Azur Kral – Bölüm 85 – Kara Katil’in Sarayı #3

Önceki Bölümden…

“Dönüşümü geri aldığımda Deniz bir süre kendine gelemeyecek. Yakın bir çevrede hiç kimse yok. Deniz uyanana kadar kimse buraya gelemez.”

Dedikten sonra dönüşümü geri çekmeye başlamıştı. Dönüşüm geri çekilirken Deniz Parvana’nın bilinci de kapanmaya başlarken Ateş Ejder Tanrısının JJ’ye bir şeyler daha söylediğini duymuştu ama ne olduğunu anlayamamıştı.

 

** 85 – Kara Katil’in Sarayı #3

Yaklaşık 5 gün kadar sonra Deniz Parvana uyanmaya başlamıştı. Miras alanına girdiklerinden beri neredeyse 8, 9 gün kadar olmuştu. Deniz Parvana tamamen kendine geldiğine hala Kara Katil’in Sarayı içinde olduklarını anlamıştı.

“Kaç gündür baygınım?” diye sordu baş ucunda bekleyen JJ’ye.

“9 gün olmak üzere… ” dedi JJ. Söylemek istediği başka şeylerde vardı ama Ateş Ejder Tanrısının bilincinin söylediği şeyleri dillendirmesi için erkendi. Eğer şu anda ateş ejder tanrısı hakkında bir şeyler söylerse kendisini zora sokabilirdi.

Her ne kadar emin olamasa da duymuş olması ihtimalini ya da en azından bir şeyler konuşulduğundan haberi olabilirdi. Bu yüzden başka bir şey söylemedi. Ancak bu düşünceleri hemen bertaraf edilmişti.

“Son anda kendimden geçerken Ateş Ejder Tanrısı sana bir şeyler dedi ama anlayamadım. Sana ne söyledi?” dedi Deniz Parvana.

JJ, “Ne kadar ısrar etsen de zamanı gelmeden söylemeyeceğime yemin ettirdi. Eğer zamanından önce söylersem tekrar ortaya çıkacağını ve beni öldüreceğini söyledi.” Dedi ve devam etti. “Söylememi istediği birkaç şey var aslında.”

“Nedir?” Deniz Parvana çok meraklanmıştı. Çünkü bütünleşmeden sonra kendisi ile bir kere bile konuşmamıştı.

“İlk olarak kesinlikle ölmeme izin vermemen gerektiğini söyledi. İkinci olarak ise bana söylediği şeyleri miras alanından çıkmadan hemen önce yani miras alanının kapanma vakti geldiği zamanda.”

“Ölmene izin vermememi mi söyledi? Zaten öyle bir şey yapacak biri değilim de neden bunu özellikle belirtmek istesin ki? Üstelik neden benimle değil de seninle konuştu.” Deniz Parvana’nın eli çenesinde sesli olarak düşünüyordu.

“Bu sorunun cevabını, zamanı geldiğinde söyleyeceklerimden alacaksın zaten. Söylediği her şey çok farklıydı. Bazı bölümleri benim anlayışımın da ötesindeydi. Ancak senin anlayacağını söyledi.”

“Anlıyorum. Eğer öyle istediyse öyle yapacağız. Umarım ikimize de bir şey olmaz. Çünkü bu dünyada beni en çok cezbeden şey merakım. Ve şu anda inanılmaz meraklandım.” Dedi Deniz Parvana ve ayağa kalktıktan sonra etrafına bir göz attı. “Sarayı gezebildin mi? Bir hazine var mıydı?”

“Hazine sayılabilecek birçok şey buldum ama hepsi kötücül enerjiler ve karanlık Ki ile doluydu. Hatta öylesine iğrenç bir teknik buldum ki tamamen yasaklanmalı ve yok edilmeli!” JJ’nin elleri istemsizce yumruk haline gelmişti. Aşırı derecede sinirlenmişti.

“Nasıl bir teknik ki o?”

“Bakire kızların hayati yin enerjilerini alarak yetişim yükseltme hakkında bir teknikti. Kişinin hem ömrünü uzatıyor hem de yetişimini yükseltiyor. Üstelik bu kadın ne kadar güçlüyse etkisi inanılmaz büyük oluyor.”

“Anlıyorum. O halde o bulduğun şeylerin hepsini ben alayım. Çünkü sen karanlık Ki kullanamıyorsun.”

“Sen kullanabiliyorsun sanki. Karanlık Ki şeytanlaşmaya başlayanların kullanabileceği bir güçtür. Bunu herkes bilir. ”

“Sence ben bir şeytansı mıyım JJ?”

“Olur mu öyle şey! Tabi ki de değilsin! Mümkün değil!”

“Ama ben karanlık Ki kullanabiliyorum.” Dediği anda elinde karanlık Ki’den oluşan bir küre oluşturmuştu. Bu karanlık Ki’yi gören JJ dehşete düşmüş bir ifade ile birkaç adım geriye çıkmıştı.

“Bu! Bu nasıl olabilir?”  JJ hayatındaki belki de en büyük şoku yaşıyordu. Hayatını, sonu asla iyi olmayacak ve asla güzel bir geleceği olmayacak birine mi adamıştı?

“Bu karanlık Ki doğrudur ama ben şeytan veya şeytansı değilim. Bu Elementlerin Ruhu tekniğim sayesinde elde ettiğim bir güç. O yüzden şeytanlıkla elde etmedim. ”

“A- Anlıyorum. Gerçekten de bir şeytansı auraya sahip değilsin. Ancak her ne olursa olsun Karanlık Ki’ni gizli tutmalısın. Bu tüm insanların seni avlamaya çalışmaya başlamasına neden olacaktır.”

“Hehe, biliyorum. Merak etme göstermeyeceğim. O halde o şeyleri ben alayım.”

“Peki. Bir kısmı sarayın mahzeninde bir kısmı da yukarıda taht odasında duruyor. Hatta istersen tüm sarayı gez. Buradaki her şey karanlık enerji ile bağlantılı olacaktır.”

“Tamamdır. O zaman sen burada bekle ben hazineleri toplayıp geleyim.”

“Tamam. Ben dışarıda bekliyorum. Burada daha fazla durmak istemiyorum çünkü…”

Deniz Parvana üst katlara çıkarken JJ ise saraydan çıkmıştı. Sarayın dışında az ileride büyükçe olan bir ağacın dallarından birine yayılmıştı ve ateş ejder tanrısının söylediklerini düşünüyordu. Deniz Parvana’nın karanlık Ki kullanabildiğini gördüğünde, bazı şeyler anlam kazanmaya başlamıştı ama söyleme zamanına çok vardı. Bu yüzden daha neler göreceğini merak etmişti.

Eğer ateş ejder tanrısından duydukları şeyler ile Deniz Parvana’da gördüğü şeylerin uyuşma oranı yüksek çıkarsa o zaman kendi hayatı tamamen değişecekti. Ve bu değişimi engelleme yolu yoktu. Böyle bir şeyi düşünüyordu çünkü ateş ejder tanrısının söyledikleri inanılacak gibi şeyler değildi.

**

Deniz Parvana, tüm sarayı dolaşmıştı. Tüm odalara girmiş çıkmış bulduğu değerli her şeyi toplamıştı. JJ’nin söylediğinin aksine 4 tane teknik bulmuştu. Bu tekniklerin hepsi karanlık Ki temelli tekniklerdi. Deniz Parvana bu konuda çok memnun kalmıştı çünkü karanlık Ki temelli hiç tekniği yoktu.

Kan Kristalleri, Karanlık Ki Cevherleri, Karanlık Ki Hapları, Karanlık bitkiler ile çiçekler, Karanlık Ki temelli zırhlar ile silahlar, teknikler ve daha fazlası.

Bu sarayda ele geçirdiği 4 teknik; Ölüm Ruhu Eli, Dans Eden Ölüm Tırpanı, Şeytani Işığın Kan Kanatları, Kan Kanatlı Şeytani Hükümdar teknikleriydi. Tekniklere hiç göz atmadan boyut yüzüğüne atmıştı.

Kara Katil’in Sarayında işini bitirdikten sonra dışarı çıktığında JJ anında yanına gelmiş, ellerinin önünde birleştirmiş bir şekilde bekliyordu. Miras alanına girmelerinin üzerinden 10 gün geçmişti.

“Şimdi ne yapalım JJ? Buz Ruhu Vahası’na mı gidelim?” dedi Deniz Parvana.

“Olabilir aslında. Çünkü orayı temizleyecek güçte buz tekniği geliştiren birilerinin olduğunu düşünmüyorum. Hatta bizim olduğumuz kıtada buzul temelli teknikler geliştiren bir klan bile yok.”

