Kanzaki Nao, her zaman “safi dürüst kız” denilen ve lakabın tam manasıyla aşırı derecede dürüst olan bir kızdır. İnsanlara çok kolay güvenir ve sık sık başkaları tarafından kandırılır. Bir gün posta kutusunda bulduğu mektupta YOM Kurulu ( Açılımı Yalan Oyunu bilmemnesi, müdürlüğü olabilir) tarafından kendisine 100 milyon yen gönderileceği ve diğerlerini aldatma üzerine kurulu Liar Game‘e (Yalan Oyunu) katılacağı yazmaktadır. Nao dürüstlüğü yüzünden kolayca ilk turda parasını rakibe kaptırır ve dahi dolandırıcı Akiyama Shinichi‘den yardım ister.

Eğer zeki karakterlerden, akıl oyunlarından ve gizemden hoşlanıyorsanız kesin başlayın derim. Spoiler sayılmayacağını düşünüyorum çünkü zaten başlayan herkes rahatça tahmin edebilir ki oyun tek turda bitmiyor. Ve de her turda daha fazla beyin yakıcı olayın, dalavere, yalan ve kandırmanın sizi sardığını hissediyorsunuz. Ve bunların en ortasında da ne olursa olsun birlikten ve insanlar arası güven bağına inanmaktan vazgeçmeyen Kanzaki Nao. Güven demişken Akiyama‘nın aşağıdaki sözüne değinmeden geçemeyeceğim.

Manga çizimler açısından çok iyi sayılmaz ama sonuçta sürekli yeni yeni tiplemeler çıkartmanın da o kadar kolay bir iş olmadığını kabul etmek gerekiyor bu noktada. Belki de sayın mangaka daha fazla yüz çizme sıkıntısından kurtulmak için YOM Kurulu üyelerinin hepsine maske takma zorunluluğu getirmiştir.

Her şeye rağmen ortalama bir çizime sahip. Başa bir animeye benzetmem gerekseydi kesinlikle Death Note‘la çok benzediğini söylerdim. Hele de Akiyama bana pek çok sahnede gerek zekası gerekse de görünüşü açısından hem L‘i hem de Yagami‘yi aynı anda hatırlattı. Acaba diyorum bir yasak aşk durumu… öhöm…

 

 

Karakter çizimlerine her ne kadar ortalama desem bile aynısını ayakkabılar için söyleyemeyeceğim maalesef, o burunlar nedir öyle yarabbim, kabusuma giriyorlardı. Resmin bulamadım ama eğer okursanız ve dikkatle bakarsanız hak verirsiniz diye düşünüyorum. En sevdiğim yerlerse şu dehşete düşmüş yüz ifadeleri.

Tüm seri boyunca ecchi diyebileceğim çok sınırlı sahne var ve bunların hepsi de Fukunaga adlı abla/abimizin eseri. Evet, tahmin edebileceğiniz gibi o bir trap ve her nedense 3. cildin kapağı için çok ilginç bir resim seçmişler. Merak edenler 18. bölümün 4. sayfasına bakabilirler. Ben bir trapi böyle görmek zoruna mıyım kardeşim? Fukunaga demişken, kendisiyle yapılmış bir röportaj bulunuyor ve ağzının inanılmaz derecede bozuk olduğunu eklemek gerek. Sayesinde nasıl bir trap olabileceğimizi de öğreniyoruz.

Bana göre tüm oyun boyunca ortada inanılmaz derecede büyük miktarda paralar dönmesi oyunu en ilginç ve çekici kılan özelliği. En başta 100 milyon”cuk” yenle (yaklaşık 31.000 TL, eski parayla 31 milyar) başlıyor ve ileride 3 milyar yen gibi bir rakama (eski parayla yalaşık 90 trilyon TL) ulaşıyor. Yalan söylemek de neymiş ben o para için babamı bile satarım ulan. Ama maalesef olayın içinde zeki olma zorunluluğu da var tabi. Ve de her şeye rağmen tek amacı herkesin oyundan borçsuz bir şekilde ayrılması olan ve bu amaç için kendini büyük miktarlarda borca sokmaktan hiç çekinmeyen Nao… Başta gıcık geliyor insana ama nedense kızamıyorsunuz da… Ama yine de Akiyama olmasa bir halt beceremezdi o ayrı mesele.

Böyle muhteşem bir serinin neden anime olmadığı konusuna gelirsek, sadece benim fikrim ama ben bunun en temel sebebinin ecchi bulunmaması olduğunu düşünüyorum. Maalesef Japon arkadaşlarımız biraz abaza ve yeterince ecchi bulunmayan seriler yeterince okunma olmadığından dolayı anime olamıyor. Örnek olarak yeni sezon animelerinden olan Kakegurui de tıpkı Liar Game‘e benziyor ama izleyenler takdir edecektir ki ondaki ecchi dozajı oldukça yüksek. Burada amacım Kakegurui‘yi kötülemek değil ama ortada bir adaletsizlik olduğunu düşünmeden de edemiyorum açıkçası.

BİR NOT: Manganın 2014’te Güney Kore tarafından çekilmiş bir live action dizisi var, isteyenler izleyebilir. İzlemedim ama tiplerin pek orijinalleriyle uyuşmaması pek hoşuma gitmedi.

Diğer tanıtımlar için TANITIMLAR sekmesine tıklamayı unutmayınız.

Kategori:

Manga,

Son Güncelleme: 12 Ağustos 2021