Anime Tanıtımları

Golden Time Tanıtım ve İnceleme!!

458a79169e36ff753cbd2de2ac7f623a

Merhaba arkadaşlar,

Bu sefer de size şahsen finalinden pek hoşlanmadığım ama tanıtılmaya değer diye düşündüğüm bu animeden bahsedeceğim 🙂 Keyifli okumalar

Yazar: Yuyuko Takemiya

Çizer: Umechazuke

Stüdyo: J.C.Staff

Tür: Romantizm, Komedi, Seinen

Bölüm Sayısı: 24

Yapım Yılı: 2013

MAL Puanı: 7.9 / 10

Tada Banri, üniversite için Tokyo’ya taşınmış, geçmişte bir kaza sonucu bir köprüden düşerek hafızasını yitirmiş bir gençtir. Üniversitedeki ilk gününde yolu bulmaya çalışırken kaybolur ve yolu bildiğini düşündüğü birilerinin peşine takılır ve bu şekilde Yanagisawa Mitsuo ile tanışır. Ancak Mitsuo’nun başa bela ve onunla evlenmeyi takıntı haline getirmiş, aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan bir kız arkadaşı vardır ve Mitsuo sırf ondan kurtulabilmek için tek başına Tokyo’ya okumaya gelmiştir. Bu kızın adı Kaga Kouko’dur ancak Mitsuo’nun onunla evlenmek gibi bir şeye zerre niyeti yoktur. Tada Banri bu şekilde eğlenceli bir üniversite hayatına başlamış olur.

Mitsuo’nun bakışı ♥ Ben

Hikayenin bana göre pek ahım şahım bir tarafı yok. İşlenişi açısından güzel, bölümler oldukça dolu dolu geçiyor. Her ne kadar desteklediğim ship tutmamış olsa da, diğerinin de gelişimi fena değildi. Zaten light novel temelli animenin yazarı aynı zamanda Toradora!’nın da yazarı. Ancak benim görüşüme göre Toradora! kadar iyi bir seri değildi.

Karakter tasarımları biri hariç güzeldi. O istisna da Kaga Kouko. Evet, ana kız karakter. İlk bölümden itibaren hoşlanmadığım, seri boyunca bir türlü kendini gözümdeki şımarık zengin kızı imajından kurtaramamış, “Mitsuo’yla evleneceğim” diye dolanırken gelip kendini Banri’ye yamayan kız. Tüm seri boyunca Banri x Linda destekledim, özellikle Banri kaybettiği hafızasını geri kazandıktan sonra bu daha da güçlendi. Ama bu… neyse ağzımı bozacağım şimdi. Bir açıdan haklı sayılabilir, çünkü Mitsuo zerre yüz vermiyor, kız ömrü boyunca onun peşinden koşsa sadece daha da tiksindirmekten başka bir şey eline geçmeyecek. Linda da eskiden Banri’nin sevdiği kız olsa da bugün başka birini seviyor, insan kalbine söz geçiremezsiniz. Ama yine de Linda’nın hisleri sönmemişken Banri’nin yaptığı şeyi hoş karşılamadım ben. En garip karşıladığım şeyse serinin seinen sınıfından sayılıyor olması, josei dense belki anlardım ama seinen… Ve şu Koko’nun tavırları seri boyunca yapmacık geldi bana, doğallıktan uzaktı.

Çizimler tipik shoujo tipi bana göre. Ancak göz büyüklüğü biraz abartılmış gibi. Saç tipleri de birbirinin hemen hemen kopyası gibi. Ama asıl sorun şu, erkek kıyafetlerinin berbatlığı. Çocukların üstüne şöyle düzgün oturan bir kıyafet görmek çok zor oldu gerçekten. Özellikle Mitsuo rezil olmuş. Kız kıyafetleri konusundaysa çizerin bayağı geniş bir fikir gardrobu var herhalde, Koko’nun aynı kıyafeti giydiği bölüm yok, hatta aynı bölüm içinde en az 2-3 farklı kıyafet giyiyor. Şimdi neden şımarık zengin dediğim anlayabiliyor musunuz?

Herhalde anlaşmış müziklerin hepsini Yui Horie’ye yaptırmışlar. Hani sadece açılış müzikleri falan olsa neyse, 2 opening 3 ending’in hepsi mi ayı kişiye yaptırılır yav? Haliyle hepsinin tarzı birbirinin aynı olmuş.

Romantizm miktarını anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Sırnaşık Kaga Koko, fazla duygulu aşırı centilmen Banri, sevmediklerine karşı duygusuz sevdiklerine karşı sevecen Mitsuo, her daim esprili Nijigen-kun (2-boyutlu-kun, 2D-kun), boyu kısa yüreği geniş Chinami, eski aşk yeni dost Linda bir araya gelince romantizm seviyesi hiç düşmüyor. Tabi bana göre arada fanservice de eksik kalmamış. Aklıma geldi de sinirimi en çok bozan şeylerden biri de Koko’ya Banri’nin ikide bir sevişeceklerini söyleyip bir türlü eyleme dökmemeleri oldu, bunun uğruna plaja gitmeye kalkıp varamayınca yağmurun altına mayoyla bile durdular ama bir türlü sonuca ulaşamadı. Animenin yarısından sonra bunu bekledim ya.

Komedi miktarı da aynı şekilde düşmüyor. Özellikle Mitsuo’yla Koko’nun ilk bölümlerde acayip esprili bir ilişkisi vardı. Özellikle gifteki kısmı izledikten sonra 1 ay kadar falan hareket üstüme yapıştı çıkmadı, alakalı alakasız yapıp duruyordum 😀 Bir de Banri’yle Mitsuo’nun erkek arkadaş rol vardı, bir de şu muhteşem “Pariiii” (Paris) deyişleri vardı, bir de… Derken saymakla bitmez güzel sahneler. En güzeli de işi sadece gülmekte bırakmayıp neredeyse ağlatacağı sahnelerin dahi var olması.

Derken bu yazının da sonuna geldik, açıkçası kendim için faydalı bir yazı oldu finalden sonra animeden nefret etmiştim tam manasıyla. İyi yönlerini kötü yönlerini hatırlamak güzel oldu, umarım siz de beğenmişsinizdir 🙂 Başka bir sefere görüşmek üzere sağlıcakla kalın 🙂

Bir cevap yazın