Merhaba arkadaşlar,
Manga okumak isteyen veya okuyacak yeni manga arayan arkadaşlar için okuduğum mangalardan öneri listesinin devamı ile yeniden karşınızdayım 🙂 Daha önceki öneri listelerinden haberi olmayanlar Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 1! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 2! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 3! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 4! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 5! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 6! , Mutlaka Okunması Gereken Mangalar 7! bakabilirler 🙂
Gangsta
Tür: Aksiyon, Drama, Seinen
Cilt Sayısı: 5+
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Evet
Konusu:
Kıyasıya rekabet içinde olan çeteler ve satıcılar tarafından işgal edilmiş fakir bir kasabada, “Benriya” takımı dükkanlara saldırır. Sessiz kılıç ustası Nicolas ve sigara bağımlısı Worick’den oluşan Benriya, her işi kabul edecektir. Üstelik onlar için işin ne derece “kirli” olduğu da önemli değildir.
NOT : Benriya, faydalı adam ya da on parmağında on marifet olan kimse anlamına gelmekte.
YORUM:
Kısaca, Tetikçilerle, hırsızlarla, fahişelerle ve yoldan çıkmış polislerle dolu Ergastulum şehrinde şehrin bıkmış halkının bile dokunamayacağı kadar pis işler dönmektedir. İşte bu başka kimsenin üstesinden gelemeyeceği işlerle birer “Usta” olan Worick Arcangelo ve Nicolas Brown ilgilenmektedir. Bir gün bu Ustalara yabancı olmayan bir polis, şehrin önde gelen mafyalarından birinin bölgesinde faaliyetlere girişen bir çeteyi durdurmak için Ustalardan yardım ister. Ustalar başta sıradan bir iş aldıklarını düşünseler de kendilerini tahmin ettiklerinden de derin oyunların ve belanın tam ortasında bulurlar.
Hem tarz olarak hem de çizim olarak yetişkinlere hitap eden bir manga. Öncelikle aksiyon sahnelerini çıkarırsak içeriğin küçük yaştaki manga severler için ağır olduğunu söyleyebilirim. Zaten manganın içeriği belli: mafya, cinayet, kadın pazarlama, daha fazla cinayet. Çizimleri de doğal olarak buna uygun. Karakterlerin çizimleri ve tipleri klasik manga tarzından ziyade gerçekçiliğe daha yakın. Şehrin çizimleri ve aksiyon sahneleri de gayet başarılıydı. Mafyaların kendi arasındaki çatışma, geçmişini merak ettiğiniz karakterlerin arka planı, aksiyon sahneleri, şehrin kendi içinde yaşayacağı devrim çok iyi aktarılmış.
Sonuç:
Gangsta’yı ben içerik olarak beğensem de konu olarak biraz zayıf buldum. Ancak severek okuduğumu söyleyebilirim.
Stobe Edge
Tür: Shoujo, Dram, Romantik
Cilt Sayısı: 10
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Hayatında daha önce aşkı tatmamış olan Ninako, okulun gözde erkeklerinden olan, sessiz ama kibar Ren’i tanıdıkça, gerçek aşkın ne olduğunu görmeye başlar. Fakat Ren’in zaten uzun zamandır bir ilişkisi vardır. Her şeye rağmen, Ninako, bu tek taraflı aşkın tüm acılarına katlanmaya razı mı olacaktır, yoksa diğer kızlar gibi ilk engelde vazgeçmeyi mi seçecektir?Ayrıca, bu aşk gerçekten tek taraflı mıdır? Yoksa, Ren’in kalbinde ufak kıvılcımlanmalar mı başlayacaktır?
