Merhaba arkadaşlar. Bugünkü yazımda size Türkiye’de yeni olan internet dizilerinden biri olan hatta belki de en iyisi olan bir diziden bahsetmek istiyorum. Şahsiyet.
Ay Yapım’a ve Puhu Tv’ye harika ötesi bir dizi olan Şahsiyet‘i hayatımıza soktuğu için öncelikle teşekkür ediyorum. Türk dizilerini çok fazla sevmesem de ( ufak tefek cinayetler hariç. O dizide müthiş ) Şahsiyet beni derinden etkileyen bir dizi oldu oldu. Çünkü dizi bitene kadar kafamda soru işaretleri hiç bitmedi. Neden bunu böyle yapıyor? Bu madem bu kadar yakınlar neden bu adamda listede? Kafamda deli deli sorular. Diziye başta bir tanıdığımız önerdiği için isteksizce başladım ama başlayış o başlayış. Beni içine öyle bir çekti ki hala çıkamıyorum etkisinden.
Neyse ben size şimdi dizinin konusunu ve karakterlerini tanıtayım sonra diziyi yorumlamama dönerim.
Konusu
Emekli bir adliye memuru olan Agâh Beyoğlu, İstanbul’un en kalabalık ve hareketli semti Beyoğlu’nda yalnız ve münzevi bir yaşam sürdürmektedir. Kızı yurt dışında yaşamakta, eşi ise yıllar önce vefat etmiştir. Agâh’ın bu tekdüze yaşantısı, kendisine konan Alzheimer Başlangıcı teşhisiyle altüst olur. Agâh yıllar içinde bir kaç sefer birilerini öldürmeye çalışmıştır ama buna bir türlü cesaret edememiştir. Doktoru ona kalan kısa süre içinde hayatında yapmayı çok istediği ama yapamadığı şeyleri yapmasını ister. Bu fikir Agâh’a öyle cazip gelir ki “Madem ben her şeyi unutacağım. Kimse beni yaptığım şeyler için suçlayamaz. Çünkü yaptıklarımın hiç birini hatırlamayacağım “ der ve çalışmalara başlar.
Karakterler
Agâh Beyoğlu / Haluk Bilginer
Haluk Bilginer’in Türk televizyon tarihinin usta oyuncularından biri olduğu su götürmez bir gerçek. Kendisi bu dizide de karşımıza Agâh Beyoğlu karakteri ile çıkıyor. Agâh Bey yıllar önce eşini kaybetmiş emekli bir adliye memurudur. Hayatı boyunca yapmak istediği hiç bir şeyi doğru düzgün yapamamış Agâh Bey alzheimer olduğunu öğrenince bir arkadaşının öylesine söylediği bir sözü ciddiye alıyor ve yıllardır yapmak istediği ama bir türlü cesaret edemediği şeyi yapmaya başlıyor. Yani seri katillik.
Nevra Elmas / Cansu Dere
Anne dizisinden sonra benim favori oyuncularımdan biri haline gelen Cansu Dere ise dizinin diğer ana karakteri olan Nevra Elmas rolü ile karşımızda. Nevra kamu yönetimi mezunu olan ve işinde de oldukça başarılı olan biridir. Ama içindeki polis olma isteği bir süre sonra öyle ağır basar ki işinden istifa eder ve polislik sınavlarına girip derece ile mezun olup cinayet büronun tek kadın polisi olur. Tabi tek kadın olmak demek aynı zamanda bolca ayrımcılığa da maruz kalmak demek.
Zuhal Beyoğlu / Şebnem Bozoklu
Şebnem Bozoklu’nun canlandırdığı Zuhal Beyoğlu’da soyadındanda anlayacağınız üzere Agah Amcamızın kızı. Avusturya’da yaşayan Zuhal kocasını terk edip oğlu Deva’yı da alıp geri Türkiye’ye babasının yanına gelmiştir. Yıllar önce babası onu yatılı okula yollayıp kendinden uzaklaştırdığı için babasına karşı hep biraz buruk ve öfkelidir.
