Azur Kral – Bölüm 102 – Kara Orman ve Karabars Gerelbayar
** 102 – Kara Orman ve Karabars Gerelbayar
Deniz Parvana, yaşlı adamın kendisine çay ve yemek getirmesini bekliyordu masada. Eve girdiği andan itibaren dışarıda hissettiği tehlike hisleri kaybolmuştu. O anda sanki büyükbabasının evine gelmiş bir torun gibiydi. İçinde anlam veremediği türde hoş bir his vardı. Bir tür aile sıcaklığı hissiydi.
Bu hisse kapıldığı anda aklına annesi ve babası geldi. Acaba onlar neler yapıyorlardı? Abisi çoktan iyileşmiş olmalıydı. Diğer krallıklar ile ilişkiler de iyi gidiyor olmalıydı…
Yaşlı adamın evi, içinde olduğu ormanın tersi olarak tamamen aydınlıktı. Evin her yerinde sarı ışıklar yayan ateş kristalleri ile doluydu.
Kapıdan girdiği anda sol tarafta birkaç basamak yukarıda olan oda gibi bir yer vardı. Burası iç duvarı yıkılmış bir odaya benziyordu daha çok. Bu odanın tam orasında bir masa ve sandalyeler vardı. Odanın duvarlarında parça parça kitaplıklar vardı ve bu kitaplıklar farklı boyutlarda kitaplar ile doluydu.
Evin geri kalanında ise yani sağ tarafında 5, 6 kişilik bir grubun oturabileceği koltuklar ve koltuklara bakan, yanan bir şömine vardı. Bu bölmeden ileriye gidince de bir mutfak vardı. Mutfak tezgahının arkasında ise üst kata çıkan bir merdiven vardı. Küçük ama güzel bir evdi.
Her odanın ortak noktası, her yerde kitaplar olmasıydı. Bazıları kitaplıkta, bazıları yerde üst üste istiflenmiş şekildeydi.
Yaklaşık 5 dakika sonra yaşlı adam elinde iki tabak yemek ve iki bardak çay ile gelmişti. Deniz Parvana masanın bir ucunda oturuyordu. Yaşlı adam da kendisine yakın bir noktaya oturmuştu.
“Benim adım, Karabars Gerelbayar. Yaptıklarım, adıma tam uyar ama soyuma uymaz. Hehe… İronik. Senin adın nedir?”
[YN: Göktürkçe İsimler; Karabars: Kötü ruhlar korksun diye güçlü canlıların isimlerinden biri. Gerelbayar: Işık bayramı]
“Deniz Parvana.”
“Güzel isim. Güzel isim.” Yaşlı adam çayından bir yudum aldıktan sonra devam etti. “Şimdi söyle bakalım buraya nasıl girebildin? Burası, yani bu bölge, benim en çok övündüğüm bariyerim ile tamamen kapatılmış bir bölgedir. Benden başka birilerinin girmesi neredeyse imkânsız, çıkması kesinlikle imkansızdır. Girmesi neredeyse imkansızdır çünkü buralarda özel yetenekleri olan insanlar gırla… Çıkması imkânsız çünkü buradaki Karanlık Ki ve karanlık yaratıklar ile sadece ben başa çıkabilirim. En azından öyle sanıyordum.”
“Ben buraya nasıl geldim bilmiyorum. Ben son Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda, 12 Güneş Derin Deniz Klanı adına bir miras alanına girmiştim. Miras alanından çıkarken bir şekilde boyutsal bir sapma yaşadım sanırım yoldan çıktım. Ne kadar süre geçti bilmiyorum. Bana yaklaşık 15 gün gibi gelen süre boyunca sürüklendim ve kendimi burada buldum.”
Yaşlı adam şaşırmıştı. 15 gün boyunca boyutlar arasında seyahat etmiş biri gerçekten çok güçlü olmalıydı. Ancak az önceki şovu Deniz Parvana’yı dehşete sokmuştu bundan emindi. Karşısında duran genç adam tam bir tezatlık örneği gösteriyordu.
