Masashi Kishimoto’nun 21 Eylül 1999’da mangası – 3 Kasım 2002′de de animesi yayınlanmaya başlayan ve 15 yıl boyunca devam eden Naruto adlı serisine bu yıl itibariyle veda ettik.
Japon anime ve mangalarının dünyaya duyurulmasında da büyük bir etkisi olan Naruto, yıllarca çok satanlar listesindeki yerini korumayı hep başardı. Etkisi o kadar geniş alana yayıldı ki, yüzlerce çeşit ürünü piyasaya sürüldü. Çeşitli cosplay partilerinde Naruto karakterlerini görmek de cabası.
Animeye çocukluk döneminden başlayan Naruto, adeta izleyenleri ile birlikte büyüdü. Yaşadığı süreçleri, arkadaşlıkları ve yaşayış tarzına tüm Naruto izleyicileri şahit oldu.
Naruto‘yu ilk tanıdığımızda daha küçücüktü. Naruto, annesi ve babasını doğduğu gün bir savaşta kaybetmiş olan şımarık, hiperaktif, inatçı ve kafasına koyduğunu yapmak için her şeyi yapan bir çocuktu. Aynı zamanda içine mühürlenmiş olan efsanevi bir yaratıkla birlikte yaşamaktaydı. Bu yüzden köydeki insanlar Naruto ile bir arada olmak istemiyor ve onu sürekli dışlıyorlardı.
Şans eseri, gençliğinde Naruto gibi hissetmiş olan öğretmeni Umino Iruka ile tanıştı. Iruka Sensei, Naruto‘yu sevip onu korudu.
Naruto, Sasuke ve Sakura‘yla arkadaş oldu, Kakashi Sensei’nin kontrolünde görevlere çıktılar, sınavlara girdiler, köylerini saldırılardan korudular.
Tabi ki bu olaylar olurken komedi hiç eksik olmadı. Yeri geldi Kakashi Sensei‘nin ve Naruto‘nun komik hallerine güldük.
Yeri geldi Naruto‘nun aile hasretine, yeri geldi Sasuke‘nin ailesini özlemesini gördükçe hüzünlendik. Tabi ki Sasuke‘ye de davranışlarından dolayı gıcık olmadık da değil hani. Bu sırada Naruto ve Sasuke arasındaki dostluk kadar kıskançlığın ve rekabetin de büyümesine şahit olduk. Birbirleriyle savaştılar. Yolları ayrıldı. Ama Naruto asla Sasuke‘den vazgeçmedi.
2 buçuk yıllık bir zaman atlaması yaşandı ve bütün çocuklar büyüdü. İşler her zaman güllük gülistanlık değildi. Seri biraz daha karanlık bir havaya büründü ve eski eğlencesinden bir şeyler kaybetti. Ama neyse ki komedisi azaldıysa da bu açığı aksiyonuyla ve hikayesinde ki epik anlarla gayet iyi kapatmayı başardı. Hinata, Itachi, Gaara, Kakashi, Jiraiya, Nagato, Orochimaru, Kurama ve daha sayısız unutulmaz karakter tanıdık. Kimilerini kaybettik, üzüldük.
7. Takımın yeniden bir araya gelip Kaguya’yı mühürlemelerini izledik. Oldukça güçlü olan bu kadına karşı güçlerinin son demlerine kadar savaşmalarına şahit olduk. Öyle ki, artık yöntemler gittikçe eleniyordu, onlar da son darbeyi vurdu. Obito da bu sırada öldü. Obito artık akıllanmıştı ama çok geçti. Son saldırılarını yaptılar ve köylerini karanlıktan, savaştan kalan toz bulutlarından kurtardılar.
Başlarda gıcık olduğumuz Gaara‘nın aslında acıklı ve zor bir hayatı olduğunu öğrenince sevmeye başladık. Gaara ve Naruto, birbirlerine çok benzeyen iki çocuk, iki Jinchuuriki. Bu nedenle birbirlerini gayet iyi anlıyorlardı. Naruto, çocukluğundan itibaren kimseye sırt çevirmeden yaşasa da, Gaara insanlara olan inancını kaybetmişti. Herkesin ona canavar gözüyle bakmasına alışmıştı ama Naruto kadar şanslı değildi. Iruka gibi onun elinden tutan kimse olmamıştı… Yalnız bir çocuktu Gaara, çevresindeki kimseyi kabul etmeyen biriydi, ama Naruto ile tanışmış ve hayatı değişmişti. Akatsuki’lerin, Shukaku’nu Gaara’nın içinden çıkarma çabaları sonucunda öldüğünde yüreğimiz sızladı. Hayata geri döndüğünde ise başucunda Naruto’yu görmesi, onun artık yalnız olmadığının göstergesiydi.
