Akame ga Kill! Tanıtım ve İnceleme!!

Yazar: Takahiro

Çizer: Tashiro Tetsuya

Stüdyo: White Fox

Bölüm Sayısı: 24 + 24 Special (1 dakikalık)

Yapım Yılı: 2014

MAL Puanı: 7.82 / 10

Kırsal kesimde fakir bir köyde yaşayan Tatsumi, 2 arkadaşıyla beraber para kazanmak üzere başkente yola çıkarlar. Yolda Tatsumi onlardan bir şekilde ayrı düşer ve başkente geldiğinde soylu bir ev onu misafir olarak kabul eder. Ancak o gece Night Raid isimli, talep üzerine başkentteki zalim kişilikleri yok eden bir grup eve saldırır. Tatsumi başta onlarla savaşmak istese de ailenin gerçek yüzünü gördükten kendi elleriyle ailenin şerefsiz kızını öldürerek Night Raid‘e katılır. Night Raid, halka zulmeden imparatorluğu yıkmayı amaçlayan devrim ordusuna dahildir ve Tatsumi de bu amaçla savaşmaya devam eder. Ancak karşılarına binlerce insanı öldürmüş komutan Esdeath’in komutasındaki Jeager çıkacaktır.

Anime hakkında en çok bilinen ve de en kötü şey, karakterlerin çok kolay harcanıyor olması… Ana karakter olup olmaması farketmiyor maalesef, en sevdiğimiz karakterler bile çabucak harcanıveriyor ve bu da oldukça sinir bozucu haliyle… Mangası hala devam ediyor ve anladığım kadarıyla animeyi uzatmak istememiş olmalılar. Bir miktar hoş görülebilir ama sinir bozucu olma özelliği değişmiyor tabi.

En iyi özellik ise sahnelerin gerçekçiliği, acayip derecede psikolojik etkiye sahip. Özellikle insan öldürme sahneleri, kanlı sahneler çok etkileyici. Ciddi ciddi kabusuma girmişliği var, hala unutamıyorum ya. Tabi çoğu genelde sansürlü, bu biraz üzüyor ama psikolojik yönden biraz daha olumlu oluyor bu şekilde.

Hikaye ilerleyişi, karakter ilişkileri yönünden ortalamanın üstünde denebilir. Jeager üyesini Night Raid üyesine aşık etmek de bayağı iyi olmuş bence, ama ilişkinin ilerlemeyecek olması da üzüyor maalesef. Olaylar da klişe değil, pek çoğu şok etmişti beni mesela…

Güzel yönlerinden bir diğeri de silah fikirleri. Belki kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek şeyler vardı. Duygularla güçlenen şekil değiştiren silah veya evrim geçiren zırh… Çelik iplikler… Gerçekten muhteşemdi bir çoğu.

Ana karakter konusunda açık bir belirsizlik var animede, animeye ismini veren karakterin ana karakter olması gerektiği ortada, final de bunu onaylıyor ama animenin çoğu Tatsumi’ye odaklı ilerlediği için ana karakterin o olması gerektiği fikri oluşuyor. Final tam tersini söyleyince de beyniniz iptal oluyor haliyle.

Kötü karakterler konusunda gerçekten üstün bir anime, öyle böyle değil, kötü taraftan olan karakterleri ne kadar zorlasanız da sevemezsiniz, denemeyin. Özellikle 6. bölümde çıkan şu Rusça isimli kız (Allah belasını versin onun diyeceğim de verdi zaten) herkesin nefretini üstüne çekmekle bayağı iyi iş başardı bence, ana villainden daha çok nefret edilmek kolay iş değil…

Animenin müzikler konusunda açık bir üstünlüğü var, her şarkısı muhteşem ötesi, açılış veya kapanış müziği olması fark etmiyor. Ecchi yönünden ise çok abartılı değil, yeterince var, en güzeli de bu zaten…

Favori karakterim kim? Esdeath. Evet, ana villain.(Kabul edin, kızarınca aşırı tatlı olmuyor mu ya?) Ama aşık olduğu kişiyle savaşmak zorunda kalmak çok kötü bir şey bence. Ölümü en çok üzen karakterse bence animeyle manganın ortak bir yönü olarak her ikisinde de çabuk harcanan Schere (Sheele olarak da geçiyor), ikinci sırada Mine geliyor.

Son bir bilgi olarak, Akame Japonca’da “kızıl göz” anlamına geliyor. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Kurome var, ileride çıkıyor ve o da “Karagöz” anlamına geliyor. Bir de Hacivat çıkartsalar ne güzel olacakmış, birlikte gölge oyunu yaparlardı izlerdik :'(

DİPNOT: Akame ga Kill! Theater adı altında special bölümler var, izlemedim ama belki de gölge oyunu oynuyorlardır cidden 😀

DİPDİPNOT: Yapmıyorlarmış.