Bu yazımızın içeriğinde herkesin bir kere olsun görmüş olabileceği bir animeyi tanıtacak ve olabildiğince spoiler vermeden değerlendireceğiz; Naruto.
İlk olarak içerik ve olay örgüsünden bahsedelim. Naruto küçük bir çocuk olarak karşımıza çıkar. Ninja akademisinde eğitim görmektedir ve ailesi o henüz bebek iken vefat etmiştir. İnsanlar, içerisine mühürlenen yaratık nedeniyle Naruto’yu sevmemektedir ve ondan uzak durmaktadır. Çok yalnızdır ve dikkat çekmek isteyen her küçük çocuğun yaptığı gibi; yaramazlık yapar. İnsanların onu kabullenmemesine dayanamamaktadır. Akademide çok başarılı bir öğrenci olmaması bir yana, son derece azimli ve inatçı bir kişiliğe sahiptir. Bu küçük çocuğun amacı ise köyünün en güçlü ninjası olarak Hokage ünvanını almak ve kendisini köydeki herkesin kabul etmesini sağlamaktır.
Olay örgüsü bakımından olayların birbirine bağlanmasından ziyade ardı ardına gelişen birbirinden ayrı olayların içerisinde sürükleniyor; neticede ise karakterimizin adım adım ilerleyişinin- kazandıklarının karşılığında kaybettiği bir şey olduğu noktada bir araya geliyor. Bir Fairy Tail edasıyla yaşanan her şey tek bir noktaya bağlanmıyor da engeller ardı ardına karşılarına çıkıyor; sırasıyla aşılan engellerde seviye giderek daha da yükseliyor. Geçmişe çok dönen bir anime olması ve boş bölümler barındıran bir anime olması gerçeği de söz konusu. Yine de geçmişe döndüğümüz olaylarda Naruto’nun biraz daha küçüklüğüne indiğimiz zaman göz yaşları kendini esirgemiyor diyebiliriz; insanların inanması güç, nefret dolu tavırları ve küçük bir çocuğun yaşadıkları insanın yüreğini burkan tipten.
Yapı açısından ele alacak olursak insanların havalı olduğunu düşündüğü ninjaların dünyasında gelişen bir anime. Eski bir yapım olmasıyla birlikte aslında düşünülmüş güzel sahnelere sahip hoş bir anime olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki animelerdeki çeşitli ve ucu bucağı olmayan seçenekler sayesinde bir çok olay, kolay bir şekilde sonuca bağlanabiliyor. Örneğin karakterimiz sıkıştığında yeni bir tekniği olduğunu söylüyor bizde merak içerisinde izliyoruz ve içinden nasıl çıkılacağı belli olmayan durumdan gayet güzel bir şekilde çıkılıyor.
İşte Naruto o tarz bir anime değil 😀 . Naruto tekniği görüyor yahut kendisi tasarlıyor; onun üzerine uzun çalışmalar yapılıyor ve savaşta bize farklı kullanım şekilleri sunuluyor (ilk bölüm hariç). Seri, içerisinde bir çok ninja tekniğini barındırıyor ve tabi ki bizde büyük bir kısmını bilmiyoruz. Ancak burada önceden varlığını gördüğümüz tekniklerin farklı ve çok etkili şekillerde kullanımından bahsediyorum( Örneğin bir dönüşüm tekniğinin saldırı ve savunmada nasıl kullanılabileceğine dair farklı varyasyonlar görebiliyoruz. Zabuza savaşında saldırı, Naruto-Kiba savaşında savunma kullanımı ).
Peki bazı animelerde gelmek bilmeyen diğer animelerde ise tam tersi olup ardı arkası kesilmeyen etken için; yani power-up için ne söyleyebiliriz. Genel olarak; tehlikeyle henüz karşılaşılmamışken power-up arayışı içine giren karakterimizin power-up’ı alması ve kullanabileceği bir olayın da ardından geldiği bir seri (tersi olan 2 olayımız da mevcut); karakterin sürekli bir gelişim içerisinde olduğu bize gösteriliyor zaten. Peki büyük power-up lar almıyor mu? Aslında büyük sayılabilecek bir power-up aldığı söylenemez; fakat mantık çerçevesinde henüz bir çocuk olan Naruto’nun önündeki duvarları aşabilmek adına içinde bulunan güçten destek aldığı zamanlar olmak zorunda. Burada bu bile boş bir olay olarak gösterilmiyor ve Naruto’nun o gücü belirli bir seviyede kontrol edebilmesine ilgi çekiliyor. Bazı ‘Sıkışınca Kurama’dan alıyor çakrayı bitiyor olay’ diyenler elbette var ve animede söylenenin aksine biz kontrolünde bir zorluk göremediğimizden; bu mangakanın hatası bana kalırsa ( mangaka bu zorluğu devam serisinde gayet iyi ve net bir şekilde yüzümüze vursada henüz yalnızca Naruto’dan bahsediyoruz 🙂 )
Karakterlerimizin genel çizgisinden bahsedecek olursak bize bir rekabet havası hissettiriyorlar ve bu hava giderek de ağırlaşıyor. Karakterlerimiz ninjalardan beklendiği üzere (henüz çocuk olmalarına rağmen) son derece çalışmalarına sadıklar ve hemen hemen hepside en iyi olma arzularını bizlere kadar ulaştırabiliyorlar. Mangaka çeşitli insan tiplerini kullanarak bizlere olaylar karşısında birçok bakış açısı sunuyor ( karakterlerimiz arasında utangaç bir insan, hareketli bir insan, ortalamanın üzerinde zekaya sahip bir insan, sessiz bir insan, amacına ulaşmak adına her daim çabalayan bir insan kadroda mevcut ). Kısacası zengin bir karakter ve duygu havuzuna sahip.
Önemli olduğunu düşündüğüm noktalardan birisi ise karakterlerimizin içinin boş olmaması. Yani kimse damdan düşer gibi animede bir yer sahibi olmuyor. Çoğu karakterimizin geçmişleri seyirci ile buluşturuluyor (çoğunun fiiller niteliği taşıyabilecek bölümlere sığdırılması, biraz can sıkıcı da olsa).
Benim görüşüm; Naruto hoş ve izlemesi eğlenceli bir anime. Akıl dolu sahneleriyle bizleri heyecanlandırabiliyor ( özellikle bu tarz hareketler Naruto’dan geliyorsa insan bir afallıyor 😀 ). Seyir zevki yüksek ve çoğu insanın mutluluk içerisinde keyif alarak izleyebileceği bir anime olduğu görüşündeyim. Bazı şeylerin çok abartılarak anime içerisinde saçmalanmadığı (ciddi olaylardan bahsediyorum, güldürme pahasına dozajın biraz kaçtığı zamanlar olabiliyor); zaman zaman güldüren zaman zaman ağlatan oldukça başarılı bir yapım olduğu kanısındayım. Umarım izlemeyen arkadaşlarımız bu yazı vesilesiyle izlemeye başlarlar 🙂 .