“Ama ben su ve buz temelli teknikler kullanılan bir yerden geliyorum. Geldiğim yer Clitus adası olsa da su ve buz konusunda derin bir anlayışım var. Üstelik Kadim Buz Ankasının Buz Çağı tekniğinin 1. Cildine de sahibim ve onda çoktan zirve anlayışın ilerisine geçtim.”

“Ne!!!! Kadim Buz Ankası’nın Buz Çağı Tekniği mi dedin! ”

“Evet neden bu kadar şaşırdın ki?”

“Buz Ruhu Vahası’nda Kadim Buz Ankası’nın mirası var. Zaten o mirası kimse geçemediğinden vahada ilerleyemiyorlar. O testi tamamlamak neredeyse imkânsız gibi…”

“Anlıyorum. Ben ilk testi zaten geçtim. O yüzden bir sorun olacağını sanmıyorum. Üstelik bu yıllar önceydi. İlk ciltte çoktan zirve anlayışı geçip yeni bir aşamaya yükselttim.”

“Anlıyorum. O halde oraya gidelim. Buz Ankası’nın Buz Çağı tekniğine sahip olduğunu bilseydim ilk olarak Buz Ruhu Vahası’na gidelim derdim. Her ne kadar imkânsız gibi olsa da oraya gidenlerin sayısı hiç az olmayacaktır. Üstelik şu an bütün klanlar çoktan içeri girmiş ve karınca sürüsü gibi yayılmışlardır. Annem özellikle Kutsal Mor Elma Klanı’na dikkat etmemiz gerektiğini söyledi. O şerefsizler kendilerini her zaman çok üstün görürler ve aşrı kibirlidirler.”

JJ derin bir nefes alıp verdikten sonra yüzünü gökyüzüne çevirdi ve devam etti.

“Özellikle düellomuzdan sonra annem ve babam beni defalarca kez söylediklerimi geri almam konusunda beni uyardılar. Seni efendim olarak kabul ettiğimden dolayı başımda bela eksik olmayacağını söyleyip durdular. Çünkü senin adın tüm kıtaya çoktan yayıldı. Klan liderimiz ve direk kıdemlilerimiz seni sürekli övüyorlar. Durum böyle olunca diğer klanların seni hedef almaları işten bile değil. Seni kendi klanlarına almak isteyeceklerdir kabul etmezsen öldürmeye çalışacaklardır. Eh, bu durum sadece klan büyükleri için geçerli. Klan gençleri seni asla istemeyecektir çünkü hepsini ezip geçebilirsin.”

“Anladım. Benim yüzümden senin de başın belaya girmiş olacak. Hatta beni öldürmek için seni de kullanabilirler.”

“Evet.” JJ yumruklarını sıkmış bir şekilde devam etti. “Defalarca kez söylememe rağmen ailem beni dinlemek istemedi. O düellodaki her şeyi kendi isteğimle yaptım. Tüm çalışmalarımı, tüm emeklerimi boşa çıkarmak uğruna seni yenmek istedim. Ancak kendi isteğimle ve kendi ellerimde kararttığım geleceğimi eskisinden daha aydınlık hale getirdin. Bu yüzden şu anki yaşamımı sana borçluyum. O yüzden bu yaşamamı sana hizmet ederek geçireceğim.”

“Bana hizmet etmeni istemiyorum JJ. Ben seni dostum olarak görüyorum. Bunu unutma. Başının belaya girmesine de izin vermeyeceğim. Kendi hayatımdan vazgeçmem gerekse bile ikinci kere düşünmeden sana yardım ederim. Bunu da unutma.”

O anda JJ’nin gözleri bir an parlamış ve sevgi ile dolu bir şekilde Deniz Parvana’ya bakmıştı ama… Deniz Parvana bu bakışları fark etmemişti.

********************************************************

Yazar’ın Köşesi 🙂

Azur Kral – Bölüm 84 – Kara Katil’in Sarayı #2

Her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yeni bölümler gelecek.

Yavaş yavaş ilk cildin sonuna geliyoruz. 100. Bölümde ilk cilt tamamlanmış olacak ve o zaman ek bir bölüm ile resimleri paylaşacağım. İlk cilt sona erdiğinde iki hafta bölüm gelmeyecek.

Yine geçen hafta bölüm atamadım. Kusura bakmayın arkadaşlar. Geçen haftayı telafi etmek için Cumartesi, Pazar ve Pazartesi için ikişer bölüm yani toplamda altı bölüm atacağım. 🙂

NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************