Herkese merhabalar,

Gerçekten bir yıldan fazla oldu anime ile ilgili aktif bir şeyler yapmayalı. Umarım paslanmamışımdır 😀 Güzel bir anime keyfi sunan 3 Gatsu No Lion ile dönüş yapalım bakalım 🙂

3 Gatsu No Lion

Mangaka : Umino Chika

Tür : Seinen, Slice of Life , Dram

Yapım Yılı : 2016

Bölüm Sayısı :  22+22

Konusu

Rei Kiriyama küçük yaşta ailesini kaybetmiş ve babasının bir arkadaşı tarafından evlatlık alınmış 17 yaşında fakat yaşıtlarına göre fazla olgun, içine kapanık, sessiz sedasız bir lise öğrencisidir. Evlatlık alındığı aile ile problemler yaşayan Kiriyama hayatını satrancın uzak doğu versiyonu olan Shogi oynayarak tek başına sürdürmeye çalışmaktadır. Daha orta okuldayken profösyonel bir satranç oyuncusu olan Kirayama‘ya dahi gözüyle bakılmaktadır.Olumsuzluklarla örülü hayatı, tek başına yaşama kararı ile taşındığı mahallede Kawamoto kardeşlerle tanışmasıyla değişmeye başlar. Akari, Hinata ve Momo isimli bu kardeşler Kiriyama‘ya hiç tatmadığı aile sıcaklığını yaşatırlar. Hayatı sürekli sorgulayan ve inişli çıkışlı bir Shogi yaşamı olan Kiriyama için yavaş yavaş hayat değişmeye ve etrafındaki insanlar çoğalmaya başlar.

Editör Gözünden

Honey and Clover izleyenler ve sevenler zaten mangakanın stiline hakimdir diye düşünüyorum. Honey and Clover animesini bilmeyenler için inceleme yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz.

3 Gatsu No Lion sakin seyreden animeleri sevenler için birebir. Yaşı 18’den küçük arkadaşlara pek tavsiye etmiyorum çünkü bu yaşlarda duyguların derinliğinden çok olayların akışındaki hıza odaklandığınız için size göre sıkıcı bir anime olabilir. Animedeki duyguların derinliğini anlayabilecek olan kitle için ise kesinlikle listenize almanız gerektiğini düşünüyorum.

Genelde belli başlı konular üzerinde yoğunlaşmış animeleri bilirsiniz. Basketbol gibi. Konu tekdir ve bütün olaylar o konu etrafında gelişir ama 3 Gatsu no Lion farklıydı diyebilirim. Ana konu Shogi olsa da daha çok depresyondaki bir insanın ruh hali, yaşam savaşı ve çevresinde güzellikler görmeye başladıkça yavaş yavaş hayatı sevmesi daha ön plandaydı. Başrolümüz Rei, başlangıçta içine kapanık, hayattan umudunu kesmiş, olaylara müdahale etmekten korkan birisi iken gittikçe daha konuşkan, daha çok gülümseyen ve sevdikleri için bir şeyler yapmaya çalışan bir kişiliğe bürünüyor. İşin ilginç tarafı Rei ile birlikte animenin havasının da değişmesi. Olayların akışı değiştikçe animenin işleniş tarzının da değiştiğini söyleyebilirim. Yanlış anlaşılmasın. Rahatsız edici bir değişiklik değil. Tam tersine ustaca işlenilen bir kurgu diyebilirim. Dram kurgusu ile başlayan anime gittikçe kendini açan, hareketlenen ve sonunda sizde güzel bir kelebek görmüş duygusu uyandıran bir animeye dönüşecek. Anime de beni en çok etkileyen detay ise duygu animasyonlarıydı. Shogi oynarken veya herhangi bir olayı karakter yorumlarken arka plandaki o hissi yansıtan animasyonlara bayıldım. İzleyenler fark edecektir.

Anime karakterlerinin hepsinin çok tatlı olduğunu düşünüyorum. Rei’nin duygusal yolculuğunda karakter gelişimine katkıda bulunacak şekilde mükemmel olarak tasarlanmışlar diyebilirim. Üvey bir aile, yaşlıların ilgilendiği bir hobi olduğu için yaşlılardan oluşan çevre,kusursuz bir idol, harika bir okul öğretmeni, havalı kötü karakterler ve sıcacık Kawamato ailesi 🙂 Kısacası kült anime sevenler için harika bir yapım. Kaçırmayın derim 🙂

Bu arada seri iki sezon olarak yayınlanmış ama Rei’deki büyük değişimleri merak edenler kesinlikle mangadan devam etmeli çünkü manga dramdan romantizme doğru bir geçiş yapmış. Manga’da bu Rei kim diyebilirsiniz 😀 Neyse şimdilik bu kadar diyelim 🙂 Bir daha ki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın 🙂