Azur Kral - Light Novel

Azur Kral – Bölüm 39 – Ygdrassil’in Kökü

Azur Kral Kapak Foto

Azur Kral – Bölüm 39 – Ygdrassil’in Kökü

Önceki Bölümden…

Yaklaşık bir ay önce, Deniz Parvana Melek Kızıl iyileştirdiğinde onun Lord seviyesine yükselmesini sağlamıştı. O sırada bir lord olmadığı için hissedememişti. 1 hafta öncede Mavi Kral kısa süreli inzivasından Lord olarak çıkmıştı. Ve şimdi de Deniz Parvana bir Lord olmuştu.

Ancak hiç kimse bunun Deniz Parvana olduğunu tahmin edemezdi. Çünkü daha altı yedi ay kadar önce Gökyüzü Diyarındaydı. Bu kadar kısa sürede iki diyar yükselmek insanların öfkeden kan kusmasına neden olurdu.

 

** 39 – Ygdrassil’in Kökü

Bu bir ilkti. 11 yaşında çocuk sayılacak bir kişinin Lord Diyarına erişmiş olması ne görülmüş ne de duyulmuş bir durumdu. Binlerce yıldır görülmemiş bu durumu bilseler öldürmek için her yolu denerlerdi. Çünkü böyle bir kişiye sahip olan krallığın geleceği tahmin edilemezdi. Clitus adasında mutlak güç olmanın anahtarı olurdu.

Deniz Parvana, Lord Diyarına ulaştığında algı alanı bir anda 20 km’ye fırlamıştı. Kendisini merkez alan 20 km’lik bir alandaki her bir su zerresini rahatlıkla hissedebiliyordu. Buna ek olarak Lord Diyarından gelen genel algılama alanına sahipti.

Bir kişi yetişim yoluna gittiğinde aurasının kapladığı alan yani algılayabildiği alan genişlerdi. Bu gelişme Deniz Parvana’nın Kadim Buz Ankasının tekniğinin ilk aşamasını desteklemesinden dolayı bir anda bu kadar genişlemesini sağlayabilmişti.

Çıkış yolu ortaya çıktığında Deniz Parvana, son hızı ile sis ormanından ayrılmıştı. Bir Lord olduğundan bunu herkesin hissettiğini biliyordu ama bu onun Yeşil Krallık sınırları içerisindeki konumunu belli etmiyordu. Bu yüzden rahatça ve gözlerden uzak bir şekilde Ygdrassil’e yani Hayat Ağacına doğru ilerliyordu.

Yeşil Krallıkta’da, Kızıl Krallıkta olduğu gibi Hayat Ağacının etrafında özel koruma vardı. Surdaki askerlere ek olarak ağaçların dallarında da askerler vardı. Yani yüzeyden ya da havadan giriş yapamazdı. Tek çaresi yer altından girmesi olacaktı.

Eğer toprak Qi’sine sahip olsaydı bu işlem çok basit ve hızlı olurdu. Ancak sadece su ve ateş Qi’sine sahipti. Bu krallıkta da ateş Qi’si kullanmak ben buradayım diye bağırmakla eş değer olacağından tek çaresi su ve buz Qi’si kullanarak yer altından tünel kazarak ilerlemesiydi.

Vücuduna su Qi’si doldurup kendisini gizledikten sonra gizlice şehre girip gizlice sur etrafında bir tur attı. Hayat Ağacının devasa köklerinin nerelere kadar uzandığını tespit etmesi gerekiyordu. Hayat Ağacının etrafında birkaç tur attıktan sonra nereden yer altına gireceğini tespit etmişti. Tespit ettiği yerden buzdan kürekler yaparak kazmaya başlamıştı. Hem kendisi hem de kontrol ettiği onlarca buz küreği ile hızlı bir şekilde kazmaya başlamıştı.

