Azur Kral - Light Novel

Azur Kral – Bölüm 64 – Varoluşun Uzaysal Gelişimi #2

Azur Kral Kapak Foto

Azur Kral – Bölüm 64 – Varoluşun Uzaysal Gelişimi #2

Önceki bölümden…

Sıra ile bu aşamaları teker teker yaptı. Acı ile dolu belirsiz bir süre geçmişti. Tüm aşamalar bittiğinde 12 Yıldız Vücut Tekniği zirve aşamasına gelmiş ve vücudu Sonsuzluk Metali kadar sert ve dayanıklı hale gelmişti.

Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Beden tekniği de son aşamaya gelmişti. Ancak işlem hala devam ediyordu. Yeni kaynaklar elde ettikçe bu tekniği daha da ilerletebilirdi. Çünkü bu tekniğin temelinde tüketilen kaynakların tipleri de etkiliydi. Daha üst seviyeli bölgelere gittiğinde daha kaliteli kaynaklar ise bu teknik sayesinde bedenini daha da güçlendirebilirdi.

 

** 64 – Varoluşun Uzaysal Gelişimi #2

Tüm bedeni, tamamen ve en küçük parçasına kadar tavlanmış ve normal bir yeryüzü sınıfı bir kılıcın kesemeyeceği, yeryüzü sınıfı bir mızrağın delemeyeceği sertlikte bir bedene sahip olmuştu. İlk aşamayı ilk tekniği bu şekilde sona ermişti.

Bu teknikten sonra sırada Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Ki tekniği vardı. Bu teknik hiç acı vermeyen bir yöntemdi. Öncelikle Ki saflaştırılır ve yoğunlaştırılır. Yoğunlaşan ve saflaşan Ki, tekniklerin daha güçlü olmasını ve daha az Ki harcamasını sağlardı. Ancak bunu sağlamak için yine de inanılmaz derecede kaynak gerektirirdi. Ve yetişim hızı düşerdi.

Çünkü çekirdek tarafından özümsenecek olan Ki özümsenirken saflaştırılır ve yoğunlaştırılır. Bu yüzden normal şartlarda ırmaklar gibi akacak olan Ki 5, 10 damla haline gelirdi. Bu yüzden yetişim hızı yavaşlardı ama daha güçlü olurdun. Saf Ki ‘nin diğer faydası ile daha fazla ömürdü. Kaliteli Ki ile dolan beden elbette daha uzun yaşardı.

Deniz Parvana, ikinci teknik için gerekli kaynakları tükettikten sonra midesinde patlayan ve vücuduna yayılan Ki ile dışardan özümsediği Ki’yi direk çekirdeğine ya da bedenine değil, Ki damarlarına doldurdu ve onların içinde gezdirdi. İlk aşama saf Ki’ye dayanabilecek Ki damarlarıydı.

Vücudundaki bütün Ki’yi, Ki damarlarına odakladı ve Ki damarlarının o Ki’yi özümsemelerini ve güçlenmelerini sağladı. Ki damarlar gittikçe sağlamlaşırken çekirdeğinin etrafına Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Ki tekniğinde tarif edilen yöntem ile bir bariyer çekmeye başladı.

Bu çektiği bariyer tamamen Ki ‘den oluşuyordu. Bir tür filtre görevi görecek ve çekirdeğe akan Ki’yi saf ve yoğun hale getirecekti. Eğer kişi ateş Ki’si özümser ise ateş özelliği ile saf hale getirilir. Saf ateş Ki’si oluşturulur.

Deniz Parvana’nın çekirdeğinde 3 farklı element tipinde Ki saklayabiliyordu. Bu elde ettiği Elementlerin Ruhu tekniğinin Ki Dönüşümü işlemi sayesinde farklı elementleri özümseyebilir hale gelmişti. Özümsediği her türlü element Ki’si saf haliyle çekirdekteki yerini alacaktı.

Bir yandan Ki damarlarını beslerken diğer yandan çekirdeğinin etrafına saflaştırma ve yoğunlaştırma bariyerini çekiyordu. Bariyer tamamlandığında tılsım ve efsun kullanarak bariyerin üzerine saflaştırma ve yoğunlaştırma tılsım ve efsunlarını yazacaktı. Bu bilgilerin hepsini teknik söylüyordu. Ancak Deniz Parvana, ateş ejder tanrısı evrimi geçirdiğinden ejder dilini okuyabiliyor, yazabiliyor ve anlayabiliyordu. Bu yüzden tılsımlama ve efsunlamayı ejder tanrısının dilinde yazacaktı. Bu sayede tılsımlar ve efsunlar çok daha güçlü ve dayanıklı olacaktı.