YORUM:
Bu seri uzun zamandır gözüme takılıp duruyordu ama bir türlü başlamak içimden gelmiyordu. Ama beni bu mangaya iten en önemli etken karakter çizimleriydi. Diğer mangalardan daha farklı bir şekilde çizilmiş. Strobe Edge, Ao Haru Ride’nın mangakası Sakisaka Io’nun 2007-2010 yılları arasında yayımlanmış şeker bir mangasıdır. Mangadaki karakterlerin hepsi çok şekerdi. Kötü karakter yoktu. Çizimler Ao Haru Ride gibi çok güzeldi zaten Ren Kou’ya Ninako Futaba’ya benziyordu.
Kısaca, sevimli ama bir o kadarda saf kızımız Ninako hayatında daha önce hiç aşık olmamıştır, doğal olarak aşkın ne anlama geldiğini bilmemektedir. En yakın arkadaşı Daiki’ye duyduğu sevginin aşk olduğu zannettiği anda okulun havalı çocuğu Ren’le karşılaşır ve gerçek aşkın ne olduğunu o zaman anlar. Bütün cesaretini toplayıp Ren’e ilan-ı aşk eder ama ortada büyük bir sorun vardır. Ren’in zaten bir kız arkadaşı vardır bu yüzden Ninako eli mahkum geri çekilmek zorunda kalır. Eee sonrası? Bu aşk hikayesi burda mı bitecek? Tabiki hayır, Ninako aşkından hem vazgeçer hemde geçmez bu çelişki arasında bocalayıp dururken Ren’in en yakın arkadaşı Andou da Ninako’ya aşık olur ve hikayemiz başlar.
Öncelikle başrol karakterimiz kız fazla şeker ve saftı bu bir yerden sonra beni sıktı çünkü en ufacık şeyleri bile kafasına takıp üzgün üzgün geziniyordu. Ren’i yorumlayacak olursam, bence Ninako’dan hoşlandığını anladığı anda onu görmeyi bırakmasını, tamamen sevgilisine odaklanıp sadık kalması çok hoştu. Ama mangadaki bütün kızların Ren’e ayılıp bayılmaları biraz abartı gibiydi. Strobe Edge’de duygular o kadar saf ve masumca aktarılmış ki kesinlikle sizi rahatsız etmiyor. Yan karakterlerin hepsi yanlarında öykülerini taşıyordu keza bu da çok iyi ve sizi sıkmayan bir unsurdu.
Sonuç:
Hala okumadıysanız bu şeker mi şeker, güzel mi güzel, hoş seriyi mutlaka okumanızı temenni ediyorum.
Deadman Wonderland
Tür: Dram, Aksiyon, Sci-fi, Macera, Shounen, Süper Güç
Cilt Sayısı: 13
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
10 yıl önce yaşanan büyük bir depremde Tokyo’nun %70’i sular altında kalmıştır. O sırada Tokyo’da bulunan 14 yaşındaki Ganta Igarashi, felakete dair hiçbir şey hatırlamayan ve sadece normal bir hayat sürdürmeye devam etmek isteyen bir gençtir. Kendisi gibi felaket bölgesinden kurtulan insanlara ‘kaçak’ denmektedir. Arkadaşlarıyla yakında olacak olan bir sınıf gezisini tartıştıkları sırada sınıflarının dışında bir adam belirir. Red Man diye anılan bu adam bir anda Ganta’nın sınıfındaki herkesi katleder ve geriye sadece onu hayatta bırakır. Adam, ortadan kaybolmadan önce Ganta’nın göğsüne kırmızı bir kristal yerleştirir.
Gözlerini hastanede açan Ganta, neler olduğunu anlayamadan işlemediği bir suçtan hüküm giyer. Sınıftaki herkesi onun katlettiğine inanılmaktadır ve idam cezasına çarptırılır. Depremden sonra Tokyo’yu kalkındırmak amacıyla turistik bir yer olarak inşa edilen özel bir hapishaneye gönderilir: Deadman Wonderland‘a. Bu hapishanede mahkumlar hem oranın çalışanları hem de ziyaretçilerin “eğlencesi” olarak görev yapmaktadır.