“Anladım. Sana inanıyorum. Boyutsal transfer, buraya sağlam bir şekilde girmenin tek yoludur. Ancak çıkmak imkansızdır çünkü buradaki inanılmaz derecede yüksek Karanlık Ki var. Eğer bir kişi karan… lık… ki…” yaşlı adam şok edici bir şey fark etmişti. Bunu ilk anda nasıl fark edemediğini düşünürken dehşete düşmüştü.
Gözleri yine bir an kararmış ve artı şeklindeki yemyeşil gözbebekleri görünür hale gelmişti.
“Velet! Sen karanlık Ki kullanabiliyorsun değil mi?”
“Evet. Kullanabiliyorum.”
“Başka hangi elementleri kullanabiliyorsun?”
“Su, Buz, Ateş, Toprak, Karanlık… Birazda mor elektrik ve sis elementleri kullanabiliyorum.”
“Hah! Bana asla yalan söylememelisin genç adam! Eğer bu dediklerini kanıtlayamazsan seni hemen öldürürüm!”
Deniz Parvana bu tehdit ile korkmamıştı çünkü yalan değildi. Hızlıca sırası ile su, buz, ateş, toprak ve karanlık Ki ‘den oluşan küreler üretip kanıtlamıştı.
Yaşlı adam bu küreleri gördüğünde daha da şaşırmıştı.
“Buz Ankası ve Ateş Ejder Tanrısı mı?” diyebildi. Gözleri tamamen ayrılmış ve nefes alışverişi hızlanmıştı. Heyecanlandığı belliydi.
“Evet, Haklısınız. Ben Buz Ankası’nın ve Ateş Ejder Tanrısının miraslarını aldım.”
“Tam olarak ne aldın?”
“10 damla Kadim Buz Ankası Kan Özü ve Ateş Ejder Tanrısının hala yaşayan tüm varlığını…”
“Şaka mı ediyorsun! Bir ateş ejder tanrısı yaşayan tüm varlığını asla miras vermez.” Dedi yaşlı adam. Duydukları fantezi gibi geliyordu. Ancak o anda Deniz Parvana’nın alnının hizasında ateş ejder tanrısı simgesi belirmişti. Boynuzları ve başı net bir şekilde seçilebiliyordu. Daha önce gördüğü sayısız miras simgesinin aksine inanılmaz netlikte ve olabilecek en güzel renkteydi. Hatta ruhuna inanılmaz bir baskı hissi veriyordu.
“Tamam inandım.”
“Kıdemli burası tam olarak neresi?” dedi Deniz Parvana… Nerede olduğunu ve nasıl geri döneceğini merak ediyordu.
“Burası Cennetsel Kılıç Villa Kıtası’nın tam merkezinde olan Kutsal Kara Kılıç Gölgesi Klanı’na ait Karanlık Orman’dır. Geldiğin yerden çok uzak ama merak etme hala aynı gezegendeyiz. 15 gün boyutsal transfer yaptığın halde bu gezegende kalmış olman bir mucize olmalı. Hah! Tamam! Şimdi oldu işte!”
Yaşlı adam yine bir şeyi fark etmişti ama bu sefer şoka girmemişti.
“Anladım! Senin buraya gelmen içindeki ateş ejder tanrısı sayesinde olmalı. Boyutsal bir geçiş bulduğu için seni buraya yönlendirebilmiş. Aksi düşünülemez. Boyutsal transferi ateş ejder tanrısı yapmış olmalı. Tabi senin yetişimini gizleyen de ateş ejder tanrısı olmalı. Tüm varlığını miras aldıysan, ruhu, bilinci ve zekâsı sende olmalı. Pasif olarak seni koruyor. Şimdi oldu.”
Deniz Parvana, bunu zaten tahmin etmişti. Çünkü boyutsal transferi kendisi başlatmamıştı ki zaten başlatamazdı. Bu seviyeden hala çok uzaktı.
“Kıdemli, peki vatanıma nasıl dönebilirim?”
“Hangi diyardasın?”
“Semavi Alem’in 3. Katındayım. Orta seviyedeyim.”
“Ohh! Üstelik o kadar da güçsüzsün! Ateş ejder tanrısı senin güçlenmeni istiyor sanırım. O çöplükte bile bu kadar gelişebilmene şaşırdım. Vatanına gitmek istiyorsan iki seçeneğin var. Birincisi buraya nasıl geldiysen öyle gidersin. Yani bir miras alanı bulursun ve ateş ejder tanrısı seni geldiğin yere götürür. İkinci seçeneğin Mental Alem’e ulaşır ve İki Zihin seviyesine yükselirsen gidebilirsin.”
