Bilgisayarım tamirden geldiği için çok mutlu olduğumu söylemiş miydim ? Yazılara başlamanın keyfi bir başka. Geçenlerde Facebook sayfamızdan bir takipçimiz En İyi Live Action yapımlarını sıralar mısınız diye sordu. Ben Live Action kısmına biraz karşıyım. Anime ve manganın olduğu gibi güzel olduğunu ve gerçek yaşama yansımaması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden Live Action ile pek aram yok ama takipçimiz istediyse akan sular durur tabi 🙂

Rurouni Kenshin

Japonya‘da samurayların ve dövüş kabiliyeti yüksek olanların sözünün geçtiği , herkesin birbirini öldürmeye çalıştığı Shougun dönemi yaşanmaktadır. Kan ve şiddet ülkenin her yerine yayılmıştır. Çağdaş düşünceye sahip ve daha fazla kan görmek istemeyen devrimciler, büyük bir devrim harekatı başlatırlar ve 265 yıllık Shougun hakimiyetine son vermek isterler. Büyük bir savaş başlar. Bu savaşta herkesin kalbine korku salan, tanrısal hızda olduğu söylenen birisi ortaya çıkar. Hitokiri Battousai adıyla anılan bu kişi Meiji Devrim Ordusu tarafındadır ve devrimi gerçekleştirmek için sayısız insanın canını alır. Sonunda savaşlar biter ve Shougunlaryenilir. Japonya‘ya artık barış hakimdir. Hitokiri Battousai ise savaşların bitmesinin ardından kılıcını kınına sokmuş ve bir daha asla can almayacağına dair yemin etmiştir. Savaşlarda aldığı canların bedelini ödemek için insanlara yardım ederek yaşayan bir gezgin olarak hayatına devam etmeye karar verir. O artık Hitokiri Battousai değil Himura Kenshin‘dir.

Mushishi

Ginko, Mushishi diye adlandırılan ruhlar ve parazitler arasında kalan yaşamsal formlar ile oldukça ilgilidir. Bu yüzden diyar diyar gezerek bu varlıkların zarar verdiği insanlara yardım etmektedir. Tıpkı animede olduğu gibi hikayenin akışından ziyade doğada ki güzelliklere odaklanan film güzel bir seyir zevki sunuyor. Yönetmenliğini Katsuhiro (Akira) Otomo‘nun yaptığı filme baş rol olarak Jo Odagiri (Shinobi)  eşlik ediyor.

Blood: The Last Vampire

Amerika‘nın Vietnam‘ı işgal etmesiyle, yarı vampir olan ve ergenlik çağındaki bir kızın yaşında gösteren Saya, Japon topraklarındaki bir Amerikan askeri üssünde gizlice sızar. Görevi bir canavarı bulmaktır. Animede yer alan bütün noktaları alan ve oldukça güzel işleyen bir yapım. Güzel fotoğraflama, çatı aralarında yer alan epik aksiyon sahneleri ve hikayenin birleşiminden güzel bir uyarlama olduğunu söyleyebiliriz.

Casshern

Savaşı bittikten sonra robotlar ve insanlar savaştan sonra hayatta kalmak için mücadele eden uzak gelecekte, beyaz giysili bir varlık uyanır. Adı Casshern‘dir ve kendi geçmişi hakkında hiçbir şeyi hatırlamıyordur. Herkesin yaşamaktan nefret ettiği bu karanlık dünya ve geçmişe dair gelen anıların kafasında oluşturduğu kıvılcımlarla baş etmek zorundadır. Fakat aklındaki derin gizemli geçmişin korkunç gerçeğini bilmiyordur.

Cromartie High School: The Movie

 

Film, 1920’de inşa edilmiş ve altı günde altı kez yıkılan Cromartie High‘in damalı geçmişini anlatan siyah-beyaz bir belgesel benzeri bölümle açılıyor. Daha sonra şiddet ve haydutlarla dolu günümüz okuluna, öğrencilerin goril, robot ve haydut olduğu çaresiz okula döner. Takashi Kamiya talihsiz arkadaşı Yamamoto‘ya katılmaya çalışmak için okula geliyor ancak Yamamoto, Cromartie‘ye girmek için sınavları bile geçemiyor. Böylece Kamiyama‘ya yalnız gidiyor. Okulu iyileştirme çabaları, dünyayı uzaylılardan korumak için bir Küresel Savunma Gücünün başlatılmasını içeriyor.