İdam cezalarının bile ilginç şekillerde gerçekleştirildiği bu hapishanede boynuna, bedenine zehir enjekte eden özel bir boyunluk takılan Ganta’nın 3 günde bir özel bir panzehir alarak kendini kurtarması gerekmektedir. Ganta, burada kendisini eskien tanıyor gibi görünen Shiro adlı gizemli bir kızla ve herşeyin yerini belirleyebilme yeteneğine sahip olan kleptoman Yoh ile dostluk kurar. Bu sırada göğsündeki kristalin kendisine ilginç bir güç sağladığını keşfeder. Bu suçu üzerine atan Red Man‘i bulmaya ve masumiyetini kanıtlamaya kararlı olan gencin hayatı, anlam veremediği sayısız karmaşanın içine sürükleneceği bir ‘şova’ dönüşmek üzeredir.
Deadman Wonderland‘e hoşgeldiniz!
YORUM:
Kısaca, hikayemiz Deadman wonderland adında bir hapishanede geçiyor. Ancak bu hapishane herşeyiyle bambaşka. Deadman Wonderland’in konusu bir hayli ilginç. Her türlü pislik, psikopat, idam mahkumu Deadman Wonderland’da mevcut ve çoğu bölüm şiddetli çarpışmalarla geçiyor. Atmosfer sürekli yüksek ve manganın ana unsuru kan olduğundan bolca da kan mevcut. Şiddetli içeriği bakımından manga bana biraz Gantz’ı hatırlattı.
Ganta’nın manyaklar arasındaki çaresizliği, yaşama isteği ve kendisini temize çıkarmak istemesi çok iyi anlatılmış. Deadman Wonderland’in manyak organizatörün mahkumlara yaşattıkları, oynattırdığı oyunlar gerçekten çok ilginç. Ayrıca karakter bolluğu da manganın bir diğer artısıydı. Karakterlerden bahsetmişken, Shiro adlı karakter son zamanlarda gördüğüm en iyi, en şirin manga karakteri diyebilirim.
Çizimlere gelecek olursak, harika çizimleri olduğunu söylemek isterim fakat Ganta’ nın aşırı derecede çocuksu hatta neredeyse chibiye yakın görünümü hoşuma gitmedi, tamam Ganta hala bir çocuk olabilir ama suratı biraz daha birşeye benzeyen karakter çizselerdi daha iyi olurdu. Ganta hariç diğer tüm karakterlerin çizimleri güzeldi.
Sonuç:
Hayatta kalma konulu mangaları seviyorsanız tavsiye ederim. Hapishane atmosferi bir farklı oluyor.
Another
Tür: Dram, Gizem, Korku, Okul, Seinen
Cilt Sayısı: 4
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Yirmi altı yıl önce, bir ortaokulun üçüncü sınıfında Misaki isimli bir kız vardı. Hem derslerinde çok başarılı bir derece öğrencisi hem de sporda çok başarılı biriydi. Bu sevimli kız aynı zamanda sınıf arkadaşları arasında da çok popülerdi. Aniden öldüğünde sınıf arkadaşları mezuniyete kadar o ölmemiş gibi davranmaya devam etmeye karar verdiler.
1998 baharında Kouichi Sakakibara isimli bir çocuk okula transfer olur ve sınıftaki bu korkutucu atmosferden süphelenmeye başlar. Özellikle güzel ve soğuk olan Misaki Mei isimli göz bandı takan bir kızın sürekli yalnız başına resim çizmesi süphelerini iyice arttırır.
YORUM:
Herkes hata yapar ancak ya yapılan bu hata, birçok kişinin ölümüne neden olacak bir lanet olarak geri dönerse… Bu manga tam olarak bu tarz bir hikayeye sahip. Öyle ki okurken tüyleriniz diken diken olabiliyor, bunun nedeni korkmanız değil tamamı ile gerilmeniz olacak.