Ne kadar zaman geçtiğini bilmediği bir süre geçmişti. Ki damalarını beslemiş ve çekirdeğindeki bariyeri tamamlamıştı. Sırada Ki geçitlerini açmak vardı. Vücudu Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Beden tekniğinde 3 kere arındırma yaşadığı için bu işlem çok daha kolay olacaktı. Tıbbi konularda bir aziz seviyesinde olduğundan dolayı tüm Ki geçitlerinin yerlerini biliyordu. Onları açması biraz zor ve risk taşısa da abisi üzerinde, abisinin bedenindeki tüm Ki geçitlerini açmaya denemişti. Kendi Ki geçitlerini açması başkasınınkini açmaktan çok daha zor olsa da bunu başaracağına emindi.

Meditasyon durumunda ellerini yukarı doğru açmış ve parmak uçlarından Ki iplikleri oluşturmuştu. Bu Ki ipliklerine su Ki’si ile oluşturduğundan onların uçlarını parmak şeklinde dondurmuştu. Bu buzdan parmaklar ile kendi Ki geçitlerine baskı yaparak onları teker teker açmaya başladı.

Her açtığı Ki geçidinden bir miktar siyaha yakın renkte kötü kokulu sıvı çıkıyordu. Bunlar geçitlerin temizlenmesinden dolayı çıkan pislikti. Vücudundaki tüm Ki geçitlerini başarı ile açtıktan sonra onları da kullanarak dışarıda toplanan Ki’yi özümsemeye başlamıştı. Yeni açılan Ki geçitleri ile emilimi 3 katına çıkmıştı.

Böylece ikinci teknikte de son aşamayı tamamlamıştı. Varoluşun Uzaysal Gelişimi:Beden ile Varoluşun Uzaysal Gelişimi:Ki teknikleri arasındaki bağlantı ve uyumu sağladıktan sonra diğer tekniğe sıra gelmişti. Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Zihin tekniği geliştirme sırasında üçüncü sıradaydı.

Bu teknik ile zihnini geliştirecek ve genişletecekti. Zihninin genişlemesi demek olduğundan daha zeki hale gelmek ve zihin gücü gerektiren teknikleri ve işlemleri daha rahat yapabilecek demekti.

Bu tekniğin son aşamasında zihin bölme vardı ancak bu daha ileride yapması gereken bir şeydi. Bu bilginin özellikle altı çizilmiş ve hemen denenmemesi gerektiği belirtilmişti. Bu yüzden bu aşamaya hiç bakmayacaktı.

Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Zihin tekniğinde yazılan yöntemleri uygulamaya başlayarak zihnini geliştirmeye ve genişletme başlamıştı. Gözleri önünde sürekli olarak bulmacalar, sorular ve derin anlamlar içeren görseller geliyordu. Bunları çözdükçe ve anlamlandırdıkça zihnin genişlediği ve geliştiğini hissediyordu. Ancak ilerledikçe bulmacalar ve sorular zorlaşıyor. Daha fazla zihin gücü kullanması gerekiyordu. Bu yüzden sürekli olarak zihinsel gücü yenileyecek kaynaklardan tüketiyordu.

Bu teknikte de sona geldiğinde biraz dinlenmek istedi ve tüm varlığını kontrol etmeye başladı. Çok güçlü bir fiziğe ve Ki’ye sahipti. Her ne kadar özümsediği tüm Ki’yi çekirdeğine yönlendirmeden kullanmış olsa da yetişimi ilerlemişti. Lord Diyarının Zirvesine kadar tırmanmıştı. Önündeki engeli aştığında gerçek bir kral olacaktı.

Her şeyini kontrol ettikten sonra gözlerini açtı. Etrafını tekrar temizledikten sonra kaynaklarını kontrol ettiğinde neredeyse bir şeyinin kalmadığını gördü. Ustasından bir klan kurabilecek kadar kaynak almıştı ve onların hepsini tüketmişti. Eğer bedeni normal bir insan gibi tıbbi atık tutuyor olsaydı yetişimi bir adım bile ilerleyemeyecek kadar pislenmiş olacaktı. Kaynakları tükettiğinde az olsa biriken tıbbi atıklar zaten dışarı atılmıştı.