Tespit ettiği yer ise surun dışına kadar taşan bir köke bulabildiği en yakın noktaydı. Ancak şehrin dışından kazması gerekeceği için köke olan uzaklığı yüzlerce kilometreyi buluyordu.

Deniz Parvana’nın ustası Alper Us ile Clitus adasından ayrılmasına 17 ay kalmıştı. Bu sürede Toprak, Işık ve Karanlık elementlerini elde etmek istiyordu. Clitus adasında hava elementini kullanan bir krallık olmadığından o elementi kazanması mümkün görünmüyordu.

Ateş Ejder Tanrısından, Elementlerin Ruhu tekniğinin eksik iki parçasını elde etmişti. Eksik olan ilk parçasında hava elementinin simgesi vardı. Bu eksik parça ile 4 ana elementin parçalarına sahipti. Son eksik parçasında ise Işık ve Karanlık elementleri vardı. Bu iki element tekniğe göre 4 ana element arasında yer alamazdı. Çünkü bunlar özel elementlerdi. Diğer 4 element üzerinde mutlak avantaja sahiplerdi. 4 ana elementin her biri, birinden güçlü diğerinden zayıftı. Örneğin ateş suya karşı koyamazdı. Hava toprağa karşı koyamazdı. Ancak ışık ve karanlık elementleri bu 4 ana elementten her zaman üstünlerdi. Kendi aralarında ise berabere kalırlardı. Çünkü birbirlerini silerlerdi. Karanlık, ışığın olmadığı yerde var olur. Işık varsa karanlık, karanlık varsa ışık yoktur. (Aynı güç seviyelerinde…)

Deniz Parvana, tüneli önünden kazıyor arkasından geri kapatıyordu. Su Qi’sine sahip olduğundan bulunduğu alanı su ile dolduruyordu. Buzdan kürekler su sayesinde yumuşayan toprağı daha kolay kazıyorlardı. Deniz Parvana’nın okyanusun çocuğu yeteneği olduğundan dolayı su içinde hava sorunu çekmiyordu.

Günlerce kazı yaptıktan sonra nihayet Hayat Ağacının köküne dokunabilmişti. Ancak bu daha yolu yarıladığını gösteriyordu. Kökü takip ederek gövde ile kökleri birleştiği noktaya kadar ilerlemesi gerekiyordu. O merkez noktasına vardığında ise Elementlerin Ruhu parşömenini açması, parşömenin yeterli Qi toplaması ve toprak elementi simgeyle yazıların ortaya çıkmasını beklemesi gerekiyordu.

Merkez noktaya kadar kazarak kökü takip etmek sorun değildi ama merkez noktaya nasıl gireceği konusunda ne kadar düşünse de bir fikir bulamamıştı. İki seçeneği vardı. Ya bu noktada bir şey yoktu ve oraya Hayat Ağacına zarar vererek girmesi gerekecekti ya da merkez nokta zaten bir dünya güçlü insan ile kaynıyordu. Belki de Yeşil Kral’ın konaklama yeri orasıydı. Her iki durumda kendisine büyük sıkıntılar çektirecek gibi görünüyordu.

Ancak bunu da yapması gerekiyordu. Ustası Alper Us’tan gidecekleri üst seviyedeki yetişimcilerin çok acımasız, kibirli ve böyle olmalarına neden olacak kadar güçlü olduklarını öğrenmişti. Clitus adasında bir lord mutlak gücü gösterirken Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda çok normal olan şeylerdi.

Parlak Gökkuşağı Kıtası’ndaki çöp sayılabilecek bir Lord Diyarı yetişimci bu adaya gelse bütün Lordları bertaraf edebilirdi. Bu farkı sağlayan şey ise kullandıkları tekniklerin farklarıydı. Clitus adasındaki en iyi tekniğe, Parlak Gökkuşağı Kıtası’nda çöp içinde çöp gözüyle bakılırdı. Deniz Parvana’da kendisinde yüksek seviye olarak sayılabilecek tek teknik Elementlerin Ruhu tekniğiydi. Bu teknik yüksek seviyeydi ancak hiçbir saldırı ve savunma içermiyordu. Bir İçsel Gelişim Tekniği idi.

Kadim Buz Ankası’nın Buz Çağı Tekniği’nin sadece ilk cildine sahip olmasından dolayı o teknikte de sınıfta kalıyordu. Çünkü hiç saldırı tekniği barındırmıyordu.

Kutsal arenadan ödül olarak aldığı Azur Ejderinin Nefesi tekniğini üstün körü incelemiş ve temelde elektrik element tipinde bir teknik olmasından ve elektrik elementi üzerinde anlayış kazanabilme umudu ile seçmişti.

Azur Krallıktan elde ettiği Deniz Kızı Figürü, Kadim Azur Kalkanı gibi teknikler Clitus adası için yüksek seviye sayılabilse bile tek aşamalı basit tekniklerdi. Gelişim vaad etmiyor sadece kişini elindeki kozları yükseltiyordu.

Geriye sadece Antik Ejder Tanrısı’nın Hayat Ateşi tekniği kalıyordu. Bu tekniği bir rakibe karşı test edemediğinden tam gücünü bilmiyordu. Kadim Buz Ankası’nın Buz Çağı tekniğinden daha düşük bir seviyede olduğunu da bizzat tekniği veren kişi yani Ateş Ejder Tanrısı söylemişti.

Bu tekniklerin dışında elindeki tek şey geçirdiği evrimi vardı. Geçirdiği bu evrimin kendisine neler getireceğini de bilmiyordu. Sonuçta Ateş Ejder Tanrısının ruhunu, bilincini kısacası her şeyini miras almıştı.

Elbette Deniz Parvana’nın birçok yeteneği vardı. Simya, tıp, tılsım, efsun, kılıç kalkan, çift kılıç, mızrak, yay, hançer, yakın dövüş gibi birçok alanda çok başarılıydı.

**

Deniz Parvana yaklaşık 3 günlük tünel kazma işleminden sonra takip ettiği kökün ana gövdeye bağlandığı noktaya gelmişti. O noktadan fark edilmemek için yavaş yavaş algıyı yayıp gövdenin içerisini kontrol etmeye başladı.

Kontrol etme işlemi bittiğinde Deniz Parvana’nın yüzüne mutlu bir gülümseme konmuştu. Çünkü düşündüğü iki seçenekte doğru değildi. Olabilecek en iyi olasılık karşılaştığı durumdu.

********************************************************************************

Evet! Artık geri döndüm ve seri tekrar yayına başladı. Haftada 4 bölüm olarak düşünüyorum şuan ancak her hafta 4 bölüm yazabilirsem… İşlerimdeki yoğunluk biraz azaldığından yapabilirsem haftada 4 bölüm atmaya çalışacağım.

08.09.2019, 09.08.2019, 10.08.2019 ve 11.08.2019 tarihlerinde ve saat tam 09:00’da birer bölüm atacağım.

Umarım seriyi okurken keyif alıyorsunuzdur. Bir kaç takipçimiz yorum atıyor sağolsunlar. Yorum atmayan diğer arkadaşlar da umarım yorumlarını eksik etmezler. ^_^

Bayram’a Özel 2. Bölüm Geldi! 😀 

Keyifli Okumalar…

Seri Sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

********************************************************************************

About Mustafa BÜKÜLMEZ

Boş zamanlarımın tümü bilgisayar karşısında geçer. Bilgisayar oyunlarından en sevdiğim oyun World Of Warcraft’tır. Daha sonra sırası ile half-life, minecraft, moba oyunları ve prince of persia serisidir ek olarak hemen her oyunu oynarım. Animelerde en genel anlamda fantastik türü anime-manga severim.

Related Posts

Bir cevap yazın