Manganın ilk iki cildi sıksa da sonra “Son Durak” filmlerindeki gibi bir hava kazandı. 3-3 sınıfının öğrencilerinin teker teker ölmeye, daha doğrusu garip kazalara kurban gitmesi, Koichi’nin arkadaşları ile lanete karşı çare bulmaya çalışması derken kendinizi kaptırıveriyorsunuz. Seride kullanılan korku ögeleri klasik korkunun önüne geçemese de ölüm sahneleriyle yaratıcılığı yakalamış. Hikayede bir çok gizem ve soru işareti var. Seri bu gizemlerin üzerinden çok başarılı bir şekilde ilerliyor, her bölümü merak uyandırıcı bu yönüyle bir solukta okunacak bir manga ortaya çıkıyor.
Manganın çizimleri oldukça kaliteli ve detaylıdı. Karakterler klasik manga karakterleri ama arka plan çizimleri benim çok hoşuma gitti. Mangada olay bir sınıfı kapsadığı için birçok karakter bulunmakta. Hepsinin de birbirinden farklı özellikleri, çizimleri bulunmakta. Benim en çok beğendiğim karakter ise ana karakterlerden olan Misaki Mei. Kendisi bana bir hayli sempatik geldi ve sıra dışılığı ile ben onu Koichi’nin aksine bayağı bir sevdim.
Sonuç:
Aşırı gerilim, korku ya da aksiyon arayanların ağır bulacağı tersine karaktere ve çizime önem verenlerin oldukça zevk alacağı bir manga.
Ouran Koukou Host Club (Ouran High School Host Club)
Tür: Okul, Komedi, Drama, Romantizm, Shoujo, Harem, Gender Bender
Cilt Sayısı: 18
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Haruhi Fujioka, küçük yaşta annesi kaybetmiş babası ile tek başına kalakalmıştır. Oldukça zeki olduğundan, fazlasıyla zengin ailelerin çocuklarının eğitim aldığı 1. sınıf bir özel okul olan Ooran Akademisinden burs kazanır.
Sessiz sedasız ders çalışacağı bir yer ararken, yanlışlıkla Host Klübünün kullandığı müzik odasına girer. Çıkmaya çalışır ama Host Klübünün başkanı onu alıkoyar. Bu kargaşa esnasında, değeri 8 milyon yen olan bir vazoyu, Haruhi yanlışlıkla kırar. Host klübü üyeleri Haruhi’nin bu vazonun parasını ödeyemeyeciğini bildiklerinde,n onu mezun olana kadar Host Klübünün köpeği yapmaya karar verirler.
Ama sonraki gün Haruhi’nin aslında güzel bir yüzü olduğunu anlayan klüp üyeleri, onu da Host klübüne üye yapmak isterler. Haruhi, buna önce karşı gelir. Klüp başkanının, eğer Host Klübünde görev yaparsa 8 milyon yenlik borcunun silineceğinin, söylemesi üzerine Haruhi bu teklifi kabul eder.
YORUM:
Bu mangaya bir takipçimizin tavsiyesiyle başladım. Absürd komedi serilerinin içinde okuduğum en iyilerinden birisi diyebilirim. Kısaca manga, Haruhi adında bir kızın çok zengin bir okula bedava burs kazanması ve okulda geçen bazı maceralarını konu alıyor.Bu macera dediğimizde yanlışlıkla 8 milyon yenlik bir vazoyu kırması ve bu borcu ödeyebilmesi için host olmasını anlatıyor.
Genel olarak çok eğlenceli, akıllı kullanılmış öğelerle büyük eğlence sağlamış aynı zamanda hoş göndermeler barındıran seride her bölüm birbirinde şekerdi. Gerçekten ilk başta Haruhi gibi “host club mı? ne gereksiz aktivite!” diye düşünürken, ilerleyen ve son bölümde yine Haruhi gibi “hiçte gereksiz değilmiş” dedirtebilecek ilerleyişe sahipdi. Diğer yan öğeleri ve karakterlerin dışında özellikle fan girl/fan boyluk olayını anlamak isteyenlere, ouran lisesi öğrencilerinin (labelia’ nın hakkını yemeyelim) yol gösterebileceği bir seridir.
