Merhaba arkadaşlar. Bugün size gene ve gene yeni bitirdiğim bir animeden bahsedicem. Ultramarine Magmell. Netflix orijinal yapımı olan bu seri şans eseri bulduğum ama iyikide bulmuşum dediğim animelerden. Netflix‘de sürekli görüyordum ama bakmıyordum bir gün dayanamadım baktım ve saniyesinde izlemeliyim bunu dedim. Iyiki de demişim oldukca güzel bir seri. Netflix kullananlar boş anlarında rahatlıkla izleyebilir. Haydi animeyi tanıyalım biraz.
MAL Puanı: 6.05 / Opening
Bölüm Sayısı: 13
Tür: Savaş – Shounen – Aksiyon – Macera – Süper Güçler
Konusu: Pasifik okyanusunda birden yani bir kıta ortaya çıkar. Bu yeni kıtaya insanlar Magmell adını verir. Magmell diğer kıtalarda görülmemiş yaratıklara ve bitkilere sahip oldukça tehlikeli bir yerdir. Orayı araştırmaya giden çoğu araştırmacı ölmüştür. Araştırmacılara yardım etmeleri içinse Oltacılar vardır. Oltacı olan Inyo ve yardımcısı Zero onlardan yardım isteyen araştırmacılara Magmell’in vahşi doğasında yardımcı olmaktadır
Evet animenin tanıtımını da yaptığıma göre sıra geldi benim yorumuma. Öncelikle fantastik şeyler seviyorsanız Ultramarine Magmell hoşunuza gidebilecek bir seri. Fantastik ve komedinin türünü barındıran oldukça güzel bir anime. Ben izlerken oldukça eğlendim. Inyo ve Zero karakteri oldukça hoşuma gitti. Bir an ciddiyken bir an umursamaz oluyorlar. Özellikle de Inyo. O favorim.
Neyse animeden bahsedeyim. Anime her bölüm Inyo’nun yardım ettiği başka bir araştırmacıyı gösteriyor. Kimisi biri kayıp onu bulmasını istiyor, kimisi birini kurtarmak istiyor vb bir süru farklı şey. Ama benim favori bölümüm 5. bölümdü. Bence en eğlenceli bölüm oydu.
Yaratıcısının hayal gücü ilgimi çekti. Magmell‘deki bazı yaratıklar oldukça ilginçti. Gifini bulamadığım için atamıyorum. O yüzden elimden geldiğince anlatıcam. Tamamen demirden oluşan yusufcuklar vardı. Elmasla aynı sertliğe sahiplerdi. Sonra iki kafalı yılan vardı. Neresi ilgunç demeyin. İki farklı desenli yılan sanki dikiş makinesinde dikilmişler gibi duruyordu. Bir de dev köstebek vardı. Burnunda da matkap vardı. Oda fenaydı. Böyle ilginç yaratıklar vardı.
Her bölümün farklı olması güzel olmuş. İki üç bölümlük devam eden şeyler yoktu. Bu yüzden fazla sıkmadı. Önceki bölümdekilerin olduğu bölümlerde oldu gerçi ama genede çok sıkmadı. Dramı da çok fazla değildi. Dozunda vermişlerdi. Ben gene ağladım ama siz bana bakmayın ben ota b*ka ağlıyorum o yüzden takmayın siz.
Zero yani Inyo’nun geçmişini görsekte Inyo hakkında fazla bir şey görmüyoruz. Sadece bir dönem Shuin adlı biri ile Magmell‘de yaşadığını görüyoruz. Ara ara geçmişe dönüşler yapıyorlar onu da hu şekilde öğreniyoruz. Inyo nasıl oraya gitti? Shuin kim? Inyo’nun ebeveynleri nerede? Bir sürü soru işareti var. Bu biraz rahatsız etti beni. Ama ikinci sezon gelirse eğer bence Inyo’nunda geçmişini görebiliriz. Görmemiz lazım çünkü çok boş yer var. Yani çok soru işareti var. O soru işaretlerinden kurtulmalılar.
Rahatsız eden bir diğer şey ise sokakta gezen insanlar üc boyutlu yapılmış ama diğer herkes iki boyutlu yapılmıştı. Sanki oyundaymışsın gibiydi. Hiç hoş değildi bence. Bunlar dışında bir problemim yok benim. Anime oldukça eğlenceliydi. Tam can sıkıntısında izlenebilecek bir anime.
Eğer izlemeye karar verirseniz ne düşündüğünüzü yorumlarınızı yazmayı unutmayın. Şimdiden iyi seyirler.