Azur Kral - Light Novel

Azur Kral – Bölüm 49 – Şansta Gücün Bir Parçasıdır

Azur Kral Kapak Foto

Azur Kral – Bölüm 49 – Şansta Kişini Gücünün Bir Parçasıdır

Önceki Bölümden…

Buz Ankası bir çığlık attı ve önünde iki top parşömen belirdi.

“Bunları al. Bunlar Elementlerin Ruhu parşömeninin bendeki parçalarıdır. Ancak hangi parçaları olduğunu bilmiyorum. Bu tüm parçaları topladığında çözmen gereken bir bulmaca olacaktır. Sende ilk aşama tam olarak var. Bu, senin tüm parçaları topladığında bulmacayı çözmene yardımcı olacak.”

 

** 49 – Şansta Gücün Bir Parçasıdır

Deniz Parvana, boyutsal depolama yüzüğünün alanını genişlettiğinden dolayı miras alanından bir miktar daha Buz Ankası Öz Suyundan almış ve miras alanından çıkmıştı.

Bu seferki gelişinde Azur Krallık kalıntılarında çok fazla vakit harcamamıştı. Buraya gelmesinin üstünden daha bir hafta geçmişti. Ancak buradan hemen ayrılmak istemedi. Daha yaklaşık 6 aylık bir süresi vardı. Bu süreyi de burada yetişimine ayırarak geçirmek istiyordu.

Daha önce içeride su olmayan ve kendine özel bir alanı olan bir oda bulmuştu. Hatta o alandan Altın Güneş Yayını elde etmişti. O odaya geçerek boyutsal depolama alanındaki büyülü canavarların etlerini ve kanlarını tüketerek ve elindeki Yeryüzü Kutsal Yaşam El Kitabı’ndaki yetişimi destekleyen ilaçlardan üretecekti.

Bu ilaç kavramı genel bir kavramdı. İlaç tabiri içerisinde haplar, iksirler, tütsüler, paletler ve daha fazlası vardı. Bir insanın kullanabileceği her şey ilaç başlığı altında toplanıyordu.

Elinde bir krallığı bile kıskandıracak kadar çok malzeme vardı. Kutsal Ateş Kristalleri, Ateş Gülleri, çeşitli büyülü canavar cesetleri, Melek Parvana’nın dükkanındaki bütün malzemeler ve çeşitli noktalarda topladığı bitkiler ve özel kristaller. Tüm bunları kullanarak Kral Diyarına aşmayı en azından çok yakın bir noktaya geleceğini düşünüyordu.

**

5 aylık süre boyunca elindeki malzemelerin neredeyse hepsini kullanmıştı. Büyülü canavarların yenilemeyecek kısımları yani kürkleri, pulları, kemikleri, gözleri, zehir keseleri vs. her şey bir kenara istiflenmişti. Kutsal Ateş Kristallerinin yarısı duruyordu. Zaten kendinde olan ve yetişimciler arasında para olarak kullanılan Qi hapları duruyordu. Bunlar dışında kalan her şey tüketilmişti.

Bu kadar rahat olmasının sebebi zaten fazla tıbbı kalıntı tutmayan bedeninin ejder evrimi geçirdikten sonra tıbbi kalıntıların büyük kısmını bile Qi ‘ye dönüştürme yeteneği elde etmiş olmasıydı. Artık ilaç tüketirken tıbbı kalıntılardan korkmasına gerek kalmamıştı. Çünkü az da olsa biriktiği halde yüzyıllar boyu ilaç kullansa bile yetişimine bir etkisi olmayacak kadar az birikiyordu.

Bu kadar kaynak tüketmesine rağmen yetişimi düşündüğü kadar ilerlememişti. Lord Diyarının 2. Aşaması’ndan Lord Diyarının 6. Aşamasının girişine kadar yükselebilmişti. Yani 5. Aşamanın engelini kırıp 6. Aşamaya geçmiş ve orada kalmıştı.

Bir günlük süreyi de gelişimini stabil hale getirmek için harcadıktan sonra tam bir aylık süresi kalmıştı. Kendisini iyice kontrol etme şansı bulduğunda Clitus adasında ne kadar kaynak kullansa da ilerlemesinin büyük bir baskı altına girdiğini hissediyordu. Gerçekten de Kral Diyarı Clitus adası için sınırdı.

Simya ve tıp konusunda sürekli yaptığı ilaçlar sayesinde iyi bir ilerleme göstermiş Clitus adasında aziz olarak adlandırılabilecek seviyeye gelmişti ama bu konuda da daha fazla ilerlemeyeceğini fark etmişti. Çünkü buradaki bitkilerin hepsi düşük seviyeli bitkilerdi ve güçlü ilaçlar üretmesi mümkün değildi.

Daha güçlü bitkiler, canavarlar ve kristaller ile çalışması gerekiyordu. Nadir malzemeler ile 3. Seviye zorlukta ürünler üretebiliyordu. Ama bu 3. Seviye ürünler başlangıç ürünleri sayılabilirdi. Bunların dışında burada kendisine rakip olabilecek artık hiç kimse yoktu. Bu yüzden iyi bir dövüş yapamıyordu. Bu yüzden dövüş yetenekleri giderek körelmeye başlamıştı. Canavarlar ile dövüşmek, insanlarla dövüşmekten çok farklıydı. Aynı anda kendi seviyesinde 10 tane canavarla aynı anda dövüşebilirdi ama 3 insanla dövüşemeyebilirdi.

Sonuçta insanlar ve canavarlar arasında zekâ farkı vardı. Denk tutulamayacak olmaları gayet normaldi

“Burada artık yapacak bir şeyim kalmadı. Ustamın yanına gitmeden önce ailemle vedalaşıp sonrasında yeni yerler için yola çıkabilirim.”

Yeni yerlere gidecek olması bir yandan sevindirici iken diğer yandan üzücüydü. Daha annesi ile hiç vakit geçirememişken tekrar ayrılacaklardı ve ne zaman geri dönebileceğini de bilmiyordu.

Deniz Parvana, Azur Krallık kalıntılarından ayrıldıktan sonra girişini öncekilere göre çok daha sağlam bir şekilde mühürleyip ve hızla Mavi Krallık Sarayına gelmişti.

1 hafta kadar ailesi ile vakit geçirdikten sonra herkes ile vedalaşmış ve kutsal arenaya gelmişti. Ustasının ona verdiği ses iletim rozetini alıp geldiğini haber vermiş ve hemen ustası ile buluşmuştu.

“Clitus adasında 100 yıldır duyduklarımdan ve gördüklerimden çok daha hızlı bir şekilde geliştin. Şimdiden Lord Diyarının son evresine girebilmişsin. Seninle karşılaştığıma gerçekten çok mutluyum. Ek olarak sende sadece yetişim değişimi değil farklı birkaç değişim daha var. Neler yaşadığını ve elde ettiğini atlamadan anlatmanı istiyorum. Ona göre gideceğimiz yerde neyi ne zaman göstermen konusunda seni uyarmalıyım.

Oraya gittiğimizde bir anda göze batman kötü olacaktır. Adım adım ve düşük profil çizerek ilerlememiz lazım. Zamanı geldiğinde ise bütün hünerlerini sergilemen ve Çekirdek Kıdemlilerin birinin kişisel öğrencisi olmalısın. Ancak o zaman geleceğin hakkında endişelenmem gerekmeyerek buraya geri dönebileceğim.”

Deniz Parvana ve Alper Us birkaç gün boyunca sohbet ettiler ve Deniz Parvana hiçbir şeyi atlamadan her şeyi anlattı.

“Cennetler! Sen şans yıldızının en parlak zamanında doğmuşsun. Hatta o kadar ki şans yıldızının ışığı direk üzerine vurmuş.

Neyse bu iyi bir şey…

Şimdi Parlak Gökkuşağı Kıtası’na vardığımızda ve turnuvalara giriş yaptığında finallere kadar sadece ateş Qi’ni kullanmanı istiyorum. Ateş üzerine güçlü bir tekniğin yok ancak ateş ejder tanrısı evriminden dolayı ürettiğin en basit alevler bile orta seviyenin zirvesindeki yetenekleri bertaraf edebilir. Ayrıca ateş ejder tanrısından aldığın Antik Ejder Tanrısı’nın Hayat Ateşi tekniği turnuvayı kazanman için yeterli olacaktır. Bunlardan başka fiziki gücün, dövüş sanatların haricinde başka hiçbir şeyi kullanmamalısın.

Su ve Toprak Qi’si kullanman yasak. Altın Güneş Yayını kullanman yasak. Ejder dönüşümü yapman ve ejder güçlerini tam kapasite kullanman yasak. Sana şimdi benim eski kılıcımı vereceğim. Kullanmak için Ateş Qi ‘si gereklidir. Bu kılıca Ateş İfritinin Nefesi denir. Efsaneye göre cehennem ateşlerinde dövülmüş bir kılıçtır. Bu kılıcı Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda herkes bilir. O yüzden kullanmanda bir sorun yok.

Yeni yetişen gençleri bilmediğimden sana tavsiyeler veremeyeceğim. Ama aramızda bir işaret belirleyeceğiz. Ben sana bu işareti verdiğim anda verdiğim tüm yasaklar kalkacak.”

“Anladım usta. Şifremiz ne olacak?”

“Hmm. Bir düşünelim. Tamam buldum. Ben sana Kai diye bağırdığımda her şeyini kullanabilirsin. Ancak Altın Güneş Yayı yine de en son çaren olsun. O yay, 12 Güneş Derin Deniz Klanı için bile çok değerli bir hazine… Savaş sebebi olacak kadar değerli.”

“Anladım usta. Ama şu var ki benim olan bir şeyi benden alıp kullanamazlar. Çünkü elime geçen her şeye anında ruh bağımı koyuyorum ve bu bağ çok özel. Ben ölürsem bana bağlı olan her şey ölür.”

“Gideceğimiz yerde onu çözebilecek yöntemle bulabilirler. Biz işimizi garantiye alalım. Gitmeden önce hala 2 haftamız var. O yüzden kütüphaneye gir ve istediğin bütün teknikleri al. Seni güvendiğim birine emanet edene kadar bu teknikleri bizzat ben öğreteceğim.”

“Anladım usta. Önerebileceğin teknikler var mı?”

“Var ama önermeyeceğim. Sen gerçekten çok şanslısın. Benim tavsiye etmem, senin şansını kullanman yanında hiç değeri yok. Unutma şansta kişinin bir gücüdür. Nasıl zeki olmak bir avantaj ise şanslı olmakta bir avantajdır.”

“Çok teşekkürler usta. O halde ben vakit kaybetmeden kütüphaneye gideyim.”

“Tamamdır. Bir haftan var.”

********************************************************

Azur Kral – Bölüm 49 – Şansta Kişini Gücünün Bir Parçasıdır

Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur. Bir kaç takipçimiz yorum atıyor sağ olsunlar. Yorum atmayan diğer arkadaşlar da umarım yorumlarını eksik etmezler. ^_^

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************

About Mustafa BÜKÜLMEZ

Boş zamanlarımın tümü bilgisayar karşısında geçer. Bilgisayar oyunlarından en sevdiğim oyun World Of Warcraft’tır. Daha sonra sırası ile half-life, minecraft, moba oyunları ve prince of persia serisidir ek olarak hemen her oyunu oynarım. Animelerde en genel anlamda fantastik türü anime-manga severim.

Related Posts

Bir cevap yazın