Deniz Parvana, yaşlı adamın son dediklerini anlamamıştı. Mental Alem hakkında bilgisi yoktu.
“Ah, sanırım Mental Alem ve yukarısını bilmiyorsun. O zaman sana onlardan biraz bahsedeyim. Mental Alem 5 aşamadan oluşur. Biliyorsun Mental kelimesinin anlamı zihin demektir. Bu alemde zihnini parçalara bölmen gerekir. Elbette zihni bölmek inanılmaz seviye de güç gerektirir. İlk aşama Tek Zihin’dir. Bu aşamada zihnini bölmeye hazır hale getirirsin, onu şekillendirirsin. İkinci aşama ise İki Zihin’dir. Bu aşamadan itibaren zihnini ikiye bölersin. Aynı anda iki farklı işi yapabilir hale gelirsin. Diğer aşamalarda da zihninin parçalarını bölmeye devam edersin. Bu Alem’in diğerlerinden farkı şudur. Zihnini istediğin kadar bölebilirsin. Ancak her bölmende zihinlerinin kapasitesi düşer. Bu yüzden herkes alt limit olan Beş Zihin’de bırakır. Diğer alemlerden diğer farkı ise Beş Zihin seviyesine geldiğinde istediğin zaman Ruhani Alem’e geçebilirsin. Elbette beş zihne ulaşmadan da geçmeyi seçebilirsin. Yine de bunda bir engel yoktur. Ancak kimse bir ya da iki zihin Ruhani aleme geçmek isteyecek kadar salak değildir.
Ruhani Alem’e geçtiğinde seni 7 aşama karşılar. Ruhani Çırak, Kalfa, Usta, Lord, Tiran, Egemen ve İmparator aşamaları… Her aşamada Ki’ni ruhani alemde daha iyi kullanabilecek hale gelirsin. Ruhlarla konuşabilirsin, ruhani diyara geçebilirsin, bu dünyada sıkışmış ruhları oraya gönderebilirsin hatta oradan ruh çıkartabilirsin. Elbette bunun sınırları var.
Ruhani Alem’den sonra da Astral Alem gelir. Bu alem 5 aşamadan oluşur. 1. Olgu, 2. Olgu, 3. Olgu, 4. Olgu ve 5. Olgu’dur. 1. Olgu’nun anlam karşılığı Sürünme’dir. Sonra Emekleme, Yürüme, Koşma ve Seyahat gelir. Astral Alem’e ulaştığında Algıların güneş sisteminin sınırlarına kadar uzar. İlerledikçe başka gezegenlere gidip gelebilirsin. Bu alemi de aştığında artık uzay boşluğu seni durduramaz. Diğer takım yıldızlarına ve gezegenlerine gidebilirsin.”
“Ne kadar çok Alem var…”
“Bu saydıklarımın haricinde benim bildiğim iki alem daha var. Ama onları zamanı geldiğinde öğrenirsin.”
********************************************************
Yazar’ın Köşesi 🙂
- Fiziki Alem>> Kral Diyarı > Lord Diyarı > Ruh Diyarı > Gökyüzü Diyarı > Yaşam Diyarı > Yeryüzü Diyarı
- Semavi Alem>> 7. Kat > 6. Kat > 5. Kat > 4. Kat > 3. Kat > 2. Kat > 1. Kat
- Mental Alem>> Beş Zihin > Dört Zihin > Üç Zihin > İki Zihin > Tek Zihin
- Ruhani Alem>> Ruhsal İmparator > Egemen > Tiran > Lord > Usta > Kalfa > Çırak
- Astal Alem>> 5. Olgu > 4. Olgu > 3. Olgu > 2. Olgu > 1. Olgu
Her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri yeni bölümler gelecek.
NOT: Arkadaşlar sitemizin tam ortasında yer alan Abone Ol kısmından abone olursanız her yazımızda mail alırsınız. Bu şekilde bir bölüm attığımda haberiniz olur. 😉
Keyifli Okumalar…
Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
********************************************************