Psikanaliz ve Geçmiş Yaşantılar
Herkese selam. Yazımıza başlamadan önce öncelikle,
Psikanaliz Nedir?
Psikanaliz kişi yada kişilerin ruhsal boyutunu inceleye bilim dalıdır diye biliriz. Peki psikanaliz sayesinde neler yapabiliriz merak ediyor musunuz? o vakit yazının devamına geçelim.
İlk olarak aşağıda vermiş olduğum güzel bir fon müziğini açalım yazımız ile doğru orantı da gidebilir ve hoşunuza da gideceğini düşünüyorum.
Evet arkadaşlar psikanaliz için genel bir yorum söylemek gerekirse ruhsal boyutumuzun ele alış şekli diyebiliriz ama aslında tamamen her şeyin odak noktası olan BEYİN! bir insan oğlunun aslında var olan beyinsel gücü ile neler yapabileceğini bilmek imkansızdır. Çeşitli teoriler de söz konusudur bunun için örneğin Lucy filmini izlemişsinizdir baya da güzel saran bir film mesela bu film de teoriler üzerine kuruludur. İzlemeyenler için alta fragman bırakıyorum bir göz atınız.
Evet insan beyni üzerine atılan en büyük teori ise insan beynin %10’nu kullanıyor. Bu aslında resmi olarak onaylanmış bir bilgi değil ancak bir çok bilim adamı buna inanıyor gerçi inanmayanlar da var peki gerçekten %10’nu kullanıyorsak ve bizler bu %10luk bir kısım için neler yapabiliriz? Başta söylediğim gibi Psikanaliz beynin ruhsal alanını inceler bir insan kendi beynin ruhsal açısını kontrol edebilse neler yapabilir? Mesela duygu adı altına toplanmış olan ve bir çok konu olay yada yaşantımızda hissettiğimiz duyguları kontrol edebiliriz. Korku, üzüntü, heyecan gibi duygularımızı yönlendirebiliriz. Bugün bu yazımda aslında bir bakıma kendi duygusal yönlerimizi keşfetmeye çalışacağız.
Beynimiz Bir Harddisk!
Her ne kadar beynimizin %10’nu kullanıyor olabilsek de aslında beynin de kendi içerisin de bir yönetim şekli vardır ilk doğduğunuz andan itibaren şuana kadar olan her noktayı her saniye beynimizin derinliklerin de yer edindiğini biliyor muydunuz? Aslında istemsiz olarak da bazen beynimizin bu kayıt yerine etkileşim sağlarız örneğin bir çoğunuza olmuştur bir olay karşısında etkilendiğiniz de hiç ummadığınız bir olayı hatırlarsınız yada bu benim aklıma nereden geldi ya diye tepki verdiğimiz anılarımız vardır hiç beklemediğimiz anda gelen etkidir. Aslında farkında olarak yada olmayarak çevremizdeki her etken bu olayları etkiler örneğin sokakta yanınızda geçen bir insanın parfüm kokusu da olabilir bu veya siz farkınızda olmadan beynin etkileşim aldığı bir çevresel faktör de olabilir. Bu sebeple bütün güzel yada kötü anılarımız beynimizin bir köşesin de yer edinir.
Beynimiz Ufak Bir Çocuktur.
Her nasıl beynimiz bu kadar kapsamlı ve güçlü olsa da aslında beynimizin çocuktan farklı yoktur. Bu benzetme tamamen benim kendi görüşümdür beynimiz ne kadar ihtişamlı olsa da kandırılmaya müsaittir aslında. Bunu örneklendirmek gerekirse ki sosyal medya da hepimizin de gördüğü fark ettiği bir çok görsel vardır gördüğümüzü sandığımız ama aslında gördüğü gibi olmadığı şeyler vardı 1 kere farkında vardınız mı geri eskisi gibi beyninizi kandıramaz bunlar hep aslında beynimizin kandırılma müsait olduğu gerçeğidir.
Şimdi gelelim asıl konumuza..
Bugüne bir çok durumda iyi kötü bir yaşantı üzerinde durdunuz. Kimisi kendini daha kontrollü bir halde kullandı kimisi kendini saldı hayatta yaşadıklarımızın hepsi aslında kendimizi nasıl kontrol ettiğimizdir. Bugün başarılı olan insanların hepsine soracağınız da ortak çıkacak tema İstek’tir bir insan istekli olduktan sonra bütün zorlukların üstünden gelebilir bugün ki yazımızın sonunda sizden isteyeceğimiz şey tam olarak da bu. Bugüne kadar o halının altına sakladığınız size zarar veren mutsuzluklar hani unuttum dediğiniz ama her duygusal travma da aklınıza gelen o anılar yaşantılar ve hisler hiç bir zaman yaşadığınız bir şeyi yok sayamazsınız ama onu kontrol edebilirsiniz. Her insan bu tarz durumlarda tabiri caiz ise halının altına saklar ancak bir yerden sonra bakacaksınız ki o halının altında biriktirdikleriniz dağ olmuş ve gün yüzüne çıkmayı bekliyor.