Teni şu anda bir elmas gibi parıldıyor ve yedi renkte ışık saçıyordu. Saçları altın karganın alevleri gibi parlıyordu. Gözleri ise, azur renginde ışıldıyordu. Bu görüntüsü gören herkes onun bir tanrı olduğunu düşünürdü. Bu teknikleri geliştirmesinden sonra kendisinin bile fark etmediği bir değişim geçirmişti.

Evrim geçirdikten sonra çekirdeği değişim geçirmişti. Çekirdeği kristalize hale gelmiş ve konumu değişmişti. Değişen konumu ise tam olarak iki göğsünün ortasındaydı.

Fark etmediği değişim ise iki göğsünün tam orasında ortaya çıkan iki kızıl boynuz ve ortasında yer alan bir alev simgesiydi. Bu simge daha önce alnının ortasında çıkmış olan ejder tanrısı mirası simgesiydi.

Deniz Parvana, üçüncü teknikte de son aşamaya kadar gelmişti. Artık son tekniğe sıra gelmişti. Odaya girdiğinden beri ne kadar zaman geçtiğini bilemiyordu. Sadece sürenin sona ermemiş olmasını diliyordu.

Varoluşun Uzaysal Gelişimi: Ruh. Bu teknik ruhu daha güçlü hale getiriyor. Ruh ile ilgili yeterli anlayışa ve güce ulaşıldığında ruh bedenden çıkarılabilir. Ruhsal aleme geçiş yapabilir, diğer ruhlar ile konuşabilir hatta başka bir vücudu ele geçirebilir ya da reenkarnasyon döngüsünü oluşturabilirdi. Bu tekniğin ileri seviyesi olarak, kendi ruh sarayını inşa edebileceği yazıyordu.

Kalan tüm kaynaklarını da kullanarak bu tekniği de tamamladı.

YN: Buraları yazmak çok sıkıcı geldiği için atladım.

Tüm tekniklerde ulaşabileceği en yüksek seviyeye kadar ulaştıktan sonra kalan süresini ne kadar hesaplamaya çalışsa da bulamadı.

“Aaaah! Nasıl? Ne zamandır buradayım nasıl bileceğim ki?” dediği anda gözlerinin önünde bir süre belirdi. Beliren yazılarda kalan süre ise 2 yıl 3 ay dı. Yani Deniz Parvana odaya girdiğinden beri 9 aylık bir süre geçmişti.

“O kadar mı olmuş? Bana çok daha uzun gibi gelmişti. O zaman kalan sürede yetişim seviyeme odaklanayım. Belki bu sürede sınırı aşabilir ve Kral Diyarına geçebilirim. Gerçi şu anki savaş gücüm. Semavi Alem’in 1. Hayır 2. Katına eş değer durumda. Üstelik farklı elementlere sahibim. Karşımdaki kişi ışık ya da karanlık Ki kullanmıyorsa 3. Kattakiler ile baş edebilmeliyim.”

YN: Buradan çıktıktan sonra güzel şeyler olacak. 😊

 

 

********************************************************

Azur Kral – Bölüm 64 – Varoluşun Uzaysal Gelişimi #2

Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur. Bir kaç takipçimiz yorum atıyor sağ olsunlar. Yorum atmayan diğer arkadaşlar da umarım yorumlarını eksik etmezler. ^_^

Arkadaşlar, seri nasıl ilerliyor sizce? Hikaye anlatımı olsun, ana karakterin gelişmesi olsun vs. sizce nasıl? Yorumlarsanız sevinirim… Teşekkürler. ^_^

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************

About Mustafa BÜKÜLMEZ

Boş zamanlarımın tümü bilgisayar karşısında geçer. Bilgisayar oyunlarından en sevdiğim oyun World Of Warcraft’tır. Daha sonra sırası ile half-life, minecraft, moba oyunları ve prince of persia serisidir ek olarak hemen her oyunu oynarım. Animelerde en genel anlamda fantastik türü anime-manga severim.

Related Posts

Bir cevap yazın