Selam, ilk yazımın ardından geri döndüm.
Evet, tam bir ay oldu ben ilk yazımı yazalı, hani şu “Tezuka’s Barbara” filmi hakkındaki yazı… Ve şimdiki yazımı yazmak için o bir ay boyunca sabırla delil aradım ve sonunda sabrımın ödülünü aldım. Ehehe…
Delillerimi göstermeye başlamadan önce şunu söylemek istiyorum: Bu yazının tamamını okuduktan sonra dilerseniz evinizin balkon korkuluğuna bayrak asabilirsiniz.
Aynı şu dayı gibi:
Konumuzun ne olduğunu başlıktan anlamışsınızdır: “Osamu Tezuka” ve “Türkiye-Türkler” ilişkisi.
Ama durun, şimdiden uyarayım: Ben demiyorum ki şimdi “Osamu Tezuka Türkleri falan seviyor.” diye.
Sadece Tezuka’nın mangalarında ve animelerinde Türkiye’den ve Türklerden bahsettiği kısımları inceleyeceğiz. Eh, siz de Türklerden bahsedilen mangaların ilk örneklerinin Osamu Tezuka’dan çıktığını öğrenmiş olursunuz.
ASTRO BOY’A MEYDAN OKUYAN ROBOT
Astro Boy mangasının (Shonen versiyonu) “Dünya Üzerindeki En Büyük Robot” isimli 54. chapter’ında anlatılanlara göre Orta Doğu’daki ülkesinden kovulan Kral Saltan, bütün servetini milyon beygir gücünde olan “Pluto” isminde bir robot üretmek için harcamıştır. Pluto, gücünü kanıtlamak için dünya üzerindeki bütün robotlara meydan okur. İsviçre’den “Mont Blanc”, İskoçya’dan “Kuzey NO. 2” ve Türkiye’den “Brand” isimli robotların karşısında galip gelen Pluto, bu sefer de Japonya’da bulunan Atom’a (Astro Boy) meydan okur. Fakat Dr. Ochanomizu bu meydan okumanın gerçekleşmesine izin vermez, çünkü Atom’un beygir gücü Pluto’nun karşısında yetersiz kalır. Atom, kendisini yapan Dr. Tenma’ya beygir gücünü yükseltmesi için yalvarır fakat Dr. Tenma’nın, Atom’un küçük bedenine bu kadar yüksek bir gücü vermesi çok tehlikeli olurdu.
Kaynak: https://tezukaosamu.net/en/manga/291.html
LİDYA İMPARATORLUĞUNDAN KÜÇÜK BİR ÖYKÜ
(NOT: Bu kısımda adı geçen mekanlar hakkında fazlasıyla araştırma yapılmıştır fakat bazılarının kurgusal olduğu düşünülmektedir.)
Her ne kadar bu kısmı olduğu gibi çevirememiş olsam da anladığım kadarını anlatayım bari. Fakat öncelikle şunu söylemek istiyorum: Bahsedeceğim kısım Lion Books’un (Weekly Shonen Jump Manga) “Çöküntü” isimli 10. chapter’ından.
Biliyorsunuz ki eskiden Türkiye sınırlarının batısında, şimdiki İzmir civarlarında Lidya İmparatorluğu vardı, hani şu parayı icat eden uygarlık.
Tezuka’nın Lion Books’una göre işte o Lidya’nın hakimiyeti, küçük komşu uygarlıkları kolaylıkla istila edebilen zalim bir komutan olan Nichias’ın elindedir. Ordusu, yenilmez olan Anon Kalesi’ne (galiba bu kale Tezuka’nın kurgusundan ortaya çıkmış, çünkü onun hakkında hiçbir şey bulamadım. ☹ ) saldırdığında kaleye yakın olan Hera isminde bir çiftçi kızını köle olarak alır. Kelimenin tam anlamıyla “köşeye sıkışan” Anon ordusunun gıda kaynaklarının yok olması için oradaki çiftçilerin evlerini, arazilerini ateşe atarlar. Hera’nın babası ölür ve onun küçük kardeşi Saran, hem düşmandan hem de kendi tarafından yoğun olarak nefret eder ve atalarına intikam almaya yemin eder. Sonra bir “kasırga” ülkeye girer ve korkaklar zamanla ayaklanma başlatır ve hem Nichias’ın ordusunu hem de Anon ordusunu yener.
Kaynak: https://tezukaosamu.net/en/manga/533.html
BİR KRAL ŞARKI MI SÖYLER?
Cidden, bir kral şarkı mı söylermiş onu huzurunda şarkı söyleyenler varken?
Söylermiş demek ki…
Yapımcılığını Toei Animation’un yaptığı “Arabian Nights: Sinbad the Sailor” animesinin senaryosunu Osamu Tezuka yazmış. Bir de bu animede 「トルコの王様のうた」(Romaji: “Toruko no Ousama no Uta” / Anlamı: “Türk Kralı’nın Şarkısı”) isminde bir soundtrack mevcut.
Kaynak: https://tezukaosamu.net/jp/anime/3.html
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ…
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Osamu Tezuka denen bir adam varmış ve “Altın Balık” isimli bir Türk masalını mangaya çevirmiş.
(NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra fark ettim, “Altın Balık” aslında bir Rus masalıymış fakat Osamu Tezuka onu Türk masalı olarak biliyormuş, haliyde de Tezuka Productions’ın kayıtlarına öyle geçmiş. Ya da ne bileyim, gerçekten de bir Türk masalı olabilir, şu anda kafam çok karışık.)
Fakat bu masalın orijinali yaşlı bir çift arasında geçerken Tezuka-sensei bu mangayı “bir erkek çocuğu ve annesi”ne uyarlamış. Tek fark bu.
Kaynak: Google Kitaplar
Eğer linkler bozuksa ve/veya benim çevirim kötüyse affola. Bir dahaki sefere daha iyi bir yazıyla karşınıza çıkarım artık.
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın…