Merhaba arkadaşlar,
Bugün size tavsiye üzerine izlediğim ve beğendiğim anime filmini tanıtacağım. Benim gibi kılıç ve samuray animelerini seviyorsanız tam size göre bir anime filmi olduğunu düşünüyorum. Neyse lafı çok uzatmadan incelemeye geçiyorum 🙂
NOT : Anime tanıtımları için TANITIMLAR sekmesine tıklamayı unutmayın.
Sword of the Stranger
Tür: Tarihi, Aksiyon, Samuray, Macera
Bölüm Sayısı: Film
Yayım Tarihi: 2007
Firma/Stüdyo: Bones
Konusu:
14. yüzyılda Sengoku Dönemi’nde; geçmişinin kâbuslarından kurtulamadığı için kılıcını mühürleyen Nanashi adlı bir rounin, ailesi olmayan genç Kotarou ile köpeğini terk edilmiş bir tapınakta kurtarır. Kotarou, peşinde olan Çin’den gizemli bir organizasyona karşı kendini koruması için Nanashi’yi koruması yapar. Gencin peşindeki organizasyonda çalışan adamlardan biri de kendine eşit bir düşman aramakta olan sarışın ve mavi gözlü usta savaşçı Rarou’dur.
YORUM:
Sword of the Stranger, Japonya’nın birçok eyalete bölünüp bu eyaletlerin feodal lordlar tarafından yönetildiği dönem olan Sengoku döneminde (1467 – 1573) geçiyor. Küçük Kotaro ve sadık köpeği Tobimaru, bilinmeyen bir nedenden ötürü Ming Hanedanlığına (Çin’i yöneten hanedanlık) bağlı özel bir grup Çinli savaşçı tarafından yakalanmaya çalışılmaktadır. Kaçışlarında kullanılmayan küçük bir tapınağa sığınan Kotaro ve köpeği tesadüfen orada bulunan bir samuray ile karşılaşır. İlk görüşte Kotaro, samuraya karşı çekingen davransa da Tobimaru ona bir hayli ısınır. Akabinde Ming’li bir savaşçı eşliğinde eyaletin lordunun iki askeri Kotaro’yu tapınakta kıstırır. Samuray duruma kayıtsız kalmaz ve askerlerle Ming’li savaşçıyı sadece kılıcının kabzasını kullanarak etkisiz hale getirir. Sonuçta Kotaro, samuraydan elindeki 10 ryo ettiğini iddia ettiği eşya karşılığında onları gitmeye çalıştıkları yere kadar korumalık yapmasını ister. Samuray bunu kabul eder ve Kotaro ile beraber pek farkında olmasa da tehlikeli bir yolculuğa başlamış olur.
Sword of the Stranger senaryo olarak pek bir yenilik sunmasa da işlenişi açısından gayet kaliteli bir anime. Özellikle aksiyon sahneleri ile bayağı bir göz dolduruyor. Kılıç sahneleri hem kaliteli hem de estetik. Hatta bana göre en iyi samuray dövüş sahneleri kategorisinde ilk üçe bile çok rahat girer. Tamamen fantastik dışı, teknik ve zeka gerektiren kapışmalar görülmeye değer. Animede atmosfer bazı anlar temposunu düşürse de çabuk toparlanıyor ve hiç sıkılmadan bir saat kırk dakikayı bitiriveriyorsunuz. Ayrıca bana göre konunun fazla komplike olmaması, yani tarihi olaylara ve çok fazla konuşmaya yer verilmemesi de bir artı. Anime basit tutulmuş ama dediğim gibi bu sadeliği bir artı.
Kullanılan renklerin, gerçekleştirilen çizimlerin hikâyenin atmosferine ve doğanın şartlarına göre uyum içinde olması beni etkiledi, hele birde filmde geçen Çinli askerlerin konuşmaları Çinçe olarak korunmuş ve o şekilde aktarılmakta. Hatta bazı sahnelerde zoraki Japonca konuşmaya çalışmaları ve şivelerinin bozukluğu bile korunmuş. Karakter ve aksiyon bakımından oldukça zengin bir yapım, dolaysıyla da görsel olarak hoş bir ahenk oluşturuyor sanırım bu ahenkte hikâyenin de etkisi var. Ne yani müziğin hiç etkisi yok mu? Olmaz mı yaa onunda büyük bir yükü omuzladığı belli oluyor, Ost albümünün uzun süre dinleneceğine eminim… Müzikler minimum düzeyde tutulmuş. Az olan müziklerde genellikle klasik Japon müzikleri kullanılmış ve müzikler sahnelerle uyumluydu. Karakter çizimleri bence çok başarılı olmuş. Her birinin ayrı bir karizması, kendine has özelliği mevcut. Özellikle Lou-Lang gerçekten kendisini zevkle izlettiriyor.
Kötü yanlarına gelirsek, birkaç bölümde karşımıza çıkan feodal döneme ait çarpık çatışmalar ve sonuçlarının çok yalın bir biçimde bize aktarılması; neticesinde de izleyenler üzerinde bazı kötü ön yargıların oluşmasına zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Gerçi bu türden çatışmalar pek çok milletin tarihinde kara birer leke olarak yer almaktadır. Birde öldürme ve parçalama sahnelerinin çokluğu yüzünden de olumsuz eleştiriler aldığına eminin hatta şimdi bile kulaklarıma tuhaf tuhaf cümleler geliyor gibi 🙂
Sonuç:
Tarihi yapımlara özel bir ilgi duyanlar, buna paralel olarak hızlı kılıç sahnelerinden hoşlananlar için her yönüyle ender bulunur bir başyapıt.