Mangasının 57. bölümünde kapılarını Türkiye’den açıyorlar. Gerçi pek Türkiye gibi çizilmemiş, ama gelişen olaylarla birlikte güzel bir bölüm diyebilirim. Nazar boncuğu, dondurma, lokum ve ayran kelimeleri geçiyor. Ayrıca Turkish belly dance ve turkish coffee de görüyorsunuz. Hatta kahve falına kadar değinmişlerdi.
Sonuç:
En iyi shoujo mangalardan birisidir. Gerçi içerisinde gay ayağında ikiz kardeşler bulunmakta ki tam bir shoujo olduğu da bu söylenemez. Konusu biraz Türk filmi tadı verse de aslında Japonlar kendilerine göre gayetten güzel işlemişler. Ayrıca bu manganın side-story’leri de çok güzel, özellikle love egoist’i okumanızı öneririm.
Soul Eater
Tür: Fantastik, Aksiyon, Shounen, Süper Güç
Cilt Sayısı: 25
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Baş kahramanımız Soul Eater bir tırpandır (Azrailin elindeki silah). Kendi beyazit escort bayan teknisyeni (kullanıcısı) olan Maka ile 99 Kishin (Kötü ruhlar-insan ruhu yiyenler) ruhu ve 1 cadı ruhu peşine düşmüşlerdir. Çünkü bu ruhlar karşılığında Soul bir Ölüm silahı rütbesine yükselecektir ve dünyadaki sayılı Ölüm silahları arasına girecektir. Fakat çalışkan Maka ve güçlü ve havalı olan Soul 99 kishin ruhunu toplayıp yanlışlıkla cadı zannettikleri kedinin ruhunu yakalamışlardır.Bunun sonucunda Soul ölüm tırpanına dönüşememiş ve mal gibi kalmıştır.Bu olaydan sonra yeni ve güçlü arkadaşlar edinmişlerdir.
YORUM:
Kötü ruhlarla ve cadılarla savaşmak için kurulmuş bir okul ile bu okulun öğrencilerinin maceralarının anlatıldığı konusu yer yer Bleach ile benzerlik gösteren bir mangadır.
Mangada iyilik ve kötülük arasındaki ayrım, güzel ve çirkin arasındaki ayrım kadar net olmuş. Medusa’nın hallerinden ne dediğimi anlarsınız. Komik sahnelerde gerçekten güldürüyor. İlk başta sinir bozucu gelen Black Star bir süre sonra tatlı şamatacıya dönüşüyor. Zıt karakterle birliktelik kurmayı seviyor. Her teknisyenin kendi silahlarını kullandığı ve silahlarında insan olduğu ve 99 kishin ve 1 cadı ruhu sonra death sizer olabileceği ile başlayan ve beni de bu konuda yanıltan bir manga oldu. Başta soul ile Makanın birlikte en baştan kishin ruhu toplayacağını sanıyordum ama öyle olmadı. Manga ters köşe yaptı. Neyse daha fazla ayrıntı vermeyeyim mangayı okuyun 🙂
Çizimleri oldukça güzel. Özellikle savaş sahneleri çok güzel çizilmiş. Karakterler orjinal, eğlenceli. Komedi havası yer yer güzel olabiliyor. Kötü yanı, çok fazla karakter var ama hepsinin derinliği yok boş yere kalabalık eden karakterler vardı.
Sonuç:
Vakit geçirmek için güzel…Eğer komedi seviyorum birazda ciddiyet olsun diyorsanız okuyun.
