Oyunun önce çıktığı zamanları anımsıyorum da, oyunu bomboş oynamış ve ek olarak önce bölümlerde pes etmiştim. O zamanlar bulmaca oyunları resmen beynimi eritiyordu. Tahmini 4-5 yılın sonrasında tek ek olarak karşıma çıktı bu oyun. Hazırlıklı, Portal paketinin maliyeti düşmüş dedim ve düşünmeden aldım ve iyi ki de almışım ama şunu söylemem gerekli, oyunu anlayabilmek amaçlı önce oyunu tamamlamak gerekmektedir. Yoksa önce bölümden sap benzeri “bu ne lan” diyerek eski halim gibi boş boş ekrana bakarsınız.
İlk oyunu bitirenler bilir. Nihai kısımda GLaDOS’u öldürdükten ek olarak sonra kendimizi dışarıda yerde baygın tek biçimde yatarken buluyorduk. Sonrasında tek birşey bizi sürüklüyor ve oyun bitiyordu. Portal 2‘de ise önce kısımda gözlerimizi tek odada açıyoruz ve anlıyoruz ki buradan tek ek olarak kurtulmamız gerekli. Sonrasında Wheatley diye tek robot çıkıyor ve bize bu macerada eşlik etmekte. Yalnızca haber verip, sokak göstermekle de kalmıyor. Espri ve komik kişiliği ile oyuna resmen nitelik katıyor.
Oyunda önce oyuna rağmen yepyeni iştirak eden bolca bir şey var. Söz gelimi oyunun mekanları, önce oyuna yönelik tek sürü ek olarak gerçekçi tek tasarıma sahip ve de tek sürü ta kocaman. Esasen kocaman meydana geldiği amaçlı oyuna zoom yapabilme özelliği de eklenmiş. Bu özellik cidden tek sürü işime yaradı. Tek de co-op modu eklenmiş ve co-op modu çeşitli tek hikayeye sahip. Bu beni tek sürü sevindirdi doğrusu. Ekstralar bölümüne Super-8 diye tek filmin oynanabilir tek fragmanı eklenmiş, bu tek sürü hoşuma gitti. İlk oyuna yönelik espri çitasını tek tık ek olarak yükseltmişler, böylelikle oyunu oynarken sıkılmıyor, aksine eğleniyorsunuz. Grafiklerde küçük tek değişiklik var. Test odaları tek sürü ek olarak zekice ve hakikaten zorlayıcı tasarlanmış, üstelik kendinize tek sürü güveniyorsanız, vakte karşın yarış testleri eklenmiş. Atölye muhtevası de eklenmiş oyunumuza ve unutmadan şunu da eklemeliyim, oyuna harita editörü de eklenmiş. Böylelikle bizzat haritalarınızı yapıp Steam atölyesinde sunabilir ya da arkadaşlarınız ile oynayabilirsiniz.
Oyunun co-op modu resmen “bir elin nesi var, 2 elin sesi var” atasözünü göstermiş ve gayet açıklayıcı tek biçimde bizlere sunmuş. Bilhassa de karakterlerin yaptığı animasyonlar oyunu ek olarak neşeli kılmış. Karakterlerin dalga geçmek, gülmek, el sallamak, tokalaşmak benzeri güzel ve komik jestler yapmaları, ek olarak neşeli vakitler geçirmenizi sağlıyor. Bilhassa arkadaşına işaret ile nereye portal açacağını ya da ne yapması gerektiğini gösteren tek özellik var, o özelliğe bayıldım. Şüphesiz olmazsa olmazlardan biri. Kesinlikle en sevdiğiniz arkadaşınızı yanınıza alıp, co-op modunu bitirmelisiniz.
–Chell (Yönettiğimiz dilsiz karakter)
–GLaDOS (Esprili ve uslu tek kişiliğe sahip)
–Whealtley (Komik, düşünemeyen ve esprili tek kişiliğe sahip)
–Cave Johnson (Aperture Science’ın sahibi ama yalnızca sesini duyuyoruz)
–Caroline (Cave Johnnihai’ın asistanı)
–Doug Rattmann (Yalnızca çizimlerden ve tek kaç ses kaydından ibaret esrarengiz profesör)
–Turret’ler (“I dont hate you” demekten farklı tek birşey bilmeyen ve her sizi gördüğünde ateş eden robotlar)
–Atlas ve P-Body (Co-op modunda yönettiğimiz robotlar)
Son Söz
Evet, oyunda tek sürü pek karakter yok ama bu “Oyunda tek sürü az karakter var! İğrenç tek oyun.”demek değil. Oyunu oynamazsanız hakikaten tek sürü birşey kaybedersiniz. Şüphesiz hayatınızın tek köşesinde koltuk edinmeli. Bilhassa de tek oyuncuysanız.
