka bir dünyaya giden karakterlerden bıkanlar için alternatif bir seri. Bunda karakteri götürmek yerine dünyayı getirivermişler, bütün mesele hallolmuş. Üstelik bu sefer hayatta kalmaya ve idare etmeye çalışmak yerine dünyayı ele geçirme fikri işleniyor, tabi aynı zamanda barışçıl havasını da koruyup askerlerin bunu işgal ve zorlama yoluyla değil halka yardım edip sevgilerini kazanması şeklinde yaptığı gösteriliyor. Modern silahlar kullanıldığından dolayı maalesef pek öyle efsane dövüş filan yok, ama yine de ateş ejderhasına roketatarla girmelerini izlemek eğlenceliydi.

Karakterler açısından bana göre pek iyi sayılmaz. Ana karakter yine şu lanetli, başına gelmeyen kalmamış otaku tiplerden biri ama bir şekilde çok hızlı bir şekilde bir yerlerde yükseliyor. Özel Tim’lere katılmak, bir anda Teğmen terfisi almak falan. Açıkçası biraz abartılmış gibi. Onun haricindeki normal dünya karakterleri ise ortalama tipler, çok sevilebilecek gibi değil ama sevilmeyecek gibi de değil… Bunun aksine öbür taraf karakterleri biraz vasat altıydı bence, özellikle Rory çok sevilen bir karakter olduğu halde benim hoşuma gitmedi. Konuşma tarzı ve abartılı tavırları sinir bozucuydu. Diğerleri de pek iyi sayılmamakla birlikte Lelei benim için diğerlerinden biraz daha öne çıktı.

Anime boyunca sürekli olarak Japonya övülüp durulmuş, öbür taraf karakterleri de buna alet edilmiş 😀 Gökdelenlere hayran kalmalar, “bu binaları yapan bir medeniyete savaşmak” fikrini korkunç bulmalar, sık sık Japonya’nın doğal güzelliklerini övmeler ve başka bir sürü şey. Bunu yapmaları yanlış veya kötü mü? Hayır değil, aksine bu tip bir övgü bence güzel bile olmuş ve her ülkenin de yapması gereken şeylerden biri.

Çizimlere gelirsek, ortalama diyebilirim. Müzikler için de aynısı geçerli. Romantizm miktarını sorarsanız hiç yoka yakın. Bir sürü kız olmasından dolayı başta harem olacak gibi gelmişti ama ilk sezon boyunca romantizm sahneleri devede kulak gibiydi. Yazar işin içine başka erkekler de katma yoluyla vaziyeti toparlamış ama bu sefer de çok az olmuş. Yine de SAO’daki gibi serinin en başından en sonuna aynı karaktere takıntılı kalmasındansa bu seride başta ana karaktere yavşayacakmış gibi görünüp başka erkekle meseleyi ilerleten kızlar olması daha güzel oldu. Komedi açısındansa ortalamadan üstte. Pek fazla komedi sahnesi yok ama olanlar da bayağı güzel olmuş. Tabi bu bazı zorlama sahnelerin varlığını da iptal etmiyor. Ama en güzel kısmı son bölümlerden birindeki peş peşe Fate göndermeleriydi bence.

Final olarak ilk sezon güzeldi. Eğer 2. sezon çıkmasaydı çok kötü bir final sayılırdı çünkü tam ana olay başlarken bitmiş ama 2. sezonun olması onu güzel bir final haline getiriyor. Maalesef henüz 2. sezonu izlemedim 😀

Böylece bir yazının daha sonuna geldik. Bir başka sefere görüşmek üzere sağlıcakla kalın 🙂 Diğer anime tanıtımları için TANITIMLAR sekmesine tıklayabilirsiniz 🙂