Kozure Ookami (Lone Wolf & Cub)
Tür: Aksiyon, Seinen, Tarihi, Samuray
Cilt Sayısı: 28
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Bir suikastçi olan samuray ile 3 yaşındaki oğlunun maceralarını anlatır.
YORUM:
Lone Wolf And Cub’ı tek cümlede özetlemem gerekirse kuracağım cümle manga aleminin Yüzüklerin Efendisi olduğudur. Nasıl ki Yüzüklerin Efendisi fantastik edebiyatı kökünden sarsmış, etkisini bu gün bile göstermektedir. Lone Wolf And Cub da aynı şeyi zamanında manga dünyası için yapmıştır. Bu gün bile pek çok manga Lone Wolf And Cub’ı örnek almaktadır ve pek azı o anlatıma ulaşabilmiştir.
Lone Wolf And Cub, Kazuo Koike ve Goseki Kojima tarafından 1970 yılında yayınlanan Edo dönemini anlatan bir samuray mangası. Konusu bir suikastçi olan samuray ile 3 yaşındaki oğlunun maceralarını anlatır. Ogami Itto küçük oğluyla dolaşan, eskiden shogun için cellatlık yaparken şimdi ise kiralık katil olarak kariyerini sürdüren bir ronindir. Kılıç ustalığı eşsizdir ve sürpriz hamlelerle kurbanlarını doğrar. Anlatılan sadece duygusal bir baba oğul öyküsü değildir. Zorlu bir yol öyküsüdür, yagyü klanının ihaneti başlangıçlı kanlı bir intikam öyküsüdür.
Manga dayandığı dönemi müthiş bir şekilde aktarıyor. Bir aksiyon mangası olmasına rağmen tarihi gerçeklere o kadar bağlı kalmış ki, neredeyse bir tarihi kaynak olacak kadar iyi. Eğer Edo dönemi ile ilgileniyorsanız oldukça memnun kalacağınızı söyleyebilirim. Edo dönemi hakkında hiç bir bilgisi olmayan arkadaşlar ise okurken öğreniyorsunuz. Gerek manganın sonundaki sözlük olsun, gerek hikaye boyunca yapılan açıklamalar olsun döneme tamamen yabancı olsanız bile sizi içine çekebiliyor. Sadece bu özelliği bile mangayı okumak için yeterli bir sebep.
Seri ile ilgili tek olumsuz olarak söyleyebileceğim nokta, eski yapım bir manga olduğu için çizimlerin biraz eski tip olması. Kimi sahnelerde falan kafanız karışabiliyor. Ancak 2-3 chapter sonra çizimlere alışıyorsunuz.
Sonuç:
Edo döneminin çalkantılı derebeylik dönemini sinematik görsellerle okuyucuya aktaran seriye kesinlikle bir göz atın ve ardından yalnız kurdun hikayesine kendinizi kaptırın.
Horimiya
Tür: Komedi, Romantizm, Okul, Shounen, Hayattan Kesit, Shoujo
Cilt Sayısı: 10+
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Evet
Konusu:
Hori her ne kadar normal bir genç gibi görünse de, okuldan sonra bambaşka bir insandır. İşkolik anne-babanın yokluğuyla beraber, kendisi daha bir çocuk olmasına rağmen küçük kardeşine anne-babalık yapar. Kardeşiyle ilgilenip, ev işleriyle uğraşırken, normal bir gencin sosyal yaşamı için pek vakti yoktur. Bir gün, gerçek kişiliğini okulda göstermeyen başka biriyle tanışır: sessiz gözlüklü bir çocuk olan Miyamura. Onun bir kitap kurdu hatta muhtemelen bir otaku olduğunu düşünen Hori fena halde yanılıyordur. Okul dışında Miyamura piercingli, arkadaş canlısı, dersleri pek de iyi olmayan bir çocuktur. Şimdi ikisinin de hayatlarını paylaşacakları birileri olmuştur.