Crying Freeman

Emu Ohara, San Fransico‘ya geldiginde bir cinayete tanık olur. bir yakuza gangsteri ve iki korumasi gozlerinin onunde genc bir adam tarafindan öldürülmüstür. Cinayet işlerken göz yaşlarına engel olamayan adam, kendisini Emu‘ya tanıtır. Emu‘nun bilmediği, Asya geleneklerine göre katil kendini bir kişiye tanıtırsa, o kisi katilin bir sonraki hedefi haline gelir.

Cutie Honey

Honey Kisaragi profesör Kisaragi‘nin kızıdır. Bedeninin öldüğü bir kaza oluncaya kadar normal bir insan olarak hayatına devam eder. Fakat babası bir android bedeni oluşturup ölü bedeninden onu aklını kurtarır. AI sistemi sayesinde, ihtiyaç duyduğu her kimliğe dönüşebilir. Cutie Honey‘e dönüştüğünde, güçlü bir savaşçı olan bir kılıç tutuyordur. Honey Kisaragi‘den dönüşümlerinden herhangi birine geçmek için enerjiye ihtiyacı vardır. Bittiği zaman, yeteneklerini tekrar kazanmak için çok yemek yemesi gerekir. Babası Panter Claw örgütü tarafından öldürülür ve onlara karşı gerekli her türlü intikam sözü verir. Canlı ve huzursuz bir kişiliğine sahip olsa da hiç arkadaşı yoktur ve çoğu insan naivet’inden yararlanıyordur. Onun tek akrabası Dr. Kisaragi‘nin arkadaşı ve onun araştırmasına devam eden Dr. Utsugi‘dir.

Detroit Metal City

Soichi Negishi taşralı, sessiz sakin bir gençtir. İsveç pop müziği meraklısı Negishi amatörce müzikle uğraşmaktadır; birkaç şarkı sözü yazmıştır ve bu sözleri gitarıyla bestelemiştir. En büyük hayali kendi albümünü yapmaktır. Tokyo‘ya giderek hayallerinin peşinden koşmak ister. Tokyo‘ya geldiğinde ayakta durabilmesi için işe gereksinimi vardır ve bir şekilde bir death metal grubu olan Detroit Metal City‘nin solisti “Johannes Krauser II” oluverir. Yalnız grubun sahibi Death Records Başkanı kadın tam bir psikopattır ve aklına gelen tüm sapkınlıkları grup üyelerine yaptırır. Gerçekten de bu sapkınlıklar gruba ün üstüne ün kazandırmaktadır; ama Negishi bu durumdan hiç hoşnut değildir. Kendisinin tarzı vahşet ve şiddet değil, yumuşak melodili pop müziktir. Ne yazık ki Negishi başkandan korktuğundan onun sözünden pek çıkamaz ve sonunda Negishi‘ye Krauser karakteri yapışır. Negishi sahne arkası normal yaşantısında da ara sıra Krauser gibi davranmaya başlar ve bu onun sosyal yaşamını olumsuz yönde etkiler. Negishi, olaylar tetiklediğinde arkadaşlarına ve hoşlandığı kıza karşı garip davranışlar sergiler, iki kimliği arasında gelgitler yaşar. Seri, Negishi‘nin bu trajikomik durumunu konu almaktadır.

Dororo

Bir erkek olarak yetiştirilen bir kadın savaşçı, genç bir samurayın 48 canavardan 48 vücut parçasını kurtarmak ve ailesinin intikam almak için mücadele verir.

NANA

Nana Komatsu‘nun erkek arkadaşı Shoji, bir yıl önce güzel sanatlar akademisine girebilmek için Tokyo‘ya gitmiş. Nana da, Shoji’nin yanına gidebilmek için işe girip para biriktirmeye başlamıştır. Aradan bir yıl geçer ve beklenen gün sonunda gelir. Nana‘nın trene bindiğinde bulabildiği tek boş koltuk; Nana Osaki adında, kendinden tamamen farklı görünen bir kızın yanı olmuştur.

Shinobi: Heart Under the Blade

Bir zamanlar yetenekleri ile kimsenin baş edemeyeceği karanlığın insanları vardı. Sadece savaşmak için yaşayan bu gölgelerin savaşçıları “Shinobi” olarak bilinirlerdi. Iga ve Koga iki köyün ninja soylarıydı. Her iki boyunda farklı üstünlükleri vardı. Her iki boy da 400 yıl boyunca Shinobi‘nin gizemli sanatları ile sayısız ninja yetiştirmişlerdi. Yüzyıllar süren savaşlardan sonra topraklara barış gelir ve Shinobi boyundan gelen bir adam bir başka boydan kızla tanışır ve hikayemiz burada başlar.