Herkese merhabalar,
Henüz bitirdiğim bir anime olan Trigun animesini sıcak sıcak duygular soğumadan yazmak istedim 🙂 Anime eski bir anime olduğundan çizimler biraz eski gelebilir ama bana sorarsanız gayet iyiydi. Karakter tasarımları ve animenin geçtiği evren gayet özgündü. Anime ile ilgili söylemek istediğim şey ; yaşı küçük olan anime sever kitle için biraz sıkıcı olabilir. Animenin mesajı animeden daha çok ön plana çıktığı için küçük izleyici kitlesi anlamakta biraz zorlanabilir. Aksine yetişkin kitle için izlenmesi gereken animelerden bir tanesi diye düşünüyorum. İyi ve kötü arasında ki sonsuz savaşı anlatan örneklerden biriydi. Öncelikle konumuzu anlatmakla başlayalım.
Anime de geçen bir sahnede karakterin bir tanesi : “Atalarımız hırsları yüzünden dünyada ki her şeyi hızlı tüketirken verdikleri zararı göz ardı etmişler. Hatalarının farkına vardıklarında ise çok geç olduğunu anlamışlar” diyor. Sanırım şu an bizim yapmakta olduğumuz hatalardan bahsediyor 🙁
Dünya enerji kaynaklarını hızlı tükettiğinden dolayı artık yaşanmaz hale gelmiştir. İnsanoğlu kendisine yaşayacak yeni bir gezegen bulmak için yolculuğa çıkar. Meydana gelen bazı olaylar silsilesi yüzünden çorak toprakları olan bir gezegene iniş yapmak zorunda kalır. Bu gezegende yaşam savaşı verirken, ihtiyacı karşılayabilecek sınırlı kaynak olduğundan dolayı hırsızlıklar, cinayetler birbirini kovalamaktadır. Wash Stempede‘da bu gezegen de yaşayan ve gerçekleştirdiği katliamdan dolayı başına 600.000.000.000‘lık bir ödül konulan ünlü bir suçludur. Gittiği her yerde başında ki ödülden dolayı insanlar onu öldürmeye çalışır. Gittiği her şehirde büyük olaylar çıktığı için şehirler harabe haline gelir. Bundan dolayı çok zarar gören bir sigorta şirketi iki elemanını Wash Stempede‘yu kontrol etmek için onun peşine takar. İkisi de kadın olan bu elemanlar Wash Stempede‘yu gittiği her yerde takip etmeye başlarlar.
Anime başlarda bağımsız bölümler şeklinde ilerliyor ve komedi daha ağırlıklı işleniyor. Özellikle baş rol karakterin hareketleri sizi oldukça yanıltacak. Aslında çok güçlü olan ve kendini aptal gibi göstermeye çalışan birisi olduğu için komedi unsurları oldukça fazla. Animenin yarısına gelene kadar “Gintama tarzı bir anime galiba” diye düşünmüştüm ama animenin diğer yarısında Wash‘ın hayat hikayesi ortaya çıktığı zaman anime daha anlamlanmaya başlıyor. İkinci yarı da daha çok duygusallık ve dram konuları ağır basıyor. İnanılmaz bir animeydi dedirttiğini söyleyemem. Çoğu kez “izlemeyi bıraksam mı acaba” diye düşünmedim dersem yalan olur. Yine de komedi ve dram açısından izlenmesi gereken animelerden bir tanesi demek istiyorum. Birazda karakterlerden bahsedelim 🙂
WASH STEMPEDE
Başrol karakterimiz Wash, hayat hikayesini izleyene kadar benim için hayatımda izlediğim en gizemli karakterlerden biriydi. Animeyi izlerken o kadar aptallık yapıyor ki siz bile “600.000.000.000 mı?” diyorsunuz. Ayrıca köpek yavrusu gibi bir karakteri olduğu için sevimlilikleri ve şapşallıkları sizi oldukça eğlendiriyor. Ben kadınlara kurduğu flört cümlelerini özellikle çok sevmiştim. Sapık olduğunu da unutmayalım tabi. Derken hayat hikayesini izlediğiniz de içinde kaynayan bir volkan olan biriyle karşılaşıyorsunuz. Aslında kimseyi öldüremeyen birisi olan Wash‘ın acıları inanılmaz derece de büyük. Dövüş şekli hep kaçmaya ve yanıltmaya dayalı tekniklerden ibaret olduğu için başlarda neden bu yöntemi seçtiğini anlamıyorsunuz fakat hayat hikayesini öğrendikten sonra sempatiniz büyüyor. Yine de Wash‘ın komedi ağırlık bölümler de daha havalı olduğunu düşünüyorum. Kurnaz zekasını ve anlık görebileceğiniz yeteneklerini sergilerken daha karizmatik görünüyor. Dram ağırlıklı bölümler daha çok zayıflıklarına şahit oluyorsunuz.
Nicholas D. Wolfwood
Anime ile ilgili üzüldüğüm iki şey vardı. Birincisi Nicholas‘ın Wash ile birlikte başrol olması gerektiğiydi. Eğer ikisini başrol olarak izleseydik şimdiye kadar ki en iyi ikililerden birisi olabilirlerdi diye düşünüyorum. Asıl mesleği rahiplik olan Nicholas sizin bildiğiniz din adamlarına pek benzemiyor. Sigara içen ve kötü adamları öldürmeyi seven birisi. Wash ile karakterleri çok benziyor diyebilirim ama Nicholas için daha karizmatik ibaresini kullanabiliriz. Yine de animede ki rolü oldukça fazla. Özellikle Wash ile birlikte takılmaya başladıktan sonra sürekli vicdan muhasebesi yapması ve şu ana kadar yaşadığı hayatı sorgulaması güzeldi diye düşünüyorum. Animeyi izlettiren karakterlerden bir tanesiydi.
Meryl Stryfe
Anime ile ilgili ikinci üzüldüğüm şey ise Merly ve Wash arasında ki aşkın işlenmemesiydi. Bence biraz aşk hiç de fena olmazdı. Merly için söyleyebileceğim tek şey tam bir Tsundere olması. Hırçın davranışlarının altında büyük bir merhamet olan birisi. Wash‘ın başına açtığı işlerden dolayı türlü türlü tehlikeler atlatıyor fakat yine de inatla onu bırakmıyor. İşini oldukça ciddiye alan sigorta şirketi çalışanımız için maceralar ilerledikçe Wash‘a olan duyguları şekilleniyor tabi.
Milly Thompson
Eğer Merly‘ye Tsundere dedikse Milly için Yandere‘yi kullanmamız gerekir 😀 Milly aslında çok zeki olan ama yaradılışının getirdiği saflık nedeniyle bunu pek kullanamayan birisi. Bana sorarsanız animenin en zekisiydi. İriliği ile göze batan Milly çok çalışkan ve çok kuvvetli bir karakter. Wash‘a animenin en başından beri inanan tek karakterdi diyebilirim. Nicholas ile yaşadığı aşk o kadar tatlı ki keşke biraz daha ağırlık verilseydi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Düşündüğüm zaman” animenin eksikliği aşk ve dostluğun çok derin işlenmemesiydi” aklımda kalan tek yorum.