YORUM:
Çok severek okuduğum mangalardan biridir Horimiya. Bu mangada lise gençliği hikayesi. Komedi ve aşkın yer aldığı gençlik hikayesi.
Okulun(Katagiri Lisesi’nin) en başarılı öğrencisi olan Hori Kyouko’nun diğer arkadaşlarından sakladığı bir sırrı vardır. En çalışkan öğrenci olmasının yanı sıra bir de ev kızıdır. Arkadaşları ile dışarı çıkmak için vakti yoktur çünkü kardeşini okuldan alıp, onun bakımını üstlenir. Ailesi iş için hep başka yerlerde olduğundan annesi ve sık sık gelmez eve. O yüzden evin temizliği, yemeği Kyoko’dadır. Bir de gölge gibi gezen bir öğrenci var, adı Miyamura Izumi. Bir erkeğe göre uzun sayılabilecek saçları, herkesten gizlediği piercingleri! (galiba 7 idi) ve dövmesi vardır.
Her ikisinin ortak yanları okul dışında farklı hallerde olmalarıdır. Kader bir şekilde onları karşılaştırır. Ve ikisi de birbirlerinin ev hallerini bilirler. İkisininde hikayeleri vardır. Sırlarını paylaşan bu 2 genci aşk yakalamaz mı elbet yakalar 🙂
Sonuç:
Mangada duygular o kadar saf ve masumca aktarılmış ki kesinlikle sizi rahatsız etmiyor. Benm okuduğum en tatlı mangalardan biridir.
Akame ga Kill!
Tür: Shounen, Korku, Fantastik, Aksiyon
Cilt Sayısı: 15
Animesi Var Mı: Var
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Tatsumi, köyünü açlıktan ve hastalıktan kurtarmak için iki arkadaşıyla birlikte imparatorluk şehrine doğru yola çıkar. Yolda giderken, bir tür toprak ejderine karşı, iki kişinin hayatını kurtarır. Bu vatandaşlar, Tatsumi’yi gitmemesi gerektiği konusunda uyarır -ki şehir bildiğinden çok daha farklı ve pislik içinde yüzen iğrenç bir şehir olduğunu dile getirir. Ama her şeye rağmen yoluna devam eder… Eh ne de olsa köyünü kurtarması gerekiyor. Daha sonra, başına türlü türlü olaylar gelir ve en sonunda o iki kişinin ne demek istediğini çok iyi anlar ama iş işten geçer. Ve artık Night Raid adlı bir suikastçı gurubuna katılır. Ve deli dolu macerası çoktan başlamış olur.
YORUM:
Kısaca, yozlaşmış yeni dünyada insanların benliklerini yok olmuş, ruhları çürümüştür. Yolsuzluk, çıkar ilişkileri, sosyal adaletsizlik, fakirlik, başıbozukluk, zalimlik kol gezmektedir. Çocuk yaştaki kral ülkenin gidişatının farkında değildir ve her konuda yozlaşmış başbakanın sözünden çıkmamaktadır.
Halk, fakr-u zaruret için harap ve bitap düşmüştür ve bu durum devrim kıvılcımın ateşlenmesine neden olur. İsyancı ordu mensupları ve halktan kişilerin katılımıyla devrim ordusu kurulmaya başlar. Ordunun en önemli birimi, başkentte faaliyet gösteren Night Raid adındaki suikast birimidir. Bu birim dünyada sadece 48 adet bulunan, fiziğin ve metafiziğin tüm imkanları kullanılarak yapılmış özel silahların birkaçına sahiptir ve bunları kullanarak önemli hedefleri ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.
Mangada bolca kan görsekte hikayenin gidişatı sizi bu kan gölünden alıp başka diyarlara götürüyor. Bir devrimin arkasında aslında ne kadar derin bir hikaye olduğunu bu seri ile yakından görebilirsiniz. Bunun dışında romantizm olgusu da çok iyi işlenmiş. Manganın çizimleri göze hitap ediyor ve sizi çekiyor.