Deva Çelik / Recep Usta
Deva rolü ile ilk kez oyunculuk deneyimi yaşayan Recep Usta ilk dizisi olmasına rağmen harika bir oyunculuk sergilemiştir. Ee çocuk ilk dizisinde Haluk Bilginer ile birlikte oynuyor adamdan kapmıştır bir iki numara XD. Deva sessiz sakin bir karakter olmasına rağmen aslında içinde şiddet ve az da olsa sadistlik barındıran bir karakter.
- Ne yalan söyleyeyim bende diğer dizi hayranları gibi Deva’ya vurulmuş durumdayım XD.
Ateş Arbay / Metin Akdülger
Metin Akdülger dizide sabahları gazetecilik yapan, akşamları ise DJ’lik yapan Ateş Arbay’ı canlandırıyor. Araştırmacı gazeteci olan Ateş Arbay Nevra ile röportaj yapmak için uğraşıyor ve bunu başardıktan sonra ise Nevra ile araları gittikçe daha da yakınlaşıyor.
Tolga Yazgan / Necip Memili
Necip Memili’nin hayat verdiği Tolga Yazgan karakteri dizide Nevra’nın başkomiseri rolündedir. Tolga Nevra’yı diğer iş arkadaşlarının aksine cinsiyetinden dolayı ezmeyen tek insan. Nevra ile birlikte şüpheli cinayetleri çözmek için gece gündüz çalışıyorlar.
Eveeet. Sıra geldi benim dizi hakkındaki izlenimime. Yani en güzel kısıma.
Benim Yorumum
Bu dizi benim şu zamana kadar izlediğim en güzel Türk dizisi. Ufak Tefek Cinayetler falan kusura bakmayın da bunun yanında sönük kalıyor.
Yalan söylemiyeceğim. Diziye başlarken istemeye istemeye başladım. Muhasebedeki abi öyle övdü öyle ısrar etti ki bizimkilerin evde olmadığı bir gün girdim tvden Puhu TV’ye zaten direk karşıma Şahsiyet çıktı. İstemeye istemeye sırf can sıkıntımı gidermek için bastım başlata ve karşıma Agah amca çıktı. İyiki de çıktı.
Google’a bile diziyi yazınca %98 beğenildi diyor. O %2’lik kısıma sesleniyorum. Siz kör müsünüz? Bu dizi nasıl sevilmez? Dizi imdb’de bile 9,3 almış.
Neyse geçelim bunları.
Dizi’nin yönetmeni olan Onur Saylak harika bir oyuncu olmasının yanında harika bir yönetmen olduğunu gene kanıtlamış oldu. Bu dizinin çektiği ilk dizi olduğuna başta inanmamıştım. Çünkü aşırı profesyonel bir havası var. Daha önceden harika filmlerde yönetmenlik yapan Onur Saylak gene ve gene döktürüyor.
Dizinin senaryosunu yazan Haluk Günday’a ise böyle harika bir senaryo yazdığı için ödül verilmeli bence. Çünkü dizinin senaryosu aynı Netflix’ten çıkmış dizilerinki gibi. Hatta daha iyi diyebilirim.
Dizi başından sonuna kadar soru işaretleri ile dolu. Kimi neden öldürüyor. O adamı neden seçmiş bir türlü anlayamıyorsunuz. Tamam bu tarz diziler için bu normal bir durum. Ama dizide sizi bir şeye yönlendiriyor sonra öyle bir şey oluyor ki o yönlendirilen şey elinizde patlıyor. Bu değilse ne o zaman diyorsunuz.
Ben dizinin başından sonuna kadar Agah Bey’in bıraktığı notları anlamadım. Çünkü yazanlar sanki Nevra ile çok yakın bir ilişkileri olmuş hissi uyandırıyor. Dizinin sonuna kadar kesin emin olduğum tek bir şey vardı. O da ne olduysa Kambura’da olduğu ve oradaki insanları alakadar ettiği. Ama o kadar. Başka emin olabildiğim hiç bir şey yoktu.
Spoiler vermeden dizi yorumu yapmak ne kadar da zormuş .Şimdi dizi yazısı yazanların neler hissettiğini anlayabiliyorum. Magic Knight Rayearth anime inceleme yazımı yazarken bile bu kadar zorlanmamıştım. O yazıma da bu linkten ulaşabilirsiniz.
Daha fazla devam edersem dizinin finalini söylemekten korkuyorum. O yüzden yazıyı buradan bırakıyorum. Şimdiden size iyi seyirler.