Dr Stone Tanıtım ve İnceleme yazımızla herkese bir kez daha merhabalar,
Bu sıralar çok anime izledim yahu 🙂 Oldukça keyifli vakit geçirdim çünkü izlediğime pişman olduğum herhangi bir anime olmadı. 2019 yılı animeleri oldukça umut vadediyor gibi 🙂
Dr Stone
Tür : Shounen, Bilim – Kurgu, Macera
Yayın Tarihi : 2019
Bölüm Sayısı : 24
Konusu :
Beş yıllık platonik duygular taşıdıktan sonra, lise öğrencisi Taiju Ooki sonunda Yuzuriha Ogawa’ya olan aşkını itiraf etmeye karar verir ancak Taiju itirafına başladığında, kör edici yeşil bir ışık Dünya’yı vurur ve dünyadaki tüm insanları taşa çevirir.
Taiju tam 3700 yıl sonra uyanır ve kendisini bambaşka bir dünyada bulur. Onun yaşadığı medeniyetten geriye taşlaşmış insanlar dışında bir şey kalmamıştır. 3700 yıl boyunca unutmadığı aşkı Yuzuriha’yı aramaya başlar. Yuzuriha’nın taşlaşmış bedenini bulur bulmaz en yakın arkadaşı bilim dahisi Senku tarafından adresini gösteren küçük bir not bulur. Kas gücü Taijo ve beyin gücü Senku bir araya gelir ve kaybedilen bilim ve medeniyeti tekrar kurmaya karar verirler. Fakat kısa bir süre sonra Senku ve Taiju’nun medeniyet planları ideolojik karşıtları sebebiyle büyük engellerle karşılaşacaktır.
Editör Güzünden
Her zaman ki gibi incelemeye başladığım animenin en göze çarpan noktası ile başlamak istiyorum. Dr Stone için bu kesinlikle çok özgün senaryosu olur. Senaryoya bayıldım. Büyük bir felaket sonrası medeniyet açısından sıfırlanan dünyayı, bilimle tekrar eski haline hatta eski halinden çok daha iyi haline getirmeye çalışan bir kahramanla karşı karşıyayız. Küçüklüğünden beri bilim aşığı olan dehamız her bölümde değerli kimyevi bilgilerini sunarak medeniyet yolunda ilerlemeler kaydediyor. Ben izlerken çok eğlendim. Son zamanlarda izlediğim tüm shounen animelerden; karakterler olsun, senaryo olsun, akış olsun kendisini sıyıran ve farklı bir kulvara yerleşen bir anime oldu. Uzun zamandır bu kadar kendine özgü yapımlara hasrettik doğrusu 🙂
İzlerken beni araştırmaya iten ve bana yeni bilgiler katan yapımları severim. Dr Stone bunu oldukça keyifli hale getiren animelerden bir tanesi oldu. Animede bilmediğim bir çok bilimsel terim olmasına rağmen hiç sıkılmadım ve birçok yeni bilgi öğrendim. Wolfram ve Skarn deposu bunlardan sadece ikisi 🙂 Bilimsel verileri karşıdakini hiç sıkmadan aktarabilen bu denli başarılı bir yapımı övmeden geçmemek lazım.Genelde shounen animeler çocukları vurdulu kırdılı bir hayata özendirirken, bilimi eğlenceli hale getirmek bence oldukça havalı bir hareketti 🙂 Dolayısıyla buradan çizer olarak Boichi Sensei, yazar olarak da Inagaki Riichiro Sensei’ye teşekkürlerimi iletiyorum. Senaryo ve işleyiş açısından oldukça başarılı bir anime 🙂
Animenin animasyonu Demon Slayer’dan sonra biraz sönük kaldı haliyle 😀 Hemen öncesinde onu izlediğim için Demon Slayer’dan sonra bir tık daha alt seviyedeydi. Ama yinede çizimleri sevdim. Müzikler konusunda bence başarılı bir iş çıkarılmış. Özellikle Lillian karakterinin sesi çok etkileyici ve karakter için yapılan şarkılarda bir o kadar başarılıydı. Özellikle animenin finalinin tüylerinizi diken diken edeceğini söyleyeyim. Finali güzel olan anime sayısı azdır. Bize ikinci sezon için tatmin edici bir final yaptılar diye düşünüyorum.
Karakterleri zaten seveceksiniz. İtici bir karakter yok. Komedisi ise oldukça dozunda ayarlanmış.
Eleştiri Zamanı (Dikkat Spoiler İçerir!!)
Animenin havasına yakışmayan bir kaç mantık hatası vardı. Bunları sıralayacak olursak ;
- 3700 sene önce bilim adamı kafilesinin kurduğu köyün nüfusu nasıl bir avuç kadar kaldı?
- 3700 senede bu insanlar nasıl ilkel kabile olarak kaldılar? Hiç mi bilimde ilerlemediler? En çok ilerleyen Chrome karakterinin bile en büyük olayı mineral toplamak.
- 100 hikaye nasıl oldu da bozulmaya uğramadı?
- Dünyayı kötülüklerden arındırmak isteyen Tsukasa neden bir katil ve neden sadece kötü karakterleri uyandırmış gibi gözüküyor?
- Tsukasa sıradan bir dövüşçü olmasına rağmen neden çok zeki bir politikacı gibi gösterilmiş?
- Nitrik asit neden sadece bir mağarada var?
- Senku’nun babası tip olarak aynı olmasına rağmen neden öz değil?
Neyse bu kadar yeterli sanırım 😀 Sadece animein bilimsel havasına yakışmayan mantık hataları olmuş ve birazcık animenin karizmasını çizmiş 😀
İkinci anlamadığım nokta : Neden kadın karakter çizimleri ve erkek karakter çizimleri bu kadar farklıydı? Daha sonra takipçilerin yorumlarında Boichi Sensei’nin tarzının bu olduğunu öğrendim. Hoş bir detay diyemeyeceğim. Anime izlerken bende tuhaf hisler uyandırdı. “Kadınlara ne garezin var arkadaşım?” diyesim gelmedi desem yalan olur 😀
Daha fazla anime incelemesi için Buraya tıklayınız.