Yazar sırf öldürme ve yozlaşma olgusunu ön plana çıkaracağım diye seriye gayet yazık etmiş. Konulara sığ ve yüzeysel bir şekilde yaklaşacağına hikayedeki imparatorluk hakkında, özellikle tarihi hakkında ya da ne bileyim teiguların ve bunların kullanıcıları hakkında daha fazla detaya girseymiş serinin çarpıcılığı daha yüksek olabilirdi diye düşünmeden edemiyor insan.
Sonuç:
Sadece “öldürmeye” yoğunlaşması insanın ağzında pekte hoş olmayan tat bırakıyor. Bunlara rağmen okurken gayet hoşuma giden bir seri oldu.
Zippy Ziggy (Manhwa)
Tür: Shounen, Komedi
Cilt Sayısı: 11
Animesi Var Mı: Yok
Devam Ediyor Mu: Hayır
Konusu:
Bir insan düşünün ki hem sevecen, dürüst, yardımsever, kahraman ve idol; hem de çakal, namussuz, beş para etmez, korkak ve tiksinç olabilsin! İşte bunların tümünü kendinde toplayan kahramanımız Shinji Kang, şöhret ve karizma için her türlü nahoş olaydan, mutlaka, maksimum kâr elde etmeyi başaran liseli öğrencidir. Hırsızlık olur, hırsız doğal sebeplerle, bir dolu talihsiz olay yaşar ve en son öylece bayılır. Olay yerinde rastgele geçmekte olan Shinji ise bu fırsatı kaçırmayacak ve hırsızı kendisi yakalamış gibi gösterip bunu kendi lehine dönüştürecek bir fırıldak bulacaktır. Çevresindeki herkesin bu ve benzeri şekildeki olaylarla idolü haline gelen Shinji’yi artık tedirgin edici günler beklemektedir, zira hem yeni kapı komşuları, hem de sınıf arkadaşı olan Sung-Hae başbelası onun bu korkak ve çirkin yüzünün farkına varmıştır. Bu farkındalık ilk başta Shinji’de Sung-Hae’yi ortadan kaldırma hesaplarına itse de, sonradan bu ezik planları hiçbir işe yaramayacak ve Sung-Hae’nin gözünden daha da bir düşecektir. Sung-Hae’nin kendi dünyasında yarattığı bu türbülansla baş etme yolları ararken, Shinji fark etmeden gönlünü artık Sung-Hae’ye kaptırıyor olacaktır. Artık bu ikilinin kaderi birleşmiş ve kendilerini bekleyen bir dolu komik macera vardır.
YORUM:
Shinji tam bir çakal milleti mütiş bir hamleyle kandırıyor ve ünlü oluyor. Asıl hikaye burada başlıyor. Manhwa dünyası Shinji kadar ballı bir karakter daha görmemiştir herhalde. Her defasında dört ayak üstüne düşüyor resmen çocuk. Manhwa da her karakter ayrı komik ve saçmaydı. Ama benim en sevdiğim Dukchil. Aşırı salak olsa da aşık olduğu zamanlardaki surat ifadeleri ve Ddukchil diye seslenildiğinde verdiği tepkiler fena kopartıyordu.
Çizimlerine gelirsek, mükemmel olmasa da komik yüz çizimleri okurken kahkaha atmama sebep oldu. Çizimlerin duruma göre değişmesi süperdi. Aynı karakterin bazen rahatsız edici bir şekilde kötü görünürken, bir sonraki karede de yanaklarını sıkacak kadar şirin olabilmesi harikaydı. Hikaye işlenişi güzeldi. Okurken acaba bir sonraki sayfada çakal Shinji ne yapacak merak ettim 🙂
Sonuç:
Bitmesine gerçekten üzüldüğüm bir seriydi. Her bölümünde illa gülmenizi sağlayan keyifsizseniz keyfinizi getiren bir seriydi.