Hadi gelin şimdi yüzleşelim.
Öncelikle bu yazının tamamını okuyunuz daha sonra burada anlattıklarımın hepsi adım adım yapınız. İlk başta tamamen sessiz ve az ışık alan bir yerde bir sandalye üzerine oturunuz özellikle sandalye olarak belirtiyorum bunu yere yada koltuğa gibi bir yer değil bir sandalye alın ve mekanın ortasına koyarak bu sandalyenin üzerine dik olacak bir şekilde oturun başınızı çok hafif öne doğru eğip gözlerinizi yavaş yavaş kapatın daha iyi odaklanmanız için bu yazının da en başında size belirttiğim müziği açın gözlerinizi yavaş yavaş kapattığınızda sadece odaklanın bom boş bir yerde olduğunuzu düşünün Matrix i hepimiz izlemişizdir Matrix boş beyaz oda sahnesi vardı görselini bırakıyorum hemen şuraya…
Kendinizi tamamen odakladıktan sonra bu tarz bir alana yönlendirmenizi öneririm. Bu tarz etkinlik düzenleyen bir çok yer sizi genel de daha çok doğa ile kuşlar ile yada su sesleri olduğu bir bölgeye yönlendirmeye çalışır. Ancak bu yönlendirmeler de sesten çok görsel açısı tam odaklanmanıza aslında engeldir. Bu yüzden fon müziği eşliğin de tamamen kendinizi uçsuz bucaksız bir beyaz odada düşünün. Tamamen oraya ait olduğunuz da beyninizin bilinç altına yavaş yavaş girdiğinizin kanıtıdır. Şimdi ise burasının kontrolu siz de bunu sakın unutmayın. Nefes alış verişlerinizi minimum düzeye düşürün. Derin nefes almayın kontrollü ve sürekli aynı derece hafif nefesler alıp verin kalp atışlarınız yavaş yavaş stabil düzeye gelsin.
Şimdi sizden hayatınız boyunca sizi etkileyen olayları düşünmenizi istiyorum bütün olaylar karşınız da mesela bütün bu yaşadıklarınız sizi etkileyen her ne varsa karşınızdaki monitörlerden oynatıyorlar bunu siz başarıyorsunuz şimdi istediğiniz bir monitöre elinizi uzatın ve ekranı büyütün.. Olayları tekrar tekrar izleyin beyninize aslında bunların tamamen normal şeyler olduğuna ikna edin. Buna inanmaz iseniz hiç bir şey işe yaramayacaktır inandığınız sürece başarabilirsiniz.
İstek!
Daha önce dediğim gibi istek! isteyin. Şimdi bu olayların aslında sıradan ve günlük rutin olan bir şey olduğuna inanın beyninize bunu ikna edin, daha sonra bu anının oynatılan monitörünü avuçlarınızın arasına alın ve onu bükün! bir kağıt düşünün kağıt büker gibi o ekranı bükün örneğin bir top haline getirin, iyice bükün sıkın istediğiniz yapın ve fırlatın istediğiniz yere fırlatın nereye fırlatmak istediğinize siz karar verin istersin uzaya fırlatın, isterseniz bir çöp kutusuna atın beyninize bunu ikna edin o olayı kabullenin sizi üzmesine hayatınızı etki etmesine izin vermeyin.
Daha sonra gözlerinizi yavaş yavaş birden değil çok hafif bir şekilde açabilirsiniz.. Daha iyi hissedeceğinize eminim ilk sefer de kimse sizden %100 luk bir başarı beklemez ilk seferiniz de bu olay size %3-5 lik bir rahatlama verebilir ama bunu zamanla isteyerek yaptığınız da bir yerden sonra etkilerini göreceksiniz. Bu yazıyı yazarken şunu da belirtmek isterim burada yazıklarımın hepsi aslında kendi hayat hikayemden alıntıdır. Bir zamanlar dalga geçtiğim olayların zamanla istediğim noktaya gelmesiyle alakası vardır.. Sadece bu anlattıklarımı kendi beynine etki edeceği bir dünyaya dönüştür kendini sev kendine değer ver.