O büyük gün geldiğinde Itachi ve Sasuke ölümüne dövüştü. Itachi’nin bilerek yenilmesine ve muhteşem gözlerinin gücünü kardeşine vermesine şahit olduk. Itachi’yi başlarda kötü olarak tanıdık. Önce Konoha düşmanı sandık, sonra bir katil olduğuna kanaat getirdik. Bilemedik dışından kötü görünen ama içi bir o kadar iyi olan bir ninja olduğunu. Serinin başından beri karizmasından bir şey kaybetmeyen Itachi‘nin ölümüne hepimiz üzüldük tabiki.
Naruto’ya rüzgar çakrasını nasıl kullanıldığını öğreten Asuma Sensei‘yi ölümüne şahit olduk. Üzüldük ama en iyi öğrencisi tarafından intikamı alınınca da sevindik.
Naruto vs Pain savaşında yaralanan Naruto‘yu kurtarmak için öleceğini bile bile savaşan Hinata‘nın aşkını ilan edişine şahit olduk ve ne delikanlı kızmış dedik.
Birbiriyle düşman olan 5 ulus, sırf halkını korumak için her şeye rağmen birbirlerine destek olduklarını gördük. Öyle ki, hepsi birbirinden şüphe ediyor ama hepsi en çok birbirine güveniyordu. Artık savaş gelmişti. Bir şeyler başlıyordu. Onlar da, Kage olarak ellerinden geleni ortaya koyarak milletlerine olan sadakatlerini gösterdiler. Onlar da bir nebze savaşın kahramanı idiler. Çünkü savaşın beyni, savaşın gücü herkesten çok onlardı. Sonunda işte bu be dedik.
Obito, Rin, Kakashi’nin acıklı hikayelerini izlerken hüzünlendik. Obito, Rin’i seviyordu ama Kakashi’den de kıskanıyordu. Her zaman onun gibi güçlü olmak istemişti, kendisine ve çevresine güçlü olduğunu kanıtlamak istemişti ama herkes gibi o da bunu karanlık yollardan yaptı.. Aslında ne kadar uzak duruyor gibi görünse de, en çok Kakashi’ye yakındı. Rin’e olan sevgisi ise bambaşkaydı. Birde hikayeye Kakashi‘nin gözünden baktık. Ne kadar yalnız olduğunu görüp ne acılar çekmişsin be Kakashi Sensei dedik.
Usta senninlerden Jiraiya ise hepimize sempatik gelen olağanüstü bir karakterdi ancak ne yazık ki Akatsuki yüzünden onu da kaybettik. Konan, Nagato ve Yahiko üçlüsünü, dürüst şekilde eğitmişti Jiraiya. Yağmurlu zamanlarda ekmeğini paylaştığı, hatta Orochimaru’nun öldürmek istediği öğrencilerinin ona düşman olacağı aklından geçmiyordu belli ki. Sonrasında sık sık gözlerimiz aradı tabii, ama göremedik. Elveda Ero-Sennin! senide unutmayacağız…
Bunlar ve daha geride bıraktığı pek çok hatırasıyla Naruto‘yu okuduğumuz/izlediğimiz günleri özleyecek miyiz? Cevap evet! her zaman özleyeceğiz…
Kimileri ilk günkü heyecanla takip etti, kimileri sıkılıp yarıda bıraktı. Ve de bu süreç artık bitti. Bir neslin beraber büyüdüğü Naruto, şüphesiz ki anime ve manga dünyasında efsaneler arasındaki yerini aldı. Nihayetinde çok sayıda insanın hayatında yıllar boyunca iri ya da ufak bir parçaya sahip olmuş bu efsaneyle vedalaşma vaktidir.
Bu unutulmaz eser için çok teşekkürler Masashi Kishimoto…
Güzel yazıydı teşekkürler. Ve aynen dediğin gibi asla unutmayacağız. 😀